Güneydoğu Anadolu Bölgesi Anadolu tasavvuf tarihi açısından İstanbul’dan sonra en önemli merkezlerin başında gelmektedir. 1258 tarihinde Bağdat’ın istilası sonrası kuzeye doğru göç etmek zorunda kalan Kâdirî tarîkatının temsilcisi çoğu seyyid aileler tarafından yürütülen tasavvufî hizmetler, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (1826)’den sonra Nakşibendiliğe doğru bir dönüşüm yaşamıştır. Bugün Anadolu Nakşî kollarının neredeyse tamamının dayanak noktası bu bölgedir. Buna rağmen bölge tasavvufî hayatı hakkında yeteri kadar çalışma yapılmamıştır. Biz bu çalışmamızda, Cumhuriyet tarihinde Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en önemli irfan merkezlerinden biri olan Şırnak ili, Cizre ilçesine bağlı Bağlarbaşı (Serdahl) (1) köyündeki Serdahl Tekkesi ve tekkenin bölge sosyal hayatındaki yeri hakkında bilgi vermeye çalışacağız.
Serdahl Tekkesi’nin bulunduğu Bağlarbaşı köyü, Cizre-İdil-Mardin yolu üzerinde 12. kilometrede, Düzova (Hoser) köyüne varmadan 1 km. güney istikametindedir. Serdahl Tekkesi olarak tanıtacağımız yapı, esas itibariyle bir külliye hüviyetindedir. Camisi, medresesi, pîr evi, misafirhanesi, mutfağı, hamamları, ahırı vs. bulunan tam bir külliyedir. Şeyh Muhammed Saîd Seydâ-i Cezerî (ö.1968) tarafından kurulan ve kendisinden sonra gelen oğulları Şeyh Nurullah Seydâ (ö.1985) ve Şeyh Ömer Faruk Seydâ tarafından, Cizre’nin çok sıcak olması itibariye özellikle yaz aylarında kullanılmış olan bir mekândır. Şu an metruk durumda bulunmaktadır ki çalışmanın amaçlarından biri de günden güne yıpranan ve yıkılan yapının fizîkî durumu ve geçmişteki fonksiyonunu kayıt altına almaktır. Bu doğrultuda külliyenin gerekli ölçümleri yapılarak krokisi çizilmiştir.
Serdahl Tekkesi, bölgede Kürtçe ismiyle yalnız Serdahl şeklinde tanınmakta ve tekke ismi kullanılmamaktadır. Bununla birlikte fonksiyonu itibariyle ele aldığımızda, Serdahl Tekkesi olarak tanıtmanın daha doğru olacağı kanaatindeyiz.
Esas itibariye camiler, Ashab-ı Suffe ile başlayarak İslam tarihi boyunca ilim ve irfanın tedris ve talim merkezi olmuştur. (2) Bilahare müstakil medrese ve tekke merkezleri kurulmuştur. Güneydoğu bölgesinde klasik uygulama genel olarak aynen devam etmiş, medrese ve tekke hizmetleri cami merkezli yürütülmüştür. Yasal olarak 1925 yılından itibaren yasak olması da bu hususta etkili olmuştur. Bizim Serdahl Tekkesi olarak tanıtacağımız yapı da resmi kayıtlarda Bağlarbaşı Camii olarak geçmektedir. Ancak bölgenin en önemli medrese ve tekkesi konumundadır.
Bu çalışma öncelikle bir saha çalışmasıdır. Çalışma yapılırken, tekke merkezi ve tekkeye bağlı şube tekkeler ve medreseler gezilerek gözlemler kayıt altına alınmıştır. Buna ilave olarak değişik il ve ilçede halen yaşayan ve tekkede bulunmuş kişiler dinlenerek kaydedilen bilgiler karşılaştırmalı olarak incelendikten sonra değerlendirilmiştir.
