İbrahim aleyhisselam’a, “Allah seni hangi sebeple dost edindi?” diye sorulunca şöyle cevap vermiştir:
“Allah’ın emrini başkasının emrine tercih ettim; Allah’ın, tekeffül ettiği/üzerine aldığı rızık konusunda hiç düşünmedim (kafamı takmadım); sabah-akşam misafirsiz yemek yemedim.”
(Münebbihât’tan)
1. “Allah’ın emrini başkasının emrine tercih ettim”
Mü’min, bütün hayatında her konuda Hakkın rızasını, halkın rızasına, Hakkın hükmünü halkın hükmüne tercih eden bir konumdadır.
Hakkın rızasını ve hükmünü halkın rızasından ve hükmünden üstün kabul etmek, imanın temel şubelerine, uygulanması ise imanın kemal şubelerine aittir.
Hakkın rızasını halkın rızasına tercih eden, Hakkın yasak ettiklerini terk eder, Hakkın emrettiklerini yerine getirir.
Hakkın rızasını tercih eden, sevdiklerini sever, buğzettiğine buğzeder, cennete ve cenneti kazandıran amellere yönelir.
2. “Allah’ın, tekeffül ettiği/üzerine aldığı rızık konusunda hiç düşünmedim (kafamı takmadım)”
“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah’a ait olmasın.”
(Hûd sûresi 11/6.)
Hakkın bu rızık garantisine güvenen, elbette “rızkım ne olacak” diye endişelenmez.
Rızık konusunda bize gereken, esbaba sarılmak ama rızkı yaratanın Allah olduğunu bilip Allah’ın taksimatına razı olmaktır.
Bize gereken, rızkımızı helal yoldan aramaktır. Rızkımızı aramak Rabbimizin bize emridir:
“Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Şu halde yeryüzünün omuzlarında/üzerinde dolaşın ve Allah’ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O’nadır.”
(Mülk sûresi 67/15.)
3. “Sabah-akşam misafirsiz yemek yemedim.”
Misafire önem verip ikram etmek, Allah Teâlâ’nın övdüğü Ensar ahlakıdır. Allah, övdüklerini sever, sevdiklerine de ikram eder. Allah’ın mü’mine en büyük ikramı, hidayetini koruması ve hidayetinde kemale erdirmesidir.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ne güzel buyurmuştur:
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misâfirine ikram etsin.”
(Buhârî, Edeb, 85; Müslim, Îmân, 74-75; Ebû Dâvûd, Edeb, 123; Tirmizî, Kıyâmet, 50; İbn Mâce, Edeb, 4.)
Bir insanın evladına yapılan ikram, kendisine yapılan ikramdan daha çok hoşuna gider. Neden daha çok hoşuna gider. Çünkü kendi çocuğu ciğeridir. İnsanlar da sanki Allah’ın ciğeri gibidir. İnsanlara yapılan ikramlardan infaklardan dolayı Allah’ın hoşuna gider, Allah’ın o kişiyi sevmesine sebep olur.