Güzel yapmak Güzel söylemekten Daha Güzeldir. Dünyanın içine Gir Amma Dünya senin İçine Girmesin...
Şeyh Muhammed Nurullah Seyda El-Cezeri (R.A.)
Pederi, büyük allame, mürşitlerin imamı, takva ehlinin medarı iftiharı, saliklerin mürebbisi, nur şelalesi ve Şeyh’lerin piri, Seyda Muhammed Said El-Cezeri (k.s.)’dir… Validesi, Şeyh Hüseyin Basreti Hazretlerinin mahdumları Şeyh Celaluddin efendilerinin kerimeleri Hacı Tayyibet Hatun’dur.
Hicreti Nebevi’nin 1368, Miladi 1948 senesinin safer ayında İbni Ömer Cezerisinde, şimdiki Şırnak vilayetine bağlı Cizre kazasında doğmuştur…
Şeyh Muhammed Nurullah Seyda El-Cezeri (R.A.) daha bebekliğinde ehl-i irfan tarafından dikkat çekilmiş olup zekâ, akıl, edep ve irfanın adeta sembolü oluvermişti. Yaşıtları ancak konuşmaya başlarken o, çok küçük yaşına rağmen okuma yazmayı öğrenmiş, eline aldığı kalemle defterleri doldurmaya başlamıştı. Çevresi tarafından zekâsı kısa zamanda fark edilmeye başlanmış ailesi ve üstatları üzerine titremeye başlamışlardı. Okuduğu veya anlatılan bir dersi bir daha tekrar etme lüzumu hissetmezdi. Dersleri verişinde ve anlatımında ziyadesiyle verirdi. Tüm zamanını pederinin gözetiminde medresede geçirerek derslerinin birçoğunu ondan almıştı. Pederinin halifesi Allame Seyyid Şeyh Fahruddin Batmani gibi, bölgenin birçok mümtaz hocalarının nezaretinde özel derslerle eğitim ve terbiyesine özel itinam gösteriliyordu. Hocalarının hepsi kendilerine emanet edilen bu yavruyu ilmin gereken zirvesine çıkarmaya başlamışlardı. İlhamını, uhdesinde barındıran bütün güzellikleri asil kaynağından almıştı. Mevla’nın inayetiyle seyri sülukuna devam ederek akranlarının birkaç merhalede aldığı yolu tek seferde kat ederek yoluna devam ediyordu. Yaptığı çalışmalarında fazilet ve meziyetler kendisinde yer edinceye kadar yegâne şahsiyet olan babasının gösterdiği yolda müritlerini sevk ve idare edecek istidadı ve kabiliyetleri gelişinceye kadar, akli ve nakli ilimlere vakıf olup, rivayet ve dirayeti kendisinde rüsuh buluncaya kadar devam etti. Bütün bu başarılar Cenabı Hakk’ın kendisine tevdi ettiği keskin zekâsı ve kuvvetli hafızası sayesinde olmuştur. On beş yaşlarına geldiğinde pederi daha ona ilim icazeti vermeden ‘’postnişinimdir’’ diyerek adeta dergâhın, cemaatin, medresenin ve diğer tüm sorumlulukların maddi ve manevi izinlerini kucağında bulmuştu. Kardeşlerinin derslerini de bazen pederleri bazen kendisi ya da uygun gördüğü hocalara verdiriyordu.
İlkokul diplomasını dışarıdan almanın yanı sıra mektupla İngilizce ders veren bir kurumdan ders alarak diplomasını almış ve birçok alanda kendisini yetiştirmeyi ihmal etmemişti. Genç yaşına rağmen pederi onu Şeyh Muhammed Nuri Dirşevi Hazretlerinin torununun kerimesi olan Kania Hatunla, Dargeçit e bağlı bir sayfiye köyü olan İzar’da evlendirerek düğünlerini yapmıştı.
