Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Karar gazetesi yazarı Taha Akyol'a konuştu. Ekonomideki kötü gidişatın nedenlerini sıralayan Yılmaz, Ekonominin 2008’den sonra bozulduğu iddiasında bulundu.
EKONOMİ 2008'DEN SONRA BOZULDU
İhale kanunun 191 defa değiştirildiğini belirten Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "2001 krizinden sonra uygulamaya sokulan ve özünde neoliberal olan politikalar kendi içinde tutarlı ve akılcı idi. Uygulayıcılar da popülizmden uzak rasyonel davranıyorlardı. Şeffaflık vardı, kurallara uyulmaya çalışılıyordu, devralınan güçlü kurumsal kapasite (TCMB, BDDK vb.) ve donanımlı insan kaynağı daha da güçlendiriliyordu. Kamu İhale Kanunu (KİK) rekabeti önceliyor, kaynakların etkin dağılımına yardım ediyordu. Bu dönemde ekonomi 29 çeyrek kesintisiz büyüdü. AB ile ilişkilerin güçlenmesinin getirdiği özgürlük ortamı büyümenin kalitesini de yükseltmişti. 2008’e kadar olan dönemde ortalama toplam faktör verimliliği (TFV) %2,5 olmuştur. Orta Gelir Tuzağından çıkma umutlarımız güçlenmişti. Ama olmadı/olamadı. Takip eden dönemde siyaset kurumunda rejim değişikliğini hedefleyen bir özgüven patlaması yaşanmıştır. Sonuçta yukarıda sayılan ne kadar olumlu gelişme varsa hepsi tersine döndü. AB ile ilişkiler askıya alındı, kurala göre değil duruma göre yönetimi önceledik, Kamu İhale Kanunu’nu 191 kere değiştirerek kaynak tahsisini bozduk ve yolsuzlukları artırdık. 2013’te 951 milyar dolarla zirve yapan milli gelir, bugün 730 (tahmini) milyar dolara geriledi." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE CARİ AÇIKLA BÜYÜMEYİ SEÇTİ
Türkiye'nin borçla birlikte büyümeyi seçtiğini söyleyen Durmuş Yılmaz, "Ekonominin dış dengesine gelince, 2001 öncesi dönemde Türkiye bütçe açıkları ile büyüyordu. Dolayısıyla bu dönemde cari açığımız düşük, bütçe açıklarımız yüksekti. 2001 krizinden sonra ortaya çıkan paradigma değişikliği ile Türkiye cari açık ile büyümeyi seçti. Bu dönemde önceki dönemin aksine bütçe açıklarımız düşük, cari açıklarımız yüksek olmaya başladı. 1923-2002 döneminde 44,1 milyarlık cari açığa karşın 2003-2020 döneminde 518 milyar dolar cari açık oluşmuştur. Türkiye yalnız ekonominin küçülme dönemlerinde cari fazla verilebilmektedir. Pandeminin de etkisiyle Türkiye 2020 yılında ikiz açıkla karşı karşıyadır. Ekonomik büyümenin önündeki engellerden biri olan cari açıkla ilgili önemli bir tartışma var. Genel de Tüm sektörleri ile Türkiye ekonomisi, özelde imalat sanayi ve dolayısıyla ihracat ithalat girdisine ne kadar bağımlı. Yüksek olduğunu da düşük olduğunu da söyleyen ciddi çalışmalar var. Taraflar henüz anlaşabilmiş değil. "dedi.