Dünyanın en acımasız canlısıyız!
Yaşadığımız her yere uyum sağlasak da yaşadığımız her yeri talan ettik!
Yaşadığımız toprakları verimsiz ettik.
Tarım arazisi üzerine şehirler inşa ettik.
Bataklık üzerinde konutlar, bahçeleri kesip mahalle yaptık.
Dev barajları plansız bir şekilde inşa ettik.
Suni göller, suni nehirler yaptık.
Nehirlerdeki balıkların soyunu kuruttuk.
Kuşların yaşam alanlarını işgal ettiğimiz yetmiyor gibi bir de şehirlerimizi, evlerimizi kirletmesin diye ilaçlama yaptık.
Göçmen kuşları yollarını şaşırır oldu.
Hayvanlar insanlardan uzaklaştı, uzaklaştırıldı.
Gittiğimiz yerin doğa örtüsünü kendi menfaatlerimize uygun hale getirdik.
Sonra yağmurlar yer değişti. Bahçelere yağması gereken yağmur dağ başlarına yağdı.
Kuyularda su kalmadı. Yer altı tamamen boşalıverdi.
Tabiatın bitki örtüsü bozuldu.
Tabiat bizden intikam aldı
Doğal afetler eksik olmadı
Zamansız yağmurlar
Yüz yıl sıcakları
Tipiler, sağanak yağış, kuraklık, buzulların erimesi
Yağmur yağmayan yerlerde yağmur, kar yağmayan yerlerde kar yağmaya başladı.
Tabiatı insandan başka kirleten hiçbir canlı yoktur. İnsanın ne doğal ne de endüstriyel atığı tabiata fayda vermiyor.
Bir sığırın tersi gübre, bir koyunun tersi gübre, bir filin bile tersi gübre olurken, insan oğlunun ne tersi ne de düzü tabiata bir katkıda bulunmadı.
Şehir çöplüklerinde yaşam alanı sıfır ve metan gazı dolu
Lağım atığı ise nehirleri, denizleri kirletmekte!
Bugün kendine, yaşadığın çevreye, insana ve torunlarına bir iyilik yap ve endüstriyel hiçbir atığı sokağa atma!
Murat Padak