Haberin Kapısı

Mahmut Efendi Hakka Yürüdü... Ümmetin Başı Sağolsun!

İSLAM VE KÜLTÜR

Ülkemizin manevi rehberlerinden ve ilmiyle Müslümanların yolunu aydınlatan Nakşibendi Tarikatının İsmailağa Cemaati Şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu Hoca Efendi, tedavi gördüğü hastanede 93 yaşında Hakk’a yürüdü. Ömrünü İslam’a ve Müslümanlara adayarak ve bu yolda feda eden çok büyük bir değeri kaybettik

İlmiyle ve eserleriyle Müslümanların yolunu aydınlatan, ülkemizin manevi rehberlerinden olan büyük İslam alimi Mahmut Ustaosmanoğlu Hoca Efendi, ebediyete irtihal etti. Nakşibendi Tarikatının İsmailağa Cemaati şeyhi olan Allah dostlarından Mahmut Hoca, tedavi gördüğü hastanede 93 yaşında ruhunu Rahman’a teslim etti. 

Efendi Hazretlerinin aziz naaşı bugün öğle namazını müteakiben Fatih Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Edirnekapı Şehitliğinde ebediyete uğurlanacak. Efendi Hazretleri’nin yakınları ve öğrencileri ise okuyucularımıza özel açıklamada bulundu...

Şuurlu nesiller yetiştirdi

Yeğeni Bahattin Ustaosmanoğlu: “Ümmetin başı sağ olsun. Efendi Hazretlerimiz, İslam’a hizmet kervanının başı olması hasebiyle, ülkemize, milletimize ve İslam ümmetine büyük hizmetler vermiştir. 

1931 yılında Of’da dünyaya geldiler. ilk tahsilini babası Ali Efendiyle yaptı. Hafızlığını Of’ta ikmâl etti. Bir müddet Kayseri’de Arapça okudu. Tahsilini eniştesi Hacı Dursun Efendide tamamlayarak ondan icazet aldı.

Uzun süre çocuğu olmayan Fatma Hanım, çocuğu olması için Allah’a yalvarıyordu. Bir gece rüyasında, ayın koynuna indiğini ve bütün dünyayı aydınlattığını gördüler. Bu rüyanın üzerinden uzun zaman geçmeden Efendi Hazretleri dünyaya teşrif ettiler. Efendi Hazretleri (K.S.), çocukluğunda yakalandığı bir hastalık sebebiyle doktora götürülüyor. Doktor, Ben, bu çocukta acaib bir hal görüyorum. Bu çocuk, ya yaşamayacak veya yaşarsa çok büyük bir kimse olacak diyor.

Askerliğin ilk aşamasında Bandırmaya gidiyorlar. Birliğine teslim olmadan önce gittiği bir camide Kur’ân okurlarken, Ali Haydar Efendinin müridlerinden Hacı Emrullah Efendinin dikkatini çekiyorlar. Namazdan sonra tanışıyorlar…

Kendileri anlatıyor:

Halil Efendi isimli takva bir zat vardI. Buralarda şeyh yok mu diye sordum. Bana Ali Rıza el-Bezzaz Efendi Hazretlerinin kabrini gösterdi ve bu zatın halifesinin istanbul’da olduğunu söyledi. Ben de bu zatın kabrini ziyaret ettim. Bir fırsatını bulup İstanbul’a nasıl gideceğimi düşünüyordum.

Bir gün deniz kenarındaki Haydar çavuş Camisinde Cuma namazından sonra caminin bir köşesinde beyaz sarıklı, beyaz cübbeli nuranî bir zat gördüm. Camiden çıkınca, babası takva bir zat olan Fahri Hoca’ya camide gördüğüm zatı sordum. Fahri Hoca bana: -"işte o senin görmek istediğin Ali Haydar Efendi Hazretleridir” dedi. Yanına gittim ve görünmek istedim. O bana: -"Gece gel, görüşelim; zaman çok kötü, takipteyim" dedi. Akşam olunca Halil Efendi’nin evine gittim. Efendi Hazretleri hastalanmıştı, görüşemedim. Sabah olunca gittim, yine görüşemedim. Ancak ikindi vakti eskici Abdullah Efendi’nin evinde görüşebildim. Elini öptüm ve yanımdakilere okumuş olduğumu söylemeyin dedim. Gizlice benim hoca olduğumu ona söylediler. Sofralar kurulmuştu ve çok güzel yemekler vardı. Tam sofraya oturduğumuzda bana soru sormaya başladı. ilk sorduğu soruları cevapladım, ancak daha sonra zor sorular sormaya başladı. Yanındakilere dönüp siz yemeğinizi yiyin dedi. Sorduu sorular karşısında zorlanıyordum ve yemek de yiyemiyordum…

