Basit bir şekilde, binlerce yıldır, kurutulmuş bitki kısmı (yaprak, kök, çiçek, vb) üzerine kaynar su ilave edilerek hazırlanan bitki çayının etkilerinden en yüksek seviyede yararlanabilmek için, bazı önemli püf noktaları bulunmaktadır. Bu konuda 2010 yılında basılan “Doğadan Gelen Sağlık: Bitki Çayları” isimli kitabımda ayrıntılı bilgiler verilmişti. Ben burada elinizde bulunan kitabımdaki bilgilerden yararlanabilmeniz için gerekli bazı temel bilgileri vermekle yetineceğim.
Öncelikle bitki çayları ile ilgili iki temel tanımı bilmek gerekir:
Dekoksiyon “kaynatma”
Bitkilerin kök, kabuk, odun gibi sert kısımları genel olarak dekoksiyon şeklinde hazırlanmalıdır. Bu amaçla çaydanlık içerisine bitki kısmı konur ve üzerine gerekli miktar su ilave edilerek ateşin üzerinde kaynatılır. Kaynatma süresi, bazı özel koşullar haricinde ortalama 30 dakikadır. Eğer bitki kısmı ısı uygulaması ile bozunacak uçucu veya ısıya hassas etkili bileşikler içeriyorsa, dekoksiyon hazırlanmasından kaçınılmalıdır. Bazı durumlarda su kaynadıktan sonra ateşi kısarak 5 dakika daha kaynatarak hazırlamak, aroma verici bileşenlerin kaybının en aza indirilebilmesi bakımından önerilebilir.
İnfüzyon “demleme”
Bitkilerin yaprak, çiçek gibi yumuşak dokulu organları demlenerek hazırlanmalıdır. Özellikle uçucu ve ısıya hassas bileşenler içeren bitki kısımları için dikkatle uygulanmalıdır. Bitki kısmı ağzı kapaklı bir çaydanlık ya da kapaklı fincan içerisine konur ve üzerine taze kaynatılmış yumuşak içme suyu ilave edilerek önerilen miktarda bekletilerek içilir. Süre istenen etkinin ve lezzetin derecesine göre 5 ile 20 dakika arasında değişebilmektedir.
Uyanlar ve püfnoktalar
Her bitkinin çayı olmaz.
Çay olarak yararlanılabilmesi için, kullanılan bitki organı içerisindeki etkili bileşenlerin suda çözünmesi ya da en azından suya geçerek içerisinde dağılım gösterebilmesi gerekir.
Bitkinin etkili bileşenlerinin sıcak su içerisinde dayanıklı olması, yani bo- zunarak etkisiz hale dönüşmemesi gerekir.
Taze bitkinin çayı istenen etkiyi göstermeyebilir. Çünkü genellikle etkili bileşenler bitki hücrelerinin içerisinde bulunmaktadır. Ancak bitki kurutulduktan sonra hücre duvarı parçalanarak açığa çıkan etkili bileşenler, suyun içerisinde çözünür veya dağılabilir. Fakat nane gibi bazı kokulu bitkilerde (Lamiaceae ailesi bitkileri) uçucu bileşenler yaprak yüzeyinde tüyler içerisinde bulunduğundan, sıcak su içerisinde kolaylıkla parçalanarak su içerisinde dağılabilirler.
Bitkinin her organının bileşimi farklıdır. Bu bakımdan yaprak yerine kökten ya da meyvesinden aynı etkiyi beklememek gerekir.
Bitkilerin infüzyon (demleme) veya dekoksiyon (kaynatma) şeklinde hazırlanması, bitki çayının farklı etki göstermesine yol açabilmektedir. Mesela adaçayı infüzyonu uçucu bileşenlerine bağlı olarak iyi bir ağız- boğaz antiseptiği etkiye sahipken, dekoksiyon halinde hazırlandığında bu etkisini kaybeder, içerisindeki rozmarinik aside bağlı olarak beyin işlevleri üzerinde bir miktar olumlu etki gösterir. Aynı şekilde ıhlamur da dekoksiyon ve infüzyon şekillerinde farklı etkilere sahiptir.
Bitki çaylarını hazırlarken istenen etkinin sağlanabilmesi için derişimin ayarlanabilmesi son derece önemlidir. Eğer keyif için veya sağlığınızı korumak için bitki çayı hazırlıyorsanız genellikle yüzde 2’lik derişim yeterli olabilmektedir. Ben genellikle tercihimi kalitesi belirli poşet çaylardan yana kullanırım. Bunun nedenini bitki çayları ile ilgili kitabımda ayrıntıları ile tartışmıştım. Dolayısıyla yüzde 2 derişimi sağlamak için bir fincan içerisine bir poşet yeterli olmaktadır. Gün içerisinde birkaç defa bu şekilde hazırlanan bitki çayı içilir. Ancak tedavi amacıyla uygulanacaksa, bitki çaylarının derişimi daha koyu olmalıdır. Bu durumda lezzet öğesi arka plandadır. Yani istediğiniz lezzet kaybolabilir. Genellikle yüzde 5’lik bazen ise yüzde lO’luk hazırlanmaktadır. Bu durumda fincan içerisine 2-3 bitki çayı poşeti ilave edilirse yüzde 5’lik, 5 poşet ilave edilirse yüzde lO’luk olarak kabul edilir.
Genel olarak, eğer tedavi amacıyla kullanılıyorsa, bitki çaylarına şeker ilave edilmesi önerilmez.
Bitki çayları taze hazırlanarak tüketilmelidir. Bekleme ile içerisindeki bileşenlerin bir kısmının çözünürlüğü değişeceğinden istenen etki sağlanamaz.
Bitki çaylarının etkili olabilmesi için uygulama zamanı son derece önemlidir. Genel olarak bitki çayları hafif etkili olduğundan öğün aralarında, yani yemeklerden 1-2 saat sonra mide boşken, uygulanması daha yüksek etki sağlayabilmektedir. Ancak sindirimi kolaylaştırmak amacıyla içilen çayın yemekten sonra içilmesi ya da yemekte kan şekerinin ani yükselmesini önlemek için hazırlanan çayın yemeklerden 30 dakika önce içilmesi gerekir.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada