07.05.2024, 13:26

İSLÂMÎ ÖĞRETİM VE EĞİTİM

Müslüman kişinin İslâm’a göre iman edip amel etmesi yani yaşaması için evvela İslâm’ı bilmesi gerekir. Çünkü ilim olmadan ne iman olur ne de amel olur.

İman etmek için de bilgi, amel etmek için de bilgi; bildirmek için de bilgi, amel etmelerine sebep olmak için de bilgi gereklidir.

İşte bundan dolayı ilim, imandan ve amelden öncedir diyoruz.

İman, amel etmeyi gerektirir ama iman hemen ameli sağlayamıyor. İmanın ameli sağlaması veya bilginin yani öğretimin hayata dönüşmesi terbiye ve tedible yani eğitimle mümkün olmaktadır.

Bu öğretim ve eğitim, temel olduğu için özellikle gençlerin işidir; sadece gençlerin işi de değil her müslümanın işidir. Zira bilmek ve inanmak, bildirmek ve inandırmak; amel etmek ve ettirmek yani öğretim ve eğitim, herkes için özellikle gençler için bir sorumluluktur.

Bize gereken, önce milli eğitimden; tabiatı yaratıcı görerek Allah’ı inkâr eden, yoktan var olmaz, var da yok olmaz diyerek âhireti inkâr eden anlayışın silinip doğru olan, tabiatı Allah tarafından yaratılmış bilip insana Allah tarafından emanet edildiğini, bu dünyanın bâkî olmadığını, âhirette herkesin hesaba çekileceği gerçeğini zihinlere ve kalplere işlemeye çalışmaktır.

Okullarda okutulan din bilgisi kitaplarının yeniden seviyeli heyet tarafından yazılması sağlanmalıdır. Heyetin içinde özellikle Mehmet Sürmeli hocamız olmalıdır.

Okulların dışında STK'lar vasıtasıyla gençlere İslâmî öğretim ve eğitim verilmelidir.

A. Öğretim ve eğitimin tarifi

B. Öğretimin ve eğitimin hedefi ne olmalıdır?

C. Öğretimde neleri vermeliyiz?

1. Hedef gösterilmelidir.

2. “Örnek İnsan” öğretilmelidir.

3. İslâm kardeşliği öğretilmelidir.

4. Lehde ve aleyhde olan; fikir, hareket ve gruplar tanıtılmalıdır.

5. İslâm’a davet dersleri okutulmalıdır.

6. Şahıs olarak, müslüman ve millet olarak “ne idik, ne olduk ve ne olmalıyız?” sorularına cevap olabilecek bilgi genel hatlarıyla öğretilmelidir.

7. Kabiliyetine uygun olan meslekte uzmanlaşmanın yolları öğretilmelidir.

D. Öğretilenlerin Eğitimi Nasıl Olmalıdır?

A. Öğretim ve Eğitimin Tarifi

a) Öğretim: Bir ilim, iş veya sanat için gerekli bilgileri öğretme işidir.

b) Eğitim: İnsanın; aklî, rûhî ve bedenî yapısını zararlı unsurlardan koruyup fıtratında var olan cevherlerini harekete geçirerek beslemek, geliştirmek ve en faydalı hale getirmektir.

B. Öğretimin ve Eğitimin Hedefi Ne Olmalıdır?

Öğretimin hedefi; insanın yaratılış maksadını, nihâî hedefini, uhrevî ve dünyevî hedefini, görevlerini, yetkisini ve sorumluluklarını, haddini ve hakkını öğretmektir.

Eğitimin hedefi; kişinin bildiğini ve inandığını hayata geçirebilmesini sağlamak için amel edecek kabiliyeti ve aksiyonu kazandırmaktır.

Bu da iki şekilde olur:

a) Yaratılışında var olan kabiliyetleri tadil etmek,

b) Sonradan kazanabileceği güzellikleri ve özellikleri kazanmaya ve kazandırmaya çalışmak ve çalıştırmaktır.

C. Öğretimde Neleri Vermeliyiz?

1. Hedef gösterilmelidir

En üstün hedef, Allah Teâlâ’nın rızasıdır. Zira insan, hedefini ne kadar üstün tutarsa o derece yücelir. Allah Teâlâ’nın rızası nihâî hedeftir.

Bu nihâî hedefe dünyevî ve uhrevî ara hedeflerle ulaşılır.

