Öğütün/Nasihatın Önemi
Allah Teâlâ, Nûh aleyhisselam’ın şöyle dediğini haber veriyor:
“Ben size Rabbimin gönderdiklerini tebliğ ediyorum, size nasihat ediyorum (sizin iyiliğinizi istiyorum) ve ben Allah’tan (gelen vahiy ile) sizin bilmediklerinizi biliyorum.”
(A’râf sûresi 7/62.)
“Size nasihat ediyorum” demek; size olgunluk ve kemâl yolunu gösteriyorum, iyiliğinizi ve hayrınızı arzu ediyorum, samimiyetle kurtuluşunuzu istiyorum demektir.
Allah Teâlâ, Hûd aleyhisselam’ın şöyle dediğini haber veriyor:
“Ben sizin için emin bir nasihatçiyim.”
(A’râf sûresi 7/68.)
Bu âyet-i kerîme, nasihat edecek kişinin, ilmine ve şahsiyetine güvenilir kimse olmasını belirtmektedir.
“Öğüt, dünyanın en pahalı hazineleri kadar kıymetli olduğu halde, ekseriya pek ucuza satılır.” Hz. Ali (r.a.)
“Herkesin istediği, fakat kimsenin dinlemediği bir şey vardır: Nasihat.”
İngiliz Özdeyişi
“Sana ilim öğreten arkadaş, her karşılaştığında eline bir altın veren arkadaştan daha faydalıdır.”
Cemil Sena Ongun
Topluma nasihat etmekle şahsa nasihat farklıdır. Topluma nasihat, genel esasları söylemektir. Özele nasihat özel bir şekilde olmalı, toplum içinde yapılmamalıdır.
“Alenî nasihat, nasihat değil teşhirdir.”
İmam-ı Gazâlî
Kişi, öğüt almayı öğüt vermeye tercih etmelidir. Öğüt verirken de kendisini öne çıkarmamalı, hep öğüdü yani hakikati konuşturmalıdır.
Öğüt hakkında Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Şimdi sen benim tehdidimden (uyarılarımdan) korkanlara sen Kur’ân ile öğüt ver!”
(Kaf sûresi 50/45.)
“Öğüt ver; muhakkak öğüt mü’minlere fayda verir.”
(Zâriyât sûresi 51/55.)
Öğüdün faydalı olmasına ve faydalı öğüt verilmesine dikkat etmek gerekir. Onun için olsa gerektir ki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Onun için anlat ve öğüt ver; öğüt fayda verirse. Allah’tan korkan öğüt alacaktır.”
(A’lâ sûresi 87/9-10.)