Miladi 7 Ocak 1968 yılında Pazartesi günü İlahi bir emir olan;
‘’ Ey huzur içinde olan can, dön Rabbine, sen Ondan razı, O da senden razı olarak’’
Emri İlahi nidası ile Seyda Muhammed Said El- Cezeri (r.a.) Hazretleri hakkın rahmetine yürümüştü. Pederlerinin vefatları üzerine Şeyh Muhammed Said Seyda El-Cezeri’den sonra altıncı pos nişin olarak bu muazzam göreve babasının işaretine rağmen, muhterem pederlerinin ahrete intikalinin de cenaze ve taziye için gelen, babasının halifelerini ve mucazlarını toplamış yapılan istişarede oybirliği ile babasından sonra postnişin olarak bu ulvi görevi fiilen üslenmiş oldular. Pederi Şeyh Seyda El-Cezeri Hazretlerinin tüm hulefa ve müridanları ona biat ederek ahitlerini onun elinde tazelediler. Pederinin Hakkın Rahmetine kavuşmasından sonra maharet ve yücelik ridasına bürünerek fiili, kavli ve ameli, pederleri gibi Resülullah (s.a.v.)’in siyreti gibi yaşamaya ve buna asla aykırı davranmamaya çalışmıştır. Bütün takdirlerle onun yerine geçerken, diğer taraf tan da kemalin zirvesine ulaşıncaya kadar yüce merdivenlerle dereceleri kat etmeye devam ettiler. Bütün ümitler, genç yaşına rağmen kendisinde tamamlanmıştı. Çünkü o, Ahlakını babası gibi Resulullahın Ahlakıyla tamamlamaya çalışmıştı. Şeriatı Mutahhara’nın gereklerini, pederleri gibi tam bir istikamet içinde, kıl payı kadar sağa sola sapmaksızın, o ilahi emir ve yasaklardan, bir an bile yüz çevirmeden eksiksiz icra ve ifa etmekteydi. En iyi imam ve muktedi olarak ilim icazetini ise pederlerinin işareti üzerine kendisinin de hocası ve babasının güzide halifesi Allama Şeyh Fahruddin Armasi Summe El-Batmani den aldılar.
Şeyh Muhammed Nurullah Seyda El-Cezeri (R.A.), özellikle yaşadığı toplumun ve çağın problemleri ile ilgilendi. Müntesipleri arasında emin bir nasihatçi, kötü ve çirkin bidatleri kaldırıcı, münazaalarda barıştırıcı sülük ve riyazette irşat edici, vakitlerini ilim, Şer’i şerife uymaya, İslam’ın hayat veren prensiplerini yaşamaya, Allah’ü Teâlâ’yı her kal ve kar’da zikretmeyle değerlendiren olarak yoluna devam etti. Günümüz insanının irşat edilmesi doğruların hangi metotla ve yöntemle ulaştırılması noktasında uğraşlar vermeye başladı. İlmi çalışmalarının bir bölümünü mütalaa ile bir bölümünü de faydalı tasarrufları bir araya getirip din kardeşleri arasında yayarak irşat etmek üzere te’lifat yapmakla değerlendirip vakti kesmekle uğraşmıştı. Zira sofiler şöyle derlerdi:
‘’Vakit kılıç gibidir, sen onu kesmesen o seni keser.’’
Henüz yirmi yaşında olmasına rağmen birçok eser yazmaya başladı. Kısacık ömründe onun üzerinde eser yazmış ve bazı eserleri Türkçe, İngilizce, Rusça ve Özbekçe’ye çevrilerek basılmıştır. Eserlerine sahife ismini vermekte olup bazı eserleri şunlardır:
- Sahife Hizbü’l Hakayiki’l İrşadiye
- Sahife Es-Saihu’l Mütefekkir
- Sahife Cem’u’l Cevami
- Sahife Hülasatü’l Telhis
- Sahife Sahifetü’l İctihat
- Sahife Esraru’t Tasavvuf
- Sahife El-Akaid
- Sahife El-Berahin Ala Haşri’l İnsan ve Vucudi Alemin Ahar
- Sahife Ed-Delailü’l Katı’a Ala Risaleti Seyyidina Muhammed (S.A.V.) ve İcazi’i Kur’an
- Sahife Sahifetü’l Ma’rifet
- Sahife Taninu’t Tabia
- Sahife Buzurun ve Hakaik
- Sahife İrşadi’s Salime