Dünyevî ara hedefler; müslümanlara ve insanlara faydalı olmak, faydalı eserler ortaya koymak, yeryüzünü imar etmek ve adaleti hâkim kılmaktır.

Uhrevî hedefler; şahsın, ailenin, kurumların, toplumun, İslâm dünyasının ve bütün insanlığın İslâmlaşmasıdır.

Allah Teâlâ’yı yani rızasını kazanmak her şeyi kazanmak, Allah Teâlâ’yı kaybetmek ise her şeyi kaybetmek demektir. Çünkü dünya ve âhiret Allah’ın elindedir.

Allah Teâlâ’nın rızası; razı olduğu yol, razı olduğu tarz ve razı olduğu zat ile kazanılır.

Allah Teâlâ’nın razı olduğu yol, sırat-ı müstakîm olan İslâm’ın yani itikatta ehl-i sünnet akidesinin, amelde usûl-i fıkha göre İslâm fıkhının ve ahlakta İslâm ahlakı olan Peygamber ahlâkının belirlediği yoldur.

Razı olduğu tarz, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in izlenmesi ve örnek alınması demek olan kavlî, fiilî ve takrîrî Sünnet’tir.

Razı olduğu zat ise Hz. Peygamber (s.a.s.)’dir.

Dünyevî ve uhrevî hedefler, nihâî hedef olan Allah Teâlâ’nın rıza hedefine götürürse Allah Teâlâ’nın rızasından sayılır, götürmezse engelden sayılır. Bunun ölçüsü, dünyevî ve uhrevî hedefler ele geçirilirken İslâm’ın çizdiği helal ve haramların gözetilip gözetilmemesidir.

Bu ara hedefler elde edilirken İslâm’ın belirlediği helal ve harama göre dikkat edilirse, bu ara hedefler nihâî hedef olan Allah’ın rızasına götürür; bu helal ve haramlar gözetilmezse, o zaman bu ara hedefler engeldir, nihâî hedef olan Allah’ın rızasına götürmez.

Hedefe ulaşmak için önce temel prensiplerin öğretilmesi gerekir.

Önce dinin temelleri olan usûliddîn dediğimiz ehl-i sünnet akîdesi öğretilmelidir. Sonra diğer ilimlerin usûlleri öğretilmelidir.

Amelî konuların usûlü, usûl-i fıkıhdır. Zira usûliddîni ve usûl-i fıkhı bilmeyenin ilmine itibar edilmez. Çünkü vusûl, usûl iledir.

Dinî ve dünyevî ilimlerin usûlleri öğretilmeden o ilimlerde hedefe ulaşmak mümkün değildir.

Bir müslümana lazım olan; iman, ibadet, ahlâk ve ahkâm/hükümlerle ilgili bilgiler mutlaka öğretilmelidir.

Önce farz-ı ayn sonra farz-ı kifâye olan ilimler öğretilmelidir.

Önce tabi olmak için Hakkı, sonra da korunmak için batılı ve şerri bilmek gerekir. Zira şerri bilmeyen, şerre düşebilir. Fakat ömür boyu batılı öğrensek hakka ulaşamayız ama önce hakkı bilirsek bunun dışındakilerin batıl olduğu zaten kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

C. Öğretimde Neleri Vermeliyiz?

2. “Örnek İnsan” öğretilmelidir.

Mutlak örnek, Hz. Peygamber (s.a.s.)’dir. Diğer örnekler mukayyed örnektirler, mutlak örneğe uyduğu müddetçe örneklikleri devam eder. Diğer örnekler; Peygamberlerden sonra sıddîklar, şehitler ve salihlerdir.

Her sahanın örnekleri ve o örnekleri izlemenin gerekli olduğu bildirilmelidir. Zira her gün, her namazda ve her rekâtta Fatihada, “kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna (hidâyet eyle)” diye okuyoruz.

Örnek insanların; hayatları, özellikleri, fikirleri, eserleri, farklılıkları, tesirleri, talebeleri, menkıbeleri ve alınacak dersler öğretilmelidir. Zira iyiler öğrenilirse iyilere özenti duyulur. Çünkü bilgi, ilgiyi; ilgi, sevgiyi; sevgi de ameli doğurur.

3. İslâm kardeşliği öğretilmelidir.

Birbirlerine karşı vazifeler, kardeşliği bozan ve kardeşliği sağlayan şeyler öğretilmelidir. Bu konuda yazılmış seçme eserler ders olarak okunmalıdır.

