Bu kolun kurucu ismi hem de Bâsret’te postnişînlik yapması gibi karışık olan durumu netleştirebilmemiz için ez-Zenganî’nin hayat hikâyesine bakmamamız gerekmektedir.
ez-Zenganî, şu an Dargeçit’e bağlı Çınaraltı köyündendir ve doğum tarihi hakkında bilgi bulunmamaktadır. Bu köyde Pîr-i Kureyş adlı bir zatın mezarı bulunmakta ve soyunun peygamberimize dayandığı söylenmektedir. ez-Zenganî’nin nesli soyu peygamberimize dayandırılan bu zattan gelmektedir. Şeyh Ömer’in nisbet edildiği Zengan ise şu anki ismi Karabayır olan Dargeçit’e bağlı bir köyün ismidir. Bu köye nisbet edilmesinin nedeni ise küçük yaşta babasını kaybeden ez-Zenganî’nin annesinin de evlenmesiyle Zengan’da bulunan teyzesinin bakımını üstlenmesi dolayısıyla bu köye yerleşmesidir. Köydeki medresede tahsiline başlayan ez- Zenganî, köy imamının tavsiyesiyle teyzesi tarafından Bâsret Dergâhı’nda bulunan medreseye gönderilmiştir. Bu sırada dergâhta postnişîn Şeyh Hâlid Zîbarî’dir. Şeyh Ömer tahsilinin tamamına yakınını Şeyh Hâlid Zîbarî’nin yanında görmüştür.[1]
Şeyh Hâlid, yanında icâzet alan ez-Zenganî’yi vefat etmeden önce aile halkını kendisine teslim eden Şeyh Reşid Derşevî’nin kızı Halime Hatun ile evlendirmiştir. Şeyh Reşid Derşevî’nin diğer kızı Safiye Hatun’u da oğlu Hüseyin’e nişanlamıştır. Böylece Şeyh Hâlid ve ez-Zenganî arasında akrabalık oluşmuştur.[2]
Şeyh Hâlid Zîbarî’nin vefat etmeden önce Bâsret Dergâhını oğlu Hüseyin’i yetiştirene kadar ez-Zenganî’ye teslim etmesiyle beraber ez-Zengâni, Bâsret Dergâh’ının postuna oturmuştur. Şeyh Hüseyin’e icâzet verdikten sonra da postu Şeyh Hüseyin’e teslim etmiştir.[3] ez-Zengani’nin Bâsret Dergâhı postnişînliği Şeyh Hâlid Zîbarî’nin vefat tarihi olan 1863 yılında başlar 1871 yılında sona ermiştir.[4]
Bâsret’ten döndükten sonra Şeyh Ömer ez-Zenganî, önce Hoser köyüne daha sonra da Cizre’ye yerleşerek burada medrese ve tasavvuf! hizmetlerini yürütmeye başlamıştır. Seydâi Kolunun kurulma aşaması da ez-Zenganî’nin Cizre’ye yerleşmesi ile olmuştur. Şeyh Ömer’in 1890 yılından sonra vefatından sonra posta bazen kayınbiraderleri olan Derşevî ailesinin bireyleri bazen de Şeyh Ömer’in çocukları geçmiştir. Şeyh Seydâ’ya kadar Posta geçenleri aşağıda zikrettikten sonra bu kolun asıl etkili ismi olan Şeyh Seydâ’nın hayatı kısaca aktarılacaktır. Seydâî kolunun postnişînleri:
- Şeyh Ömer ez-Zenganî (?-1890)
- Şeyh Abdulhakîm ed-Derşevî (1856-1905)
- Şeyh Muhyiddin el Cezerî (1876-1914)
- Şeyh Muhammed Nûrî ed-Derşevî (1863-1924)
- Şeyh Muhammed Said (Şeyh Seydâ) (1889-1968)[5]
Şeyh Seydâ, tahsilini abisi Şeyh Sirâceddin’in (v.1920) yanında tamamlayarak ondan icâzet almıştır. Abisinin vefatıyla beraber medresenin sorumluluğunu alarak dersler vermeye başlamıştır.[7]
