Bugünden sonra mecliste ve meydanda

Hoca efendi, Cuma günü hutbesinde, “Cemaat, israf haramdır” dediğinde cemaatin hatırından neler geçer bilinemez ama ben de dâhil birçoğumuzun aklından ekmek israfı, su israfı, elektrik israfı, alışverişte para israfı, kâğıt israfı, cam israfı gibi şeyler gelebilir.

Bütün bunlar doğrudur.

Bütün bu israfları yapan insandır.

İsrafı önlemenin yolu, insanı eğitmekten geçer.

“En eğitimli ülkeler” diye araştırma yaptıktan sonra en fazla israf yapan ülkeler diye bir araştırma daha yaparsanız en fazla israfı yapan devletlerin en fazla eğitimli olduklarını da göreceğiz.

Öyle ise eğitimde bir sorun var demektir. Kırık bir camı israf etmemek için şehrin her köşesine cam toplama kutuları koyanlar, her köşede bir insan canı alan insan yetiştirmeye devam ediyorlar.

Gencecik bedenleri toprağa gömerken israf yapmadıklarına inanalar, bir kâğıt parçasının israf edilmemesi için neler yapıyorlar.

Eşyayı, maddeyi, parayı insandan daha değerli kabul ediyorlar.

Bu insanlar, demokrasiye uyarak kendi aralarından lider seçiyorlar ve bu lider de dünyada, her sene milyonlarca insanın canına kıyarken israf yaptığına inanmıyor.

Rabbimiz, Firavun’u tarif ederken onun müsrif olduğunu söylüyor:

“Firavun ve ileri gelenlerinin fitnesi korkusundan Musa’nın kavminden ancak bir gurup gençten başka iman eden olmadı. Çünkü Firavun yeryüzünde çok üstün idi ve o müsriflerdendi.” (Yunus süresi ayet 10/ 83).

Hem kendine inanmayanları öldürdüğü için müsrifti, hem de kendini, ailesinin ve bütün insanları cehennem çöplüğüne atmak için devlet kurumu kurduğundan dolayı müsrifti.

Günümüz gâvurları da aynısını yapmıyorlar mı?

Kendi elleriyle, ciğerparesi çocuklarını, el bebek gül bebek olarak besleyip büyütüp cehenneme odun yapmak için eğitiyorlar.

Kibritin aleviyle parmağı yanınca ta ciğeri yanan anneler ve babalar, ekmek israfına, su israfına dikkat ediniz ama birinci derecede insan israfı yapmamaya dikkat ediniz.

Başta kendiniz olmak üzere sizi cehenneme götürecek en büyük günah, Allah’a ortak koşma günahıdır.

Allah’ın emrettiği ve yasakladıkları hepimiz için en uygunu olduğu halde her sene koyduğu kanunları kendi çıkarlarına uygun olarak değiştirmek zorunda olanların kurallarını Allah’ın verdiği emir ve yasakların önüne almak, insanın ebediyen cehennemde yanmasına sebep olacak.

Cehennem küllüğüne atılanların toplanıp yeniden değerlendirilmesi de olmayacak.

Rabbimiz geri dönüşün olmayacağını haber verir:

“Oysa insanları Kur’ân’dan men ederler, kendileri de ondan uzaklaşırlar, onlar ancak kendilerini helâk ederler de farkına varamazlar.

Onlar ateş üzerinde durdurulduklarında; ‘Keşke dünyaya geri çevrilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve müminlerden olsaydık’ dediklerini bir görsen!..” (En’am süresi ayet 6/26-27).

Sokaklarda dolaşırken, “Eskiciiiii” diye bağırıp, “Demir alırım, cam alırım, kâğıt alırım” diyenleri severim amaaa, asıl divanda, dergâhta, meclislerde, meydanlarda, amfilerde dolaşıp, “Hırsız alırım, arsız alırım, eşcinsel alırım, haiiin baskıcııı, hortumcuuu, döneeek, münafııık alırııım” diye bağıran ve onları Rabbin rahmet ayetleriyle sarıp sarmalayan, zenginlerimize, hadis-i şerifte bildirildiği gibi, “İşçisine patronunun yediğinden yiyebilecek, giydiğinden giyebilecek ücret ödeyen”, fakirlerimize  kanaat aşısı vuran insanlar çıkmalı.

Bütün bu suçların afvı mümkin ama asıl İslam’ı inkâr edenleri arayıp bulmalı ve onları cehennem akan inkâr selinin önünden kapmaya çalışmalı.

Bütün peygamberler bu görevi yaptılar.

Biz de o kervana katılalım.