Haberin Kapısı

Erbakan'ın, Hocası Abduaziz Bekkine Hazretlerine Bahsettiği O Gizli Mektupta Neler Vardı?

TARİH

Tarih; 1950’li yıllar… Ülke; Almanya... Dar katılımlı bir konferans… Konferansın ismi: Arabian-Heute (Arabistan Bugün). Konferansı veren, Amerikan-Alman petrol şirketi ESSO’nun Almanya Teşkilat-ı Umum (Genel) Müdürü Dr. Sven Von Müller. Bir milyarder… “Ne Yapıp Edip Hac İbadetine Mani Olmalıyız!” Erbakan'ın: 1950'de Almanya’da doktora öğrencisi iken, hocası Abdulaziz Bekkine’ye yazıp yolladığı toplantının İçeriğini yazdığı mektubu Adnan Öksüz Anlatıyor.

Tarih; 1950’li yıllar…  Ülke; Almanya... Dar katılımlı bir konferans… Konferansın ismi: Arabian-Heute (Arabistan Bugün).

Konferansı veren, Amerikan-Alman petrol şirketi ESSO’nun Almanya Teşkilat-ı Umum (Genel) Müdürü Dr. Sven Von Müller. Bir milyarder…

Konferans yazdığım gibi dar kapsamlı ve de esas itibariyle “gizli”; yalnızca özel olarak davet edilmiş olan Almanya/Aachen ve civarı vilayetlerdeki hükümet erkânı ve sanayi temsilcilerine veriliyor.

Konferansa katılan bir isim daha var; Necmettin Erbakan…

Almanya’da doktora eğitimi gördüğü süreçte üniversiteye gelen bir davet üzerine kendisini bir anda konferans salonunda buluyor, Erbakan Hoca.

Erbakan Hoca’nın bu konferansa ilişkin son derece çarpıcı notlarından bir bölümü burada paylaşmak istiyorum.

Erbakan Hoca, önce Dr. Müller’i şöyle tarif ediyor; “Adamın daha duruşundan belli ki milyarder. Cin gibi gözleri var. 50 yaşlarında. Son derece güzel ve sürükleyici konuşuyor. Belli ki gayet de zeki. Kıyafeti Almanlardan ziyade Amerikalılarınkine benziyor!”

Peki, Dr. Müller, bu gizli toplantıda neler mi anlattı?

Erbakan Hoca’nın aldığı notlar çerçevesinde Dr. Müller konferansta şunları ifade ediyor; 

* “Hayatımız orta şark (Ortadoğu) petrollerine bağlı. Acaba bu petrollerin sahipleri kimlerdir. Bunu hiç merak etmiyor musunuz? Ben hem de son derece merak ettim. Ve bu ahali üzerine gerek kitaplar okumak suretiyle ve gerekse son yaptığımız seyahat vasıtasıyla da görmek suretiyle tahkikatta bulundum. Şimdi size bu havalinin petrollerinden ziyade ahalisinin tanıtmayı enteresan buluyorum.”

* “Hayatımızı farkında olmadan ellerinde tutan bu ahali açtır, ayakları çıplaktır. Bereket ki, ellerindeki servetin farkında değiller ve kendileri kendi mallarını işletemezler. Bunlar garplı bir memleketle çalışmaya mecburdurlar. Bu garplı memleket hangi memleket olabilir. Şimdiye kadar İngiltere idi. Fakat son siyasi hadiselerden sonra İngiltere artık bu memleketler tarafından sevilmez. Fransa ise İngiltere’nin her zaman yanında ve ayrıca bilhassa Afrika’daki Tunus’taki siyasetinin bozukluğuyla gaflar yapmakta ve İngiltere gibi Arap âlemi tarafından sevilmemektedir.”

* “Amerika mı? Amerika son Yahudi memleketi meselesi ile Arap âleminin en büyük düşmanı meyanına geçmiştir. Acaba Arap âleminin hemen yanı başındaki Türkiye mi? (Adam Arap âlemi ile Türkiye arasında hiçbir bağ görmediği gibi Türkiye’yi Arap âleminden ziyade Avrupa camiasına daha yakın bir memleket addediyor.) İngiltere bu hususta lazım gelen rolü fazlasıyla oynadı. Son siyasi hadiseler esnasından Türkiye’nin garplılar ile bir olup Araplara yüz çevirmesini Arapların kolay kolay hazmedemeyecekleri aşikârdır.”

