Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: "Ey Adem! Sana ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?"
Taha Sûresi 120
Günah kılıfsız işlenmez. Kimse durduk yere günaha bulaşmaz. Önce günahı masum gören ve gösteren biriyle tanışırsınız. Sonra o kişi nefsinizi harekete geçirecek şekilde günahı cazip teklif ve ödeme koşullarıyla önünüze atar.
Çevrenize bakın. Sizi günaha iten kişiyi bulun. Sizi faizli kredi ile ev almaya ikna edeni bulun. Size ne söylemişti: Sana ev sahibi olmanın yolunu göstereyim mi?
-Göster, ne olursun göster!
-Falan bankadan kredi çek. Yani falan bankanın ağacından ye.
Niye düştün tuzağa?
Çünkü içinde bu dünyada ebedi yaşama arzusu vardı. Hangi yolla düşürdü seni tuzağa? Sendeki bir isteği alevlendirdi...
Her Adem'in bir şeytanı vardır. Bunun görevi günaha şirinlik ve masumluk katmaktır. Hangi günahı güle oynaya işledin ki? Hepsinin bahanesi vardı değil mi?
Düğün bu! Cenaze gibi olmayacak ya!
İşte bu söz dansöz gibi oynamaya, namusunu kıskanmamaya itti değil mi?
Herkes bilet alıyor. Bana çıkarsa hem tövbe ederim hem bir cami yaparım!
İşte bu söz yüzünden her sene bilet alıyorsun. Bir türlü tutmadı. Tutsa bile şeytan sana o camiyi yaptırır mı sanıyorsun?
Herkesin evi var. Benim evim niye yok?
İşte bu bahane seni de dünyaya yirmi yıl kadar daha bağladı. Ya Rab canımı al ama şu yirmi yılda alma, der oldun değil mi? Canımı cuma günü al ama bu cuma alma der gibi!
Peki, niye şöyle demiyorsun? Herkesin huzuru yok, benimki var. Neden huzurumu bozayım ki?
Unutma, her günah önce süslü gösterilir, sonra işlenir. Unutma ki, günah; işlenmeden önce genç kız gibidir, işlendikten sonra kocakarı gibidir. Şeytanın görevi ise kocakarıyı gelinlik kız gibi göstermektir.
Sana ilk sigarayı uzatanı hatırla! Sonra da yıllardır yakıp attığın paralarını bir düşün! Belki seni buna düşüren kişi sigarayı bıraktı ama sen hâlâ bırakamadın!
Yoksa, sen mi başkasını günaha bulaştırdın?
Murat Padak