Şeyh Seydâ’nın kendisinden önceki postnişîn Şeyh Muhammed Nûrî’nin kızı Rabia Hatun ile evlenmesiyle bu zat ile dayı-yeğen, şeyh-mürid olmanın yanında kayınpeder-damat bağı da oluşmuştur. Şeyh Muhammed Nûrî hayattayken de medresenin başında bulunan Şeyh Seydâ, Şeyh Muhammed Nûrî’nin ölüm döşeğindeyken “Bundan sonra şeyhiniz Seydâ’dır.” demesiyle postnişîlik görevini de devralmıştır. 1924 yılında posta oturan Şeyh Seydâ tekkelerin kapanması ile 1926 yılında Musul’a gitmişse de 1928 yılında Cizre’ye geri dönmüştür. Döndükten sonra Serdahl[8] köyüne yerleşmiştir.[9]
Şeyh Seydâ’nın kurduğu Sedahl Tekkesi;
Cami, medrese, misafirhane, mutfak ve pir evinin bulunduğu büyük bir külliyedir. Şeyh Seydâ’nın özellikle yaz mevsimlerini geçirdiği Serdahl zamanla Mardin, Siirt, Ağrı ve Şırnak’ın en önemli tasavvuf merkezi olmuştur.[10]
Bölgede yetişen en önemli mutasavvıf olan bu zat, seyyidlere ayrı bir sevgi ve ihtimam göstermeye gayret etmiştir.. Bir dönem bakanlık yapan ünlü siyasetçi Şerafettin Elçi ile aralarında geçen hadise buna güzel bir örnektir. Şerafettin Elçi’nin anlattığına göre kendisi ortaokuldayken karşılaştığı Şeyh Saydâ’ya seyyid olduğunu söyleyince Şeyh Seydâ hemen onun elini öpüp ona iltifat etmiştir.[11]
Şeyh Seydâ, 7 Ocak 1968 yılında vefat etmesiyle yerine oğlu Şeyh Muhammed Nurullah geçmiştir. Fakat genç yaştayken trafik kazası sonucunda 12 Mayıs 1985 yılında vefat etmiştir.[12]
Kendisinden sonra ise irşad faaliyetlerine devam eden kardeşi Şeyh Ömer Faruk posta oturmuştur. Bu kolun şu anda birçok ilde müridi bulunduğu gibi yurtdışında da faaliyetleri bulunmaktadır.
Bölgede yaşanan olaylardan dolayı 1994 yılında Serdahl köyü boşaltıldığından zamanında bölgenin irfan merkezi olan Serdahl Tekkesi ise şu anda kısmen metruk haldedir.[13]
Şeyh Seydâ’nın Mevlâna Hâlid’e kadar olan silsilesi şu şekildedir:
- Şeyh Muhammed Saîd Seydâ Cezerî
- Şeyh Muhammed Nûrî-i Derşevî
- Şeyh Muhiddin-i Cezerî
- Şeyh Abdülhakîm Derşevî
- Şeyh Ömer ez-Zengânî
- Şeyh Hâlid Zîbârî
- Şeyh Muhammed-i Aynî
- Şeyh Sâlih-i Sipkî
- Şeyh Hâlidi Cezerî
- Mevlâna Hâlid Bağdâdi[14]
Seydâî kolu postnişînlerinin bizzat kendileri Mardin’de etkili olmuşlardır. Örneğin Şeyh Seydâ, son yıllarında babası Şeyh Ömer’in köyü Zengan’a yakın Dargeçit’in Îzar (Akçaköy) köyüne yerleşerek burada irşad faaliyetlerini yürütmüştür. Köylüler, Şeyh Şeyda’ya bir ev yapmış ve kendisinden sonra posta oturan Şeyh Muhammed Nurullah’ın düğünü bu köyde yapılmıştır. Düğüne Türkiye’nin her tarafından katılım olduğu gibi Suriye ve Irak’tan da davetliler katılmıştır. Şeyh Seyda, İzar’da beş yıl kalmış bilinmeyen nedenlerden dolayı 1965’te tekrar Cizre’ye dönmüştür.[15]
Bunun yanında Şeyh Seydâ’nın bölgeye halîfeler gönderdiği de görülmektedir. Şeyh Muhammed Beşir el-Halilî (v. 1966) Dargeçit’te, Şeyh Halil (v. 2002) Dargeçit ve Midyat’ta, Şeyh Musa (v. 1991) Kızıltepe’de irşad faaliyetlerini yürütmüşlerdir. Bir başka halîfesi Şeyh Fahreddin (v. 1972) Batman’da irşad faaliyetleri yürütse de Mardinli olmasından dolayı bölgede etkili olan Seydâî kolu halîfelerindendir.
