Haberin Kapısı

Bitki Banyolarının Tedavi Edici Etkisi Var mı?

SAĞLIK

Tıbbi bitki banyosu uygulamalarının, çeşitli renkli özütler ile hazırlanan ve sadece ruha hitap eden kozmetik banyo, insan derisinden rahatlıkla geçerek kanda istenen biyolojik cevabı gösterebile­cek miktarlara ulaşabilmektedir.

Akşam iş dönüşünde ya da yatmadan önce günün tüm stresini gidermek için, uygun kokular ve bitkiler ilave edilmiş bir küvet ılık su içerisinde banyo yapmak ne güzel olur! Bitki banyoları yüzyıllar boyu birçok hastalığın tedavi­sinde etkili bir şekilde uygulanmasına karşılık, tedavi edici etkisi olup olmadı­ğı sürekli olarak tartışılmaktadır. Bazı uzmanlar etkinin sadece suyun rahat­latıcı etkisine bağlı olarak psikolojik olduğunu ileri sürerken, diğer bir grup tıbbi bitki banyolarının bazı hastalıkların tedavisinde etkili olduğu görüşünü savunmaktadır. Hangisi doğru?

Yürütülen bilimsel çalışmalar, tıbbi bitki banyolarının etkinliğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Burada önemli olan husus, “tıbbi bitki banyosu” uygulamalarının, çeşitli renkli özütler ile hazırlanan ve sadece ruha hitap eden “kozmetik banyo” uygulamalarından ayırımının iyi bilinmesi ve bilinçli olarak uygulanmasıdır. Bilindiği gibi, yağda çözünen (lipofilik) özellikte maddeler, insan derisinden rahatlıkla geçerek kanda istenen biyolojik cevabı gösterebile­cek miktarlara ulaşabilmektedir. Bu özellikten yararlanarak, bazı ilaçların cil­de yapıştırılarak “trandermal bantlar” halinde uygulandığını görüyoruz. Diğer taraftan, uçucu yağlar gibi uçucu özellikte madde karışımları da solunduğun­da aynı şekilde burun mukozasından emilerek etkilerini gösterebilmektedir. Şüphesiz, banyo suyunun uygun sıcaklıkta olması, uçucu yağların yavaş yavaş buharlaşarak burun mukozasından emilimini kolaylaştıracaktır. Uygun banyo suyu sıcaklığı kişisel tercihlere göre değişmekle birlikte, genellikle 36-38 dere­ce arasındadır. Ancak kalp yetmezliği, kalpte ritim bozukluğu olanlarda bu tip banyo uygulamaları önerilmemektedir. Uçucu yağların tedavi edici etkilerin­den günümüzde giderek popüler hale gelen “aromaterapi” uygulamalarında da yararlanılmaktadır.

Tıbbi banyo tedavilerinde, banyo alınan süre ve banyo sonrası yapılması gereken uygulamalar da önemlidir. Banyonun, rahatlatıcı bir ortam sağlanarak en az 30 dakika kadar sürdürülmesi, banyo sonrası bir saat kadar yatarak din­lenilmesi beklenen yararı artırmaktadır.

Tıbbi banyo uygulamaları için bilimsel kaynaklarda yer alan bazı öneriler­den bahsedelim. Çam yapraklarından elde edilen özüt, uçucu yağın yanı sıra tannik asit (yüzde 15-16) taşır ve sinirsel şikâyetlerde önerilmektedir. Çam ağacının kabuklarından elde edilen özütte ise tannik asit oranı daha yüksektir (yüzde 26-28) ve romatizmal şikâyetlerde daha etkilidir.

Biberiye özütü (yüzde 5) ile hazırlanan banyoların uyarıcı etkisi bulunmak­tadır. Bu nedenle sabah uyandıktan sonra güne zinde girebilmek için öneril­mektedir. Yorgun bir günden sonra ayak banyosu olarak bacaklardaki dolaşı­mı uyarmak üzere akşamları uygulanması yararlı olmaktadır.

Lavanta ve melisa uçucu yağı sinir sistemi üzerinde yatıştırıcı etkisi ne­deniyle akşam yatmadan önce günün yorgunluğunu giderip rahat uyumak için önerilmektedir. Taşıdığı linalol ve linalil asetatın yatıştırıcı etkisi deneysel olarak da ortaya konulmuştur. Çok yeni yayınlanan bir deneysel çalışmada, linalolün yatıştırıcı etkisine rağmen herhangi bir motor işlev bozukluğuna yol açmadığı gösterilmiştir.

Papatya özütü ile hazırlanan tıbbi bitki banyoları özellikle cilt sorunları, kaşıntılı iyileşmeyen yaralar, ekzema vb üzerinde yararlı olabilmektedir. Ay­rıca hemoroit şikâyeti olanları gerek yangı giderici ve gerekse spazm giderici özelliği ile rahatlatmaktadır.

Tıbbi bitki banyoları ile ilgili uygulama örnekleri bu kadarla sınırlı değil, şüphesiz. Önemli olan husus, bilinçli olarak uygulanması, kullanılan bitki materyalleri ve uçucu yağların kalitesinden emin olunması. Çünkü piyasada sentetik olarak kimyasal maddeler kullanılarak hazırlanan yapay uçucu yağlar çok yaygın.

ÖNERİLER I UYARILAR

Uçucu yağ satın alırken dikkat edilecek noktalar!

Uçucu yağlar değerli olduğundan maalesef sıklıkla sahtecilik yapılmaktadır. Bu amaçla ya alkol ile seyreltilerek satılmakta ya da ucuz sabit yağlar (ayçiçek yağı, fındık yağı) ile miktarı artırılmaktadır. Bunu anlamak için bir beyaz kâğıda uçucu yağ örneği damlatılır ve fırında bir süre ısıtılır. Eğer yağlı bir iz kalırsa sabit yağ ile katıştırıldığı anlaşılır. Saf uçucu yağ buharlaşarak uçacağından iz bırakmaz. Diğer taraftan, uçucu yağlar uzun süre bekletildiğinde ve gün ışığı ile bozunarak reçineleşir, katılaşır. Bu nedenle, renkli şişelerde, ışıktan uzakta, buzdolabının kapak kısmında, sıkı kapalı ve üzerinde boşluk kalmayacak şe­kilde saklanmalıdır.

Saf uçucu yağlar nasıl, ne miktarda ve hangi sıklıkta kullanılmalı?

Uçucu yağlar tahriş edici özellikte olduğundan cilde masaj şeklinde uygulana­caksa, lavantayağı hariç diğerlerini doğrudan cilt üzerine sürmekten kaçınılmalı­dır. Cilde sürmek için yüzde 5-1 O oranında uçucu yağ taşıyan sabit yağ ile sey­reltilmiş ürünler kullanılır. Yani 10-20 misli sabit yağ ilave edilmelidir. Kullanılacak sabit yağın kalitesi ciltten emilim için önemlidir. Ayrıca sabit yağın kokusu uçucu yağın kokusunu olumsuz etkilememelidir.

Prof. Dr. Erdem Yeşilada

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.