Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, iri gövdeli, haşin, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır." [4]
"Eğer bunu yapamazsanız -ki asla yapamayacaksınız- yakıtı insanlar ile taşlar olan ve kâfirler için hazırlanmış olan Cehennem ateşinden korkunuz" [5] ve
"Kafirler için hazırlanmış olan cehennem ateşinden sakınınız." [6] yine buyurdular:
"Ben sizi aleu saçan bir ateşe karşı uyardım." [7] ve
"Onların üstlerinde ateşten gölgeler, altlarında da ateşten gölgeler vardır. İşte Allah, kullarını bu azabıyla korkutuyor. Ey kullarım! Benden korkun." [8] yine başka bir ayette ise:
"Bu insan için bir öğüttür. Hayır, hayır! Andolsun aya, gerileyen gece karanlığına, söken şafağa. Sakar (cehennem) büyük gerçeklerden biridir. İnsanlar için uyarıcıdır. Aranızdaki ilerlemek isteyenler için de, geriye gitmeyi tercih edenler için de." [9]
Hasan (rh.a): "İnsanlar için uyarıcıdır" ayeti kerimesinin tefsirinde; "Allah Teâlâ kullarım bundan daha keskin bir şekilde uyarmamıştır"dedi. [10]
Katâde (rh.a)'da: "O, büyük gerçeklerden biridir" ayeti kerimesinde "Cehennem kast edilmiştir," dedi.
Simâk b. Harb, Numan b. Beşir'in hutbe okurken şöyle dediğini rivayet eder: "Peygamber (s.a.v)'den şöyle işittim: "Ben sizi alev saçan ateşe karşı uyardım, ben sizi alev saçan ateşe karşı uyardım!" Hatta çarşıda bulunan biri Peygamber (s.a.v)'in dediğini "Benim bulunduğum bu makamdan işitebiliyordu," dedi ve üzerinde bulunan siyah aba düşüp ayaklarına indi." [11] Yine Numan b. Beşirin rivayetine göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu;
"Ben sizi alev saçan ateşe karşı uyardım, ben sizi alev saçan ateşe karşı uyardım!" Çarşının en uzak yerinde bulunan kişi ve çarşıda bulunan herkes Peygamber'in (s.a.v) minberde sesini işitebiliyordu. Simâk'tan gelen diğer bir rivayette ise Numan'dan: Peygamber (s.a.v.)'in üzerinde siyah bir aba bulunduğu halde hutbe verirken şöyle buyurduğunu işittim.:
"Ben sizi alev saçan ateşe karşı uyardım, ben sizi alev saçan ateşe karşı uyardım!" Eğer bir kişi burada yada şurada olsaydı mutlaka sesini duyardı.
Adî b. Hatem'den rivayet edildiğine göre, Resûlallah (s.a.v.) "Ateşten korununuz" buyurup yüzünü çevirdi. Sonra yine "Ateşten korununuz." buyurdu. Sonra yine yüzünü çevirdi ve bunu üç defa tekrar etti. Öyleki, biz onun ateşin sıcaklığından yüzünü çevirdiğini zannettik. Sonra buyurdularki:
"Cehennem ateşinden bir parça hurma sadaka olarak vererek- ile dahi olsa kendinizi koruyun. Eğer -bir parça hurma bulamazsanız- güzel bir sözle kendinizi muhafaza ediniz." [12] Enes (r.a.)'in Peygamber (s.a.v.)'den rivayet ettiğine göre şöyle buyurdular:
“Allah Teâlâ'nın sizi teşvik ettiği şeye rağbet ediniz. Cehennem, azabı ve cezası ile korkuttuklarından da korkup sakınınız. Eğer Cennetten bir damla sizinle olsaydı dünyada içinde bulunduğunuz nimetlerden daha iyidir. Yok, eğer Cehennemden bir damla sîzinle olsaydı dünyanızda elinizde ne varsa onu yok etmeye yeterdi." [13]
Sahihaynde Ebu Hüreyre (r.h)'dan rivayet edildiğine göre: Peygamber (s.a.v.):
“Benim ve ümmetimin hali ateş tutuşturan, ateşe kelebek ve diğer hayvanların geldiği adamın durumuna benzer, siz ateşe batarken ben sizin peştemalinizden yakalarım" buyurdular. [14] Müslim'de gelen rivayette ise Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Benim örneğim ateş yakan adamın örneği gibidir, ateş aydınlık yaptığında kelebekler ona gelmeye başlarlar ve etrafında ki şu hayvanlar da içine girmeye başlar, adam onlara engel olmaya çalışır ancak başaramaz ve hayvanlar ateşe dalarlar" sonra dedi ki: "İşte benîm ve sizin durumunuzdur, ben ateşten uzak dur, ateşten uzak dur, diyerek peştemalinizden tutarım, ancak siz bana galabe çalar ve içine girmeye başlarsınız".
Ahmed'İn rivayet ettiğine göre: "Ey ümmet benim ve sizin misaliniz geceleyin ateş yakan adamın misali gibidir, kelebekler ve ateşe giden böcekler ona gelmeye başlarlar, adam onlara engel olmaya çalışır ancak ateşe düşmelerine engel olamaz, işte bende aynı şekilde peştemalinizdan yakalar ve sizi Cennete çağırırım ancak bana galabe çalar ve Cehenneme düşersiniz"
Yine Ahmed, Abdullah İbn Mes'ud (r.a)'dan Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Allah Teâlâ bazı şeyleri haram kıldı, ancak sizden birilerinin onları işleyeceğini bildi, siz ateşe kelebek ve böceklerin gittiği gibi gidersiniz ben ateşe düşmemeniz için peştamalinizden yakalarım".
