Haberin Kapısı

Konuştuklarımıza ve yazdıklarımıza dikkat edelim

İSLAM VE KÜLTÜR

İçerik size ait değilse bile onu paylaşmak, yine de sorumluluğu size yükler. Onu ilk üreten, büyük sorumluluk taşır, onu paylaşan da sorumluluk taşır. Sosyal medyada mensup olduğu siyasi parti lehine yalan olduğu bilinen şeyleri paylaşmak ya da muhalif parti aleyhine yalan olduğu bilinen şeyleri paylaşmak da arkası düşünülmeden söylenen bir söz değil midir?

Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kul bazen lafın nereye gittiğini düşünmeden bir söz söyler de o söz nedeniyle cehennemde doğu ile batı arasından daha derin bir yere düşer.”

Müslim 2988. Buhârî 6478. Tirmizî 2314. Muvatta 2819. Müsned 7215.

Söz, sorumluluktur. İnsanların yaptıkları da konuştukları da yazdıkları da amel defterine yazılıyor.

Buna günümüz sosyal medyası da dahildir. Bu mecrada paylaşılan yazılar da dinen sorumluluk taşır. Buna paylaşım da yorum da dahildir.

İçerik size ait değilse bile onu paylaşmak, yine de sorumluluğu size yükler. Onu ilk üreten, büyük sorumluluk taşır, onu paylaşan da sorumluluk taşır.

Bazen ağızdan çıkan söz, Yüce Allah'ın gazabına neden olur. Bazen arkası düşünülmeden söylenen söz yüzünden yuvalar dağılır, dostlar ayrılır, ülkeler parçalanır ve savaşlar çıkar...

Eğer paylaştıklarımızın devletin tüm kolluk kuvvetleri tarafından teker teker incelendiğinin bilincinde olsaydık, her şeyi paylaşır mıydık?

Peki, Allah'ın kolluk kuvvetleri olan meleklerin hiçbir şeyi gözden kaçırmadığının bilince miyiz?

Paylaştığımız her şeyi önce onlar okuyor ve bir kopyasını amel defterimize kayıt ediyorlar. Eğer güzel bir söz ise bu söz, Allah Teâlâ'ya iletiliyor ve Rahman'ın sevgisine mazhar oluruz. Eğer bu söz kötü ise yine Allah Teâlâ'ya iletiliyor ve bu sefer de onun gazabına duçar oluruz.

Kul bazen arkasını düşünmeden bir söz söyler...

Bu nasıl bir ifade? Bu nasıl bir anlatım?

İnsan ürküyor işte!

Yalancı şahitlik denilince neden aklımıza sadece mahkeme geliyor? İş yerinde de yalancı şahitlik olmuyor mu? Gördüğümüz bir şeyi görmedik demek, yalancı şahitlik demektir. Ya da iftira, arkası düşünülmeden söylenen bir söz değil midir? Yuvaları dağıtan dedikodular, çekiştirmeler de arkası düşünülmeden söylenen bir söz değil midir? Namuslu bir kimse hakkında ifk, iftira ve yalan haber uydurmak ya da paylaşmak da arkası düşünülmeden söylenen söz değil midir?

Sosyal medyada mensup olduğu siyasi parti lehine yalan olduğu bilinen şeyleri paylaşmak ya da muhalif parti aleyhine yalan olduğu bilinen şeyleri paylaşmak da arkası düşünülmeden söylenen bir söz değil midir?

Konuyla ilgili ayetler için bakınız:

  • وَكُلَّ اِنْسَانٍ اَلْزَمْنَاهُ طَٓائِرَهُ ف۪ي عُنُقِه۪ۜ وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ كِتَاباً يَلْقٰيهُ مَنْشُوراً 

    ١٣ ﴾ Her insanın sorumluluğunu omuzuna yükledik. Kıyamet gününde insana, açılmış vaziyette önüne konulacak olan bir kitap çıkaracağız.﴿

  • اِقْرَأْ كِتَابَكَۜ كَفٰى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَس۪يباًۜ 

    ١٤ ﴾ Oku şimdi kitabını! Bugün kendini yargılamak üzere kendi nefsin yeter! ﴿

           İsra 14 ve 34.

  • اِنَّا نَحْنُ نُحْـيِ الْمَوْتٰى وَنَكْتُبُ مَا قَدَّمُوا وَاٰثَارَهُمْۜ وَكُلَّ شَيْءٍ اَحْصَيْنَاهُ ف۪ٓي اِمَامٍ مُب۪ينٍ۟ 

           ١٢ ﴾ Şüphesiz ölüleri diriltecek olan biziz. Onların gelecek için yaptıkları her şeyi ve bıraktıkları her izi de yazıyoruz; aslında biz her şeyi apaçık bir ana kitaba ­kaydetmekteyiz.﴿

           Yasin 12.

  • لَوْلَٓا اِذْ سَمِعْتُمُوهُ ظَنَّ الْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بِاَنْفُسِهِمْ خَيْراًۙ وَقَالُوا هٰذَٓا اِفْكٌ مُب۪ينٌ 

           ١٢ ﴾ Bunu işittiğiniz zaman mümin erkekler ve kadınların birbiri hakkında hüsn-i zan beslemeleri ve “Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?﴿

  • اِذْ تَلَقَّوْنَهُ بِاَلْسِنَتِكُمْ وَتَقُولُونَ بِاَفْوَاهِكُمْ مَا لَيْسَ لَكُمْ بِه۪ عِلْمٌ وَتَحْسَبُونَهُ هَيِّناًۗ وَهُوَ عِنْدَ اللّٰهِ عَظ۪يمٌ 

           ١٥ ﴾ Çünkü siz, iftirayı dilden dile yayıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir şeyi ağızlarınızla söylüyorsunuz; bunu da önemsiz sanıyorsunuz; halbuki Allah katında o büyük bir şeydir.﴿

  • وَلَوْلَٓا اِذْ سَمِعْتُمُوهُ قُلْتُمْ مَا يَكُونُ لَـنَٓا اَنْ نَتَكَلَّمَ بِهٰذَاۗ سُبْحَانَكَ هٰذَا بُهْتَانٌ عَظ۪يمٌ 

           ١٦ ﴾ O kulağınıza geldiğinde “Bunu konuşmak bize yakışmaz, fesübhânal-lah, bu apaçık bir iftiradır” deseydiniz ya!﴿

           Nur Sûresi 12, 15 ve 16.

          Murat Padak

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.