Haberin Kapısı

Serdahl Tekkesinin Sosyal Fonksiyonu ve Bölgedeki Etkisi

TASAVVUF

Serdahl Tekkesi, özellikle Şeyh Seydâ döneminde bölgede hayatın her alanında merkezi bir rol üstlenmişti.

Bölgeden kasıt, öncelikle tekke merkeze alındığında namazın kasrını gerektiren 80 km. mesafelik bir daireyi içermektedir. Bu alan kaba bir sınırla batıda Midyat ve köyleri ile Nusaybin ve köyleri, kuzeyde Kerboran (Dargeçit) ve civarı, doğuda Silopi ve Kuzey Irak’ın bir kısmı, güneyde ise Suriye’nin bazı köylerini kapsamaktadır. İşte bu daire sınırları içerisinde miras paylaşımı, tapu işlemleri, kavga ve kan davaları, her türlü asayiş ve ailevî sorunlar başta olmak üzere devlete bağlı organların icra etmesi gereken neredeyse hayata dair her türlü işlem tekkeye gelerek orada çözüme kavuşturulurdu. Tekkede verilen kararın üzerine bir daha söz söylenmezdi. Tekke, bu yönüyle bölgenin kalbi konumunda gözükmektedir.

Bölgede yaşayan ya da görev yapan insanların çoğu başta Şeyh Seydâ olmak üzere tekkede görev yapan şeyhlerin ilmine ve ahlakına büyük saygı göstermiş ve neticede müridi yahut muhibbi olmuşlardı.

Tekkede günlük olarak köy nüfusunun ortalama 10 katı ziyaretçi olurdu. Bu sayı hafta sonunda daha da artardı. Başta Cizre olmak üzere yakın il ve ilçelerden gelenlerle özellikle havaların müsait olduğu dönemlerde sayının 500-1000 kişiyi bulduğu olurdu. Bu sayı bayram ve kandil gecelerinde 3000 civarında olurdu ve tekkenin dışına çıkacak şekilde büyük sofralar kurulurdu.

Tekkenin etki alanındaki köylerin birçoğunda, tekkeye gelen misafirlerin ve medresede okuyan talebelerin iaşesinin karşılanması amacıyla bir tarla tahsis edilir ve o tarla imece usulü ekilip biçilerek ürün tekkeye götürülürdü. Bazı köyler tarla tahsis etmek yerine kendi ürünlerinden toplayarak tekkeye götürürlerdi. O dönemlerde bölgede hayvancılığın yaygın olması itibariyle köylüler çoğu zaman küçükbaş hayvanlar da götürürlerdi. Aslında tekkenin de yüzlerce küçükbaş hayvanı bulunmakta idi. Şeyh Seydâ, medresede okuyan talebelere özel ilgi gösterir, tekkenin küçükbaş hayvanlarından, öğrenci sayısına göre koyun yahut keçi vererek hocalarıyla birlikte onları piknik yapmaya gönderirdi. Tekkenin 1960’lı yıllarda bir kamyonu vardı. Kamyon bu ve benzeri hizmetlerde de kullanılırdı.

Maddi hastalıklar yanında manevî hastalıkları olanlar, akıl hastaları, özürlüler, sakatlar, ailesi tarafınca terk edilen çocuklar tekkeye getirilirdi. Bu yönüyle tekke, bir nevi rehabilitasyon merkezi gibi bir rol üstlenmişti. Şeyh Seydâ, yemek esnasında çoğunlukla bu insanların yanında oturur ve onlara kendi elleriyle yemek yedirirdi.

Serdahl Tekkesi, ilmî ve irfânî yönüyle bölgede yaşayan değişik din ve dildeki insanlarla birlikte yaşama konusunda da merkez bir rol üstlenmiştir. Süryânîler, Yezidîler, Ermenîler başta olmak üzere Müslümanlarla birlikte yaşama, aşîretler arası kavgalar ve anlaşmazlıkların çözümü hususunda arabulucu bir rol üstlenmiştir.

Serdahl Tekkesi ve Külliyesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Cumhuriyet tarihindeki en önemli ilim ve irfan merkezlerinden biridir. Şeyh Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî (ö.1968) tarafından 1959-1962 yılları arasında yaptırılan bir yapıdır. Medrese ve tekke hizmetlerinin içerisinde bulunduğu cami, pîr evi, mutfak, misafirhane, ahır, hamam ve abdesthâne bölümlerinden oluşmaktadır. Şeyh Muhammed Saîd Seydâ, Şeyh Nurullah Seydâ ve Şeyh Ömer Fâruk Seydâ, buranın meşâhetini ve müderrisliğini yapmıştır. Şeyh Fahreddin Arnâsî, Muhammed Emin Er, Molla Ramazan el-Bûtî, Şeyh Halil Serdefî, Seyyid Ali Fındıkî ve Abdullah Fırfelî gibi bölgenin büyük sûfî ve âlimleri burada yetişmiştir. Tekke, aynı zamanda bölgenin sosyal birlik ve bütünlüğünün korunmasında, sorunların çözümünde ve bölgede yaşayan farklı din ve inançtaki insanların huzur içinde yaşamasında önemli bir rol oynamıştır.

