Mehmet Emin Er ve Şeyh Seyda-i Cezerî

Eskiden âlim olduğu halde ârif olamayana avam denirdi. Kemâle ermenin yolu irfan olarak görülürdü.

HİKAYELER 20.09.2020, 15:43 20.09.2020, 15:50 Ramazan Peri
Mehmet Emin Er ve Şeyh Seyda-i Cezerî

Eskiden âlim olduğu halde ârif olamayana avam denirdi. Kemâle ermenin yolu irfan olarak görülürdü. Bu nedenle “seni” yani kendi dışındakini bilene âlim; “beni” yani kendini tanıyan kişiye ise ârif denirdi. Bu nedenle “kendini tanıyan Rabbini tanır” denilmiş, kendini bilen denilmemiştir. Biz bildiğimiz nicelerini tanımayız.

Bu yazıda birçokların yakından tanıdığı iki büyük âlim ve ârifi daha yakından tanımalarına imkân sunacak birkaç hatıra anlatmak istiyorum.

1989 yılıydı. Mehmet Emin Er hoca efendi Ankara’da Özelif Sitesinde ikamet etmekte ve site içerisinde bulunan Fıkıh Enstitüsünde ders vermekteydi. O yılın yazında bizler de bazı arkadaşlarımızla birlikte Ankara’da kalmaya karar verdik. Kış döneminde istifade ettiğimiz hoca efendiden yaz günlerinde de istifade etmek istedik. Bu amaçla bizim de ikamet ettiğimiz sitenin camisinden bir öğle namazı çıkışında yanlarına vardım:

“Hocam eğer müsaitseniz sizlerden ders okumak istiyoruz birkaç arkadaş.” dedim.

Hoca efendi huzur dolu o mütebessim çehresiyle hem yüzümüze baktı hem de tahminen otuz saniye kadar hiç konuşmadan düşündü. Bunun üzerine kendisini zorda bırakmış olabileceğimizi düşünerek:

“Hocam eğer müsait değilseniz sizleri rahatsız etmeyelim” dedim. Bunun üzerine mütebessim şekilde şöyle dedi:

“Sabahları Siirt’li bir genç geliyor, hafızlığı da var. Onunla tefsir okuyoruz. Akşamları da 67 numarada akaid dersleri yapıyoruz.” dedi. 67 numara kendi dairesinin yanındaki daireydi ve bizim arkadaşlarımız kalmaktaydı. Bu yoğunluğu üzerine:

“Hocam sizleri yormayalım. Zaten yoğunmuşsunuz” dedim. Hoca efendi daha da mütebessim bir şekilde:

“Olmaz. Teklif etmeseydiniz olurdu. Bu yaştan sonra beni bu veballe göndermeyin. Yarın öğle namazını müteakip camide başlayalım. Gelin…” dedi. Yormamak için ısrar ettikse de kabul etmedi.

Bir sonraki gün öğle namazı başlayıp ikindi namazına kadar camide ders yaptık. Bu dersler yaz boyu devam etti. Hoca efendinin ilim aşkı, sorumluluğu ve irfânı bizi çok mahcup etmişti. Ona mahcup olmamak için çok önemli işimiz olsa dahi yaz boyu dersini aksatmadan takip ettik. Akaid, Fıkıh ve Belağat okuduk.

Dersler çok bereketli ve ibretli geçiyordu. Bir gün talak bahsini işlerken ağlayarak bir adam geldi derse. Hanımıyla kavga yapmış ve onu boşamıştı. Hocaefendi biraz önce işlediğimiz dersi bizlerin gözüne bakarak ona da anlattı. Bir başka gün abdesti bozan ve bozmayan hususları işliyorduk. Çoğu günler, dersi birkaç metre uzaktan dinleyen altmışlı yaşlarda bir derviş geliyordu. O gün de geldi ve bir yere yaslanmadan bağdaş kurup oturdu ve uyudu. Her gün uyumayan derviş o gün uyudu. Tam da ilgili konuyu işlediğimiz gün. İkindi ezanıyla birlikte bizim dersimiz biterken dervişte uyandı ve namaza durdu. Mehmet Emin Er Hoca efendinin sağında saf tutmuştum. Dervişi takip etmiş olmalı ki sol kulağıma yavaşça: “Demek ki konuyu biliyormuş” dedi.

