Haberin Kapısı

MASONLUK

YAŞAM VE ÇEVRE

Masonluk; bir Yahudi gizli teşkilatıdır. Dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de önemli bir güce sahiptir. İşlerini tam bir gizlilik içerisinde yürütürler. Kendilerine mensup elemanlarına her yerde her türlü imkânı sağlarlar.

1860-da mason birader Yahudi Adolf İsak şöyle der: ”Bizim yaratmak istediğimiz birlik ne Fransız ne İngiliz, ne de Almandır. Yahudi’dir. Ve bütün cihana şamildir. Yahudi mefkûresi dünyayı doldurmalıdır. İsrailoğulları tarafından dünyaya getirilen ağ gelişmektedir. Mukaddes kitaplarınızın müjdeleri gerçekleşecektir. Bütün dünyanın israiloğullarına mülk olacağı gün yakındır.”

Ve Masonların kendi belgelerindeki ifadelerinde:

  • İnsanlığın ayrılmasına sebep olan din ve milliyet anlamları doğmaktadır. Ve sonradan icat edilmiştir. Bunları yok etmek.
  • Masonluğu asiller, zenginler ve kudretli olan birader olarak girebilir.
  • İktidarda olan biraderler en önemli vazifeleri ve kilit noktalarına mason olanları yerleştirecektir.
  • Her çeşit cemiyetler kuracaklar, fakat din kokusu olmayacaktır.
  • Masonluk dinsiz çalışan, faaliyet maksadını tahakkuk ettiren bir cemiyettir. Halka bu fikri dilsiz aşılar.
  • Masonluk din ve an’aneler aleyhinde bir teşekküldür.
  • Demokratik dünya cumhuriyeti kurmak için kozmopolitlik esastır.
  • Hedefimiz Allahsız ve dinsiz bir hükümet kurmaktır.
  • Daima yeni prensipler ve karışıklıklar tesis ediniz. Sonuç bizimdir.
  • Kominizm ve anarşizm masonluktan doğmuştur. Sosyalizme her türlü yardımı yapınız.
  • Hakiki insanlık yolu imansızlıktır.
  • İnsanın Allah’la savaşı, ona galip gelmesi ve ona nefret... İşte ilericilik buradadır.
  • Dinsizlik bizim mezhebimizdir.
  • Din aleyhine mücadele, dini devletten ayırmakla başlar. daha sonra dini himayesiz ve hatta tecavüzlere maruz bırakmakla yok etmeye gidilir.
  • Yalnız din adamlarına ve mabedlere galebe çalmak kafi değil. Dini yok etmek şarttır.
  • Masonluğa giren artık halktan değildir.
  • İhtiyarları bir tarafa bırakınız, gençliği ve hatta çocukları avlayınız.
  • Masonluğun ideali, orduda disiplini mahvetmek. Daimi ordu yerine milis koymak, subay muhitinde subay arkadaşlığı ruhunu yok etmek, subaylardan unvan ve imtiyazı alarak alelade seviyeye düşürmek, subayları siyasi partiler içine sokup millilikten partizanlığa atmak.
  • Kitabi dinler insanlara Allaha inanmayı aşılar. Masonizm ise insanı ahmaklaştırır.”[1]

Masonların başı Andersondur. Kuralları olup; sakatları ve kadınları reddederek, kadınlar masonluğa kabul edilmezler.

Bediüzzaman Said Nursi eserlerinin birçok yerinde masonlardan -gizli bir komite -diye bahseder.

“Lozan-ın içyüzü” başlığında uzunca verdiği yazısında hedeflerini şöyle belirler: ”Masonluk hasebiyle Kur’an-ın ahkâmını kaldırmak; milleti dinsiz yapmak.”[2]

Ve “Koministlik, masonluk, zındıklık, dinsizlik doğrudan doğruya anarşistliği intaç ediyor. Ve bu dehşetli tahrip edicilere karşı ancak ve ancak hakikati Kur ’aniye etrafında ittihadı islâm dayanabilir. Ve beşeri, bu tehlikeden kurtarmağa vesile olduğu gibi, bu vatanı istila-i ecânibden ve bu milleti anarşilikten kurtaracak yalnız odur.”[3]

Masonların özel ve gizli yapılan Tekris törenleri aslında bir hıncı ifade eder.

Kanal-7 TV'de bu durum ilk defa gizli kamerayla gösterildiğinde büyük infial uyandırdı. Bu onlarda da büyük sıkıntı oluşturdu.[4]

Türkiye’de ilk olarak bu sıkıntıdan kurtulmak amacıyla 25 Nisan 1999 gecesinde kapılarının bir kısmını açtılar. Kendilerini ifşa etmiş gibi olsalar da, başkalarının, biraderlerinin masonluğunu gizlemektedirler. İfşa etmezler ve edilmezler. Birbirlerini, koruyup, sahip çıkarlar.

