4. İsraf sayılan ve sayılmayan şeyler
Anahatlarıyla insanlar üç sınıftır:
Zarûriyyât ehli, hâciyyât ehli, hüsniyyât ehli.
Zarûriyyât ehli: Olmazsa olmaza sahip olanlardır ki miskinler bu sınıfa dâhildirler.
Hâciyyât ehli: Aslî ihtiyaçlara sahip olanlardır ki fakir ve fakir hükmünde olanlardır.
Hüsniyyât ehli: İhtiyaçlara ve süs olan şeylere sahip olan kimselerdir ki bunlara zengin denilir.
Zarûriyyât ehline, hâciyyât ehlinin harcadığı şeyler israf sayılır.
Hâciyyât ehline de hüsniyyât ehlinin harcadığı şeyler israf sayılır. Fakat bir üst seviyeye ulaşmaya günah işlemeden ve işlemesi gerekli emirleri terk etmeden gayret ederse bu israf sayılmaz.
“Üç zümreye, üç şey çirkin düşer: İdarecilere sertlik, âlimlere mal sevdası, zenginlere ise cimrilik.”
Molla Câmî
Harcamada ölçü, hesaba çekildiğinde hesabını verebileceği şeydir. Bu harcamayı isteyen akıl mı, zevk mi, ihtiyaç mı, desinler mi? Helalde hesap, haramda azap vardır.
Hududu aşan şeye israf denir.
İsraf, helalden olursa fazlası israftır, haramdan olursa zerresi bile israftır.
İstenilen alınmayınca olmuyor mu, noksanlık oluyor mu? Noksanlık da şahsiyete ve kurumlara zarar veriyor mu?
Kurumlarda çalışanlar, harcadıkları her kuruşun hesabının sorulacağını, hesap sonrasında belirlenen ölçülere uyulmadığında cezalandırılacağını bilmelidirler.
İnsanlar, kendilerine harcama yetkisi verildiğinde, kendi malları olsa nasıl yapacaksalar, bütçeyi de öyle kullanmalı hatta daha hassas olmalıdırlar. İşte bu kimseler kendi başına bırakılmayıp kontrol edilmelidir.