Bu düzen, Kur'an'ın bir insan işi olmadığını göstermektedir.
Boşanma ile ilgili ayetlerin ortasında "Namazlara devam edin, özellikle de orta vakitteki namaza dikkat edin!" diye bir ara cümle/ayet vardır. (Bakara 238)
Boşanma ayetlerinin ortasında namaz ayetinin ne işi var?
Faiz ayetleri anlatılırken, faiz yiyenlerin şeytan tarafından çarpıldığı, faizin bereketsiz olduğu anlatılırken hemen sonraki ayet ise " iman edenler, salih amel işleyenler, namaz kılanlar, zekat verenler üzülmeyecektir" diye bir ayet gelir ve hemen sonra faizle ilgili diğer hükümler anlatılır. (Bakara 277)
Faiz konusunun tam ortasında namaz, zekat, salih amel, iman ayetlerinin ne işi var?
Eşkıyalık yapan, yol kesenlere verilecek ceza ile hırsızlık yapanlara verilecek ceza ayetleri anlatılırken tam ortada "ey iman edenler, Allah'tan korkun, Allah'a yakınlaştıracak amelleri arayın ve o cihat edin!" ayeti yer alır. (Maide 35)
Eşkıyalık, yol kesme ve hırsızlık yapana verilecek cezaların ortasında bu tavsiyelerin ne işi var?
Savaş ve savaş hukuku anlatılırken akabinde hemen İnfak ayetleri gelir. (Bakara 195)
İçki ve kumar hakkında ayet anlatılırken aynı ayetin devamı ise "sana neyi İnfak edeceğiz?" diye soru sordular. (Bakara 219) Aynı ayette içki, kumar ve İnfak olayı nasıl olur?
Fuhuş yapanlara verilecek ceza anlatılırken tevbe etmeye teşvik edilir. (Nisa 17)
Nur Sûresinde zina, zina iftirası, lian, asılsız haberleri yayma gibi ayetlerin hemen akabinde tevbe ve Allah'ın rahmetinden bahsedilir. (Nur 5, 20)
Tüm bu ayetler gösteriyor ki, Kur'an'ın bu düzeni hiçbir hukuk sistemine uymaz. Dünyadaki bütün beşeri kanunlar ayrı ayrı kitapçıklarda yer alır ve kanun maddeleri arasında tavsiye ve ahlaki uyarılar asla yer almaz. Örneğin hırsızlık ceza kanunu anlatılırken "sayın vatandaşlar trafik cezalarınızı ödeyin, akıllı olun, devletin adaletinden ümit kesmeyin vb." söylemler yer almaz.
Suç ve cezalar anlatılırken tavsiyeler yapan tek kitap Kur'andır.
Belki Kur'an'ın bu şekildeki anlatımının bir hikmeti de şu olabilir.
Ey boşanmak isteyen karı kocalar, karar davası tam açıklanmadan önce gidin bir namaz molası verin. Rabbinizle başbaşa kalın ve eşinizle boşanırken rabbinizi unutmayın.... Birbiriniz üzerinde hakkınız olduğunu hatırlayın. Birbirinize zulmetmeyin. Hakim sadece verdiğiniz ifadeye bakar. Ama Allah, kalbinizde geçenleri de bilir.
Ey faiz yiyenler, eğer sizler iman eden, salih amel işleyen, namaz kılan ve zekât veren kimselerseniz bu işi bırakın. Namazla faiz birlikte olmaz. Faizle zekât birlikte olmaz. İmanın olduğu yerde faiz olmaz, demek istiyor.
Ey hırsızlık ve eşkıyalık yapanlar, bırakın bu işleri. Bu işler sizi rabbinizden uzaklaştırıyor. Sizler, rabbinize yakınlaştıracak ameller arayın. İnsanların mal ve can güvenliğini tehdit edenler, Allah'tan uzaklaşır. Sizler vesileler arayın. Rabbinize yaklaştıracak vesileler, bahaneler arayın.
Diğer yerlerdeki ayetler de böyledir.
Rabbimiz, en iğrenç amelleri işleyenleri bile anlatırken rahmetten, merhametten, tevbeden, infaktan, hayır işlerinden söz ediyor. Bu da Rabbimizin ne kadar yüce olduğunu gösteriyor. Ayrıca Kur'an bir insanın yazdığı bir kitap olsaydı o, böyle yapmazdı. Ceza ayetlerini bir yere, namaz ayetlerini başka yere alırdı. O zaman da kanun kitapları gibi soğuk bir yüzü olurdu.
Halbuki Kur'an'da aynı sayfada faiz, namaz, tevbe, borç verme, salih amel, zekat, infak gibi onlarca ayrı konu var.
Rabbimizin şanı yüce ama biz onun kadrini bilemedik.
Murat PADAK
Şanlıurfa Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi