İcmâ-i Ümmet’in Korunması
İcma konularını bütün delilleri ile bilmek, bütün ümmete ilan etmek, icmayı üst kimlik kılmak, icmaya muhalif ictihadda bulunmamakladır.
İcma konuları az ama ağırlığı çok, ulviliği yüksektir. İcmayı korumak bu ağırlığı ve ulviliği korumakla olur. Zira insanlar fıtrat gereği en yüksek gerçekte birleşebilirler. İcmaı korumak, bu ağırlığı ve ulviliği korumak, müctehidleri bile bağlayan yüksek değeri korumak demektir.
İcmaı konuşup konu edinmemiz, ihtilaf konularını konu edinmeye de engel olur. Çünkü ihtilaf konularını konuşmak iftiraka/ayrılmaya ve birbirlerinden soğumaya sebep olabiliyor. Esasında ihtilaf konuları olgunlukla konu edinilirse farklı insanlara farklı çözümler sunulması sebebiyle kurtuluş sebebi olabilir, mezheplerin farklılıkları gibi... Zira âlimler müzakere ederler, cahiller münakaşa ederler.
Kıyas-ı Fukahâ’nın Korunması
İslam fıkhını anlayacak, asrımızın diline ve uygulamasına sunacak müctehid âlimler yetiştirmekle, asrın problemlerini çözecek derya genişliğinde ve derinliğinde olan bu hazineden istifade yoluna gitmek için âlimler kurulunu kurmakla, problemlere çözümler sunmakla ve hayatı İslam fıkhına göre dizayn etmekledir.
Kâbe’yi Korumak
İslâm’ın şeâirinden /alâmetlerinden olan Kâbe’yi korumak, Kâbe’yi sadece Arabistan’ın değil bütün Müslümanları temsil eden kurulun idaresine havale etmekle, Kur'ân-ı Kerîm’in gözlüğü ile bakılmasını sağlamak için Kâbe’yi bütün detayı ile anlatan bilgileri sunmakladır.
Kâbe, mü’minleri tevhidde birleştiren ilâhî simgedir. Kâbe’yi korumak, mü’minleri tevhidde korumak demektir.
Ezanı Korumak
Ezanın mesajı olan bütün mü’minleri Allah’a kulluğa daveti bütün ümmete kavratmakla, mesajına uygun iyi okuyana okutmakladır.
“Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli!”
Mehmed Akif Ersoy
Ezan, dinin temeli olan şehadetleri her gün beş defa ilan eden mesajdır. Bu mesajın hikmetini halka mal etmek gerekir ki ezana fiilen icabet etsin.
İbn-i Abbas (r.anhümâ) şöyle demiştir:
“Müezzinin sesini işittikten sonra bu sese icâbette bulunmayan kişi hayrı istememiştir. Kendisi için ise hayır istenecek değildir.”
Ebû Hureyre (r.a.) şöyle demiştir:
“Ademoğlunun kulağına eritilmiş kurşun ile doldurulması, ezanı işittikten sonra ona icâbet etmemesinden daha hayırlıdır.”
(Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn, II, 73, 74, Temel Neşriyat, İstanbul, 1985.)
Namazı Korumak
Dinin direği, Müslümanın Allah’a kulluk bilincinin alameti, imanın göstergesi, ibadetlerin en kapsamlısı, her rekâtında Kur'ân-ı Kerîm’in özeti olan Fâtiha’nın okunmasının vacip/farz olduğunu kavratan kitaplar yayınlamakla, o kitapların anlaşılmasını sağlayacak namaz sempozyumları, namaz çalıştayları gibi faaliyetlerde bulunmakladır.
Namazı anlamak, dini anlamaktır; namazı korumak dini korumaktır.