Cebelü’n-nûr (Nur Dağı) İnen İlk Emir "Oku!"

insanlara ilim ve medeniyet yolunu gösteren ilk vahye beşiklik yapmıştır: “Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alâkdan (kan pıhtısın­dan) yarattı. Oku, Rabbın en büyük kerem sahibidir. O, (insana) kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmediğini öğretti.”

İSLAM VE KÜLTÜR 28.02.2021, 17:54 28.02.2021, 18:23 Ramazan Peri
Cebelü’n-nûr (Nur Dağı) İnen İlk Emir "Oku!"

Kronolojik İslam tarihinde Hira ilk sırada yer alır. Fakat biz bu çalışma­mızda günümüzde yapılan ziyaretlerdeki sıralamayı gözönünde bulundurduk. Hira Peygamber Efendimize ilk vahyin nâzil olduğu mağaradır. Mekke’nin üç mil (4,8 km.) kuzeydoğusunda bir dağın adı olup, bu dağdaki bir mağarada Peygamber Efendimize ilk vahyin gelmesiyle İslam tarihinde meşhur olmuş­tur. İlk vahyin geldiği mekân oluşu sebebiyle bu dağa “Cebelü’n-nûr (Nur Dağı)” adı da verilir.

Peygamber Efendimiz, risâlet görevinin kendisine verilmesinden önce, özellikle 35 yaşından sonra Mekke’nin şirk, ahlâksızlık, haksızlık ve zulümle dolu havasından sıyrılarak sık sık Hirâ Dağı’ndaki bu mağaraya gidip uzle­te çekiliyordu. Hirâ Mağarası’nda kendisini Allah’a vererek O’nun varlığını, birliğini, kudret ve azametini; insanların aczini ve Allah’a olan ihtiyaçlarını, ama buna karşılık, onların isyanını, ahlâksızlık ve sapıklıklarını tefekkür ederek Cenâb-ı Hakk’a kullukta bulunuyordu. İşte bu şekilde, Hak Teâlâ’ya kul­lukta bulunduğu anlardan birisinde kırk yaşında iken, bu mağarada O’na ilk vahiy indirildi ve peygamberlik verildi. Rasûl-ü Ekrem, peygamberliğinden sonra da bazen Hirâ Dağı’na gitmiştir.

Cebelü’n-nûr (Nur Dağı) İnen İlk Emir "Oku!"

Hirâ Dağı’nda susuzluk sebebiyle hemen hemen hiç bitki ve ağaç mevcut değildir. Sadece çok az miktarda dikenli çalılar görülür. Hirâ Mağarası bugün dahi mevcudiyetini korumakta olup hacca ve umreye gidenlerin ziyaret ettiği bir yerdir.

Nûr dağı, kendisini çevreleyen dağlar arasında uzaktan far-kedilmekte olup, özel bir yapı arzeder. Mekke’den Mina’ya giden yolun yakınındadır. Hacılar Mina’da birkaç gün geçirirler. O dönemde tatbik edilen bir âdete göre, yolunu kaybedenlere yardım için bu dağın tepesinde ateş yakılmış olması ve bu nedenle Nûr dağı denilmiş olması mümkündür. Nitekim o dönemde Müz- delife’de bir tepe üzerinde ateş yakıldığı bilinmektedir. Başka tepelerde ve bu arada Cebel-i Nûr üzerinde de ateş yakılmış olması mümkündür. (M. Hami- dullah, İslâm Peygamberi, I, 64-65)

Cebel-i Nûr ve onun üzerinde bulunan Hira Mağarası Hz. Muhammed (s.a.s.)’e inen, insanlara ilim ve medeniyet yolunu gösteren ilk vahye beşiklik yapmıştır: Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alâkdan (kan pıhtısın­dan) yarattı. Oku, Rabbın en büyük kerem sahibidir. O, (insana) kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmediğini öğretti.” (Alâk, 1-5 ) ayetleri burada inmiştir.

İlahi Nübüvvet zincirinin son halkası, tevhid inancının temsilcisi, Peygam­berler ailesinin son mensubu Hz. Muhammed (s.a.s.) yeni bir medeniyet inşa ediyordu. Ona bu görevi veren Allah (c.c.) ilk emir olarak ahlaklı ol, çok iba­det yap, fazla çalış vb. emirleri “oku” emrini veriyordu.