Ahmet Arslan
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
Tasavvuf Bilim Dalı
------------------------------------------
[1] Muhammed Baki Seydâ el-Cezerî, “Nakşî Hâlidî Seydâî Postnişmler”, (Şeyh Abdussamed el- Farkinî, el-Mecmau’l-Muannedü’l-Kamerî fî Tercemeti Şeyh Muhammed Saîd Seydâ el- Cezerî- Mektûbât isimli eserin içinde), İbrahim Öztürk (çev.), Mega Yayınevi, İnegöl 2008, s.32.
[2] Seydâ el-Cezerî, “Nakşî Hâlidî Seydâî Postnişmler”, s.32.
[3] Seydâ el-Cezerî, “Nakşî Hâlidî Seydâî Postnişînler”, s.32.
[4] İzzettin Güneri, “Basret Dergâhı, Postnişînleri Ve Kolları” (Yüksek Lisans Tezi, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Diyarbakır 2016), s. 43.
[5] Baz, “Mevlana Hâlid-i Bağdadi’nin Halîfelerinden Şeyh Hâlid-i Cezeri ve Basret Dergâhı”, s. 157.
[6] Seydâ el-Cezerî, “Nakşî Hâlidî Seydâî Postnişînler”, ss. 40-41.
[7] Abdurrahman Adak, “Şeyh Seyda”, DİA, TDV Yayınları, İstanbul 2009, c. 37, s. 20.
[8] Şırnak’ın Cizre ilçesine bağlı bir köyün ismidir, köyün şimdiki ismi ise Bağlarbaşı’dır.
[9] Seydâ el-Cezerî, “Nakşî Hâlidî Seydâî Postnişînler”, ss. 32-33.
[10] İbrahim Baz, “Güneydoğuda Bir İrfan Merkezi: Serdahl Tekkesi ve Külliyesi”, Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c.2, s. 19.
[11] Şerafettin Elçi bu hadiseyi, Şeyh Seydâ’nın talebelerinden Kızıltepe’de oturan Molla Şerif’e anlatmıştır.
[12] Midat Tokhtarov, “Muhammed Nurullah Seydâ El-Cezerî Hayatı, Eserleri ve Fikirleri”
(Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa 2012), s. 33.
[13] Baz, “Güneydoğuda Bir İrfan Merkezi: Sedahl Tekkesi ve Külliyesi”, c.2, s.20.
[14] Tokhtarov, “Muhammed Nurullah Seydâ El-Cezerî Hayatı, Eserleri ve Fikirleri”, s. 19.
[15] İlyas Savcı, Dargeçit Kültür ve Mimarisi, Hermes Yayıncılık, İstanbul 2012, ss. 45-46.
ZEKERYA BULUŞ 4 Yıl Önce
Allah bereketlerinden mahrum etmesin bu buyuk zatlar göçtüğünden beri bölgemiz fitne fucur merkezi olmuş orman kanunlariyla yasamlarini surduren bolge halki malesef bu buyuk zatlara yaptiklari saygisizliktan dolayi topluca maddi manevi huzursuzluk batağina girmislerdir Allah Islah etsin inşAllah Allah dostları başımızın tacıdır vesselam