20.02.2017, 16:54

Demokratik Anayasa Platformu’na Cevap 2

  1. Türkiye’de Parlamenter sistemin devamı gerekir:[1]
  2. Avrupa’daki neredeyse tüm demokrasiler Parlamenter rejimle idare edilmektedir. Parlamenter rejim “mükemmel” olmasa da; bilinen, denenmiş, en standart demokratik rejim türüdür. Başkanlık sistemini, ABD hariç neredeyse hiçbir Ülke tam istikrarlı/demokratik şekilde uygulayamamıştır. Bu sebeple, benim görüşüm basit: denenmiş ve demokrasiyle en bağdaşan sistemin devamı tercih edilmelidir.
  3. Tarihimize, teamüllere ve içtihatlara baktığımızda, Anayasamızın yine klasik parlamenter yorumla uygulanması en doğrusudur. Burada en önemli husus: Cumhurbaşkanının “tarafsızlık” sorumluluğudur. Cumhurbaşkanı, taraflar üstü, tüm milleti temsil eden, birleştirici bir üst akıl gibi düşünülmüştür. Bugünkü kutuplaşmış Türkiye’mizde, birleştirici, kucaklayıcı ve tarafsız bir Cumhurbaşkanına ihtiyacımız her zamankinden fazladır.
  4. Parlamenter sistem Türkiye’de mükemmel işlemiyor, bu da bir gerçek!
  5. Ancak, yaşanan sorunlara çare, daha büyük problemler getirecek köklü rejim değişikliği değildir.  Gerçekten ihtiyacımız olan: Acil reform planı: Parlamenter sistemimiz muhafaza edilirken, Yasama, Yargı ve Medya/İfade Özgürlüğü güçlendirilmelidir. 
  6. Rejimin köklü/toptan değişikliğe ihtiyacı yok, belirli maddeler değişmeli.  Anayasamız da artık “tamamen darbe anayasası” değil, 1982’den beri Maddelerin yarısı (%50si) değiştirildi.  Şu an ihtiyacımız olan, bazı Anayasa maddelerinin (ve uygulama Kanunlarının) daha demokratik hale getirmektir. En acil (“ilk adımlar”) olarak:
  7. Cumhurbaşkanına siyasi sorumluluk getirilmeli, (Yetki vermeden sorumluluk getiriyor.)
  8. Ortak Akıl aranmalı: Cumhurbaşkanının tek başına kullanacağı yetkiler Anayasada dar tutulmalı: neredeyse tüm kararlarına Bakanlar Kurulu veya Yasama denetimi getirilmeli (atamalar için onay, Mecliste nitelikli çoğunlukla alınmalı)
  9. Seçim kanunları (dar bölge/tek aday – ancak bölgeler şeffaf ve adil bir süreçle belirlenmeli!) değiştirilerek, siyasi partiler kanunları liberalleştirilerek, baraj düşürülerek: “seçmen-seçilen bağı” güçlendirilmeli ve Yasama daha güçlü ve bağımsız hale getirilmeli. Siyasi Partiler Kanunu da daha çağdaş ve liberal hale gelmeli. (Dikkat edilirse söylediği düzenlemeler yapılırsa devlet tamamen iş yapamaz hale gelecek, her kafadan bir ses çıkacaktır.)
  10. Yargıyı tam bağımsız kılacak reformlar yapılmalı: (i) HSYK’da Adalet Bakanı [ve Müsteşarı] üyeliği ve etkisi tamamen bitmeli, üye seçimlerinde Yürütmenin etkisi azalmalı: yargının içinden seçim büyük çoğunluk olmalı, gerisi nitelikli çoğunlukla meclisten. (ii) Venedik Komisyonu raporları doğrultusunda HSYK ve genel olarak Yargı tekrar yapılandırılmalı. (iii) AYM Üye seçiminde nitelikli çoğunluk ile Meclis atamaları ön planda olmalı, düşük sayıda Üye Cumhurbaşkanı tarafından atanmalı. AYM’nin yetkileri kesinlikle daraltılmamalı. (iv) Yargı da aynı zamanda daha güvenilir hale gelmeli: sınav/mülakatlardan, disiplin soruşturmalarına kadar Venedik Komisyonu raporları doğrultusunda sistem çağdaşlaşmalı.
  11. Medya/ifade özgürlüğüne ABD Anayasası, ABD Üst Mahkemesi ve AİHM İçtihatlarındaki gibi tam koruma sağlanmalı. (İstisnalar son derece dar/somut tutulmalı her türlü istismar ve geniş yoruma karşı).
  12. Gerçek bir Eğitim ve ARGE politikası başlatılmalı. Kişi başı milli geliri yukarıya taşıyacak tek çaredir.
  13. AB süreci Ülkemiz menfaatleri doğrultusunda “akıllıca” müzakere edilerek canlandırılmalı.
  14. Ekonomimizi “uçuracak”  Sistem hangisidir? İş ve Aş için ne gerekiyor?
  15. Katma değerli üretime dayalı, cari denge açığı yaratmayan sürdürülebilir bir büyüme yakalamalıyız ve bunun için tek çözüm, uzun vadeli ve özellikle üretime ve ARGE’ye yönelik yerli ve uluslararası yatırımların artmasıdır.
  16. Benim yıllarım yatırımcılara danışmanlık yapmakla geçti; yatırım ortamı için ne gerekiyor çok iyi biliyorum: Orta-Doğu “kaosundan” uzak, yönünü Avrupa’ya dönmüş bir Türkiye, eğitime yatırım yapan bir Türkiye ve güvenilir istikrarlı bir Hukuk Devleti, politik iktidarlardan bağımsız güvenilir bir Adalet sistemi.  AB için müzakere tarihi aldığımızdan itibaren; Türkiye’ye yatırımlar yılda 1,7 Milyar Dolardan, yıllık 22-25 Milyar dolar bandına çıktı. Son yıllarda yaşanan Avrupa’dan uzaklaşma ve demokratik standartlardaki gerilemelerden dolayı, yatırımlar yıllık 10-12 Milyar dolar civarlarına gerilemiştir. (Bu hanımefendi AB’nin dağıldığından ve dağılacağından haberi yok galiba ?)
  17. Yanlış bir sistem kurulursa, Türkiye’nin ekonomisi zarar görür ve bu da insanlarımızın fakirleşmesine, işsiz kalmasına, enflasyonun ve faizin altında daha fazla ezilmesine yol açar. Türkiye son 5-6 yıldır 9-10,000 Dolar kişi başı gelir bandında tıkanmıştır (ve gerileme başlamıştır). 
  18. Bu yüzden: Demokrasi ve Ekonomi açısından riskli rejim değişiklilerinden uzak durmalıyız. Reformlar yapılacaksa da Ortak Akıl ile doğru şekilde yapılmalıdır. (Ortak akıl kimdir, kimin verdiği akıldır, sana bu aklı kim vermektedir? Bunun cevabı yoktur)

Av. Ece Toprak Güner “Demokratik Anayasa Platformu’nun sitesinde” yukarıda 18 madde halinde sıralanmış eleştirileri daha önce ileri sürdüğü iddia ve tezlerin devamı mahiyetindedir.  Bir defa mevcut sistemden daha kötü bir sistemi savunuyor ve çelişkiye düşüyor. Teklifinin 1. Maddesinde ileri sürdüğü tezi 4. Maddede kendisi çürütüyor ve çelişkiye düşüyor. Neden şimdiye kadar bir tedbir söylememiştir? Tam başkanlık sistemine geçilirken neden parlamenter sistemin faziletlerini son anda keşfetmiştir veya ettirilmiştir?

Başkanlık veya yarı başkanlık sisteminin demokratik olmadığını ileri sürmek cehalettir. Avrupa ülkelerinin çoğunun parlamenter sistemle yönetildiğini söylemek mümkün değildir. İngiltere, İspanya, Norveç ve İsveç parlamenter monarşi ile yönetiliyor. Romanya, Rusya, Ukrayna, Fransa yarı başkanlık sistemiyle, Beyaz Rusya başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Parlamenter sistemle yönetilen ülkelerin çoğu Orta Avrupa’dadır. Buradaki rejimler 2. Dünya Savaşı’ndan sonra işgal devletlerinin vesayeti altında kurulmuş rejimlerdir. Yani iç sistemi dikte ettirilmiş, yönetim sistemi dışarıya bağlı rejimlerdir. Almanya, Avusturya, Macaristan gibi devletler bu şekilde yönetilmektedir.

Başkanlık sistemi olması için eyalet yapılanması olması gerektiği şeklinde faraziye de yanlıştır. Almanya parlamenter sistemle yönetilen federal bir yapıdır. Almanya’daki rejimi işgal kuvvetleri kurduğu için sistemi idari yönden parçalayarak (federal yapı kurarak) parlamenter sistem oluşturarak zayıflatma cihetine gitmişlerdir. Esasen parlamenter sistem Almanya’nın da tarihi geleneklerine, jeopolitik ihtiyaçlarına uygun rejim değildir.

Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığına gelince; Cumhurbaşkanı neye göre kime karşı tarafsız olacaktır? Cumhurbaşkanı’nın siyaset üstü ve partisiz olması düşünülüyorsa bu mümkün değildir. Cumhurbaşkanları konumu gereği devletin ve milletin topyekûn bütünlüğünü temsil ettiği için zaten taraftır ve milletten yana taraftır. Ayrıca tarafsızlığın amacı nedir? Tarafsız olmanın anlamı nedir? Tarafsızlık hangi faydayı temin edecektir? Niçin tarafsız olsun? Ülkeyi yönetecek partilerin uzlaşmaz ayrılık içinde olacağını farz etmek, hasım güçleri uzlaştırmak için bir hakeme ihtiyaç vardır, bu hakemliği de Cumhurbaşkanı yapmalıdır demek mantıksızlıktır.

Parlamenter sistem 1950’den beri deneniyor ve uygulanıyor. Kriz üretiyor. 1923’den 1950’ye kadar 9 hükümet kurulmuştur. 1950’den bu güne kadar 66 senede 56 hükümet değişikliği yapılmıştır. Bunun içinde 15 sene AKP ve 10 sene DP dönemini toplam 2 hükümet dönemi olarak sayarsak(66-15-10=41)  41 senede 54 hükümet… İktidara gelen hükümetler bir yıl bile iktidarda kalamıyorsa buna istikrar veya düzen denilebilir mi?

AB dağılma aşamasına girmişken akıllıca müzakereler devam etmeli ve canlandırmalı sözü ne derece gerçekçidir? Bilemiyorum…

Anayasanın tamamını değiştirmeye ihtiyaç yok belli maddeler değişmeli derken hangi maddeler değişmelidir, ne için değişmelidir, gerekçesi nedir bunlar hakkında bir şey söylemiyor. Hangi maddeler, değişmeli bunun cevabı da yok… Mevcut sistemin devamını savunduğuna göre anayasada kısmi değişiklikler yapılmasına ihtiyaç olduğunu görüyorsa şimdiye kadar bunu niçin söylememiştir? Söylemişse mevcut anayasanın yetersizliklerini itiraf manasına gelmez mi? Yapılanda bu… Mevcut anayasa ve bu sistemle devlet yönetilemiyor, onun için değişiklik yapılıyor.

“İfade özgürlüğü artırılmalı, medya özgürlüğü korunmalı, yargı içtihatları dar tutulmalı, ortak akıl aranmalı” gibi cümleler yuvarlak laflardır. Bir teklif ve proje getirmeye yönelik sözler olmayıp, laf olsun beri gelsin cinsinden sarf edilen kalıp ifadelerdir, eleştirmeye dikkate almaya değmez.

Ece Hanım birden bire anayasa ve hukuk tartışmalarını unutuyor, ekonomiye geçiyor; ekonomiyi uçuracak projelerden, ARGE’den, katma değerden, işsizlikten ve faizlerin artmasından söz ediyor. Aslında bu site üzerinden bu lafları yazdırıp söylettiren çevreler aba altında sopa gösteriyorlar, değişikliğe gitmeyin ekonominizi bozarız diyorlar. Nitekim anayasa maddelerinin her maddesinin onaylandığı aşamada döviz fiyatları gün gün artıp durdu.

Burada Ece Hanım’ın ileri sürdüğü ekonomik tezlerin yanlış olduğunu söylemeliyiz, şöyle ki: Dünya Bankası’nın 2015 yılı verilerine göre; dünyanın ekonomik açıdan en büyük yirmi ülkesinin; 5 tanesinde başkanlık sistemi, 2 tanesinde yarı başkanlık sistemi, 10 tanesinde parlamenter sistem, 1 tanesinde tek partili hükümet sistemi, 1 tanesinde meclis hükümeti modeli, 1 tanesinde mutlak monarşi uygulanmaktadır. (Yani 20 ülkenin 10’u parlamenter, 10’u başkanlık sistemi veya onun modelleri)

Toplam gayrisafi millî hâsıla değerleri (GSMH)  açısından bakıldığında; Başkanlık sistemi uygulayan ülkeler: 23,3 trilyon ABD Doları ($), Parlamenter sistem uygulayan ülkeler: 21,9 trilyon $, Yarı başkanlık sistemini uygulayan ülkeler: 4,6 trilyon $, Diğer sistemleri uygulayan ülkeler: 11,8 ise trilyon $ ekonomik büyüklüğe sahiptir. Bu durum gösteriyor ki parlamenter sistemin iktisadi büyüme ve refah yarattığı tezi de çürüktür.

Görüldüğü gibi AB’nin tezlerini savunmak üzere kurulmuş bulunan ve başında Avukat bir hanımın bulunduğu “Demokratik Anayasa Platformu’nun” ileri sürdüğü tezler çürük, tutarsız, mantıki dayanaktan yoksundur.

Başkanlık sistemi tek başlı sistemdir. Yetki ve sorumluluk getirerek, yetkileri dağıtmadan toplayarak, iş yapmanın önünü, Büyük Türkiye hedefine ulaşmanın yolunu açmaktadır. Büyüme ekonomisinin sistemidir. Çağları aşacak, tarihi görev sorumlulukla milleti buluşturacak sistemin adı budur. Türkiye’yi uçuracak sisteme başkanlık sistemi denir.

Venedik Komisyonu Kararlarını başka bir yazı dizisinde değerlendireceğiz.

 

[1]Av. Ece Toprak Güner: Demokratik Anayasa Platformu”  www.demokratikanayasaplatformu.com

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 25 Kasım 2024
İmsak 06:26
Güneş 07:56
Öğle 12:56
İkindi 15:24
Akşam 17:46
Yatsı 19:10
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 12 34
2. Fenerbahçe 12 29
3. Samsunspor 13 26
4. Eyüpspor 13 22
5. Göztepe 12 21
6. Beşiktaş 12 21
7. Sivasspor 13 18
8. Başakşehir 12 16
9. Rizespor 12 16
10. Gaziantep FK 12 15
11. Kasımpasa 13 15
12. Konyaspor 13 15
13. Antalyaspor 12 14
14. Trabzonspor 11 12
15. Kayserispor 12 12
16. Alanyaspor 12 11
17. Bodrumspor 13 11
18. Hatayspor 12 7
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 13 26
2. Bandırmaspor 13 25
3. Karagümrük 13 24
4. Erzurumspor 13 22
5. Igdir FK 12 21
6. Boluspor 13 21
7. Ahlatçı Çorum FK 13 20
8. Ankaragücü 13 19
9. Esenler Erokspor 13 18
10. Keçiörengücü 13 18
11. Şanlıurfaspor 13 18
12. Ümraniye 13 18
13. Gençlerbirliği 13 18
14. Pendikspor 13 18
15. İstanbulspor 13 17
16. Manisa FK 13 17
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 13 14
19. Adanaspor 13 8
20. Yeni Malatyaspor 13 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 12 31
2. M.City 12 23
3. Chelsea 12 22
4. Arsenal 12 22
5. Brighton 12 22
6. Tottenham 12 19
7. Nottingham Forest 12 19
8. Aston Villa 12 19
9. Newcastle 11 18
10. Fulham 12 18
11. Brentford 12 17
12. M. United 12 16
13. Bournemouth 12 15
14. West Ham United 11 12
15. Everton 12 11
16. Leicester City 12 10
17. Wolves 12 9
18. Ipswich Town 12 9
19. Crystal Palace 12 8
20. Southampton 12 4
Takımlar O P
1. Barcelona 14 34
2. Real Madrid 13 30
3. Atletico Madrid 14 29
4. Villarreal 13 25
5. Athletic Bilbao 14 23
6. Osasuna 14 22
7. Girona 14 21
8. Mallorca 14 21
9. Real Betis 14 20
10. Real Sociedad 14 18
11. Celta Vigo 14 18
12. Sevilla 14 18
13. Rayo Vallecano 13 16
14. Leganes 14 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 14 13
17. Las Palmas 14 12
18. Valencia 12 10
19. Espanyol 13 10
20. Real Valladolid 14 9
Günün Karikatürü Tümü