İhsan Hocamızın bu usul ve üslubuna katılmak mümkün değildir. Hakan Taha Alp bilinçli bir şekilde kafasının karışık olduğunu söyledi. Belki biraz açık olacak ama Deist olduğunu ima etti. (Fakat Deist olmadığını söylüyor.) Adam din düşmanı değil, dindarlara düşman değil, Allah'a düşman değil, ona göre Resulullah varsa ona da düşman değil... Kafam karışık dedi. Allah hakkındaki tasavvurlarım değişti dedi...
Onu tanıyanlar onunla oturur, konuşur, gezer, tozar, belki biraz zaman verir... Geri dönerse ne âlâ! Dönmezse de hesabını kendisi Allah'a verir...
Ama cellatlığa soyunmuş olanlar hazır kıta bekliyor. Birisi günah işlese de bir ayet yapıştırayım. Birisine vesvese gelse de kafasını kırayım... Zaten mürted hadisi uzun zamandır kıyıda köşede bekliyordu. Birisi mürted olsa da onu da kullansak diye bekleyenler vardı.
İhsan hocam kusura bakma ama üçüncü sınıf davetçi aklıyla nasihat etmişsin adama! Adam suçlu ama sana göre suçlu. Kendisine göre suçlu değil. Ona, kardeşim, seni yeniden aramızda görmek isteriz demek var, bir de bu şekilde bir üslup kullanmak var.
Peki, Hakan yarın öbür gün yine hakikati bulsa ona yaptığın bu davet üslubunu ne yapacaksın?
Şu teşdit dilini bırakalım artık. Firavun'a bile "kavli leyyin" yumuşak bir üslup kullanın, diyor rabbimiz. Firavun ki, en büyük tanrıyım demişti. Hakan ise tanrıyım falan demedi. Tanrı var ama diğerleri konusunda şüphelerim var, dedi.
Adamı döverek şüphelerini gidermeye çalışır gibi bir üslup işin doğrusu yakışmadı size...
Bir de ben demedimmicilerimiz var... Ben dememiş miydim? Ben demiştim zaten bu böyle olacak... Bunlar da fırsatçı hurafecilerimizdir. Bunların eline peygamber geçse haşa onu bile satarlar. Nalı Şerifi satarlar. Kamisi Şerifi satarlar. Mührü Şerifi satarlar. Saçı Şerifi satarlar... Bunlar bunları satarlar da tüm bunların sahibini satmazlar mı?
Rabbimiz ne diyor?
O, günahları bağışlayan, tövbeleri kabul eden, cezası büyük olan ve lutfü bol olan olandır.
Mümin Sûresi 3
Hazreti Ömer'e bir adamın içki içtiğiyle ilgili bir şikayet gelir. Hazreti Ömer yukarıda geçen ayeti yazarak içki içen bu adama gönderir. Adam bu ayeti sanki ilk defa görüyormuş gibi okur ve ağlayarak tövbe eder. Madem lutfü bol, bağışlaması bol, tövbeleri kabul eden bir Rabbim var, öyleyse günah işlemeye son vermeliyim diyerek güzel bir tövbe eder.
Hazreti Ömer, bu haberi duyunca sevinir ve şöyle der:
"Günah işleyen birini gördüğünüz zaman şeytanın kuklaları olmayın. Şeytanın yaptığı gibi onu ümitsizliğe düşürmeyin. Ona, onu affedecek olan Allah'ın lutfü kereminden bahsedin."
Hazreti Ömer'in bu sözlerine, nasihatlerine bugün ne kadar da muhtaç kalmışız!
Rabbim ele ayağa, özellikler birilerinin eline, ayağına ve diline düşürmesin! Rabbim bizlere sağlam bir inanç versin! Şüphelerimizi izale etsin!
Murat Padak