Hep bir yanımız eksik...

Ey insan

"Sen okuyucu kâinat ise kitap, Allah’ın cc yazarı olduğunu hiç his ettin mi?"

Üstad Muhammed Nurullah Seyda El Cezeri

İşte insanoğlunun eksikliği buradan başlar. His eden takvaya his etmeyen dünyaya meyledendir. İlkine bağlanan her iki tarafı kazanmış olur. İkinciye bağlanan ise dünyalığı kazanmış olur. Ki baki olmayan insanlığın, ikinciye bağlanması hüsranıdır.

Ümmetin en büyük dertlerinden bir tanesi de bu meyanda ırkçılıktır. İslam toplumları ilimden uzaklaştıkça sorunlar farklı isimler ile çoğalmıştır. Tarih, sadece bir tarih kitabı okumakla anlaşılmadığı gibi maalesef enine boyuna derin incelenemiyor. Bu gün İslam tarihçilerinin yazdığı tarih kitaplarını kaç gencimiz okumuştur. Nüfus çoğunluğu itibari ile bunu sayarsak on parmağı dolduracak sayıya ya ulaşılır ya da ulaşılmaz. Ne acı bir durum. Irkçılık bir siyon mason oyuncağıdır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 10 Kasım 1975 tarihli kararında Siyonizm’in bir çeşit ırkçılık ve ırk ayırımı olduğunu tesbit ve tescil etmiştir. İsrail’e bakın, orada beyaz ırklı, siyah ırklı veya Türk kökenli, Arabistan’ın farklı bölge kökenlisi, Kürt kökenli, dünyanın farklı ülkerinden farklı ıraklardan Yahudiler vardır. Bunlar hiç birbirlerine ırk üzerinden gidiyorlar mı? Veya üstünlük sağlıyorlar mı? Hayır. Tam tersine Yahudilik inancı üzerine birbirlerine kardeş gözü ile bakıyorlar. Oysa Yahudilik hem din hem de ırktır. Nasıl oluyor da kendi ırkından olmayan bir Yahudi’yi, ırklarına kabul ediyorlar.

Tüm Müslümanlar “ kurtuluşun İslam’da “ düsturu düşüncesi bu anlamda ifadesini yitiremiyor mu? Veya İslam âlemi içerisinde kanun hükmündeki “ Veda Hutbesi “ emirleri bireyler göz ardı etmiş olmuyorlar mı? Hâlbuki İslâmiyet, Kur’an-ı Kerîm ve Hz. Peygamber’in şüpheye yer bırakmayan açık beyanları ve İslâm tarihinin şehadetiyle her türlü ırkçılığı reddetmiştir. XIX ve XX. yüzyıllarda Avrupa’da esen milliyetçilik ve ırkçılık rüzgârları zamanla İslâm dünyasını da etkisi altına almıştır. Ümmet bilinciyle yaşayan milletler arasında genel olarak ırkçılık ve kavmiyetçiliğin ne olduğu bilinmezken batılı devletlerin İslâm dünyasına yönelik politikalarında görülen değişikliklerden sonra Müslüman kavimler arasında geleceklerine zemin hazırlamak üzere kavmiyet ayırımına dayalı ideolojiler gündeme getirmiştir. İşte Müslüman toplumlar bu ve türevi olayları iyi okumalıdır.

Hülasa, İslamiyet ırkçılığı yasaklamıştır. İslamiyet Ümmet birliğini emretmiştir. Hiç

Bir devlet veya başkanı senin kabrine gelip “bu benim ırkımdandır ey Münker ey Nekir kolaylık sağlayın” deme imkanı olmadığı gibi Melekenin millet ile ilgili sualinin cevabı “ Ben İbrahim’in Milletindenim “ olması, ırkçılığın yok hükmünde olduğu ve ümmet fikrinin esas olması gerekliliğinin bir ifadesidir.

Kur'an-ı Kerim, farklı kan ve tende olmayı, farklı dillerde konuşmayı, Allah'a ait alametler, ayetler olarak sayar, bu bağlamda bu farklılıklara, bir kutsallık atfeder. Irkçılık hastalığının çözümü olarak da Hz. Peygamber As. “İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittirler.” Diyerek, hukukta eşitliği esas almanın gerekliliğini ve “Hiç biriniz, kendi nefsi için olmasını istediğiniz şeyi, din kardeşi için de olsun istemedikçe iman etmiş olmaz” emri ile de empati yapmanın ve başka etnik kökenden olanları anlamanın, kendimiz için istediğimiz tüm hakları, onlar için de istemenin ve hiçbir üstünlük taslamadan “tek yumurta ikizi gibi kardeşçe” yaşamanın yolunu bizlere göstermiştir. “Kişi Sevdiği ile beraberdir. “ hadis-i şeriften şu mana da alınabilir : “ eğer sen sırf ırkçılık İçin Yahudileri destekliyorsan o zaman sen de onlardansın. Kabrini, amel defterini ve haşrını onların amel ve emelleri ile doldurup haşır olacaksın. Eğer bu kişi veya bu zümre böyle yapmış veya böyle yapıyor veya benim ırkıma daha çok sahip çıkıyor ediyorsa aynı inancı taşımış olur.

Müslümanlar şu ayeti asla akıllarından çıkarmamalılar: Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o, onlardandır. Kuşkusuz, Allah, zalim topluma hidayet etmez.

Dünyanın İçine Gir Amma; Sakın dünya senin için girmesin