Haberin Kapısı

Müzdelife'de Vakfe ve Muhassır Vadisinde 'Fil Süresi' Olayı

İSLAM VE KÜLTÜR

Mekke’de, Arafat ile Mina arasında bulunan Muhassır vadisi Ebrehe ve ordularının helak olduğu Hac’da Arafat’tan sonra vakfe yapılan yerdir. Müzdelife kelimesi, “yaklaşmak, yakınlaşmak” anla­mındadır. Müzdelifenin her yerinde vakfe yapılabilir. Efdal olanı Kuzah Tepe­sinin üzerine çıkılarak Allah Teâlâ’yı zikretmek, duada bulunmaktır.

Mekke’de, Arafat ile Mina arasında bulunan ve hac’da Arafat’tan sonra vakfe yapılan yerdir. Müzdelife kelimesi, yaklaşmakyakınlaşmak anla­mındadır. Ayrıca burası, “toplanma, bir araya gelme” anlamında cem adıyla da anılmaktadır. Burası, iki Müzdelife dağı arasında kalan yer olup, Arafât geçidinden başlar ve Muhassır’da son bulur. Arafat geçidi buna dâhil değildir.

Arafat’ta vakfe, güneş battıktan sonra biter. Bunun peşinden, Müzdelife’ye gidilir. Akşam ile yatsı namazı, cem-i tehir yapılarak burada kılınır.

Müzdelife vakfesi, haccın erkânındandır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyu- rulmaktadır: “Arafat’tan geri döndüğünüz zaman Meşâr-ı Haram’da Al­lah’ı zikredin; O sizi hidayete erdirdiği gibi O’nu zikredin” (el-Bakara, 2/198).

Müzdelifenin her yerinde vakfe yapılabilir. Ancak efdal olan Kuzah Tepe­sinin yanında vakfe yapmaktır. İmkân bulabilen kimse vakfesini Kuzah Tepe­sinin üzerine çıkarak yapar ve Allah Teâlâ’yı zikreder, duada bulunur.

Câbir (r.a.)’den rivayet edilen bir hadiste, Rasûlullah (s.a.s.)’ın, Meş’a- ru’l-Haram’a (Kuzah Tepesi) yaklaştığı ve üzerine çıkıp Allah Teâlâ’ya duada bulunduğu, tehlil, tekbir ve kelime-i tevhid getirdiği rivayet edilmektedir. (İbn Kudâme, III, 421).

Üsame b. Zeyd (r.a.)’den rivayet edilen bir hadiste, Rasûlullah (s.a.s.)’ın Arafat’tan Müzdelife’ye gelirken ne şekilde hareket ettiği şöyle anlatılır: “Rasûlullah (s.a.s.), Arafat’tan hareket edip Şi’be geldiğinde bineğinden ine­rek küçük abdest bozdu. Sonra tekrar abdest aldı. Ben kedisine; “Namaza bu­yurun” dedim. O: “Namaz ilerdedir” diyerek, bineğine bindi. Müzdelife’ye gelince, bineğinden inerek bu sefer tekrar abdest tazeledi, sonra namaz için kamet getirildi ve akşam ile yatsı namazı bir arada kılındı. İkisi arasında başka bir şey kılmadı” (Buhari, Hac, 95; Müslim, Hac, 47).

Müzdelife’de vakfe ve akşam ile yatsı namazlarının (cem-i te’hir) burada bir arada kılınması, Hanefilerce vacib kabul edilmiştir. Fecir vaktine kadar Müz­delife’de bulunmak ise sünnettir. Vakfeyi, fecirden güneşin doğuşuna kadar olan zaman diliminde yapmak vaciptir. Kadınlar, hastalık veya sıkışıklıktan kurtulmak gibi bir özürden dolayı Müzdelife’de vakfeyi kısa yapmalarından dolayı bir sorumluluk altına girmezler. (İbn Abidin, İstanbul 1984, II, 511).

Müzdelife’de vakfeyi terk eden kimseye kurban kesmek vacib olur. Selef ulemasından bir kısmının görüşü böyledir (el-Muğni, III, 421).

Sünnet olan, vakfeye zaman kalması için sabah namazını ilk vaktinde kıl­maktır. Rasûlullah (s.a.s.) fecrin hemen peşinden namazını kılmıştır. (İbn Ku- dame, III, 420).

