Haberin Kapısı

Merdiven Altı Bir Din Yaşıyoruz

İSLAM VE KÜLTÜR

Din sahipsiz... Haklar alınmıyor. Şu laiklik bile hakkıyla uygulansaydı hiçbir Müslümanın burnu kanamazdı. Hiçbir Müslüman kız üniversitelerden atılmazdı. Kanundaki boşluklar Müslümanlara karşı suç işleyenleri suçlu görmüyor.

Kaçakçılar gibi. Suçlular gibi... Hastanelerde neredeyse en ölü, en işlevsiz odaları mescit yapmışız. İmam Hatip Liseleri hariç diğer liselerde (istisnalar hariç) mescit olarak ayrılan hiçbir oda yok. Üniversitelerde camiler yeni yeni inşa ediliyor. O da en ırak yerde. Issız yerde... Bir kadın baştan aşağı tesettüre bürünse kamuda yürüme güvenliği yok. Ona yapılan saldırı kadınlara taciz olarak yer almıyor. En fazla örtüye saldırı olarak geçiyor. O da suçlunun ifadesiyle dava sona eriyor. Ama mini etekli bir kadına saldırı olunca başta feministler olmak üzere siyaset de dahil tüm ülke çalkalanıyor. İslam’a, İslami değerlere, Kur’ân’a, camiye açıkça hakaret ve küfür edildiği zaman siyasetten ses çıkmıyor. Ama heykellere saldırı olunca tüm ülke çalkalanıyor. Sapık şeyh konusu gündemde. Ama sapık doktor gündemde değil, sapık öğretmen gündemde değil, sapık asker gündemde değil, sapık avukat gündemde değil, sapık siyasetçi gündemde değil.

Sahillerde Müslümanlara uygun yüzme yerleri yok. Sadece kadınlara mahsus bir yer yok. İslam’ı yaşayan kimselere uygun eğlence yerleri yok. Denize küçük iç çamaşırı ile girmek serbest ama tesettür kıyafeti ile girmek yasak. Okullarda artist sakalı bırakmak yadırganmıyor ama hoca tipi sakal bırakmak yadırganıyor ve engeller çıkıyor.

Kişisel hakkını sol elini kaldırarak istersen tüm kapılar açık. Sağ elini kaldırarak istersen, sağ elini kırarlar. Devlet içinde devlet bitmemiş. Kanundaki boşluklar Müslümanlara karşı suç işleyenleri suçlu görmüyor.

Bir şehirdeki belediyede başörtülü çalışmak serbest iken, başka bir belediyede yasak oluyor. Bir hastanede serbest iken, başka hastanede serbest olmuyor. Şahısların keyfine bırakılmış kanunlar var ve şahıslar da Müslümanların aleyhine kanunu işliyor.

İmam hatip okullarına (dini okul) hakaret edenlere seksen bir ilden dava açılmalıydı. Mitinglerde bu ülkenin en büyük dini olan İslam ile alay edilince tüm kolluk kuvvetleri müdahale etmeliydi. Başörtülü bir öğretmene hakaret eden kişiyi tüm kadın kuruluşlarının tepki göstermesi gerekirdi. Bir Müslüman sokakta Müslüman kıyafetiyle rahatça yürüyebilmeliydi. Parkta namazını rahatça ve kimseden çekinmeden kılabilmeliydi.

Parkta oturuyoruz. Sevgililer sevişiyor. Kimsenin ses etme hakkı yok. Ama birisi cemaatle namaz kılacak olsa park yetkilileri dahil uyarılar gelir. 90 bin cami varken buraya da mı göz diktiniz? Hemen konu gündeme gelir ve Müslüman rahatsızlık veren değildir vaazları televizyonlardan verilir...

Liselerde genç kızlar örtünmek isteyince engellenebiliyor. Ama açılıp saçılınca engellenmiyor ve engelleyen kişi görevden ihraç ediliyor. Ama aynı kız örtünmek istese ve engel görse, engelleyen kişi ihraç yemiyor.

Din sahipsiz... Haklar alınmıyor. Şu laiklik hakkıyla uygulansaydı hiçbir Müslümanın burnu kanamazdı. Hiçbir Müslüman kız üniversitelerden atılmazdı.

Laik bir ülke olduğumuza da inanmıyorum. Cuma namazı kılıp Kemalizm’den ödün vermeyeceğiz diye yemin ediyoruz. Ramazan orucu tutup bu ülkeye şeriatın girmesine izin vermeyeceğiz diye yeminler ediyoruz. İyi-güzel hocalar birer birer harcandı. Kamuoyu onları hain olarak gördü.

Allah katında bir Müslümanın değeri tüm dünyadan daha hayırlıdır. Buna tüm oylar da dahil olmalıydı.

Din merdiven altında. Karanlık bir köşede. Havasız, rutubetli bir ortamda öğreniliyor. Sonra hasta Müslüman tipiyle ortada dolaşıyoruz. Tabi hasta olur. Din, kanunla güvence altına alınmalıdır. Şahısların keyfine bırakılmamalıdır.

Murat Padak

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.