4. Lehde ve aleyhde olan; fikir, hareket ve guruplar tanıtılmalıdır.

İslâm’ı, diğerlerinden ayıran net farklılıkları, Ehl-i Sünnet’i diğer sapık fırkalardan ayıran farklılıkları, çağdaş fikir akımlarının tahlili ve İslâm Düşüncesinin bunlara verdiği cevabı öğretilmelidir. Önce ölçüyü kavratmak gerekir. Çünkü ölçüyü kavrayan daima gelişir ölçüyü kavramayan daima değişir.

5. İslâm’a davet dersleri okutulmalıdır.

İslâm’da bilmek bir farz, bildirmek diğer bir farzdır; anlamak farz, anlatmak da ayrı farzdır; inanmak ayrı farz, inandırmaya vesile olmaya çalışmak ayrı bir farzdır; imanın amele dönüşmesi bir farz, başkasının amel etmesine sebep olmaya çalışmak diğer bir farzdır. Fakat bu sebep olabilmek; bildirmek, anlatmak, inandırmak ve amele dönüştürmeye çalışmak ayrı bir ihtisas ister. İşte bundan dolayı İslâm’a Davet ve Davet Metodu ile ilgili yazılmış eserler tahlil edilerek okutulmalıdır. Bu konuda önce İslâm, genel hatlarıyla özellikle üst kimliğimiz olan icma olan konular, sonra yanlış sistemler genel hatlarıyla öğretilmelidir.

Müslümanlara nasıl nasihatte bulunacağı ve diğer insanlara nasıl tebliğ edileceği, Hz. Peygamber (s.a.s.) örnek alınarak öğretilmelidir. Zamanın hali ve zamandaki insanlara tesir eden fikirler, huylar ve güçler tanıtılmalıdır.

6. Şahıs olarak, müslüman ve millet olarak “ne idik, ne olduk ve ne olmalıyız?” sorularına cevap olabilecek bilgi genel hatlarıyla öğretilmelidir.

Şahıs olarak temizdik, milli eğitimin ve çevrenin kiriyle kirlendik; müslüman olarak, İslam Medeniyetini kurduk, nice eserler meydana getirdik, yükseldik sonra nefislerin ve düşmanların istilasına uğradık; millet olarak; İslâm’a girdik ve yükseldik sonra nefislere ve cehalete razı olunca çöküş başladı ve düşmanların itikadî ve iktisâdî istilasına uğradık. Halimizi ve konumumuzu idrak etmemiz için işte bütün bunlar öğrenilmeli ve nasıl ayağa kalkacağımız öğretilmelidir. Çünkü düştüğünü idrak eden ayağa kalkmanın gerekliliğini hissedebilir. Bu idraki kazanmak ve kazandırmak için önce doğru ve isabetli bilgiyi sonra sorumluluğumuzu tefekkürü kazanmak ve kazandırmak gerekir.

7. Kabiliyetine uygun olan meslekte uzmanlaşmanın yolları öğretilmelidir.

Bu konuda müslümana gerekli olan, önce mesleği ile ilgili İslâm Fıkhındaki hükümleri, sonra mesleğinde ehil olmanın şartlarını bilmektir. Çünkü başarı ve faydalı olmak, ancak ehil ve âdil olmak yani İslâmî şahsiyet sahibi olmak gereklidir. Zira Allah Teâlâ, âyet-i kerîmede müslümanlara önce işleri ehline vermeyi sonra adâletle hükmetmeyi emretmiştir.

D. Öğretilenlerin Eğitimi Nasıl Olmalıdır?

Kurtuluş reçetesi, Kur'ân-ı Kerîm’deki Asr sûresinde belirtilen iman ve sâlih amel ile hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye etmektir.

Bu ilâhî reçetede iman ve salih amel, şahsı kemale erdiren; hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye ise başkalarını kemale erdiren ana başlıklar olarak ortaya konmuştur. Elbette insanı yaratanın insana verdiği bu reçete uygulanınca şifa olur.

İlk uygulanılacak yani amel edilecek şey kalbin ameli olan imandır.

Şüphesiz sadece bilmek iman değildir.

İlim, iman için; iman da imanda devam ve ihlâsla amel etmek içindir.

İlmin amele dönüşmesi; önce aklın ikna olmasına sonra da ruhun ikna olmasına bağlıdır. Aklın iknası kolay olabilir, ama ruhun iknası zaman alır. Bu da ancak eğitimle olur.

Eğitim bir süreç işidir. Eğitim bütün bir ömür boyu sürmesi gereken bir iştir. Bu eğitim; aile ortamı, ders ortamı, arkadaş ortamı, cemaat ortamı, bir davetçi veya nasihatçinin tesiri ile oluşur.

Önce şunun öğretilmesi gerekir: Kurtuluş; nefsi akla, aklı da imana yani Kitap ve Sünnet’teki gerçekleri tasdik etmeye tabi kılmaktadır.

Sâlih amel, uygun amel demektir. İmana yani Kitap ve Sünnet’teki gerçeklere uygun amel demektir.

Bütün hayattaki uygulamalara iman yön verecektir. Her yerde ve her zaman hayat, imanın belirlediği helaller ve haramlara göre şekillenecektir.

Yukarıda belirttiğimiz öğretimin eğitimi nasıl olacaktır?

Şüphesiz öğretim olmadan eğitim olmaz, eğitim olmadan da öğretim kalmaz; iman olmadan amelin kabul edilmeyeceği, amel olmadan de zamanla imanın kalmayacağı gibi.

Eğitimciler, eğitecekleri insanların akıllarını ve ruhlarını iknaya çalışmalı, zorlama yapmamalıdırlar. Zorlama ancak aklı iknadan sonra nefse uygulanabilir.

Öğretilenlerin eğitimi şöyle olabilir:

1) Her ferde bütün gün uygulamalarının Allah’ın rızasına uygun olup olmadığına dikkat etmesi salık verilir.

Amellerin kabul edilmesinin temel şartı, niyetin ve hedefin Allah rızası olmasıdır.

Bu hedefin bütün hayata yansımasının devamı, tabiatı yaratıcı sayan “yoktan var olmaz, var da yok olmaz” diyerek ahireti inkâr eden seküler eğitimin hâkim olduğu şu ortamda her gün öğrendiklerimizi ve dinlediklerimizi Ehl-i sünnet akîdesi ölçüsüne vurmak; uygun olursa kabul etmek, uygun olmazsa reddetmek ve her gün yatarken de nefsi muhasebe etmekledir.

Muhasebe neticesi ceza gerekiyorsa meşru şekilde ferdin kendi kendine ceza vermesini, nefsini affetmemesini hatırlatmak gerekir.

2) Mutlak örnek olan Hz. Peygamber’in ahlâkına ve uygulamalarına uyup uymadığı eğitimciler tarafından takip edilmelidir.

Her sahada en üstün örneklik Hz. Peygamber (s.a.s.)’de olduğu ve Allah’a itaat, ancak Peygamber’e itaat etmekle gerçekleşeceğinden, Hz. Peygamber’i izlemek ve örnek almak gerekir.

Önemli olan, eğitimcinin, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in uyguladığı, tedriciliği izlemesi ve izletmesidir. Ne sondakini başa almak ne de baştakini sona bırakmak...

D. Öğretilenlerin Eğitimi Nasıl Olmalıdır?

3) Önce kâmil insan sonra kâmil müslüman olmaya çalışmak.

Öğretilenlerin eğitimi şöyle olabilir: (Devamı)

Barış döneminde kâfire de insanca davranmaya dikkat etmek gerekir. Zira kâfirler de insan kardeşlerimizdir. Müslümana ise, İslâm kardeşliğinin gereği olan karşılıklı hakları gözetmek, hatta kardeşleri kendimize tercih etmek düşüncesiyle fedâkârlık ederek bedenen ve çeşitli iyiliklerde bulunarak yardım etmek gerekir.

Sahabe örneklerini kendimize örnek alarak... Zira örnek alırken büyükleri örnek almak gerekir. İmam Taberî’nin, ilim alanında İbn-i Abbas hazretlerini örnek alıp İmam Taberî olduğu gibi. Her gün, kendi kabiliyetinde büyük insanların hayatlarını konu edinen kitapları okuyup uygulamaya çalışmak.

4) Davet konusunda zirve örnek olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’i ve diğer İslâm davetçilerini örnek almak;

“Sövene dilsiz gerek, dövene elsiz gerek”, kırandan kırılmamak, kırmaya layık olanları kırmamak suretiyle sıkıntılara katlanmak.

Kâmil insanlarla kendimizi kıyas ederek noksanımızı görmek, sonra da noksanımızı birbirimizi ikaz ederek gidermeye çalışmak, kâmil insanların güzellikleriyle donanmaya gün gün yine tedriciliğe dikkat ederek çalışmak gerekir.

5) Kendimizi, şahıs olarak ne idim, ne oldum ve ne olmam gerekir sorularıyla kontrol etmek.

Ekside isek, kötü ahlaklarımızı tespit etmek ve kötü ahlakları tek tek giderip yerine tersi olan güzel ahlaklı olmaya çalışarak artıya geçmek, artıda ise ilerlemeye çalışmak. Çünkü ilerlememek gerilemek demektir.

6) Niçin çalışıyoruz şuuru, nasıl çalışmalıyız plân ve programlılığı, başarının sebepleri olan zamanı değerlendirme, sıhhati koruma, aldığı her işi yanlıştan korunarak tam yapma, sabır ve sebat etme özelliği kazandırılmalıdır.

Uygulamada ideali unutmamak realiteyi de inkâr etmemek gerekir. Her gün sıhhati koruyarak zamanı plânlayıp değerlendirmek, ideale doğru her gün azar azar yaklaşmak. Zira azla başlayan çoğa ulaşır, çokla başlayan yoka ulaşır.

Her gün ilimde ilerlemek gerekir. Her konuda ilerlemek, önce o konuyu bilmekle başlar ve ilerlemenin devamı da yine ilimde ilerlemek ve amelle sağlanır.

Her gün öncelikle Hakk’a, kendimize, ailemize, akrabalarımıza, komşumuza ve diğer halka karşı, bir mü’min olarak 24 saat günlük sorumluluğumuzu yerine getirmeye gayret etmemiz gerekir.

Her mü’min, İslâm’ı temsil eden bir mü’min olmaya; önce kâmil insan sonra kâmil mü’min olmaya çalışmalıdır.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 03 Aralık 2024
İmsak 06:34
Güneş 08:05
Öğle 12:59
İkindi 15:22
Akşam 17:43
Yatsı 19:09
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 13 35
2. Fenerbahçe 13 32
3. Samsunspor 14 29
4. Eyüpspor 14 23
5. Beşiktaş 13 22
6. Göztepe 13 21
7. Başakşehir 13 19
8. Rizespor 13 19
9. Sivasspor 14 18
10. Konyaspor 14 18
11. Antalyaspor 13 17
12. Trabzonspor 13 15
13. Gaziantep FK 13 15
14. Kasımpasa 13 15
15. Alanyaspor 13 14
16. Kayserispor 13 12
17. Bodrumspor 14 11
18. Hatayspor 13 8
19. A.Demirspor 13 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 14 29
2. Bandırmaspor 14 28
3. Karagümrük 14 27
4. Erzurumspor 14 25
5. Igdir FK 14 22
6. Keçiörengücü 14 21
7. Boluspor 14 21
8. İstanbulspor 14 20
9. Ankaragücü 14 20
10. Ahlatçı Çorum FK 14 20
11. Ümraniye 14 19
12. Gençlerbirliği 14 19
13. Pendikspor 14 19
14. Esenler Erokspor 14 18
15. Şanlıurfaspor 14 18
16. Amed Sportif 14 18
17. Manisa FK 14 17
18. Sakaryaspor 14 17
19. Adanaspor 14 8
20. Yeni Malatyaspor 14 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 13 34
2. Arsenal 13 25
3. Chelsea 13 25
4. Brighton 13 23
5. M.City 13 23
6. Nottingham Forest 13 22
7. Tottenham 13 20
8. Brentford 13 20
9. M. United 13 19
10. Fulham 13 19
11. Newcastle 13 19
12. Aston Villa 13 19
13. Bournemouth 13 18
14. West Ham United 13 15
15. Everton 13 11
16. Leicester City 13 10
17. Crystal Palace 13 9
18. Wolves 13 9
19. Ipswich Town 13 9
20. Southampton 13 5
Takımlar O P
1. Barcelona 15 34
2. Real Madrid 14 33
3. Atletico Madrid 15 32
4. Athletic Bilbao 15 26
5. Villarreal 14 26
6. Mallorca 15 24
7. Osasuna 15 23
8. Girona 15 22
9. Real Sociedad 15 21
10. Real Betis 15 20
11. Sevilla 15 19
12. Celta Vigo 15 18
13. Rayo Vallecano 14 16
14. Las Palmas 15 15
15. Leganes 15 15
16. Deportivo Alaves 15 14
17. Getafe 15 13
18. Espanyol 14 13
19. Valencia 13 10
20. Real Valladolid 15 9
Günün Karikatürü Tümü