Orada bir ev halkından başka Müslümanlardan hiç kimse bulmadık.
Zariyat Sûresi 36
Önemli Olan Kemiyet Değil Keyfiyettir.
İslam’da önemli olan sayı değil, kalitedir. İslam hiçbir milleti silah ve kılıç zoruyla Müslüman etmemiştir. Zira İslam’ın ilk kuşakları bunu iyi kavramış, İslam’ı tebliğ yoluyla kıtalara ulaştırmış, tehdit yoluyla kimseyi Müslüman etmemiştir. Çünkü baskıyla gelen Müslümanlık kabul değildir. İçtenlikle yapılmamışsa İslam geçerli değildir.
Peygamberlerin görevi tebliğdir. Daveti, vahyi, Allah’ın kelamını doğru ve anlaşılır bir şekilde ulaştırmaktır. Gerisi insanlara kalmıştır. İsteyen bu kelama kulak verir. İsteyen de kabul etmez. Herkes kendi kararının karşılığını görür.
Hazreti Lut, kendi kavmini uyarmıştı. Onun kavmi cinsi sapıklık hususunda aşırıya gitmişti. Daha önceki hiçbir milletin yapmadığı hayâsızlığı yapmıştı. Bu günah halkın bir kesiminin kabul ettiği bir günah olmaktan çıkmış, halkın tamamına sirayet etmişti. Yani günah umumileşmişti.
Bir günah umumileşir ve toplumun tamamına sirayet ederse, azabın gelmesi de haktır. Bu azap gökten gelebilir. Seller, ardı kesilmeyen yağmurlar, dolu, yanardağ patlaması, dondurucu soğuklar, yakıcı sıcaklar, kuraklık vb. Ya da yerden gelebilir. Toprağın kuruması, çölleşme, insanların yere batması, haşereler vb. Bazen de mikrop, virüs, bulaşıcı hastalıklar şeklinde gelir.
Lut Kavmi ise gökten yağan taşlar ile helak olmuştu. Yani bir nevi recmedilmişlerdi. İlahî ceza onları böyle yakalamıştı. Onlar hayâsızlığı bırakmadıkları için recm cezasına çarptırılmışlardı. Büyük bir toplum içinde Hazreti Lut’a inanan tek bir ev olmuştu. Yani koca milletin içinden sadece bir ev iman etmişti.
Allah Teâlâ sadece bu aileyi kurtarmıştı. Zira onun vaadi haktı ve iman edenleri kurtaracağını söylemişti.
Herkes hak yoldan çıksa da sen çıkma! Herkes haddini aşsa da sen aşma! Herkes günaha bulaşsa da sen bulaşma! Herkes hayâsız olsa da sen olma! Herkes kendi hesabını verecek, sen de kendi hesabını vereceksin.
Herkesin bir günahı işlemesi, o günahı günah olmaktan çıkarmaz. İstemez misin bir sokakta Allah’ın övgüyle bahsettiği aile olmaya? İstemez misin Allah’ın övgüyle bahsettiği bir iş yeri olmaya! Orada faiz almayan, hile yapmayan, insanların malını değersizleştirmeyen, malını eksik ölçmeyen, müşterisini kandırmayan bir dükkândan başka bir yer bulamadık. İstemez misin bu dükkân olmaya!
Allah Teâlâ bizleri her türlü fenalıktan, günahtan ve helakten muhafaza eylesin!
Murat Padak