Toplantıda bir türlü daha masonluğu anlamadığını söyleyen bir gazeteciye bir mason: ”Biz 30 yıldır içindeyiz, anlayamadık.” demiştir. Demek ki işin sırrı anlaşılmaması ve anlaşılamamasında imiş!!

Türkiye de masonların büyük locanın kapılarını açmaları şu soruyu akla getirmektedir; 300 yıllık süre içerisinde İngiltere de 1717-de başlayıp, şimdiye kadar hep gizlilik içerisinde devam ederken; şimdi açmakla bu -duvarcı ustaları-,duvarı mı yıktılar, yoksa yeni bir duvar mı dikiyorlar?

Yahudilikle ilgileri olup, bu durum temelini oluşturur.

Türkiye de masonların İsraillin taraftarı bir yönde oldukları ve bunun 1981-de başladığı ifade edilir.[5]

Dini temelleri olmamasına rağmen kabulde üç büyük kitaptan biri üzerine yemin ettirilir.

Yeminleri ise; ”Ben, Evrenin ulu mimarının huzurunda ve burada toplanmış bulunan masonların önünde kendi isteğimle şeref ve namusum üzerine yemin ederim ki, yurduma ve aileme bağlı kalacağım. Onlar için, elimden gelen hiçbir şeyi esirgemeyeceğim. Cahillik ve taassuba karşı savaşacağım. Hak ve adaletten yana olacağım. Başkasının hakkını kendiminki gibi koruyacağım. Kardeşlerimin yardımına koşacağım, insanların mutluluğuna çalışacağım. Bana emanet edilen bütün sırları saklı tutacağım. Türkiye büyük locasını Türk masonluğunda tek ve en büyük otorite olarak tanıyacağım. Onun yasalarına bağlı kalacağım ve kararlarına uyacağım. Evrenin ulu mimarı, masonlar önünde etmiş olduğum bu büyük yeminimi yerine getirmede bana yardımcı olsun.”

Evrenin ulu mimarı kavramıyla şunu kastetmektedirler: ”Mason Allaha inanır. Allaha Hristiyanların inandığı gibi teslisle, üçlüyle inanılabilir. Müslümanların inandığı gibi tek, eşi ve benzeri olmayan Allah olarak inanabilir. Budistler gibi inanılabilir.”[6]

Türkiye de 12 bin, dünyada 4,5 milyon mason olduğunu bildirmişlerdir.[7]

Türkiye de 1861 ilk kuruluşları olmakla beraber 1909 Osmanlının yıkılışıyla yükselişleri başlamıştır. Başını da Talat Paşa çekmekte, ittihat ve terakkiyi teşkilatlandıran Emmanuel Karasu ve İbrahim Murad-da bunun başında gelmektedir.

Bunlarda dört makam vardır; çıraklık, kalfalık, ustalık, üstatlık.

Bugün İngiltere de soruşturmaya kadar varan “Locaya üye olmayanların ilerleme şansının bulunmadığı iddiası”[8] her yerde sürdürülmektedir.

İngiltere başbakanı Tony Blair-in desteğiyle içişleri bakanı Jack Straw-ın girişimiyle İngiltere’deki masonların listelerinin açılmasını istemekte ve çalışmaktadır. Şiddetle bu duruma karşı çıkan masonlar mecburen listeyi açıklama ile karşı karşıya bırakılmaktadırlar.[9] Darısı tüm dünyanın ve özellikle Türkiye’deki masonların gizliliklerinin ortadan kalkıp bilinmelerine. Canım utanılacak ne var ki? Yapılan iş utanılacak ve sakıncalı olmadıktan sonra, gizlenmenin alemi ne ki?

Masonların bir bölümü olan Lionsların İstanbul’daki yerlerinin bir meyhane ve kahvehane olmasından şikayetle kan kaybettikleri de kaydedilmektedir.[10]

Rotary kulübü;24-Mart-1954’de Ankara’da kurulmuştur. Üyeleri; Vahit Halefoğlu, Prof. Kemal Alemdaroğlu, Kenan Akın (TGGY.Müdürü), Ediz Hun gibiler.[11]

Ziya Gökalp’de masondur.[12]

3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın da mason en azından masonluğa hizmet etmiş bir kimse olduğu ifade edilmektedir.[13]

Atatürk’ün doktoru ve mason büyük üstad olan Dr. Mim kemal Öke (Prof. Dr. Mim Kemal Öke-nin dedesi)[14] Atatürkle ilgili tartışmasında: ”Masonluğun ilkeleri Halk partisinin ilkelerine tam tamına uyuyor. ” deyince Atatürk: ”O halde masonluğun hikmet-i vücudu yoktur.” der ve 1935 yılında kapatır.

1948-de İsmet İnönü açılmasına müsaade etmesine rağmen, elde belge olmadığı halde İ. İnönü’yü değil, Mustafa kemali mason kabul etmektedirler.

Türkiye gazetesinden A. Katırcıkara; medyadan yazar ve mason arkadaşı Yüce Katırcıoğlunun kendisine masonları 21-Kasım-1997-de Cumhuriyet başsavcılığına şikâyetinin gerekçesini şöyle aktarıyor: ”Türkiye’de bulunan mason localarının 5 ve daha yukarı dereceli olanları her yılın ekim ayı içinde, evratta yer alan Teşrin Bayram-ını Müslüman masonlara ayin biçiminde kutlatıyorlar. 1981 yılından sonra etkili konuma gelen Siyonist grubun mason derneklerine dayattığı bu icraat hem dernekler yasasına, hem devlet güvenliğine, hem laiklik ilkesine kesinlikle aykırı olduğu gibi, masonluğun özüne ve mason yeminine de aykırıdır.”[15]

Misyonerlik faaliyetinin hedefi ise; kendi din, inanç ve kültürünü yaymaktan ziyade, karşısındakinin sahip olduğu değerleri yıkmayı hedefler. Buda bir nevi göstermektedir ki; Kendilerinin sahip oldukları durum, başkalarının bozuk ve bozulduğu durumdur. Özellikle bu Müslümanların içerisinde tüm evrensel değerlerinin yitirilmesi ve dejenere edilmesi gibi vahim bir neticeyi verir.

Mümin çelik; 33.derecede Siyonizm’in daha da açığa çıktığını, yani dinlerin karışımı ancak işin bel kemiğini Yahudiliğin oluşturduğunu, ifade eder.

Kendisinin 25 yıllık mason olduğunu, Önder Aktaş-ın da 18 yıllık mason olup istifa edip vaz geçtikleri halde istifaları kabul edilmemiştir.

33. derece en üstün ve en son derecedir. Maşrıkı azamların törenlerinde şeytana tapma (Saim Bostancıoğlu) tarafından tekrar 33.dereceden birinci dereceye döndürülür.

İlhami Soysal-ın masonlukla ilgili ilginç kitabında, onların menfiliğiyle alakalı noktalar belirlenmektedir.

Yeşil ölüm, masonik bir terim olup, sıfırlarlar, baş aşağı atmayı ifade ederler.

Bazen imaj tazelemek amacıyla hayat ile bağlantısı kesilen tanınmış kişilerinde masonluğa hizmet ettiklerini açıklarlar. Mesela; Keçecizade Fuat paşa, Ali paşa, Ahmet Vefik paşa, Gazi Osman paşa, çocuk esirgeme kurumunun kurucusu Tıp profesörü Besim Ömer paşa, Namık Kemal, Şinasi, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ömer Rıza Doğrul, Şeyhul İslamlar Hayri Efendi ve Musa Kazım efendi gibi isimler.[16]

Mustafa Reşid paşa ve V. Murad-ın mason olduğu belirtilmektedir.[17]

Demirel-in masonluğu konusunda Sadettin Bilgiç; Demirel’in masonluk iddiası 1962-de ortaya atıldı ve 1964 kongresine mal edilmektedir. Yükseliş locası tarafından bunların söylenmiş olduğunu, söyler.

Demirel baş mason Necdet Egeran-dan ”Demirel derneğimizin üyesi değildir. ”belgesini aldığını, iftira edildiğini söyler.[18] Ancak 1964-deki bu rapor olayından sonra masonlar ikiye ayrıldılar.

Eski milli eğitim bakanı Avni Akyol kendisinin mason olmadığını ancak böyle bir teklifin kendisine geldiğinde reddettiğini belirtir.

Mason locaları ipin uçlarını ellerine almaya çalışmaktadırlar.

İhtilalden sonra Bülent Ulusu-dan kendisine gelen mektupta araştırmacı-yazar Aytunç Altındal-ın saf dışı edilmesi, iflasa götürülmesi, masonlar hakkında yazmış olduğu yazılardan kaynaklanmaktadır. Yani masonluk göze görülmeyen el-diye de isimlendirilir.

Gizli teşkilat, menfaat kurumu, uluslar arası bağlantılı ve elit tabakalı. İtalyada P2 mason locası hâkim durumdadır.

Laikliğin dayatılmasında ısrar gösterirler.

18 yıl masonluğun içerisinde kalan bir zat-ı muhteremin ifadesiyle masonluk: ”Tam bir faso-fisodur. ”der. İnanç dışı ve maddi menfaat üzerine yani Yahudi ağırlıklıdır.

Nitekim kanal 7 Tv-de;16-1-1997-de açık oturumda tüm eksiklikleriyle ifade edildi; neden gizlilik? Neden dini tören? Neden Tevrat-İncil ve Kur’an-a yemin? Kılınç ve ahlakı din ile ilgilendirmemeksin olmadan da iyilik gibi şeylerin olacağı???

Yukarıda da işaret ettiğimiz üzere, Kanal-7-deki ifşa üzerine Türkiye’de gizli bir ihtilalin adımı atılmış,50 yılda yapılan maddi ve manevi alandaki tamirat bir anda yok edilmişti.

Emniyet istihbarat teşkilatının, Ankara mason locasında yaptığı aramalarda Fransız mason locasından Ankara daki mason locası üstadı necip Arıduru-ya gönderilen skandal belgede; Mason nizamnamesi gereğince konu hakkında tahkikat yapmaya yetkili tek otorite olarak İsrail yüce konseyinin gerekli tahkikatı başlatıp,27-mart-1997 tarihine kadar geniş bir tutanak hazırlama görevinin Fransa yüce konseyine verildiği belirtilen mektupta özetle; Masonlar arasındaki gizli yazışmada Refahyol hükumetinin istifası, Anasol hükümetinin kuruluşu ve RP’nin kapatılması girişiminin perde arkası aydınlatılmaktadır.

Ele geçirilen belgede: ”Fransız yüce konseyi vasıtasıyla Türkiye büyük mason locası üstadı Necip Arıduru’ya gönderilen mektup: ”Üstadı bulunduğunuz Türkiye büyük mason locasında meydana gelen skandallar, endişe verici e talihsiz olaylardır. Büyük locanızda irşad edilmiş bazı masonlar, masonluğun vakarına ve yeminlerine ihanet etmişlerdir. Bu kişiler, en gizli toplantılara kadar bütün faaliyetlerimizi mikro kameralar aracılığıyla kaydetmiş bulunmaktadır; bu affedilmez dikkatsizlik, çok ciddi neticeler doğurmuştur. Mason olmayan milyonlarca kişi eski ve kabul edilmiş İskoç Riti’nin törenlerine ve sırlarına şahit olmuş durumdadır.

Ayrıca tapınaklarınızda başıboş dolaşan bu ‘Dönek masonlar’,33’üncü derecedeki kutsal ayin ve törenleri kaydetmişlerdir; bu filmlerin, gerici ve islâmcı bir televizyon kanalı aracılığıyla yayınlanması sonucunda milyonlarca Türk seyircisi, aşağı derecelerdeki biraderlerimiz tarafından bile bilinmemesi gereken kutsal ayini, ne yazık ki, izlemiştir.

İsrail yüce konseyi, bu skandalla ilgili tahkikata başlamıştır. Nizamnamemiz mucibince, konu hakkında tahkikat yapmaya yetkili tek otorite olan İsrail yüce konseyi, olayın müsebbiblerini açıklama, gerekli önlemleri alma ve 27 mart 1997’ye kadar geniş bir tutanak fezlekesi hazırlama görevini bize tevdi etmiştir. Tebliğ tezkeresinde Refah partisi yönetimindeki hükümetin cemiyetimize karşı bir tavır koyduğu belirtiliyoruz de aynı düşünceyi paylaşıyoruz. Türk hükümeti başlangıçtan itibaren dincilerin zorlamalarına boyun eğmiştir. Bilhassa Refah Partisi ve yöneticileri bir TV vasıtasıyla; masonluk ilkelerine aykırı yayınlara hoşgörü göstermişlerdir. Hükümet localarımıza baskı uygulayarak, adli tahkikat açarak ve polisi arşivlerimizi aramayla görevlendirerek, düşmanca tavrını belli etmiştir. Bu baskıyı, derhal ortadan kaldırmak kaçınılmaz görülmektedir.

