İngilizce “berry” olarak adlandırılan meyveler son yıllarda kuvvetli anti- oksidan etkileri nedeniyle çok popüler. Bazıları birbirinden farklı bitki ailelerinden olmalarına karşılık ortak özellikleri kırmızı ve mavi-siyah meyveleri bulunması. Birbirlerinden farklarını daha iyi anlayabilmek için Türkçe ve Latince bilimsel isimlerini de veriyorum: Cranberry (kranberi, amerikanüzü- mü; Vaccinium macrocarpon), bilberry (yabanmersini, Vaccinium myrtyllus), blueberry (likapa; Vaccinium corybosum ve diğer Vaccinium türleri), elder- berry (mürver; Sambucus nigra), raspberry (ahududu; Rubus ideus), black- berry (böğürtlen; Rubus sanctus), barberry (karamuk; Berberis türleri), straw- berry (çilek; Fragaria vesca). Benzer renk özelliğine sahip diğer bazı meyveler de aynı şekilde antioksidan özelliği bakımından ön plana çıkıyor: Nar, vişne, kırmızı üzüm...
Yürütülen bilimsel saha çalışmaları sonucunda, beslenme rejimleri antioksidan meyve ve sebzeler bakımdan zengin olan toplumlarda kalp ve damar hastalıkları ve kanserlerin daha az görülmesi, bu tip kırmızı-siyah meyvelere olan ilgiyi artırdı. Artık hemen herkes antioksidanların sağlığımız için öneminin farkında. Yaşamımızı tehdit eden birçok hastalığın oluşumunda oksidasyonun önemli rolü bulunduğunun bilimsel olarak da ortaya koyulmasından sonra, kanserlerin, kalp ve damar hastalıklarının önlenmesi, sağlıklı bir yaşam için, yaşlanmanın geçiktirilmesi için antioksidan ağırlıklı beslenme ve antioksidan etkili gıda desteklerinin kullanılması giderek yaygınlaşıyor.
Devamlı kullanılması önemli
Bu meyvelerin antioksidan gücünden yararlanmak için süreklilik önemli. Yapılan çalışmalarda, normal ve dengeli bir beslenme programı uygulayan batılı yetişkin bir kişinin diyetinin, günde birkaçyüz miligram ile bir gram arasında antioksidan etkili polifenol içeriğine sahip olduğu tespit edilmiş. Diğer bir deyişle, vücudun yararlanabilmesi için yeterli miktarı besinler ile alabilmemiz mümkün. Ancak bu maddelerin çoğunluğunun vücutta birikmediği ve 4 saat içerisinde idrar yoluyla vücuttan atıldığı belirlenmiş. O halde sürdürülebilir bir yarar için beslenme programının dikkatli bir şekilde ayarlanması gerekiyor.
Her antioksidamn etkisi aym değil
Uzun süreli ve aşırı egzersiz, bağışıklık sistemi ve yangı ile ilgili olaylarda rol oynayan çeşitli sitokinlerin kandaki değişimini artırmaktadır. Buna bağlı olarak da vücutta oksidatifhasar artmakta, hücrelerde ve damarlarda zararlara yol açabilmektedir. İşte bu gibi olumsuz etkilerin önüne geçebilmek için vücudumuzun kendi antioksidan savunma sisteminin yanı sıra, meyve ve sebzelerden ya da gıda destekleri ile aldığımız antioksidanlar önem kazanmaktadır. Nitekim antioksidan etkili ürün pazarı milyonlarca dolarlık bir kapasiteye erişmiştir. Antioksidanların tümü aynı şekilde etki etmiyor. Bu nedenle, mümkün oldukça farklı antioksidan kaynaklarından yararlanılması en akılcı yaklaşım.
Bu konuda küçük bir klinik çalışmanın sonuçları size bir fikir verebilir sanıyorum. Sigara kullanmayan 18-43 yaşları arasında gönüllüler üzerinde yürütülen bilimsel kriterlere uygun (çift körlü ve plasebo kontrollü) bir çalışmada, gönüllülere likapa (blueberry) veya C vitamini içeceği verilmiş ve koşu bandında beden ısısı yükselene (39,5 °C) kadar koşturulmuşlar. Bir büyük kupa bardak (150 ml) likapa meyve suyu ya da likapa aroması katılmış C vitamini içeceği (1.250 mg)’nin yedi gün süre ile verilmesinden sonra, egzersizden önce, hemen sonra, 15 ve 30 dakika sonra alınan kan örneklerinin antioksidan kapasitesine bakıldığında, likapa (blueberry) verilen gönüllülerde kan antioksidan kapasitesinin daha yüksek olduğu gözlenmiş. Bu durum, koşu gibi beden ısısını yükselten egzersizlerde likapa (bluberry)’nın daha yararlı olabileceğini gösteriyor. Şüphesiz bu çalışma henüz yeterli değil, daha yüksek sayıda gönüllü ve daha uzun süreli uygulama ile yürütülen çalışmalara ihtiyaç var. Ama bize bir fikir veriyor sanırım.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada