Mescid-i Aksa’ya Doğru Namaz
Efendimiz, Medine-i Münevvere’ye hicret ettikten sonra 16 ay kadar Mescidi Aksa’ya doğru namaz kılmıştır. Bu durumda Efendimizin ilk mihrabı, mescidin kuzey kısmında idi. Sırtınızı Hz. Aişe direğine vererek kuzeye doğru yürüdüğünüzde 5. direğe ulaştığınızda, Bâb-ı Cibril sağ tarafınızda kalacaktır. Takriben Bâb-ı Cibrilin buradan hizasına gelen yer Efendimizin ilk mihrabı idi.
Mihrab-ı Nebi
Efendimizin mihrabı şimdiki gibi içi mukavvas dışa doğru çukur (bombeli) değildi. O zaman önüne aldığı bir hurma kütüğüne karşı namaza duruyordu. Hu- lefe-i Raşidin zamanında da içi boş mihrablar henüz bilinmiyor
du. O tip mihrab ilk olarak Ömer b. Abdülaziz zamanında 91 H. yılında ihdas olundu.
Şu anda Rasûlullah’ın mihrabı diye bilinen mihrab, tam olarak efendimizin durduğu yerde değildir. Oraya yakın bir noktadadır. Bu mihrabı Sultan Kayıt- bay 888 H. Yılında yaptırmıştır. Arkasındaki sülüsle yazılmış yazı bu yapıtla ilgili malumatı bize vermektedir. Suud hükümeti de bu mihrabı 1404 H. yılında elden geçirerek tamir etmiş ve bu tamirin de tarihini mihrabın arkasındaki eski levhaya birkaç satır ilave ederek düşülmüştür.
Mihrab-ı Nebi mevzuunda şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Yeryüzünde en doğru mihrab Mihrab-ı Nebi dir. Çünkü efendimizden şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: “Ben, Mescidimin kıblesini bana Kâbe gösterilerek belirledim” buyurmuştur.
Hz. Osman Mihrabı
Bu mihrabda, Hz Osman (r.a.)’ın kendi zamanında Mescid-i Nebevî’yi genişlettikten sonra namaz kıldırdığı yerdir. Namaz krldırdığı yerin üzerine Hz. Ömer’e yapıldığı gibi ken- disinede bir suikast yapılır düşüncesiyle biriketten bir mahfil yaptırmıştı. Genellikle bu mahfilde namaz kıldırırdı.
91 H. yılında Ömer b. Abdülaziz Mescid-i Nebevî yi genişletirken bu mihrabı ilk defa dışa bombeli olarak inşa ettirmiştir. Bu mihrab Hz. Osman’ın yaptığı mihrab olmasından dolayı “Osman Mihrabı” diye meşhur olmuştur.
Teheccüd Mihrabı
Teheccüd mihrabı Efendimizin gece namazlarını kıldığı yerdir. İnsanlar Efendimizden ayrılıp gittiklerinde, oraya bir hasır atıp namaz kıldığım rivayet ediyorlar. Hz. Ali (r.a.) de orada gece namazlarını kılmaya devam etmiştir.
Efendimiz zamanında, sahabiler efendimizi orada namaz kılar görünce aynı yerde namaz kılmaya başladılar. Çoğaldıklarını gören Efendimiz artık hasırı oraya sermemeye başladı. Hasırı içeriye aldığını gören sahabe ertesi gün Efendimize sordular. “Ya Rasûlullah senin gece namaz kıldığım görünce bizde kılıyorduk neden hasırı içeri aldın.” Efendimiz de onlara “-böyle devam ederseniz gece namazı üzerinize farz kılınır. Sizde ona güç yetiremezsiniz diye korktum onun için kaldırdım” buyurur. Şu anda bu mihrab tahta dolap haline getirilerek Kur’an dolabı olarak kullanılmaktadır.
Fatıma Mihrabı
Teheccüd mihrabının önünde mahfilin içersinde bir mih- rab daha bulunmaktadır. Bu mihrab Efendimizin Mihrabı gibi bombeli bir yapıda mermerle kaplıdır.
Hanefi Mihrabı
Bu mihrab Efendimizin mihrabı önünde duranın sağ tarafında yani batı tarafında üçüncü direğin yanıdır. Efendimizin Mescidinde bir zamanlar imamlık görevi maliki imamlarındı. Hicri 7. asırda Mısır hükümdarları tarafından bir de Şafii imam tayin edildi. Sabah namazı fecr vaktinin girmesiyle karanlıkta eda edilir, ondan sonra malikiler kılarlardı. Fakat diğer namazları önce Malikiler kılar sonra Şafiiler kılarlardı. 9. asrın ikinci yarısında Mescid-i Nebevî’nin şeyhi Doğan Şeyh 860 H. de ikinci bir mihrab inşasını emretti. Bu mihrab Hanefi mihrabı olarak bilinen mihrabtır. Buraya bir Hanefi imam tayin edildi.
Mescid-i Nebevî’nin içerisinde bulunan bu iki mihrabta da namaz kılınır olmuştur. Ancak Hanefiler diğer imamlar kıldırdıktan sonra kıldırmışlardır. Yalnız teravih namazlarını beraber kılmışlardır. Daha sonraları Efendimizin mihrabında bir gün biri ertesi gün diğeri kıldırmaya başlamışlardır. 1303 senesinden itibaren bu mihrabda büyük cemaat Hanefiler tarafından daha sonraki cemaat Şafiiler tarafından, daha sonraki ise malikiler tarafından kıldırılır olmuştur. Ancak sabah namazlarında önce Şafiiler sonra malikiler daha sonra da Hanefiler kıldırmışlardır.
Hanefi mihrabı yapıldığı günden (860 H.) itibaren Sultan Süleyman’ın tamirine kadar aynı hal üzere devam etmiştir. Sultan Süleyman 938 H. de bu mihrabı siyah ve beyaz mermerlerle süsledi. Bundan sonra bu mihrab Sultan Süleyman Mihrabı olarak anılır oldu ve arkasına bunun anısı olarak da bir kitabe yazıldı. Bu kitabe halen mevcuttur. Bu mihrabı birçok kimse sultan Süleyman tarafından inşa edildiğini sanırlar oysa o sadece bu mihrabı tamir ettirmiş ve arkasına da bir kitabe koymuştur. Bu kitabenin yazısından kaynaklanan bir yanılma söz konusudur.
Bünyamin Albayrak