Şeyh Muhammed Nurullah Seyda El-Cezeri (r.a.) hazretlerinin şahsını ziyarete gelen, büyük veya küçük, genç veya ihtiyar insanlar onun münevver simasını görünce ahlak ve sıfatlarını müşahede ettiklerinde ‘’ Tahminlerimizin de çok üzerinde ‘’ demekten kendilerini alamıyorlardı. Evet, O’nu gören On’unla bir araya geldiği zaman ‘’Muidiyi bizzat görmek duymaktan daha hayırlıdır.’’ derlerdi. Mahallinde bulunan insanları Tevhid, manevi aşk, huzur, sevgi ve kardeşlik kuşatırdı. Büyük Âlimlerden Seyyid Ali El-Funduki, akranı olan Şeyh Muhammed Nurullah’la din kardeşliği tesis etmiş kendisinden hem ilim, hemde icazet alarak iltihak etmiş ve Tasavvuf divanındaki şiirlerinde methiyelerle bahsetmiştir. Onlardan bir bölümü mealen şöyledir:
Nice yollar bilir nasıl seydadır
Öyle bir nimet ki lütf u ilahi
Ceziremiz manen çokça ümrandır
Hak yoldur tuttuğu tarikat dahi
Müjdeler veriniz ceziremize
Uzak kalmamakla evliyalardan
Emanet eyledik halkımıza
Müstağni bıraksın her türlü dardan
Ruhum feda sana başta lidersin
Dinleyip yaşayan dinin emrini
Tebriklerimiz yüz binlere ersin
Giyindir irşadını cübbelerini
Mahirsin apaçık irşad yolunda
Meydanlardaki aslanlar misali
Kimseye sığınmasın hiçbir konuda
Ne derse aldırmasın basitse onun hali
Yok, bunda riyan halistir dediğin
Rabbimin nezdinde destur dilersin
Bundandır irşada serbest kaldığın
Çünkü yalanda fayda yok bilirsin
Herkesi seversin hayır dilersin
Teslim olmaları bu bakımdandır
Bir tek bu kâfidir (gönül bilirsin)
Allah sana tüm yolları açandır
Şeyh Muhammed Nurullah Seyda El-Cezeri (R.A.) merhum pederi Şeyh Seyda El-Cezerinin halifesi Şeyh Fahruddine Arnasi Summe El-Batmani den ilim icazeti aldıktan bir gün sonra bu defa kendisi başkalarına ilim icazeti vermeye başlayarak, vefatına kadar olan süre içerisinde çok sayıda ilim icazeti vermiştir. Şeyh Muhammed Nurullah Seyda (k.s.) Hazretlerinin medreselerinde tahsil görerek, az-çok ondan ders okuyup sadece ilim icazeti alan bazı şahısların isimleri şöyledir:
Molla Abdulhakim (Ataç): Pederinin halifesi ve kendisinin hocalarından Şeyh Beşir ê Halilî’yê (Kılavuz) Baseyî’nin oğlu,
Molla Abdulaziz (Tanrıverdi) : İdil/Bafê (Sulaklı)’li Molla Necimin oğlu, Şeyh Muhammed Nurullah (k.s) Hazretleri ilim icazeti aldıktan bir gün sonra bu ilk ikisine kendisi ilim icazetlerini vermişlerdir.
Molla Hikmetullah (Atan): Pederinin halifelerinden Şeyh Musa el-‘Umerî’nin oğlu, Kızıltepe/Mardin, h. 10 Muharrem 1388/m. 8 Nisan 1968 Pazartesi, Bu zata daha sonra yedinci postnişin Şeyh Ömer Faruk (k.s) Hazretleri tarafından tarikat hilafeti verilmiştir.
Molla Muhyuddin’e Ciziri (Ülper): Bu zata daha sonra yedinci postnişin Şeyh Ömer Faruk (k.s) Hazretleri tarafından tarikat hilafeti verilmiştir.
Molla Abdulhamit Cıziri (Şahi): (Çağlayan Şah Köyü) (rh.a),
Molla Muhammed (Yüksel): Pederinin halifelerinden Şeyh Fahruddin ê Diyarbekirî yê Hıdırilaysî’nin oğlu,
Seyyid Molla Muhammed Şefik (Aksoy): Pederinin halifelerinden Şeyh Seyyid Halil Serdêfî yê Bêcirmanî’nin oğlu,
Molla Bahauddin (Ayyıldız)? (Şeyh Ömer Faruk Seyda hazretleri tarafından verildiği): Pederinin has talebesi ve hizmetçisi Diyarbakır/Eğil Beylerinden. Bu zata daha sonra yedinci postnişin Şeyh Ömer Faruk (k.s) Hazretleri tarafından tarikat hilafeti verilmiştir