RP’sinin tutumu kâfi derecede açık olduğundan, Fransa yüce konseyi ılımlı bir hükümetin teşkil edilmesinin elzem olduğuna hükmetmektedir. Buna binaen Fransa yüce konseyi ‘Kardeşçe’ şunları tavsiye eder:

  • Türk basınındaki ve ilgili kuruluşlardaki biraderleri örgütleyin ve Refah Partisini iktidarı bırakmaya mecbur etmek için gerekli diğer bütün tedbirleri alınız.
  • RP’nin itibarının tamamen yok olması ve seçmenlerinin ümidini kaybetmesi ile neticelenen siyasi bir konjoktür oluşturun.
  • Her çeşit belgeyi, tutanağı, sirküleri ve riskli mektupları büyük sekreterlikten uzak tutun.
  • Locaların toplantılarını belli bir zamana kadar, alışılmış merkezlerde gerçekleştirmekten kaçının.
  • Size ikinci bir talimat ulaştırılıncaya kadar müracaat edenler konusunda son derece dikkatli işlemler yapın; aynı yanlışlıklara düşmeyin.
  • Mason olmayanların ve mason cemiyetinden çıkarılmış eski masonların tapınaklara girişine kesin bir şekilde mani olun.
  • Masonluğa ihanet etme suçunu işlemiş masonlara karşı tahkikatlara devam edin. Dönekleri, İskoç Riti’nin prensiplerine, adetlerine ve geleneklerine uygun bir şekilde cezalandırın.
  • Masonluk aleyhindeki radyo, gazete, televizyon, kitap, dergi gibi yayınları izleyip bunlara mani olun. Refah Partisine mensup islâmcı basını ekonomik, siyasi ve adli baskı yoluyla görevini yapamaz hale getirin.
  • Bağımsız büyük komitemize bu skandala yol açan belirsizlikle ilgili ayrıntılı bir tutanak fezlekesi hazırlamakla görevlendirin ve neticeleri Fransa yüce konseyine bildirin.

14-Şubat-1997 Fransız yüksek konseyi Paul Veysett[19]

Devam eden sürede; Yarım asırdan fazla devam eden İmam-Hatiplerin orta dönemleri kapanarak, lise dönemine olan rağbet azaldı, dindar olduğu halde oralarda okutanlar çocuklarını başka okullara kaydettirdiler. Kur’an kursları kapandı. Yaş tahdidi ile ortaokulu bitirdikten sonra Kur’an kursuna gidilmesine müsaade edildi. Mevcut öğrenciler eridi. İlahiyatların önleri tıkandı, inançlı insanlar takibe alındı. Yıllardır sekiz yıllık eğitim planda olup uygulanmaya konulmadığı halde İmam-Hatiplere olan hınçla diğer meslek liseleri de kapanmadan, ilgisizlikten paylarını aldılar.

Kısaca; bu milletin gayretiyle yapılan maddi manevi hizmetler bir çırpıda 28-Şubat -1997 kararlarıyla tarihe kara bir leke olarak geçmiş oldu. Geçmiş de buna benzer kara lekeleri günümüze taşıyan geçmiş, şimdi de günümüzdekini geleceğe taşımış oldu.

MEHMET ÖZÇELİK

-----------------------------------

[1] Malatya AP milletvekili Hamdi Özer-in senatodaki konuşması. İttihad.21-Nisan.1970.

[2] Emirdağ Lahikası. II / 103-105.

[3] Beyanat ve tenvirler.21, bak. Veciz Sözler. Mehmet Özçelik.sh.245-246.

[4] Bkn. Türkiye gazt.30-12-1997,Zaman gazt.6-4-ve-7-4-1998,25-2-1998.Taha kıvanç.

[5] Bak. Zaman gaz.5-5-1998,29-6-1999.

[6] Agg. Eki.9-5-1999,sh.15.

[7] Aksiyon derg.1-Mayıs.1999.sh.11.

[8] Zaman gaz.26-7-1998.

[9] Agg.21-3-1998.

[10] Agg.24-5-1998.

[11] Agg.31-10-1999.

[12] 7-8-1993,Geniş bilgi için bak. Meydan Larousse.c.8.

[13] Bak. Yeni Şafak Gazt. Sadık Albayrak.7-8-Eylül.2001,Yahudilik ve Masonluk. Harun Yahya, Dünyada ve Türkiye’de Masonluk ve Masonlar. İlhami Soysal.

[14] Agg.1-4-1998.T.Kıvanç, Bak. Aksiyon derg.1-5-1999.

[15] 21-1-1998,zaman gaz.29-6-1999.

[16] Bak. Zaman gaz.17-1-1996,Türkiye gaz.17-1-1996.

[17] Bak. Bilinmeyen Osmanlı. Prof. Akgündüz, S.Öztürk.257.259.262,Masonluk hakk.310-311,Sur der. Mart(sh.34),Nisan(sh.30)-1988.

[18] Türkiye gazt.23-8-1995.

[19] Yeni şafak gaz.27-8-1997,bak. Türkiye gaz.30-12-1997.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.