* “Görüyorsunuz ki dinleyiciler! Arap âlemi bugün ancak ve ancak Almanları beklemektedir. Ona göre hareket etmeliyiz. Bugün için yapılacak en büyük vazife garp âlemiyle birlikte önce Arap âleminin toparlanmasına mani olmak. Sonra nasıl olsa Arap âlemi garplıların içinde bizi seçecektir. Bu itibarla garplıların Arap âleminin toparlanmasını baltalama siyasetlerini ve gayretlerini biz de bütün gücümüzle desteklemeliyiz. Acaba Arap âleminin toparlanması mümkün müdür?”

* “Bugün muhtelif mıntıkalarda çeşitli siyasi cereyanlar ve dehşetli hareketler görüyoruz. Bunlar Arap âleminin ayaklanmasına bir delil olabilir mi? Bence, dışarıdan siyasi oyunlar tatbik edilmese bile Arap âleminin toparlanması gene güçtür. Zira bu koca âlem, bir okyanustan öbürüne kadar (Adam hep Arap âlemi sözüyle İslam âlemini, İslâm âlemi sözüyle de Arap âlemini kastediyor. Ve arasında bir fark görmüyor.) yeknesak bir âlem değildir. Pakistanlılar daha demokrattırlar.”

* “Ayrıca Arapların aralarında siyasi gaye bakımından bir birlik yoktur. Yaşlılar ile gençlerin görüşleri arasında uçurumlar vardır. Bu sebeplerden dolayı kolayca toparlanamazlar. Fakat bütün bunlara rağmen toparlanmalarına imkân vardır. Zira İslâm birlik dinidir. Bu arada bizim için Arapların tehlikeli adetleri hac adetleridir. Zira bu vesile ile hepsi bir araya gelmektedirler. Buna ne yapıp edip mani olmalıyız.”

***

Not: Yukarıdaki notlar, Erbakan Hoca’mızın Almanya’da doktora öğrencisi iken, hocası Abdulaziz Bekkine’ye yazıp yolladığı mektubundan... Oldukça uzun bir mektup. Mektubun tamamını okumanızı arzu ederim. (A.Ö.)

ŞU NEZAKETE BAKAR MISINIZ?

Erbakan Hoca’nın, hocası Abdulaziz Bekkine’ye yazdığı uzun mektup şu satırlarla son buluyor; “Muhterem Efendim, bu sefer de yine oldukça uzun bir mektupla kıymetli vakitlerinizi işgal ettiğimden dolayı affınızı dilerim.

Bu mektubum münasebetiyle geçirmiş olduğunuz Receb-i Şerif ayınızı ve Regâib kandilinizi ve son olarak da Miraç Gecenizi tebrik ederim. Cenab-ı Hak kendi yolundan ayırmadan nicelerine afiyetle erişmek nasip buyursun. İnşallah. Muhterem Efendim, mektubuma müsaadenizle burada nihayet verirken önce zat-ı âlinizin mübarek ellerinden tekrar tekrar öper, gerek size gerekse diğer cümle ihvana çok çok selam eder, dualarınızı beklerim. Esselamüaleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtuh.” (Cevdet, inşallah Ramazan’ın son günlerinde oradaki işlerini bitirip gelecek. Selamı var.)

***

Mektubun tümünü okuduktan sonra bende oluşan izlenimi de aktarayım; “Bakar mısınız şu nezakete ve hürmete…”

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

* Genel Başkanlığını Muhittin H. Yıldırım hocanın deruhte ettiği Din Görevlileri Birliği Derneği (DİN-BİR-DER), ailenin korunması konusundaki gayretlerine bir yenisini daha ekliyor.

* DİN-BİR-DER, 9 Mayıs’ta gerçekleştirilen ve büyük bir alaka ile karşılanan, “21. Yüzyılda aile Yapımıza Karşı Tehditler ve Ailenin Korunması” sempozyumunun ardından aileye ilişkin çalışmalarını, Aile Konferansları ile devam ettiriyor.

* 20 Haziran 2021 tarihinde (önümüzdeki Pazar) gerçekleştirilecek ilk konferansa, “Ailenin Kurumsal Yapısına Karşı Tehditler ve Ailenin Korunması” konusuyla, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen konuk olacak.

* Zoom üzerinden, saat 14:00-15:40 arasında gerçekleştirilecek program, derneğin sosyal medya hesaplarından da canlı olarak yayınlanacak. Zoom linki, program başlangıcından yarım saat önce sosyal medya hesaplarından paylaşılacak.

Kaynak:

https://www.milligazete.com.tr/makale/7307775/adnan-oksuz/ne-yapip-edip-hac-ibadetine-mani-olmaliyiz

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.