Bir kişi eğer gizli günah işliyorsa bunu devlet yetkililerine haber vermemek ve insanlara söylememek gerekir. Mesela bir kişi evde veya işte iken içki içiyorsa bunu devlet yetkililerine haber vermemek gerekir. Asıl olan, insanların günahını ve ayıplarını gizlemektir. Bu durum günahını gizli işleyenler için geçerlidir.
Buna - Allah daha iyi bilir - namaz da dahildir. Bir kişi namaz kılmıyor ama namaz kılmadığını da insanlardan gizliyorsa bu kişinin bu halinden haberdar olan kimsenin, bu günahı insanlara anlatmaması gerekir.
Büyük dahi olsa günah işleyen kişi, günahını gizlemelidir. Bunu kendisinin gizlemesi gerektiği gibi, onun bu halinden haberdar olan kişinin de gizlemesi gerekir.
Bir adam evde namaz kılmayan eşinin halini ifşa etmemeli. Bir kadın da evde namaz kılmayan veya sabah namazına kalkmayan eşinin bu halini başkalarına anlatmaması gerekir. Buna ev içinde kalan diğer günahlar da dahildir. Eşinin izlediği filmlerden haberdar olan kadın veya erkeğin, bu günahı ev dışına çıkarmaması gerekir. Buna iş ortamında, arkadaş ortamında, dost meclisinde gizlice işlenen günahlar da dahildir.
Bizim dinimiz ayıp ve kusurları araştırma ve yayma dini değildir. Yapması gereken şey onu uyarmak ve korkutmaktır. Ona vaaz ve nasihat etmektir. Öğüt ve nasihata uyarsa ne âlâ! Uymazsa onu yine de ifşa etmemelidir. Tabi burada işlenen günahın kamuya karşı işlenen bir suç olmaması gerekir. Uyuşturucu üreticisi, içki üreticisi, kumar oynatan, açıktan fuhuş yapan ve yaptıran kişiler ihbar edilmelidir. Ancak zina eden kişileri ihbar etmemek asıl olandır.
Sahabeden Ukbe bin Amir'in katibi Duhayn şöyle bir olay anlattı: Bizim içki içen bazı komşularımız vardı. Bunları uyardım ama yaptıklarından vaz geçmediler. Ben de gelip Ukbe bin Amir'e bunu anlattım. Dedim ki: "Bizim içki içen komşularımız var. Onları uyardım ama takmadılar. Ben de polislere haber vereceğim." Ukbe dedi ki: "Onları bırak." Başka bir gün yine Ukbe'nin yanına geldim ve dedim ki: "Bizim komşularımız içki içmeyi terk etmediler. Ben de polis çağıracağım." Ukbe dedi ki: "Tüh sana! Bırak onları! Zira ben Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediğini duydum:
مَنْ رَأَى عَوْرَةً فَسَتَرَهَا كَانَ كَمَنْ أَحْيَا مَوْءُودَةً ".
Her kim birinin bir ayıbını görse ve onu örtse diri diri toprağa gömülecek olan bir kız çocuğuna hayat bahşetmiş gibi (sevap kazanmış) olur.
Ebu Davud 4891-4892
Allah Teâlâ bizleri gizli açık günahın her türlüsünden korusun! Bizleri Müslümanların ayıp ve kusurlarını araştırmaktan uzak kılsın!
Murat Padak/Diyanet Eğitim Görevlisi