Ortalık iyice aydınlanıncaya kadar vakfede bulunmak sünnettir. Bu Şafiî ve re’y ehlinin kabul ettiği görüştür. İmam Malik’e göre sünnet olan, ortalık iyice aydınlanmadan önce Müzdelife’den hareket etmektir. (a.g.e., III, 423).

Müzdelife’den yola çıkılıp, Müzdelife ile Mina arasındaki Muhassır vadisinin ortasına gelindiğinde, yürüyerek gidenler biraz hızlanırlar, bineklerle gidenler de biraz daha hızlanırlar. Rasûlullah (s.a.s.) böyle hareket etmiştir. Hz. Ömer (r.a.)’inde böyle hareket ettiği rivayet edilmektedir (a.g.e., III, 424). Muhas- sar vadisi (Meşari Haram ile Mina arasındaki vadi) hariç Müzdelife’nin her yerinin vakfe mekânı olduğunun bilinmesi gerekir. Muhassır vadisi Ebrehe ve ordularının helak olduğu bölgedir.

Fil suresi ve olayı

Görmedin mi Rabb’in fil sahiplerine ne yaptı? Onların tasarladıkları planlarını boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine ebabil ( sürü sürü ) kuş­larını gönderdi. Onlara pişirilip sertleştirilmiş balçık taşları atıyorlardı; Sonunda onları, yenilmiş ekin yaprakları haline getirdi.

Habeşistan Krallığı’nın Yemen Valisi olan Ebrehe, milâdî 570 yıllarında San’a şehrinde, ‘Kulleys’ adı verilen muhteşem bir kilise yaptırmıştı. Maksa­dı, Kâbe ziyaretine rağbet gösteren Arapların ziyaretlerini oraya çevirmekti. Bu duruma tepki gösteren bir adam da, gecenin birinde Kulleys’e girip içine pislemişti. Bu hakarete çok öfkelenen ve koyu bir Hıristiyan olan Ebrehe, gidip Kâbe’yi yıkmaya karar verdi.

Topladığı onbinlerce asker (altmış bin olduğu söylenir), önde büyük bir fil olmak üzere diğer fillerle beraber Mekke’ye doğru yola çıktı. Önüne çıkan bazı kuvvetleri de mağlup ederek ilerledi. Taif şehrine gelince askerlerin bir kısmını Mekke’ye gönderdi. Onlar da Peygamber (s.a.s.)’in dedesi ve Ku- reyş’in reisi Abdülmuttalib’in ikiyüzü aşkın devesiyle ahalinin hayvanlarını sürüp götürdüler.

Bu olayın peşinden Abdülmuttalib, gidip Ebrehe’yle görüştü, develerinin geri verilmesini istedi. Ebrehe dedi ki:

- Benden develerini istiyorsun da, Kâbe’den hiç söz etmiyorsun. Hâlbuki ben onu yıkmaya geldim.

Abdulmuttalip:

- Ben develerin sahibiyim. Kâbe’nin de onu koruyacak sahibi vardır!

Bu görüşme sonunda develer geri verildi. Mekke halkı bu güçlü orduyla savaşamayacağı için, anlaşma gereği dağlara çekilip neticeyi beklemeye baş­ladı.

Ebrehe ordusu büyük fili önden sürerek Mekke sınırına dayandı. Kâbe’yi halatla bağlayıp fillerle çekerek yıkmak istiyorlardı. Bu sırada Ebrehe’nin yol kılavuzlarından Nüfeyl b. Habib, koca filin kulağından tutarak şöyle bir şey söyledi, sonra da koşarak dağa çıktı:

- Ey Mahmud çök! Sakın ileri gitme, sağ salim geriye dön!

Mekke’ye girişte büyük fil direndi, zorlanınca yere yattı. Onu bir türlü Kâbe cihetine yürütemediler. O anda sürü halinde ebabil kuşları ortaya çıktı. Her birinin ağzında ve ayaklarında nohut gibi birer taş vardı. Bu taşları ordu üze­rine mermi gibi boşalttılar. Kime rastlarsa delip geçiyordu. Askerlerin çoğu öldü; ‘Fil Ordusu’ dağılarak Yemen’e döndü. Ebrehe de dönüşte öldü. Kâbe ise olduğu gibi kaldı. Kur’an’da Fil Suresi bu olayı anlatır.

Bünyamin Albayrak

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.