D) Bugün Camilerde Ne Yapılabilir?
1) Câmi görevlisi olan imamın, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in temsilcisi olduğunun şuurunda olarak kendisini sahih ilimde ve sâlih amelde yetiştirip ilerletmesi; İslâmî ilimleri ve çağın kültürünü kavraması, dünyayı ve dünyaya hükmedenleri tanıması, ahlâkta, eserde, başarıda ve iyilikte önde gidenleri izlemesi gerekir.
İmam, fakîh olmayı gaye edinmelidir. Fakîhler Hz. Peygamber’in vârisleridirler. Çünkü gerçek manada âlim onlardır ki Allah Teâlâ onlara hayır murad etmiş de onları dinde fakîh kılmıştır. Zira gerçek vâris, Hz. Peygamber’in hem risâletine hem velâyetine vâris olandır. İlmi ile risâletine takvasıyla da velâyetine vâris olandır. Hasen-i Basrî (rh.a.), fakîhi Hz. Peygamber’in bu iki yönüne vâris olması itibariyle şöyle tarif etmiştir:
“Gerçek fakîh, dünya konusunda zâhid olan, âhirete rağbet eden, dinin inceliklerini bilen, Rabbine kullukta devam eden, müslümanların şereflerine dil uzatmaktan geri duran, vera (takva) sahibi, insanların mallarına karşı iffetli olan/tenezzül etmeyen ve topluluklara nasihat eden kimsedir.” (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, I, 38.)
İmamlar hiç olmazsa en alt seviyede de olsa âlim olmalıdırlar. İlim açısından en alt seviyedeki bir âlim; dînin temelleri olan İslâm Akîdesini iyice bilip hazmeden, İslâm Fıkhını ve Fıkıh Usûlünü öğrenen, İslâm Fıkhının kaynağı olan Kur’ân’ı tefsiriyle ve Hadisleri şerhleriyle kavrayan, zamanın halini bilen, Hz. Peygamber’i Kur’ân’ın canlı örneği olarak çok iyi tanıyan ve dünyaya meyletmeyen kimsedir.
Özetle imam, ölçü olan Hakk’ı bilecek ki Hakk’a uysun ve Hakk’a davet etsin, bâtılı bilecek ki kendisini de cemaatini de bâtıldan korusun.
2) Câmi imamı, devamlı olan cemaatini tanıması gerekir. Cemaatin envanterini çıkarması; kültür seviyesini, hobilerini, başarılı yönlerini, kâbiliyetlerini, dine olan titizlik seviyesini tespit edip ona göre çalışması gerekir.
3) Merkezî câmilerde belli günlerde Tefsir, Sahîh-i Buhârî, Şifâ-i Şerîf, İhyây-ı Ulûmiddîn, İslâm Akâidi, Mukâyeseli İslâm Hukuku, günlük çeşitli sorulara cevap veren ders ve sohbet halkaları oluşturmak. Bu derslerin devamlı okutulmasını sağlamak için vakıf kurup bu dersleri okutanların geçimlerini karşılamak için vakfiyeler temin etmek gerekir.
Bu derslerin câmide okutulmasının sebebi Hz. Peygamber’in ve Sahâbe-i Kirâm’ın bir sünnetini devam ettirmek, aynı zamanda câminin bereketinden istifâde etmektir.
4) Câmi kürsüsünde konuşacak kimsenin İslâm davetçisi yetiştiren bir kurumdan yetişmiş bir İslâm davetçisi olmasına önem vermek. Çünkü dinin usûlü/temelleri olan İslâm Akâidini, dinin furûu/dalları olan fıkhı anlatan usûl-i fıkhı/İslâm Hukuk Metodolojisini bilmeyenin ilmine itimat edilmez.
İmamın, istila eden batının felsefesinden korunmak için batının seküler felsefesini, yerine İslâm Düşünce sistemini kavratabilmek için çok iyi mantık ve kelâm ilmine sahip olması gerekir. Örnek alınması için örnek asır olan Asr-ı Saadeti, izleyip izletmesi için örnek insanları tanıyıp tanıtması, düştüğünü idrak eden ayağa kalkmanın gerekliliğini hisseder gerçeği ile yıkılış tarihini çok iyi kavrayıp kavratması gerekir.
5) Câmiler içerisinde, Mescid-i Dırâr durumunda olanlar varsa mescid-i takvâ durumuna kavuşması için ilim, imkân, iyi ilişki, örnek ahlâk sahibi olma vesilesine yapışarak çalışmak. Câmiden uzaklaşmak o duruma razı olmak demektir ki yanlıştır. Eğer sen hakîkat güneşine sahip olursan, karanlık, güneşe teslim olur. İnsan ihsânın kölesidir gerçeğini bilerek ihsan vasıtasıyla Muhsin olan Allah’a iyi kul olmasını sağlamak mümkün olur. Zira kötülüğü, iyilik gibi yenen bir şey yoktur. Eğer sen gerçek örnekleri izlersen sen de izlenen örneklerden olursun.