Bu medeniyetin temelini ilim oluşturuyordu. Neyi okuyacağı hususunda bir açıklama yapılmamıştı. (Arapçada mefulün hazfi umuma delalet eder.) İn­sanlığın faydasına olan bütün bilgiler bu medeniyette son derece önem arz ediyordu. Bütün bu ilimlere, Allah’ın adıyla ve Onun rızası için olunca ayrı bir değer ifade ediyordu. Bilgi için harcanan her vakit ibadet olarak sevab hazinesine yazılıyordu.

Hira dağının civarında şu gerçeği Allah için bir düşünelim ne olur! Temeli, özü “oku” diye başlayan bir dinin mensupları bizler, bugün bu emre ne kadar uymaktayız? Kendimize bir soralım. Allah’ın kitabını okumayı biliyor mu­yuz? Âlemlere rahmet olarak gönderilen Rasûlullah’ın rahmet incileri olan hadis-i şeriflerinden ne kadar haberdarız. “OKU” emrine muhatap olan Pey- gamber’in okumayan ümmeti olmak ne kadar incitici!

Cebelü’n-nûr (Nur Dağı) İnen İlk Emir "Oku!"

Geliniz, burada bir karar alıp kendi kendimize bir söz verelim. Memleket­lerimize döndüğümüzde -yaşımız kaç olursa olsun- bilmeyenlerimiz mutlaka Kur’an okumayı öğrenmeye başlayalım. Bilenlerimiz ise, o ilahi mesajı anla­mak için onun tefsir ve meallerine yönelelim inşallah...

Her hacımız kendi kapasitesine göre Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hayatını an­latan bir eseri mutlaka okusun. Ona olan sevgimiz sözde olmaktan çıksın. Daha bilgili, O’nu anlayan ve O’na uyan ümmet olmaya çalışalım.

Hira Mağarasını ziyaret edip Hz. Peygamberimizin hanımı, müminlerin an­nesi, iffet ve namus timsali Hz. Hatice’yi anmadan gidemeyiz. Rabbim cüm­lemizi şefaatine nail eylesin.

O, Arapların en asil kavmi olan Kureyşin en pak ailelerinden idi. Babası Huveylid, annesi Fâtıma’dır (İbn İshak, es-Sîre, Nesr. Muhammed Hamidul- lah, s. 60).

Hz. Hatice’nin baba tarafından soyu Kusay’da Peygamberimizin baba ta­rafından soyu ile birleştiği gibi, annesi tarafından da soyu yine Peygamberimi­zin baba tarafından dedesi olan Lüey’de ile bileşmektedir. (M. Asım Köksal, İslâm Tarihi, Mekke Devri, 96).

Hz. Hatice, ticaretle uğraşan zengin, haysiyetli, şerefli bir kadındı. Ücret­le tuttuğu adamlarla Şam’a ticaret kervanları düzenlerdi. Hz. Muhammed (s.a.s.)’in doğru sözlü, güzel ahlâklı ve son derece güvenilir bir insan olduğu­nu öğrenince, O’na ticaret ortaklığı önerdi. Hz. Muhammed (s.a.s.) Hz. Hati­ce’nin bu teklifini kabul etti.

Hz. Hatice O’nun başkanlığında bir ticaret kervanım Şam’a gönderdi. Aynı zamanda kölesi Meysere’yi de O’nunla beraber gönderdi. Meysere, yolculuk sırasında Hz. Muhammed (s.a.s.)’de bulunan harikulade hallere şâhid oldu. Gittikleri yerde, Peygamberimiz (s.a.s.) satacaklarını sattı ve alacaklarını da aldı. Ondan sonra geri döndüler. Hz. Hatice bu ticaret kervanından çok mem­nun oldu. Daha önce gönderdiği ticaret kervanlarına nazaran, bu sefer daha fazla kâr elde etti. Hz. Peygamber (s.a.s.) hakkında Meysere’yi de dinleyince, O’na olan itimadı ve sevgisi daha da arttı. O’na anlaştıkları ücretten fazlasını verdi ve Hz. Muhammed (s.a.s.)’e evlenme teklifinde bulundu. (İbn Ishak, 59).

Hz. Peygamber (s.a.s.) durumu amcası Ebu Talib’e anlattı. Ebu Talib Hz. Hatice’yi Hz. Muhammed (s.a.s.) için istedi. İki aile anlaştı. Düğünleri o zamanın örf ve adetlerine göre, Hz. Hatice’nin evinde yapıldı. Düğünde Ebû Talib ve Hz. Hatice’nin amcası Amr b. Esed birer konuşma yaptılar. İkisi de konuşmalarında hikmetli ifadelerde bulundular ve evlenecekler hakkında gü­zel şeyler söylediler. Ondan sonra misafirlere ikram yapıldı, yemekler yenildi. Ebû Talib nikâhlarını kıydı. Mehir olarak 500 dirhem altın tesbit edildi (İbn, Sa’d Tabakat, VIII, 9).

O zaman, rivâyetlerin ekseriyetine göre, Hz. Muhammed (s.a.s.) 25 ve Hz. Hatice 40 yaşında idiler. Aralarında 15 yaş fark vardı (İbn Hacer, el-İsâbe, 539). Bazı rivâyetlerde bu yaş farkının daha az olduğu kayıtlıdır.

Rasûlullah (s.a.s.)’ın evlendiği ilk kadın, Huveylid’in kızı Hatice’dir. Hz. Hatice ilk olarak Atik b. Aziz’le evlendi, ondan bir kızı oldu. Onun ölümün­den sonra, Temimoğullarından Ebû Hale ile evlendi. Ondan da bir oğlu ve bir kızı oldu. Onun da ölümünden sonra, Rasûlullah (s.a.s.) ile evlendi. (İbn İshak, 229).

Hz. Hatice’nin Rasûlullah (s.a.s.)’den Fâtıma, Ümmü Gülsüm, Zeyneb ve Rûkiyye adında dört kızı, Kâsım ve Abdullah adında da iki oğlu dünyaya gel­di. Kelbî’nin rivâyet ettiğine göre, önce Zeynep, sonra Kâsım, sonra Ümmü Gülsüm, daha sonra Fâtıma, ondan sonra Rûkiyye ve en sonunda Abdullah dünyaya geldi. Ali b. Aziz el-Cürcânî de, Kâsım’ın Zeynep’ten daha önce doğduğunu nakletmiştir (İbn el-Esir, Usdü’l-Gâbe, I, 434).

Hz. Hatice, Rasûlullah (s.a.s.)’e, Peygamberliğinden evvel son derece saygı gösterip onu mutlu ettiği gibi, Peygamberliği döneminde de, O’na ilk inanan, Onunla beraber namaz kılıp O’na ilk cemaat olan kişi vasfını kazandı. Daima Hz. Muhammed (s.a.s.)’e destek oldu, O’na moral verdi, son derece güzel davranış ve sözleri ile O’nun başarılarına katkıda bulunmaya çalıştı.

Cebelü’n-nûr (Nur Dağı) İnen İlk Emir "Oku!"

Burada şu hususa dikkat etmek gerekir. Hz. Hatice varlıklı bir kadın ol­duğu için, onunla Mekkede birçok kimse evlenmek isteyebilirdi. Ama o Hz. Muhammed’i tercih etti. Hz. Peygamber (s.a.s.) ise birçok güzel kadınla ev­lenme şansı varken, dul bir kadın olan Hz. Hatice annemizi tercih etti. Ona olan sevgisini vefatından sonra bile kaybetmedi. Böylece kutlu Nebi, mutlu bir aileye kavuşmuş oldu. Hz. Nuh ve Hz. Lut Peygamberlerin hanımlarının eşlerine köstek olması, ehli küfür ile ittifak içinde olmaları düşünüldüğünde, Hz. Hatice annemizin Efendimize olan sadakati, imanı, desteği ayrı bir öenm kazanmaktadır. Onun için müminler kurdukları her aile yuvasında “Allah’ım Hz. Muhammed (s.a.s)

ile Hz. Hatice annemiz arasındaki sevgiyi, muhabbeti ve ülfeti bu evlenen- lerede nasip eyle” diye dua eder, o büyük bağlılığı yâd ederler.

