Peki, Hz. Peygamber (sav) neden ümmiydi? Halbuki Mekke'de onun etrafındaki kişilerden okuma yazma bilenler bulunmaktaydı. Bunun sebebini alimler ilahi bir hikmete bağlarlar. O da; Rasûlullah (sav)'ın ümmi olmasına rağmen böyle son derece edebi bir kitabı getirmiş olduğunu ve bu kitabın mucizeliğine kanıt olmasıdır. Diğeri de; O'nun başka kaynakları okuyarak etkisinde kaldığı iddiasını çürütmekti.
Şüphesiz ki onun eğitip yetiştirdiği bu insanlar, onun vefatından sonra yeni bir düzen kuracak ve Hz. Peygamber (sav)'in esaslarını oluşturduğu sistemi yerleştirecek, tarihe yön vereceklerdir. Bu da onun ne kadar büyük bir muallim olduğunu göstermektedir.
Okuma Yazma Bilme Meselesi
İslam'dan önce Arapların okuma yazma bilmedikleri veya az bildikleri hep söylenmiştir. Fakat bu biraz meseleyi abartmak anlamına gelebilir. Kuzey Arapları kültür ve medeniyet açısından ilerlemişlerdi. Onlarda okuma ve yazma yaygındı. Ayrıca, kaynaklar Mekke'de okuma yazma bilen insanların sayısını 17'ye kadar çıkarmaktadırlar. Bu, muhtemelen tüm okuma yazma bilenlerin değil daha çok meşhur olanların isimleridir. Çünkü İslam geldikten sonra Hz. Peygamber (sav)'in kâtiplerinin sayısının 40'a kadar çıktığı bilinmektedir. Ayrıca Bedir Savaşında esir edilen Mekkeli Müşrikler, Medine de 10 kişiye okuma yazma öğretmeleri koşuluyla serbest bırakılmıştı. O dönemde Ensar'dan okuma yazma bilenlerin sayısı oldukça azdı. Zeyd b. Sabit de Ensar çocukları arasında okuma yazmayı bu esirlerden öğrendi. Bu durum da Mekkeliler arasında okuma yazmanın yaygın olduğunu göstermektedir. Hatta bu konuda Medinelileri aştıkları da anlaşılmaktadır. İslamla birlikte Medine'de okuma yazma yayıldı.
Yazı İle İlgili Bazı Kurallar
Hz. Peygamber (sav), yazıya önem verdiği gibi bunların belli bir kurallar çerçevesinde yazılmasını da sağlamıştır. Bu kurallar da şunlardır;
Yazıya besmele ile başlanması.
Mektuplara önce kendi adının, ardından muhatabın adının yazılması.
Mektubu yazan kâtibin ve şahitlerin isimlerinin en sona yazılması.
Mümkünse yazılış tarihlerinin de belirtilmesi.
Resmi mektupların sonlarına mühür basılması.
Mektubun bir nüshasının da merkezde saklanması. (Yani arşiv geleneğini başlatmıştır.)
Kâtibin kalemi kulağının üzerine koymasını da Hz. Peygamber (sav) buyurmuştur. "(Yazmaya ara verdiğinde) Kalemi kulağının üstüne koy. Çünkü bu, yazana daha iyi hatırlatır"[1]
İbrahim Halil ER/Hz. Muhemmed (s.a.v.)'in Eğitim Metodu
-----------------------
[1] Tirmizî