Serdahl Tekkesi Tarihi
Serdahl Tekkesi olarak tanıtacağımız Serdahl Camii resmî kayıtlarda Bağlarbaşı Camii olarak geçmektedir. Caminin de içinde bulunduğu
geniş arazi, Şeyh Reşid Dırşevî(ö.1868)’nin (3) kızı olan Şeyh Muhammed Saîd Seydâ’nın annesi Halime Hatun tarafından satın alınmıştır. 1860 (h. 1276) tarihinde Cizre’ye bağlı Düzova (Hoser) köyünde doğan Halime Hatun, güzel ahlakıyla tanınan bir kadındı. Her gün düzenli
olarak Kur’an-ı Kerîm ve Delâilu’l-Hayrât okurdu. Evin günlük işleri ve hayvanları ile meşgul olur, ayrıca şal yapımında kullanılan yün ipliği
yapardı. Hatta buradan elde ettiği para ile Şeyh Seydâ’nın tekkesi olarak bilinen Serdahl Tekkesi’nin bulunduğu Serdahl köyünden çocukları ve kardeşi Molla Abdulhakim’in çocukları için arsa aldı. Çocukları Şeyh Muhyiddin ve Şeyh Sirâceddin ile köyün sulu arazisinin bulunduğu
alanda tarlaya ihata duvarı örerek sebze yetiştirmiştir. (4) Bunun yanında Cizre’nin Kale Mahallesi’nde de kendi çocukları ile kardeşi Abdulhakim ve Şeyh Muhammed Nûrî Dırşevî’nin çocuklarına da birer ev satın aldı. 1931 yılında vefat etti. Mezarı Cizre’deki Şeyh Muhammed Nûrî kubbesi olarak anılan kubbenin avlusunda olup 24 nolu mezardır. (5)
Şeyh Seydâ-i Cezerî, tekkelerin kapatılmasından sonraki süreçte konuyla ilgili yaşanan siyasi sorunlar nedeniyle (6) 1926 yılında Musul’a gitmiş ancak kısa süre sonra 1928 yılında tekrar Cizre’ye dönmüştür. Fakat kanaatimizce şehir merkezinden ve resmî alandan biraz uzak olmak düşüncesi, onun Serdahl’e daha fazla gitmesine ve daha uzun süre kalmasına neden olmuştur. 1920’li yıllardan itibaren kullandıkları Serdahl köyünde zaten bir cami bulunmaktaydı. Zaman içerisinde bu cami etrafında külliye oluşmuştur. Cizre Müftülüğü kayıtlarında bulunan camiye ait Cami Bilgi Formu’nda ve caminin kitabesinde göre inşaat, 1962 yılında tamamlanmıştır. Bu tarih, bir kısım restorasyonların tamamlanma ve resmi açılış tarihi olmalıdır. Zira ifade edildiği üzere zaten aktif olarak kullanılan bir cami bulunmaktaydı.
Şeyh Seydâ-i Cezerî’nin özellikle yaz aylarında kalmayı tercih ettiği Serdahl, Mardin, Batman, Siirt, Van, Ağrı ve Şırnak illeri ile Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki bölgenin en önemli medresesi ve tasavvufî hayatının merkezi konumuna gelmiştir. Aslında Şeyh Seydâ’nın fonksiyonunu artırdığı bu tekke, Basret Şeyhleri olarak tanınan ve Osmanlıların son yüzyılında bölgenin en önemli âlimlerinin hizmet yürütmüş oldukları, Sıbgatullah Arvâsî başta olmak üzere birçok büyük sûfînin sülûkunu tamamladığı köklü bir tekkedir. Medrese geleneği ise daha önceye dayanmaktadır. Şeyh Seydâ’nın 1968 yılında vefatından sonra yerine oğlu Şeyh Nurullah Seydâ geçmiştir. Tekkede görev yapan şeyhler başlığı altında bilgi vereceğimiz Şeyh Nurullah Seydâ, 1985 yılına kadar bu hizmeti yürütürken gerek medrese tahsili gerekse tasavvufî hizmetler boyutunda tekkenin fonksiyonunu artırmıştır.1985 yılında Şeyh Nurullah’ın vefatını müteakip görevi kardeşi Şeyh Ömer Faruk Seydâ görevi devralmıştır.
1980’li yıllarda bölgede yaşanan sorunlar, bölgenin istisnasız bütün alanlarında ve toplumun bütün katmanlarında etkili olmuştur. Bu hususta
en fazla etkilenenlerden biri de kuşkusuz âlimler ve bunların yürüttükleri medrese ve tekke hizmetleri olmuştur. İşte bu süreçte, 1994 yılında Bağlarbaşı (Serdahl) köyü bütünüyle boşaltılmış ve her şeyiyle birlikte terk edilmiştir. Her ne kadar 2002 yılında tekrar iskâna açılmış olsa da köye 10 aile tekrar dönmüş ancak Serdah Külliyesi hizmete girmemiş ve metruk şekilde kalmıştır.
Doç. Dr. İbrahim BAZ
Şırnak Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
---------------------
1- Bağlarbaşı köyünün eski ismi Serdahl’dir. Serdahl Kürtçe Bağlarbaşı anlamına gelmektedir.
2- Camilerin eğitim, öğretim ve kültür merkezi olarak fonksiyonu hakkında bkz. Ahmet Önkal,
Nebi Bozkurt, “Cami”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul: 1993, VII, 50.
3- Şeyh Reşid Dırşevî ve ailesi hakkında bilgi için bkz. Muhammed Nûrî Eş-Şeyh Reşîd en-
Nakşibendî ed-Dırşevî, el-Kutûfu’l-Ceniyye fî Terâcimi’l- Âileti’d-Dirşeviyye, Trs.; İbrahim Baz,
“Şırnak Bölgesindeki Nakşî Şeyh Aileleri ve İdil’de Yaşayan Mutasavvıflar”, Geçmişten Günümüze
Uluslararası İdil Sempozyumu, (İstanbul: 2011), s.347.
4- Şeyh Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî, Mektûbât, Haz.: Şeyh Abdussamed el-Farkınî, Ter.:
İbrahim Öztürk, (İnegöl: 2008), s. 31. (19 No’lu Dipnot)
5- Şeyh Seydâ, el-Cezerî, Mektûbât, s. 11.
6- Şeyh Seydâ, tekkelerin ve medreselerin kapatıldığı süreçte yaşanan sıkıntılardan dolayı bazı
zamanlar Cudi Dağı eteklerinde bulunan Çağlayan ve Hebler köylerinde bulunan muhibbinin
mihmandarlığında oralarda hatta dağdaki mağaralarda ders vermeye devam etmiştir.