Zafer Müzesi'nin bulunduğu kent meydanı, Afyonkarahisar'ın kalbi konumunda. Milli Birlik Caddesi'nin alt tarafı yeni üst tarafı ise tamamen eski şehirden oluşuyor.
Zafer Müzesi’nin bulunduğu kent meydanı, Afyonkarahisar’ın kalbi konumunda. Milli Birlik Caddesi’nin alt tarafı yeni üst tarafı ise tamamen eski şehirden oluşuyor. Öyle eski ki, yaşanan felaketlere rağmen hâlâ hem maddî hem de manevî kimliğini koruyor. Ziyaretçiler, eski şehrin sokaklarında ilerlediğinde tahayyül edilmesi zor bir atmosferle karşılaşıyor. Tarihî arastalarıyla, esnaflarıyla, buram buram kokan yöresel lezzetleriyle, camileriyle, taş ve ahşap işçiliğinin nâdide örneği evleriyle, hele hele de sıcakkanlı insanlarıyla tanıştıkça her yeri huzur kaplıyor. Afyonkarahisar’ın merkezinde yaklaşık 170 cami bulunuyor. Afyonkarahisar 1210 cami ile Türkiye genelinde 34. sırada yer alıyor. Biz bu camilerden birkaç örnek vermeye gayret ederek, seyahatimize devam edeceğiz.
*
AFYONKARAHİSAR ULU CAMİİ TÜRÜNÜN TEK ÖRNEĞİ
Günlerden Cum’a. Cum’a namazını şehrin en kadîm camisinde edâ etmek niyetimiz. Onlarca tarihî cami, insanın baktıkça bakası gelen rengarenk evlerin arasından geçerek Afyonkarahisar Ulu Camii’ye ulaşıyoruz.
Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından, ahşap ustası Neccar Emir Hacı Bey’e 1272-1277 yılları arasında tarafından yaptırılan Ulu Camii bir başyapıt olarak görenleri kendine hayran bırakıyor.
Çavuşbaşı Mahallesi’nde yer alan “arasta” adı verilen çarşıdaki mescid ve işyeri yanan 40 esnafı temsilen 40 ahşap direkle inşa cami, birbirine geçme ve bindirme tekniği olan kündekârî ile hiç çivi kullanılmadan yapılmış. Ulu Camii, abanoz ağacından yapılan minber kapısıyla, çok farklı tekniklerle üzerine besmele, Âyetü’l Kürsî (Bakara Sûresi, 255), İhlâs Sûresi ve ustaların isminin işlendiği mihrabıyla 8 asırdır Afyonkarahisar Kalesi’nin önünde ihtişamıyla yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor. Ulu Camii ile Karahisar Kalesi’nin zirvesi arasında yapılacak olan teleferik projesi ise onay bekliyor.
Afyonkarahisar Ulu Camii, 2023 yılında Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad’da düzenlenen 45. UNESCO Dünya Miras Komitesi toplantısında alınan kararla Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.
*
AFYONKARAHİSAR MEVLEVÎHÂNESİ HÂLÂ ÖNEMİNİ KORUYOR
Mevlevîhâneler içerisinde Konya’dan sonra ilk açılanların başında gelen Karahisâr-ı Sahib Sultan Dîvânî Melevîhânesi’nden de biraz bahsetmekte fayda var.
Kuruluşu 13’üncü yüzyıla kadar dayanan mevlevîhâne, özellikle 16’ncı yüzyılda Hz. Mevlânâ’nın yedinci kuşak torunlarından Sultan Dîvânî zamanında mevlevîlik açısından çok önemli bir merkez olmuş. “40 Hatimli Şifalı Aşûre” geleneği ilk defa Sultan Dîvânî zamanında Afyonkarahisar Mevlevîhânesi’nde başlamış ve birçok mevlevîhâneye buradan yayılmış. Günümüzde bu geleneği devam ettiren tek mevlevîhâneymiş.
Afyonkarahisar Mevlevîhânesi, 1902’deki büyük yangından sonra tamamen yanmış ve bugünkü hâliyle Şeyh Celâleddin Çelebi zamanında 1908’de hizmete girmiş. Tarihî yapı, 30 Aralık 2008 tarihinde “Sultan Dîvânî Mevlevîhâne Müzesi” adıyla hizmet vermeye başlamış.
Afyonkarahisar’da Mevlana Hazretlerinin torunlarından Sultan Divanî Mehmet Çelebi Türbesi ile birlikte 15 sandukanın bulunduğu Mevlevî Camii halk arasında Türbe Camii olarak biliniyor. Caminin giriş kapısının bahçeye bakan yönünde Vatan Şairi Nâmık Kemal’in annesi Fatıma Zehra Hanım’ın kabri bulunuyor.
Mevlevîhânede geleneksel olarak her Cum’a dağıtılan pilav, ayran ve helvadan tatmak için koşuşturuyoruz, lâkin nasipte yokmuş, yetişemiyoruz.
*
Can Baba Yokuşu’ndan tırmanınca Türbe Caddesi’ndeki Mevlevîhâne’ye Tarihî Kadınana Konağı eşlik ediyor. (Selçuklu Sultanı 3. Alâeddin Keykubat’ın Afyonkarahisar’a yerleşen ve Afyonkarahisar halkı için hizmet eden Asiye, Melek Peyker ve Naime Gevher adlı üç kızı vardır. Bu 3 hayırhah kadın bölgede Kadınana olarak bilinmektedir. Asiye Sultan, şehir mezarlığını yaptırmış; Melek Peyker Sultan, şehir içme suyunu getirmiş; Naime Gevher Sultan ise köprüler inşa ettirmiş.)
*
MEDENİYETLERİN GEÇİT MERASİMİ YAPTIĞI ŞEHİR
Afyon Kalesi’nden şehir merkezine doğru ilerlerken insan kendisini âdeta medeniyetlerin geçit merasimi yaptığı açık hava müzesi atmosferde hissediyor. 1902’de çok büyük bir yangın geçirmiş Afyonkarahisar’da tarihî dokuya sahip, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli ve dış cephe korumalı 400 civarındaki Tarihî Afyon Evleri; Akmescid Mahallesi’ndeki Bediüzzaman Said Nursî Evi ve Afyon İlim ve Araştırma Vakfı (28 Ocak 1948’de Afyon’da hapse atılan Bediüzzaman Said Nursî, 20 ay kadar hapis yattı. Said Nursî,tahliye olduktan sonra eski Demirciler Çarşı’nda bir ev kiralanmış. Bu ev şu anda Risale-i Nur Külliyatı Müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin Evi Afyon İlim ve Araştırma Vakfı olarak hizmet veriyor); Umurbey Mahallesi’ndeki Yemeniciler Çarşısı’ndaki Tarihi Taşhan; Kurtuluş Caddesi’ndeki Sadrazam Gedik Ahmet Paşa Camii ve Külliyesi (diğer adıyla İmaret Camii burma minaresiyle, şadırvanındaki akustik ses sistemiyle, taş medresesiyle, hamamıyla, imarethanesiyle, 14 dönümlük arsasıyla en çok ziyaret edilen yerler arasında);1483’te Şakkancıoğlu Evliya Kasım Paşa tarafından Mısri Mahallesi’ndeki Hacı Eyüp Mısri Sokağı’nda yaptırılan Mısri Camii; Selçuklu Sultanı Üçüncü Alâeddin Keykubat’ın Afyonkarahisar’a yerleşen ve Afyonkarahisar halkı için hizmet eden Asiye, Melek Peyker ve Naime Gevher Hanım adlı üç kızına ait Kadınana Türbeleri; Nurcu Mahallesi, Milli Birlik Caddesi’nde bulunan Son Dönem Osmanlı eseri Çeşmeli Konak (Afyon Kültür Ve Çevre Evi); Taş Medrese, Bedesten Çarşısı, türbe ve çeşmelerin arasında arz-ı endam eden tarihî yapılar, kültür ve turizm elçiliği görevini bihakkın icra ediyor.