Ali Haydar Efendi Hazretleri inegöl’e kayınpederine gitti. Benim de askerliğim devam ediyordu. Efendi Babam: -"istanbul’a nasıl sevk olursun oğlum?" demişti. Nihayet sevk zamanım geldi ve benim ismim de okundu: -"Mahmut Ustaosmanoğlu, istanbul" dediler. çok sevinmiştim. Selimiye Kışlası, oradan da Gebze’ye yolladılar. Efendi Baba ziyaretlerime geliyordu. Efendi Babama çok uzak olmuştum. Sevkimi istedim. Yüzbaşıdan beni yollamasını rica ettim. O da bana: -"Lâzımsın" dedi. Bunun üzerine ben de size oradan da dua ederim dedim. Bunun üzerine beni Sirkeci’ye yolladılar. Efendi Babama çok sık gidebiliyordum, çok ilmî sohbetleri vardı.. Askerliğim bittikten sonra bir kilo üzüm alıp kendisini ziyarete gittim. Bana: -"Oğlum seninle ilk görüşmemden üç gün sonra, ikinci görüşmemde vefat eden şeyhim zuhur etmişti ve senin elini tutup benim elime verip: Bunu al, bizimdir demiştir. Oğlum seni bana kim verdi; 50, 60 mandayı birbirine bağlasalar Mahmudumdan ayırmak isteseler beni, senden ayıramazlar." derdi. Beni babamdan istediğinde, -"Mahmudumu bana verdin mi?" dediğinde babam: -"Parası benim kendisi senin!" demesine çok gülmüştü. Ve kendisine sorulduğunda: -"Bir sahib çıkacak, henüz tomurcuk halindedir" demiş. Ali Haydar Efendi Hazretleri, ismailaağaya imam olacaksın diyor… ismailağa Camii, deprem nedeniyle harabe halinde idi. 80 senedir virane olan camiyi kalaycılar mesken tutmuştu. O sırada, Efendi babanın büyük oğlu şerif Efendi’nin rüyasında ismailağa kabristanından bir kol çıktığını ve ismailağa Camiini göstererek: -"Ne durursunuz, bu camiyi neden tamir etmezsiniz." denildiğini görüyor. Kısa sürede cami eski haline getirilir ve Efendi Hazretleri (K.S.) orada irşad vazifesini sürdürmeye başlar… 

Şuurlu nesiller yetiştirdi

Yeğeni Bahattin Ustaosmanoğlu:

-“Ümmetin başı sağ olsun. Efendi Hazretlerimiz, İslam’a hizmet kervanının başı olması hasebiyle, ülkemize, milletimize ve İslam ümmetine büyük hizmetler vermiştir. Bu hizmetlerin en önemlilerinden biri her mahalleye birer erkek ve kız Kur’an kursu idealiyle yola çıkmasıydı. Bunda da muvaffak oldu. Elhamdülillah, bu sayede tertemiz bir nesil meydana geldi. Bu netice, Efendi Hazretlerinin samimiyetinden meydana geldi. İnsanlar Efendi Hazretlerini sevdiler, o da onları bağrına bastı. İnşallah onun başlattığı hizmetler kaldığı yerden, sekteye uğramadan devam edecek. Ümmete hizmet etmek, insanlığı Şeriat-ı Ravzayı Muhammediye kavuşturmak için bizler tebliğe devam edeceğiz. Bugün gençlik içerisinde birçok dinsiz, ahlaksız akımlar var. Fakat buna rağmen önemli bir kesim de mahallesinde, evinde, hanesinde İslam’ı yaşayan, dini yaşayan, ve insanlara bunu tavsiye eden gençler var. Efendi hazretlerimiz bu hedefini büyük tutmuş ve netice itibariyle ülkemizde şuurlu gençlerin yetişmesi için katkıda bulunmuştur. Kendisine bu hizmetlerinden dolayı teşekkür ederiz. Biz razıyız, Rabbim de razı olsun. Habibine mahbubu ulaştırdığı için sevinçliyiz. Ama aramızdan bedeni ayrıldığı için de üzüntü içerisindeyiz.”

Cenazede sükunet çağrısı

Yeğeni Ali Rıza Ustaosmanoğlu:

-“Hocamız hayatının 80 senesini İslam’a ve Müslümanlara adadı ve bu yolda feda etti. Çok büyük bir değeri kaybettik. Büyük bir önderdir, büyük bir liderdir, hepimiz için bir kayıp. Tabiri caizse yetim kaldık. Artık İslam’ın bir neferi, İslam’ın bir önderi, bir lideri maalesef kayboldu. Allah başımıza aynılarını inşallah layık görür, verir. Bu şekilde İslam’ın nuru da sönmez diye Allah’a hamdedeceğiz, şükredeceğiz, dua edeceğiz. Cenaze namazının çok kalabalık olmasını bekliyoruz. Herkes çok üzüntülü, sıkıntılı. Sevenlerinden tek ricamız, cenazeye katılacaklar taşkınlıklardan, provokasyonlardan uzak durmalı.”

Vazife tamam, emaneti teslim etti

Rabıta Vakfı Başkan Murat Perçin Hocaefendi:

-“Efendi Hazretlerimiz, Ehl-i Sünnet’in üzerine beton döküldüğü bir dönemde o betonu tırnaklarıyla kazıyarak Ehl-i Sünnet bilincini tekrar ortaya çıkarmıştır. Belki ciltler dolusu kitap yazmadı ama sayısını bilemediğimiz kadar hocalar ve talebeler yetiştirdi. Peygamber Efendimize bağlılığı o derece büyüktü ki ilk kez karşılaştığı insanlara ‘oku’ emrini ileterek Resulullah’ın yoluna davet ederdi. Sonra da okuyan şahıslara, alim olan o insanlara dönüp, eğer Resulullah’ın 3 sünnetini terk ederseniz siz de beni terk edin derdi. Dünya cihan böyle bir zatı kaybetmiş oldu. Peygamber Efendimizin son zamanlarında insanlar fert fert değil de grup grup İslam’a giriyorlardı. Buradan da Peygamberimizin vazifesinin dolduğu anlaşılıyordu. Son haftalara baktığımızda bir tarafta 300 hafız icazet aldı, diğer tarafta 200 hafız icazet aldı. 50 hafız bir tarafta, 100 hafız bir tarafta. Efendi Hazretlerinin çeşmesinden içen gençlerin oluk oluk, grup grup hafız olması, vazifesini tamamladığının göstergesiydi. Dolayısıyla İslam’ın yaşanması için mücadele etmiş, binlerce talebe yetiştirmiş, vazifesini tamamlamıştı. Rabbim onun açtığı yoldan yürümeyi, o yola en güzel şekilde sahip çıkmayı bizlere nasip etsin.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.