İnternet üzerinden yayın yapan İngiliz basın kuruluşu independent.co.uk'ta yer alan haberde, Mekke Kenti’nin büyük bir kısmının yeniden inşasını öngören ve milyarca Dolar tutarındaki yeni projenin şehirdeki pek çok kutsal mekanı Kabeyi genişletme projesi dahilinde tahrip edildiği aşikar. Kabe'nin etrafını gökdelenlerle dolduran Suudi yönetiminin Hz. Muhammed'in doğduğu evi yıkmayı planladığı belirtiliyor. Plana göre, söz konusu alana rezidans ve AVM yapılacak.
Kabeyi genişletme projesi nedeniyle ve Mevcut yönetimin 1925 tarihindn bu yana 1000 yıllık tarihi yapılarının %95 yıkılmış durumda ve enson Peygamber efendimizin doğduğu ev restorasyonlar geçirilmiş ve yerine kütüphane yapılmıştı. Bu mevcut binada yıkılıp yerine Gökdelen ve AVM yapılacağı belirtiliyor. Suudi arabistanda mevcut halkın bu tür yıkım ve kaldırmalara karşı direnmeye çekindiği ve bu yıkımların olmasına da islam dünyasında tepkiler cılız kalmakta maalesef.
...
Nisan ayının 17., Rebîulevvel ayının 12. Pazartesi günü sabaha karşı Mekke’de Haşim Oğulları mahallesinde âlemlere rahmet olan iki cihan güneşi, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.) dünyaya teşrif ettiler. O sabah âlem başka bir âlem oldu, bütün cihan nur ile doldu, kâinat muradına erdi.
Peygamberimiz (s.a.s.) doğduğu gece birçok mucizeler meydana geldi. Mübarek sırtının iki küreği arasında, kalbinin hizasında Peygamberlik mührü vardı. Melekler validesini tebrike geldi. Kâbe’deki ve civardaki putlar yüzüstü yere serilmiş halde bulundu. Hükümdarların sarayları sarsıldı, direkleri yıkıldı. Mecûsilerin bin seneden beri devamlı yanan ateşleri söndü, İran’da Sâve Gölü kurudu, bin yıldır kurumuş olan Semâve vadisi sularla dolup taştı. İnsanlar, büyük bir hâdisenin başladığını anladı. Çünkü bu mucizeler, hükümdarların saltanatının yıkılışını, dünyadaki küfür ateşlerinin sönüşünü, bâtıl dinlerin, sapık inançların kuvvetinin kuruyuşunu haber veriyordu.
Hz. Peygamber (s.a.s.)’in yüce soyu, İbrahim (a.s.)’ın oğlu Hazreti İsmail’e dayanır. Babası Kureyş’in Haşini Oğulları sülâlesinden, Abdulmuttalib’in oğlu Hazreti Abdullah’dır. Annesi ise, Zühre Oğulları’ndan Vehb’in kızı Hazreti Amine’dir. İkisi de Mekke’li olmakla birkaç göbek yukarıda soyları birleşir. Hazreti Abdullah, Peygamberimiz daha ana rahminde iken, doğumundan iki ay evvel Suriye seyahatinden dönerken, Medine’de 25 yaşında vefat etmişti. Bu sebeple Efendimiz doğuştan öksüz kalmıştır.
Doğduğunda Muhammed ve Ahmed isimleri, daha sonra Mahmud ve Mustafa isimleri verilen Fahri Kâinat Efendimize, babasından miras olarak beş deve, bir sürü koyun, Ümmü Eymen adında Habeşli bir cariye ve doğduğu kutlu bir ev kalmış idi.
Burada teberrüken kısaca zikretmeye çalıştığımız Efendimizin hayatını her hacımız kendi bilgi düzeyine göre mutlaka bir eserden okumalıdır. Bu vesileyle O’na olan sevgimiz ve bağlılığımız artacaktır.
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Bünyamin Albayrak