*
MÜZELER AFYONKARAHİSAR’IN SECERESİ NİTELİĞİNDE
Afyonkarahisar için ayrıca ne demiştik; Müzeler Şehri. Tarih boyunca bölgede bulunmuş eserlerin sergilendiği Afyonkarahisar Müzesi; dünyada 6 ülkede, Türkiye’nin ilk ve tek olan ve 22 şehirden gelen farklı ırkların yumurtaları ve çeşitli sanatkârların yumurta kabukları ile yaptıkları eserlerin sergilendiği Yumurta Müzesi; Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Devlet Konservatuvarı binasında bulunan ve Türk ve dünya müziklerinden farklı kültürlere ait birçok müzik aleti sergilendiği Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın 3’üncü dünyanın ise 5’inci müzik koleksiyonu İbrahim Alimoğlu Müzik Müzesi; Kurtuluş Savaşı ile ilgili bilgilerin, fotoğrafların, topoğrafik haritanın, silahların, savunma tellerinin, konserve kutularının, savaşta kullanılan malzemelerin, Zafer Anıtı’nın açılışı için özel olarak yaptırılmış gümüş makasla birlikte, 27 Ağustos 1922’de Afyon’un düşman işgalinden kurtulmasından sonra Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü, Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa ve Garp Cephesi Hareket Şube Müdürü Tevfik Bıyıklıoğlu ve diğer komutanların Batı Cephesi Karargâhı olarak kullandıkları odaların bulunduğu Zafer Müzesi; 23 Ağustos 1922 günü Şuhut’a gelen Mustafa Kemal Paşa ve Başyaver Salih Bozok, İkinci Yaver Muzaffer Kılıç, Refakat Subayı Yüzbaşı Mahmut Soydan ve Emir Çavuşu Ali Metin tarafından Büyük Taarruz Karargâhı olarak kullanılan Şuhut Atatürk Evi; 171 şehidin ve 215 gazinin isimlerinin künyeler şeklinde sergilendiği Şuhutlu Şehit ve Gaziler Hatıra Merkezi; Eski Tunç Çağı, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait eserlerin yanı sıra; arkeolojik, etnoğrafik, sikke, arşiv vesikası olmak üzere toplam 988 eserle birlikte kaymakçılık, hasırcılık ve el sanatçılığı gibi yerel özelliklerin sergilendiği Bolvadin Müzesi; geçmişin kültürel aktivitelerine ışık tutan oyuncaklar ile birlikte kadınların çamaşır yıkarken kullandığı materyallerinin sergilendiği Sandıklı Oyuncak Müzesi yurt içinden ve dışından gelen ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.
*
DOĞAL VE KADÎM GÜZELLİKLERİYLE GÖRENLERİ BÜYÜLÜYOR
Şehrin içinden çıkıp biraz da yılkı atları eşliğinde hayalleri zorlayan uçsuz bucaksız doğal mekanları gezmeye ne dersiniz... Ege Bölgesi’nde yer alan Afyonkarahisar, tarihsel öneminin yanında doğal güzellikleriyle de kendinden bahsettiren, zengin destinasyon çeşitliliğiyle dikkat çeken vilayetlerimiz arasında yer alıyor.
Dağ, vadi ve yaylaların birinin bitip birinin başladığı Sultandağları, Emirdağları, Kumalar Dağları, Akdağ, Burgazdağı, Ahır Dağları, Paşa ve Bey Dağları, Maymun Dağları, Bozdağ, Söğüt Dağları zirvelerinde barındırdığı gizli hazineleriyle doğaseverlerin rotası arasında yer alıyor. Afyonkarahisar, Dinar, Dombay, Sandıklı, Büyük Sincanlı, Şuhut, Çöl, Emirdağ Ovaları’ndan süzüle süzüle akan Akarçay ve Kali Çayları çağlayarak Eber, Çapalı, Karamık, Akşehir ve Acıgöl’e dökülerek âb-ı hayat sunuyor. Yılkı atları bu dağlarda, ovalarda, meralarda koşarak özgürlüğün doyumsuz tadını çıkartıyor.