O dönemler hiç sormak aklımıza gelmemişti hocası ve şeyhi kimdir diye. Kader bizleri Şırnak’a getirdiğinde Şeyh Seydâ Hazretlerini tanıma dahası Mehmet Emin Er hocamızın onun talebesi ve halifesi olduğunu öğrendim.

Vefatlarından yaklaşık yirmi gün veya bir ay kadar önce hocamızın ziyaretlerine gittim. Hastaneden çıkmışlar ve evde istirahat ediyorlardı. Oğlu İbrahim Er Beyi aradım. Doktorun hijyen açısından misafir görüşmelerini uygun görmemesine rağmen sağolsun bizleri beş dakika görüştürdü. Ellerini öpüp dualarını aldıktan sonra Şırnak’ta olduğumu ve Şeyh Seydâ Hazretlerinin hayatıyla ilgili bir kitap yazdığımı ve tamamlandığında kendilerine takdim edeceğimi söyledim. Hocasının ismini duyunca heyecanlandı ve başını hafif kaldırdı. Yüzü güldü. Oğlu İbrahim Er beye yeni yayınlanan iki cilt halindeki eserinden getirip bizlere vermesini istedi. Biz de baş tacı olarak aldık eseri ve ellerini tekrar öperek mesud bir şekilde müsaade aldık.

Mehmet Emin Er Hocaefendi büyük bir âlim ve mütevâzı bir ârifti. Onu yetiştiren hocası Şeyh Seydâ hazretleri hakkında ise bize söz düşmez…

Allah ikisine de rahmet etsin. Bizleri şefaatlerine nail eylesin…

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Namaz Vakti 18 Ocak 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 19 51
2. Fenerbahçe 18 42
3. Samsunspor 18 36
4. Göztepe 18 31
5. Eyüpspor 18 30
6. Beşiktaş 18 30
7. Başakşehir 18 26
8. Gaziantep FK 18 25
9. Rizespor 18 24
10. Trabzonspor 18 22
11. Alanyaspor 18 22
12. Kasımpasa 18 21
13. Antalyaspor 18 21
14. Konyaspor 18 20
15. Sivasspor 18 20
16. Kayserispor 18 16
17. Bodrumspor 18 15
18. Hatayspor 19 10
19. A.Demirspor 18 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 19 41
2. Karagümrük 19 34
3. Bandırmaspor 19 34
4. Ankaragücü 20 30
5. Erzurumspor 19 30
6. Ahlatçı Çorum FK 19 29
7. Amed Sportif 19 29
8. Boluspor 19 28
9. İstanbulspor 19 27
10. Pendikspor 19 27
11. Keçiörengücü 19 27
12. Gençlerbirliği 19 27
13. Ümraniye 19 26
14. Manisa FK 19 26
15. Igdir FK 19 25
16. Şanlıurfaspor 20 25
17. Esenler Erokspor 19 23
18. Sakaryaspor 19 23
19. Adanaspor 19 15
20. Yeni Malatyaspor 19 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 20 47
2. Arsenal 21 43
3. Nottingham Forest 21 41
4. Newcastle 21 38
5. Chelsea 21 37
6. M.City 21 35
7. Aston Villa 21 35
8. Bournemouth 21 34
9. Brighton 21 31
10. Fulham 21 30
11. Brentford 21 28
12. M. United 21 26
13. West Ham United 21 26
14. Tottenham 21 24
15. Crystal Palace 21 24
16. Everton 20 17
17. Wolves 21 16
18. Ipswich Town 21 16
19. Leicester City 21 14
20. Southampton 21 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 19 44
2. Real Madrid 19 43
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 19 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 19 28
8. Girona 19 28
9. Rayo Vallecano 19 25
10. Real Betis 19 25
11. Osasuna 19 25
12. Celta Vigo 19 24
13. Sevilla 19 23
14. Las Palmas 19 22
15. Getafe 19 19
16. Leganes 19 19
17. Espanyol 20 19
18. Deportivo Alaves 19 17
19. Real Valladolid 20 15
20. Valencia 19 13
Günün Karikatürü Tümü