Haberin Kapısı

Şeyh Muhammed Nurullah Seyda "Sünnet-i Seniyye"

TASAVVUF

ŞeyhNurullah Seyda buna kıyasla şöyle der; “Sünnet-i seniyyeyi takip edenin durumu ile başkasının durumu arasındaki fark; Mücevheratçı ile bir çöpçünün durumu gibidir. Mücevheratçının bir saatlik işi yüzbin çöpçünün ücretine bedeldir. Her ne kadar çöpçünün işi daha ağır, mücevheratçının işi daha hafif de olsa”

Nurullah Seyda  göre, gerçek müslüman, sünnetlerden birini yaşatıp, bid’atlardan birini ortadan kaldırandır kişidir. Müellefe göre, şimdiki zaman kıyamet alametlerinin belirdiği yer çekirdeğinin infilak etmek üzere bulunduğu bir zamandır. Peygamberlik döneminden uzaklaşmış olmamız sebebiyle, şimdiki zaman sünnet-i seniyyenin kapalı kaldığı, yalancılığın yaygınlaşmasıyla da bid’atların açığa çıktığı ve dolayısiyle sünnetin ihyasına ve bid’atların yıkılmasına yardımcı olacak büyük bir müceddide ihtiyaç bulunduğu bir zamandır. [1]

Nurullah Seydaya göre, bugün himmetlerin tümünü bir sünnetin yaşatılıp, bir bid’atın kaldırılmasına yöneltmek lazımdır. Eğer şimdiki zamanın sufileri İslam’ın zayıflığını ve yalancılığın yaygınlığını göz önünde bulundursalardı, şeyhlerinin sünnet dışı amellerini taklid etmemeleri ve yeni çıkan şeyleri de, şeyhlerinin yaptığını bahane ederek adet edinmemeleri gerekirdi. Sünnete uymak faydalı ve kazançlıdır. Sünnetin dışına çıkması ise tehlike içinde tehlikedir. Mesela, Peygamberimiz (s.a.v.)’e uymak gayesiyle gün ortasında uyunan uyku, O’na uyma endişesi olmaksızın tüm geceyi uykusuz geçirmekten daha üstündür. Aynı şekilde şeriat emrettiği için bayram günlerinde orucun tutulmaması, şeriattan kaynaklanmayan bir yıl oruç tutmaktan daha üstündür. Resulüllâh (s.a.v.) emrettiği için verilen bir urgan, (yular) canı istediği için verilen bir dağ altından daha hayırlıdır.[2]

Nurullah Seyda buna şöyle örnek vermektedir; Bir defasında Hz. Ömer (r.a.) sabah namazını kılmış, sahabelerden gelip gelmeyenleri kontrol ediyordu. Bu gözetleme esnasında aralarında birini göremeyince, oradakilerden gelmeyişinin sebebini sordu. Dediler ki: “O, bütün geceyi ibadetle geçiriyor, ola ki sabah vaktinde uyku galebe çalıp onu cemaatten alıkoymuş olsun.” Hz. Ömer (r.a.) buyurdu ki; “Keşke bütün geceyi uyku ile geçirip, sabah namazını cemaatle kılsaydı, öylesi daha faziletli olurdu.” Nurullah Seyda buna kıyasla şöyle der; “Sünnet-i seniyyeyi takip edenin durumu ile başkasının durumu arasındaki fark; mücevheratçı ile bir çöpçünün durumu gibidir. Mücevheratçının bir saatlik işi yüzbin çöpçünün ücretine bedeldir. Her ne kadar çöpçünün işi daha ağır, mücevheratçının işi daha hafif de olsa” [3]

Midat TOKHTAROV Bursa/2012

------------------------

[1] Muhammed Nurullah Seyda el-Cezerî, a.g.e., s. 84.

[2] Muhammed Nurullah Seyda el-Cezerî, a.g.e., s. 85.

[3] Muhammed Nurullah Seyda el-Cezerî, a.g.e., s. 86, 87.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.