Molla Masum (Bayar): Molla Süleyman ê Hoserî’nin oğlu,
Molla Fadıl (Aşan/ BEDİRHANOĞLU): Bedirhan Paşa (rh.a)’nın yeğeninin torunlarından Lütfi Beyin oğlu Cizre’nin Çağlayan Şah Köyünden,
Molla Beşir (Malkaç): pederinin fedakâr hizmetçisi ve komşusu Hacı Muhammed ê Bozê’nin oğlu, 30 Nisan 1973 m./28 Rabiulevvel 1393 h. Pazartesi,
Molla Beşir (İnan): Molla Hüseyin ê Davrikî’nin oğlu, m. 30 Nisan 1973/h. 28 Rabiulevvel 1393 Pazartesi,
Molla Abdurrahman (İnan): ê Koçer, m. 30 Nisan 1973/h. 28 Rabiulevvel 1393 Pazartesi,
Molla Haci (Çelik): yê İvanî, Dargeçit,
Molla Ahmed (Aslan): ê Koçer ê Dudêrî yê Davudî (Ağben),
Seyyid Molla Yusuf (Düzgün): İdil,
Molla Tahir e Kiveği: , Botan, 18 Aralık 1972,
Molla Seyyid Muhammed (İbin): Can ê Basurk (Kayabal)’î Batmanî,
Molla Abdussamed e Kerhi:
Molla Tahir (Bapur) e Halili: ê Halilî (Kılavuz Köyü),
Molla Osman (Ünal): ), Hors (Bulmuşlar) Köyü-Botan/Cizre, 1975,
Molla Abdulhamid e Sanuhi: Pervari,
Molla Sirac (Bozyiğit): ê Zercel (Danalı Köyü-Beşiri/Batman)’î, Molla Ali yê Zercelî’nin oğlu,
Molla Hanefi (Ballı) Bingoli:
Molla Seyyid Muhammed (Deniz) Kartmini:
Molla Salih (Kısa) e Heskal: (Kaşıkçı Köyü/İdil)’î h. 8 Zilhicce 1389,
Molla İbrahim (Bavli) Hoser: (Düzova Köyü)’î, Cizre, 13 Nisan 1975,
Molla Muhammed Naim (Bilir) Navyan: (Güneyçam/Şırnak)’î, 1970,
Molla Seyyid Ramazan (Üzümcü) e Tori ye Bazgur: Bazgur (Kentli/İdil)’î, h. 27 Muharrem 1391/m. 24 Mart 1971,
Molla İbrahim e Daner: (Duru Köyü/İdil)’î, h. 27 Muharrem 1391/m. 24 Mart 1971,
Molla Muhammed (Tay) e Reyhanik
Molla Seyyid Necmuddin
Molla İzzet
Molla Seyyid Muhammed (erzen)
Molla Beşir
Molla Muhammed (Gerçin) ‘e Dudıri
Molla İsmail (Oğrak) Delavekasre
Molla İbrahim ‘e Merani
Molla Muhammed Kasım (Elarslan)
Seyyid Sabri Yıldız
Şeyh Muhammed Nurullah Seyda El-Cezeri (R.A.) Hazretlerinden tarikat icazetini yani halifeliği sadce dokuz kişiye vermiş olup isimleri şunlardır:
Şeyh Ömer Faruk Seyda El-Cezeri (K.S.)
Seyyid Şeyh Maruf (Suriye)(R.A.)
Seyyid Şeyh Muhammed (Düzgün)(R.A.)
Şeyh İsmetullah Batmani Bışeri
Şeyh Muhammet Ali (Aslan)
Şeyh Ali (Birtane)
Şeyh Hatip (Yüksel)
Şeyh Recep Efendi (R.A.)
Şeyh Mustafa (Çetinkaya)(R.A.)
Şeyh Muhammed Nurullah Seyda El-Cezeri (r.a.) Hazretlerinin hatme okumaya ve ders vermeye mezunların sayısı ise hayli fazladır. Bunların mezuniyetleri Şeyh Muhammed Nurullah Hazretlerinin vefatıyla birlikte tasavvufun usulü gereğince tabiatıyla sona ermiştir. Kendilerinin yerini dolduran postnişinin tarafından bu tasarruf yenilenmekteydi. Medresenin tüm müderrisliği ise kendisinden küçük kardeşi Şeyh Ömer Faruk Hazretlerine bırakarak kendisini tamamen içtimai ve manevi çalışmalara adamış insanları maddi ve manevi irşatla iştigal etmeye adamıştı. Tevazuu ve vakarlılığını ölçülü bir sevide tutarak insanların sevgi ve saygınlığını çok kısa sürede kazanarak namı çok kısa sürede dünyaya yayılmaya başlamıştı.
Yedi erkek ve üç kız evladı bulunan Şeyh Muhammed Nurullah (K.S.) Hazretleri, 12 Mayıs 1985 Pazar günü genç yaşlarında bir araçla bir köy ziyaretine giderken tankerle trafik kazası sonucu Hakkın Rahmetine kavuşmuştur. Cizre’de beyaz kesme taştan yapılmış ‘’Kubbe’’ de babasının yanına defnedilmiştir.