Meyve suyu ile birlikte ilaç içilmemesine dair en çok bilinen örnek “greyfurt suyu”. Bazı ilaçların, bilhassa kolesterol ilaçlarının (statinler) emilimini artırdığı, dolayısıyla ilaçların bazı yan etkilerinin belirginleştiği bildirilmektedir. Bu nedenle, bazı uzmanlar ilaçlardan en az 2 saat önce ve sonrasında greyfurt suyu içilmemesi gerektiğini, diğer bir kısım uzman ise greyfurt suyu bileşenlerinin vücutta uzun süre kaldığı için, greyfurt suyu içilen dönemde ilaç kullanılmaması gerektiğini savunuyor. Bence bu ikinci grup önlem fazla abartılı, çünkü greyfurt suyu enzim üzerindeki etkisini bağırsak lümeninde gösterdiği için, bu kadar uzun süre bağırsak lümeninde kalabilmesi mümkün değil. Yani alman ilaçla arasında 2 saatlik bir süre bırakmak yeterli.
Greyfurt suyunun bu etkisinin başlıca nedeni, aldığımız ilaçların büyük bir kısmının sitokrom p450 adı verilen bir enzim grubu tarafından karaciğerimizde seri işlemlere tabi tutulmasıdır (metabolizma, emilim, atılım vb ). Greyfurt suyu bu enzimlerden biri üzerinde (CYP3A4) baskılayıcı etkiye sahip olduğundan, aldığımız ilaç işlemlere uğrayamamakta ve dolayısıyla işlem göremeyen molekülün yüksek miktarda emilmesi ile zararlı etkiler görülebilmektedir.
Peki ya diğer meyve suları?
Yapılan çalışmalarda greyfurt suyu ile görülen bu etkileşmeye rağmen, yakın akrabaları olan “portakal suyu” ve “limon suyu” ile bu tip etkileşme bildirilmiyor. Yani CYP3A4 enzimi üzerinde baskılayıcı etkileri tespit edilmemiş. Diğer taraftan, son zamanların popüler meyve suyu olan “nar suyu”nun da deney hayvanlarında greyfurt suyu gibi bu enzim (CYP3A4) üzerinde baskılayıcı etkisi tespit edilmiş.
Son yapılan bir çalışmada, deneysel olarak (in vitro) piyasada bulunan bazı meyve sularının CYP3A üzerinde etkili olup olmadığı araştırılmış. Sonuç ilginç, bu enzimi baskılama kuvveti sırasıyla, greyfurt suyu > karadut suyu > beyaz üzüm suyu > nar suyu > böğürtlen suyu olarak gözlenmiş. Buna karşılık havuç suyu, mandalina suyu, soya sütü, domates suyunun bu enzim üzerinde etkisi görülmemiş. Bu bulguların deneysel olması nedeniyle klinik olarak da incelenmeden kesin bir yorumda bulunulması hatalı olabilir. Ancak greyfurt suyu ve nar suyu üzerinde gözlenen bu deneysel bulguların, daha önce elde edilen klinik veriler ve deney hayvanları ile yürütülen çalışma sonuçları ile de paralellik göstermesi, karadut, böğürtlen ve üzüm suyunun da ilaçlar ile birlikte kullanılmasının riskli olabileceğini düşündürüyor.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada