Hz.Mehdi (R.A.) Konusunda Şianın Yanlışı

İmam Tirmizi, “Babu Ma Cae Fil-Mehdi” (Mehdi Hakkında Gelen-rivayet-ler) adlı bölümde hasen-sahih olarak şu hadis-i şerifi rivayet etmektedir :

“Ehl-i beyt’imden bir adam gelecektir (idare ve iktidarın başına geçecektir). (O’nun) ismi ismime mutabık olacaktır.” (1)

İmam Ebu Davud ise “Kitabu’l-Mehdi” adlı bölümde (hasen - sahih derecede) şöyle rivayet etmektedir :

“ Adı adıma, babasının adı da babamın adına uyar.”(2)

Bu hadis-i şeriflerde Hz.Mehdi (R.A.)’nın isminin Hazreti Peygamber Efendimiz (A.S.)’ın ismi ile aynı olduğu (yani : Muhammed olduğu) ve (ikinci hadis-i şerifte) babasının isminin de Hazreti Peygamber (A.S.)’ın babasının ismiyle aynı olduğu (yani Abdullah olduğu) belirtilmektedir.

İkinci hadis-i şerif, şiilerin iddia etikleri yanlış bir zannı reddetmektedir ki oda şudur: Beklenen Mehdi, Samerra’da bir dehlizde/mahzende gizlenen Muhammed bin Hasan el-Askeri’dir. Halbuki (ikinci hadis-i şerifte görüldüğü gibi) Hz. Mehdi (R.A.)’nın babasının ismi de Peygamber Efendimiz (A.S.)’ın babasının ismiyle aynıdır, yani Abdullah’tır, Hasan değil !

İmam Ebu Davud, (“Kitabu’l-Mehdi” bölümünde) Hz. Ali (R.A.)’nun şöyle dediğini rivayet etmektedir :

Hz. Ali (R. A.), oğlu Hasan (R. A.)’ a bakıp şöyle dedi : “ Muhakkak ki bu oğlum, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve selem)’in isimlendirdiği gibi : Seyyid’ tir . Ve O’nun sulbünden (neslinden), Peygamberiniz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem )’ in ismiyle isimlendirilen bir adam çıkacaktır. O’na ahlaken benzeyecek olup sureten benzemeyecektir.” (3)

Bu rivayet de, şiilerin iddia ettikleri (Hz. Mehdi’nin, Muhammed b. Hasan el-Askeri olduğu) yanlış görüşü reddetmektedir. Çünkü bu rivayette Hz.Mehdi’nin, Hz.Hasan (R.A.)’nun soyundan olduğu belirtilmektedir.

Oysa ki (şiilerin iddia ettikleri) Muhammed b. Hasan el-Askeri ise Hz.Hüseyin (R.A.)’nun soyundandır (Hz.Hasan (R.A.)’nun soyundan değil). (4)

Ayrıca Ebu Davud’un (yine “Kitabu’l-Mehdi” adlı bölümde) rivayet ettiği şu hadis-i şerif de Şiilerin yanlış olduğunu göstermektedir :

“Bir halife (lider) öldüğünde (Müslümanlar arasında) ihtilaflar (uyuşmazlıklar, kargaşalar) olacak ve Medine ehlinden biri Mekke’ye kaçacaktır. (Bunun üzerine) Mekke ehlinden (bazı) insanlar O’na gelip (gizlendiği yerden) çıkaracaklar ve (O) istemediği halde Rükün (Haceru’l-Esved) ile Makam(-ı İbrahim Aleyhisselam) arasında O’na biat edecekler (başa geçirecekler)dir.”(5)

Hadis-i şerifte görüldüğü üzere Hz.Mehdi (R.A.) Medine-i Münevvere’lidir. Hatta “el-Kavlu’l-Muhtasar Fi Alamati’l -Mehdiyyi’l-Muntazar ” adlı eserde O’nun Medine - i Münevvere’nin : “Kerceh” adlı köyünden olduğu, (6) “Nehcu’l-Enam-Şerha Rehberi A’vam” adlı eserde ise : “Ker’a” adlı köyünden olduğu zikredilmektedir.(7) Oysa ki Muhammed b. Hasan el-Askeri Irak’’ın “ Samerra ” şehrinde doğmuş ve orada yaşamıştır.

İmam Tirmizi, Sünen’inin “Babu Ma Cae Fil-Mehdi (Mehdi hakkında gelen -rivayet-ler)” bölümünde hasen-sahiholarak şöyle rivayet etmektedir :

“ Dünya (hayatın) dan sadece bir gün (bile) kalsa, ALLAH, o günü uzatacaktır. Ta ki (O emir:Mehdi) gelsin (yönetimi ele alsın).” (8)

Bu hadis-i şerifle aynı anlamı ihtiva eden hadis-i şerifleri –sahih derecede - İmam Ebu Davud ve İmam Ahmed’de rivayet etmişlerdir. (Sünen-i Ebi Davud,H.No:4283 ; el-Müsned, 2/117-118)

İmam Ebu Davud’un ve İmam İbnu Mace’nin -sahih derecede- rivayet ettikleri hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (A.S.) şöyle buyurmaktadır :

“Mehdi neslimden, Fatıma’nın evladındandır.” (9)

Mehdi kelimesi; hidayete erdirilmiş, hidayet edilmiş anlamında olup son Halife ve Müceddidin lakabıdır.

İbnu’l-Münadi ve Ebu Nuaym’ın rivayet ettiğine göre Hz. Mehdi (R.A.)’nın künyesi ise : Ebu Abdillah, tır. (10)

İmam Ebu Davud – hasen derecede – şu hadis-i şerifi rivayet etmektedir :

“Mehdi ben(im neslim)dendir. (O) açık alınlı (saçı önden hafifçe dökük) olup yumru (ince, kartal) burunludur.” (11)

İmam Taberani, Deylemi, Ruyani ve Ebu Nuaym şu hadis-i şerifi rivayet etmişlerdir :

“ Mehdi, evlatlarımdan bir adamdır. Rengi arap rengi olup bedeni israilidir. Sağ yanağında parlak yıldızı andıran bir ben vardır. Dişleri (hafifçe) aralıklı ve alnı açıktır.” (12)

Seyyid Muhammed el-Berzenci’nin “el-İşaatu Li-Eşrati’s-Saa” adlı eserinde ve İbn Hacer el-Heytemi’nin, “el-Kavlul Muhtasar Fi-Alamati’l-Mehdiyyi’l-Muntazar” adlı eserinde şöyle zikredilmektedir :

“Mehdi (R.A.), esmer tenli, orta yapılı, orta boylu, açık alınlı, yumru burunlu, ince - uzun ve kavisli kaşlı, gözleri iri (ve sürmeliymiş gibi), dişleri aralıklı ve parlak, sağ yanağında yıldız gibi parlak benli, sık sakallı ve kırk yaşında (yahut otuz ile kırk yaş arasında)dır.” (13)

Tüm zikredilen rivayetlerden açıkça anlaşılıyor ki: Hazreti Mehdi (R.A.) şahs-ı manevi değil, şahs-ı beşeridir, insandır.

(1) H.No : 2230

(2) H.No : 4282

(3) H.No : 4290

(4) el-İşaatu Li- E’şratis-Saa, S : 137

(5) H.No : 4286

(6) S : 31

(7) S : 26

(8) H.No : 2230

(9) Kitabu’l Mehdi, H.No : 4284, Babu Huruci’l-Mehdi, H. No : 4086

(10) el-İşaatu Li Eşrati’s-Saa, S:103, el-Kavlu’l-Muhtasar Fi A’lamati’l-Mehdiyyi’l-Muntazar, S:27

(11) H.No : 4285

(12) el-Burhanu Fi A’lamati’l-Mehdiyyi Fi Ahiriz-Zaman, S : 10-11, Tenviru’l-Kulub, S : 62, Şerhu’t-Tac, 5. Cild, S : 343 ve Akdu’d-Dürer - Sıfet’ul-Mehdi Li Ebi Nua’ym, S : 30-33

(13) el-İşaatu Li- Eşrati’s-Saa, S : 104, el-Kavlu’l-Muhtasar Fi A’lamati’l - Mehdiyyil - Muntazar S : 44- 45