Etrafımızdaki eşyaların hareket halinde olduğunu biliyoruz. Bu hareketin bir kısmını görüyoruz, bir kısmını göremiyoruz. Mesela, atomun elektronu çekirdek etrafında süratle döner. Bunu gözümüzle görmemiz mümkün değildir, fakat ilmen biliyoruz. Öyleyse atomlardan meydana gelen taş, toprak, hava, su vesaire de hareketlidir. Zaten ekseriya suyu akarken, havayı eserken görüyoruz. Her gün güneş, ay ve yıldızların doğup battığını biliyoruz.
Yani gezegenler, yıldızlar ve bunları meydana getiren atomlar da hareketlidir. Zaten evrende sabit hiçbir şey yoktur. İşte “zaman” dediğimiz şey, atomlardan yıldızlara kadar var olan hareketin neticesidir. Zaman, cisimlerin, her türlü maddenin faaliyetinin birbirleriyle mukayesesinden doğmaktadır. Dünyanın kendi ekseni etrafında tam bir dönme müddetine “bir gün” diyoruz.
Kâinatta madde kaim olmakla beraber hareket dursa, zaman da durur. Tabii, evrende hareketin durması mümkün değildir. Maddedeki hareket ile birlikte zaman da kıyamete kadar akıp gidecektir. Maddeyi elbette yoktan var eden bir yaratıcı vardır. Hiçbir varlık, kendi kendisine yoktan vücut veremez. Hiçten yaratma gücüne sahip ezelî bir halk edici olmalıdır. En büyük galaksilerden en küçük zerrelere kadar herşeyde bir nizam, ölçü ve uyum vardır. Küçücük zerrelerde bile hareket son derece intizamlıdır.
Öyle ki atomlardaki hareket, matematik formüller ile ifade edilebiliyor. Ayın, dünyanın ve gezegenlerin hareketi son derece ölçülüdür. Gelişigüzel karışık hareketler görmek mümkün değildir. Bu muhteşem uçakların seyri, gelişigüzel değil; tüm hareketlerinin gelişi de, gidişi de güzeldir. O halde hiçbir tür harekette tesadüf yoktur. Her şeye ilimle, hikmetle hareket veren bir yüce kudret sahibi vardır.
Maddeyi yoktan kim yaratmış ise, en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün hareketi kim veriyorsa, zamanı da halk eden O’dur. Cisimlerin en küçüğü olan atomun parçalarını ve gezegenler, yıldızlar gibi koca kütleleri nizamla, hesapla döndüren Kaadir-i Mutlak, zaman dediğimiz azim nehri akıtıp götürmektedir.
Dünyanın kendi ekseni etrafında dönme süresi daima aynıdır. Bu süre, bizim zaman ölçümüzdür. Dünya kendi ekseni etrafında dönmesiyle bir günü, güneş etrafında belirli bir müddette dönmesiyle bir yılı meydana getirir. Ay ve diğer gezegenler de bozulmaz, dağılmaz koca birer saattirler. “Sana hilal şeklindeki aydan sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir. ” (2/Bakara, 189). “O, sabahı açandır. O, geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ayı (vakitlerin tayini için) birer hesap ölçüsü kılmıştır. İşte, bütün bunlar, aziz olan (ve her şeyi) çok iyi bilen Allah ’ın takdiridir. ” (6/En’âm, 96)