Tekkede hizmet yürüten şeyhin öncülüğünde, halifeler ve müderrisler yaz aylarında ortalama üç ay köy köy dolaşarak halkın irşadı hususunda hizmet vermişlerdir. Burada okuyan ve icazet alan talebelerin bir kısmı, tasavvufî hilâfetle birlikte bölgenin değişik il, ilçe ve köylerinde merkeze bağlı olarak şeyh tarafından vazifelendirilmiştir.

Bütün bunların ötesinde Serdahl tekkesinin temsil ettiği, yaşadığı ve yaşattığı tasavvufî hayat tarzı ve düşüncesi, bölge insanının dirliğinin temel unsuru olmuştur. Bugün Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde var olan tasavvufî merkezlerin sayısının azalması ve bu merkezlere ilginin eskisiyle mukayese edilmeyecek şekilde düşmüş olması, hiç kuşkusuz bölgede yaşanan sorunların temel sebeplerinden biridir. Bölgedeki medrese ve tekkelerin yeni bir form ile faaliyetlerini devam ettirmesinin bölgenin tarihî köklerine dönüşüne bir imkan sunacağı âşikardır.

Doç. Dr. İbrahim BAZ

Şırnak Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi

--------------------------

Kaynakça

Baz, İbrahim, “Şırnak Bölgesindeki Nakşî Şeyh Aileleri Ve İdil’de Yaşayan Mutasavvıflar”, Geçmişten Günümüze Uluslarası İdil Sempozyumu, (İstanbul: 2011), s.347.

Baz, İbrahim, “Midyat ve Çevresinde Tasavvuf Kültürü ve Midyatlı Sûfiler” Keşf-i Kadim: Matiate’den Midyat’a (Uluslararası Midyat Sempozyumu’nda Sunulmuş, Yayınlanmamış Tebliğ Metni).

el-Bûtî, Said Ramazan, Babam Molla Ramazan el-Bûtî, çev. Abdulhadi Timurtaş, (İstanbul: Kent Yayınları, 2006).

Cami Bilgi Formu (Bağlarbaşı Camii, 1985 tarihli)

Cami Bilgi Formu (Bağlarbaşı Camii, 6.6.2002 tarihli)

Deniz, Abdulbaki, “Jiyana Mela ‘Ebdullahê Firfêlî”, Nûbihar, 111, 2010, s. 72.

Göksu, Muhammed, “Muhammed Nurullah Seydâ el-Cezerî’nin Hayatı, Şahsiyeti ve Tasavvuf Anlayışı”, Uluslararası Şırnak ve Çevresi Sempozyumu Bildirileri, Ed.: M. Nesim Doru, (Ankara: Şırnak Üniversitesi Yayınları, 2010), s. 647-661.

Heyet, Suriye Evliyaları, (İstanbul: Türkiye Gazetesi Yayınları, 2006), s. 402,403;

Muhammed Nûrî Eş-Şeyh Reşîd en-Nakşibendî ed-Dırşevî, el-Kutûfu’l-

Ceniyye fî Terâcimi’l- Âileti’d-Dirşeviyye, Trs.

Önkal, Ahmet, Bozkurt, Nebi, “Cami”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), 1993, VII, 50.

Güneydoğuda Bir İrfan Merkezi: Serdahl Tekkesi ve Külliyesi

Özdirek, Recep, “Cumhuriyet Döneminde İdil’de Yaşayan Müslüman Din Âlimleri”, Geçmişten Günümüze Uluslarası İdil Sempozyumu,

2011), s. 337.

Seyyid Mela Abdullah Fırfılî, Kitabu’l-Es’ileti ve Ecvibe, (İstanbul: Ravza Yayınları, 2011).

Seyyid Mela Abdullah Fırfılî, Kitâbu’l-İşârâti ve Beşârât , (İstanbul: Ravza Yayınları, 2010).

Şeyh Molla Fahreddîn-i Arnâsî, Zülfikâri’l-Haydarî fî Nusreti eş-Şeyh Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî, (Yazma Eser), s. 5-14.

Şeyh Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî, Mektûbât, Haz.: Şeyh Abdussamed el-Farkınî, Ter.: İbrahim Öztürk, (İnegöl: 2008), s. 31. (19 No’lu Dipnot)

Şeyh Muhammmed Şefîk ez-Zibârî, Ahvâlü’d-Dürriyye ve’l-Ahbâru’l-Miskiyye fî silsileti’z-Zibâriyye, (Musul: 1935).

Tan, Altan, Turabidinden Berriye’ye (Aşîretler, Dinler, Diller, Kültürler), (İstanbul: Nûbihar, 2011)

Ünalan, Abdülkerim “Molla Fahreddin Batmânî ve İlmî Kişiliği”, İbrahim Hakkı ve Siirt Uleması Sempozyumu, (İstanbul: 2008),s. 501-520. www.seyhfahreddin.com

Yüce, Abdülhakim, “Cizre’li Şeyh Seydâ ve Tasavvufî Görüşleri”, Uluslararası Şırnak ve Çevresi Sempozyumu Bildirileri, Ed.: M. Nesim Doru, (Ankara: Şırnak Üniversitesi Yayınları, 2010) s. 638.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.