*
FRİG VADİSİ TÜRKİYE’NİN İKİNCİ KAPADOKYASI
Diğer taraftan ise iç içe geçmiş uygarlık ve medeniyetlere beşiklik etmiş ören yerleri ve doğal güzellikler kadîm hikâyeleriyle varlıklarını sürdürüyor. İhsaniye ilçesinde bulunan Türkiye’nin ikinci Kapadokyası Frig Vadisi’nde, Frig Dönemi’ne ait kaya mezarlarının yanında ayrıca vadi içindeki Döğer Kaya Tapınağı, Memeç Kaya Kilisesi, Emre Gölü, Bayramaliler Kalesi, Aslantaş, Yılantaş, Maltaş ve Kumcaboğaz Anıtları; İhsaniye ilçesi, Kıyır köyündeki tüf arazi içinde doğa harikası peribacaları ile Bizans döneminden çok sayıda yan yana ve ayrı gruplar hâlinde kayaya oyma kilise ve yerleşim alanlarından oluşan Böcü İni Kaya Yerleşimleri; Sultandağı ilçesine bağlı Dereçine kasabasındaki Sultandağları'nın 2 bin 519 metre ile en yüksek yeri olan kuzeybatı zirvelerinde yer alan Sultandağı Buzluk Mağarası; İscehisar ilçesine bağlı Selimiye (Sarıçayır) köyündeki kayalıklarda, Bizans Dönemi'nde yapılan kayaya oyma Selimiye Kaya Mezarları; Hocalar Otrus Antik Kenti, Ayazini Ören Yeri, Amorium Antik Kenti, Bininler Kaya Evleri, Leylek Kayalığı, Dört Göz Köprüsü, Dinar Suçıkan Şelalesi, Düzağaç Baraj Gölü ve Mesire Alanı, Hıdırlık Mesire Alanı, Zafer Kent Ormanı, Dazkırı Acıgöl, Akdağ Tabiat Parkı ve Kanyonu bölgenin tarih ve doğal güzellikleri açısından ne kadar zengin olduğunu gösteriyor.
*
TÜRKİYE’NİN “TERMAL BAŞKENTİ” DENSE YERİDİR
Afyonkarahisar denince ilk olarak akla Millî Mücadele gelir... Bu kurtuluş destanı ile birlikte Afyonkarahisar Türkiye’nin “termal başkenti” dense yeridir. Türkiye’de termal ve ılıca turizmi açısından en fazla en fazla termal yatak kapasitesine, kişi başına düşen beş yıldızlı otel sayısında en fazla tesise sahip olmanın gururunu yaşayan il; Turizm Bakanlığı tarafından turizm merkezi ilan edilen Gazlıgöl, Sandıklı-Hüdai, Ömer-Gecek, Bolvadin-Heybeli Termal Turizm Merkezleri’nde böbrek taşı, cilt hastalıkları, romatizma, safra kesesi, akciğer-karaciğer gibi solunum yolları hastalıklarına şifa arayanlara hizmet vermeye devam ediyor. Fiziksel ve ruhsal açıdan yüksek oranda iyileştirici, arındırıcı ve tedavi edici özelliklere sahip termal suları 5 bin yıldır şifa dağıtıyor. Fazla söze hacet yok; buradaki güzellikler anlatılmaz, yaşanır.
***
TİGAD YENİ BİR GÜZELLİĞE DAHA İMZA ATTI
Afyonkarahisar’daki organizasyonun yorgunluğuyla birlikte, mutluluğunu yaşayan İnternet Gazeteciliği Derneği (TİGAD) Genel Başkanı Okan Geçgel ekibiyle yine bir güzelliğe imza attı. Afyonkarahisar’da Yeni Nesil Gazetecilik Çalıştayı’nda kürsünün arkasına geçtiğinde, bir kez daha kendisini perdeleyen kürsüye dair latîfesini yaparak sözlerine başladı. Geçgel, “Geleneksel basının yerini artık dijital medya aldı. Dolayısıyla yerel medya ve genel medya kavramı yok; global medya var. Bu çalıştaylarla hem kamuoyunu hem de meslektaşlarımızı bilinçlendirmeye gayret ediyoruz. Kanunlarda yeri olmayan dijital medya için 4 yıl mücadele ettik. Bu mücadele sonucu sektörde faaliyet gösteren meslektaşlarımızın bir çoğu ‘Sarı Basın Kartı’ alma imkânına kavuştu. Fakat tam nefes aldık derken, tasarruf tedbirleri sebebiyle Anadolu basını olarak yeniden bir takım sıkıntılarla karşı karşıya kaldık. Bu sebeple basın tasarruf tedbirleri dışında bırakılmalı” açıklamasıyla bir kez daha içinde bulundukları durumu kamuoyu ile paylaştı.