Abdullah İbn Abbas (r.a)'in hadisinde Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdular:
"Ben sizi uyarıyorum Cehennemden sakınınız. Allah Teâlâ'nın koyduğu sınırları aşmayınız! Öldüğünüzde terk edilirsiniz ve ben sizin için havz'ın başındayım. Kim gelirse kurtuluşa erer. Bazı kavimler sol tarafa alınırlar ben Ya Rabbi ümmetim diyorum. Şöyle buyururlar: "Onlar senden sonra gerisin geriye döndüler yani eski İnançlarına döndüler." [15] Başka rivayetinde Bezzâr: "Ben sizi uyarıyorum ve diyorum ki; Cehennemden sakınınız! Sınırları aşmaktan sakınınız! Cehennemden sakınınız! Hadleri aşmaktan sakınınız!" Sonra hadisin kalan kısmını rivayet etti.
İmam Müslim'in "Sahih"ide Ebu Hureyre (r.a.) şöyle dedi:
"Ve yakın akrabalarını uyar." [16] ayeti kerimesi nazil olduğunda Peygamber (s.a.v) bütün Kureyşlileri toplanmaya davet etti. Bütün Kureşliler toplandılar. Sonra Peyagmber (s.a.v) şöyle buyurdular:
"Ey Ka'b oğullar! Ey Lüey oğulları! Kendinizi Cehennem ateşinden koruyunuz. Ey Mürre b. Ka'b oğulları! Kendinizi Cehennem ateşinden koruyunuz. Ey Abduş-şems oğulları! Kendinizi Cehennem ateşinden koruyunuz Ey Abdelmenaf oğullan! Kendinizi Cehennem ateşinden koruyunuz Ey Haşim oğullar! Kendinizi Cehennem ateşinden koruyunuz Ey Abdulmuttalib oğullan! Kendinizi Cehennem ateşinden koruyunuz. Ey Muhammed kızı Fatma! Kendini ateşten koru! Çünkü ben Allah'ın yanında sizin için hiçbir şeye sahip değilim" Ya'lâ b. El-Eşkad, Küleyb b. Hüzn'den anlattığına göre Peygamber (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu işitim dedi:
"Gücünüzün nisbetince Cenneti isteyiniz ve yine gücünüzün yettiği kadar Cehennemden kaçınız. Çünkü Cennet, kendisini isteyene karşı İlgisiz kalamaz ve Cehennemde kendisinden kaçandan gafil olmaz. Ahiret tuzaklarla sarılıdır. Dünya ise şehvet ve lezzetlerle sanlıdır. Sakın ha! Dünya sizi ahireti kazanmaktan mahrum etmesin." [17]
Yahya b. Abdullah b. Abbas (r.a)'mdan rivayet ettiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular:
"Ne Cehennemden kaçanın uyuduğunu ne de Cenneti isteyenin uyuduğunu gördüm". [18]
Yusuf b. Atiyye, Mualla b. Ziyat'tan rivayet ettiğine göre: Harb b. Hayyan bazı geceler dışarı çıkar ve avazı çıktığı kadar bağırır ve şöyle derdi: "Ne tuhaftır Cenneti [17] Tabaranî ve bazıları rivayet etti. Bu hadisi aynı zamanda Ya'lâ b. A'meş o da Abdullah b. Cerat'tan o da Peygamber (s.av)'den rivayet etmiştir. Ya'lanın hadisi batıl ve münkerdir. [18] Tirmizî, Yahya için zayıftır denilmiştir. İbn Merdeveyh bundan daha güzel bir şekilde diğer bir rivayeti vardır Ebu Hüreyre'den. Taberanî de bunun bir benzerini Enes (r.a) tan rivayet etmiştir. İbn Adî zayıf bir isnatla Ömer (r.a} dan rivayet etmiştir
isteyipte uyuyan kişi ve ne tuhaftır Cehennemden kaçınıpta uyuyan adamın hali. Sonra şu ayeti kerimeyi okurdu:
"Yoksa o ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?" [19]
Ebul Cevzâî: "Eğer yetkili olarak atansaydım, yollara minareler diker ve insanlara şöyle seslenmelerini isterdim: "Cehennem var Cehennem var!" [20] Abdullah b. Ahmet aynı kitapta geçtiğine göre malik b. Dinar'dan rivayet ettiğine göre şöyle dedi: "Eğer kendime yardımcılar buisaydım Basra'da minarelerde gece insanları Cehennem var Cehennem var diye uyarırdım" Sonra şöyle dedi: "Eğer yardımcılar buisaydım onları dünyanın minarelerine dağıtırdım. Sonra ey insanlar Cehennem var Cehennem var demelerini isterdim."
İbn-i Receb El Hanbeli
----------------------
4[4] Tahrim: 66/6.
5[5] Bakara: 2/24.
6[6] Al-i İmran: 3/131.
7[7] Leyl: 92/14.
8[8] Zümer: 39/16.
9[9] Müdessir: 74/31-37.
11[11] Ahmed.
10[10] İbn Ebi Hatim.
12[12] Buharî, Müslim.
13[13] Beyhakî. Bu rivayette cehalet vardır.
14[14] Buharî, Müslim.
15[15] Bezzar, Teberânî.
16[16] Şuara: 26/214.
19[19] A'raf: 7/97.
20[20] Ahmed “Zühd” isimli kitabında rivayet etti.