Cemel ve Sıffin savaşlarında sahabe birbirleriyle savaşmıştır. Şimdi şöyle bir moda çıkmış bana gelen mesajlardan anladığım kadarıyla...
Efendim iki taraf da haklı olamaz, bir taraf haklı diğer taraf haksız olmalı...
Ehli Sünnetin bu bir içtihaddır söylemi yanlış...
mesajlar böyle...
görünüşte akla ve mantığa uyuyor ama aslında bu sözler derin projelerin ürünü...
ehli sünnet burada sağlıklı bir duruş sergiliyor ama onların bu duruşunu biz anlamıyor veya anlamak istemiyoruz...
Evet iki taraf da içtihad yaptı ve savaştılar, birbirlerini öldürdüler...
buradaki içtihadı mezhep imamlarının içtihadı gibi anlamayın... Buradaki içtihaddan kasıt görüştür.
Taraflardan birisi Hz. Ali'yi haklı görüp onun yanında savaşırken, bir başkası da diğer tarafı...
Siyasi bir konuydu... dini değil.
İki taraf da kendi davasını hak görüp bu uğurda savaştığı için tarafın birisi katil diğeri şehid değildir. İki müslüman taife de emirlerine uydukları için mazurdur...
Yani ehli sünnetin bu savaş bir içtihaddır demesindeki kasıt budur..
Yoksa tarafların haklılığı veya haksızlığını yargılamamıştır. Bu konuda Sa'd b. Ebi Vakkas, Usame b. Zeyd ve Abdullah b. Ömer'in içtihadını benimsemiş ve görüş beyan etmek istememiştir.
Sahabelerin birbiriyle savaşmaları onların adilliğine ve sikalığına helal getirmez. Çünkü ehli sünnetin sahabenin adilliğinden kastı onların rivayetlerindeki güvenirliliğidir, yoksa onların masum olduğu değil..
Günümüz insanın anlamadığı nokta budur...
Sanki sahabe masum ve hatasız ... onlar da hata yapabilir, nitekim Kur'an'daki bir çok günahlar (hırsızlık, zina vb.) o dönemdeki sahabelerin hataları üzerine inmiştir.
Bizim için her sahabe adildir ve bu nedenle rivayetleri sahihtir.
Eğer sahabenin adilliğini tartışmaya açarsak Kur'an'ı da tartışırız ki Kur'an'da sonuçta bir rivayettir ve sahabe tarafından nakledilmiştir. Nitekim hadislerden sonra Kur'an üzerinde de şüphe tohumları serpmeye çalışanlar olduğu gibi bu konuda eserler de yazıyorlar.
Bazıları kim sahabe diye sorabilir...
Peygamberi gören herkes mi?
Hadis ilminde daha çok hadis rivayet eden sahabeler takip edilmiş, bu konuda tabakatlar (yani biyografi) kitapları yazılmıştır.
Hadislerle ilgili sıkıntılar; zayıf, mevzu veya diğerler konular sahabenin sikalığından değil rivayet zincirindeki sıkıntıdan kaynaklanmaktadır. Sahabe sonraki ravi zincirinden birisinin hakkında şüphe oluşunca hadis de sahihlikten alt derecelere düşer..
Günümüzde hadis ve sahabelere o kadar kin ve düşmanlık besleniyor ki artık kiminle ne konuşacağımızı şaşırdık...
Günümüzde hadis ve sahabelere o kadar kin ve düşmanlık besleniyor ki artık kiminle ne konuşacağımızı şaşırdık...
"Bazen onlara; bu din sizi bu kadar sıktıysa gidin yaşadığınız gibi veya düşündüğünüz gibi bir din bulun, dinin size değil sizin ona ihtiyacınız var diyesim gelir." bir dinin mensubu kendi peygamberinin sözleri ve sahabelerinden nasıl bu kadar nefret edebilir... sizin dininiz size benim dinim bana...
Sevgilerimi ve saygılarımı arz ederim.