Hz. Hatice, Allah’ın selâmına ve Rasûlullah (s.a.s.)’in övgüsüne nâil olacak derecede faziletli ve şerefli bir kadındı. O; imanda, sabırda, iffette, güzel ah­lâkta, kısacası her yönü ile örnek olan bir anneydi. Rasûlullah (s.a.s.); “Hristi- yan kadınlarının en hayırlısı İmrân’ın kızı Meryem, müslüman kadınla­rının en hayırlısı ise, Hüveylid’in kızı Hatice’dir” buyurdu. Bu konudaki diğer bir hadisinin meali şöyledir: “ Dünya ve âhirette değerli dört kadın vardır: İmran’ın kızı Meryem, Firavun’un karısı Asiye, Hüveylid’in kızı Hatice ve Muhammed (s.a.s.)’in kızı Fâtıma.” (İbn İshak, s.228).

Hz. Peygamber, Nübüvvet öncesi ve sonrası Hira dağında inzivaya çekilir, tefekkür ederdi. Bu esnada müminlerin annesi Hz. Hatice eşine erzak geti­rirdi. Mekke şehir merkezinden Hira 5km. civarındadır. O yolu katetmek bir sarp dağa tırmanmak ayrı bir zorluk içermekteydi. O tüm bu zahmetleri rah­met olarak kabullenmişti. İşte böyle bir gün Cebrâil (a.s.) Rasûlullah (s.a.s.)’e gelerek şöyle buyurdu: “Hatice’ye Allah’ın selâmlarını söyle.” Rasûlullah (s.a.s.): “Ya Hatice, bu Cebrâil’dir, sana Allah’tan selam getirdi” deyince, Hz. Hatice, Allah’ın selamını büyük bir memnuniyetle kabul etti ve Cebrâil’e de iade-i selâmda bulundu. (İbn Hişâm, es-Sîre,, I, 257).

Tam bu noktada bugün hasret kaldığımız bir noktaya değinmeliyiz. Aile saadeti! eşler arası huzur! mutluluğu çarşı pazarda değil sıcak yuvalarda ya­şayabilmek, ne kadarda önemli. Bizlerde eşlerimizle aramızda sevgi, sadakat, samimiyet, saygıyı geliştirirsek rabbimiz bizlere vede yuvalarımıza “Selam” ve “Rahmetiyle” tecelli edecektir.

Allah’ın rızasını, yuvasının mutluluğunu, dünya ve âhiretin huzur ve saade­tini düşünen bütün anneler için en güzel örneği teşkil eden Hz. Hatice (r.a.), nübüvvetin onuncu yılında, Ramazan ayında vefât etti ve Mekke’deki Hacun (Cennet’ül-Mualla) kabristanına defnedildi. (M. Asım Köksal, a.g.e. s. 302).

Bünyamin Albayrak

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Namaz Vakti 18 Ocak 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 19 51
2. Fenerbahçe 18 42
3. Samsunspor 18 36
4. Göztepe 18 31
5. Eyüpspor 18 30
6. Beşiktaş 18 30
7. Başakşehir 18 26
8. Gaziantep FK 18 25
9. Rizespor 18 24
10. Trabzonspor 18 22
11. Alanyaspor 18 22
12. Kasımpasa 18 21
13. Antalyaspor 18 21
14. Konyaspor 18 20
15. Sivasspor 18 20
16. Kayserispor 18 16
17. Bodrumspor 18 15
18. Hatayspor 19 10
19. A.Demirspor 18 5
Takımlar O P
Takımlar O P
1. Liverpool 20 47
2. Arsenal 21 43
3. Nottingham Forest 21 41
4. Newcastle 21 38
5. Chelsea 21 37
6. M.City 21 35
7. Aston Villa 21 35
8. Bournemouth 21 34
9. Brighton 21 31
10. Fulham 21 30
11. Brentford 21 28
12. M. United 21 26
13. West Ham United 21 26
14. Tottenham 21 24
15. Crystal Palace 21 24
16. Everton 20 17
17. Wolves 21 16
18. Ipswich Town 21 16
19. Leicester City 21 14
20. Southampton 21 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 19 44
2. Real Madrid 19 43
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 19 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 19 28
8. Girona 19 28
9. Rayo Vallecano 19 25
10. Real Betis 19 25
11. Osasuna 19 25
12. Celta Vigo 19 24
13. Sevilla 19 23
14. Las Palmas 19 22
15. Getafe 19 19
16. Leganes 19 19
17. Espanyol 20 19
18. Deportivo Alaves 19 17
19. Real Valladolid 20 15
20. Valencia 19 13