28.12.2015, 20:04

İlk namaza başladığım yıllar

Ee, yaş 55 olunca insanın geçmişine uzanması da zor oluyor. Az buz değil, baya zaman geçmiş yani.

Doğduğum şehir ve memleketim olan Adapazarı’nda namaz kaldığımı hatırlamıyorum. 1967 depreminde yaşadıklarımı, mahalledeki afacanlıklarımı ve sünnetimi hatırlıyorsam, bu demektir ki kılmış olsaydım namazımı da hatırlardım.

İlkokul 5, yani 12 yaşında taşınmış olduğumuz Konya’da; o yıllarda sınıfta öğretmenimizin sıra üstünde namaz kılmayı öğrettiğini çok net olarak hatırlıyorum. Bir de ev sahibimiz ve alt komşumuz olan Hasan hocanın evinde elifba okuduğumuzu ve yakındaki küçücük mescidinde yazları Kur’an öğrendiğimizi, Cuma namazlarında camiye gittiğimizi hatırlıyorum.

Hasan hocayı severdik. Sokağımızdaki bütün komşular da severdi. En çok aklımda kalan hususiyetleri; ağır başlı olması, az konuşması, hep önüne bakarak yürümesi ve bize selam vermeden geçmemesiydi.

Ne zaman yanımızdan geçmişse, mutlaka selam vermiştir. O sırada biz hangi halde olursak olalım; ister toprakta misket oynuyor olalım, ister karşı komşunun duvar demirlerini ağ yapmış voleybol oynuyor olalım, ister sokak ortasında küçük plastik topumuzla maç yapıyor olalım, Hasan hocamız sükûnetle gelir, hafif öne eğik olan başını fazla kaldırmadan, göz teması kurarak, o tok sesiyle ciddi ama yarım tebessümüyle sevecen bir şekilde:

 –“Selamünaleyküm” derdi.

Biz de hep bir ağızdan:

-“Aleykümselâm hocam” derdik.

Hepimiz severdik, sokağımızdaki komşumuz hocamızı.

Hasan hocadan etkilenmiş olabilirim. Yaşım 12-13 idi. Altı sene Konya’da kaldık. O altı yıl içerisinde bir ara içimden gelerek, beş vakit namaza başladığımı hatırlıyorum. Hatta dedemler geldiğinde, beraber camiye gittiğimizi ve cemaatten bazı adamların başımı okşadıklarını da hatırlıyorum. Konya’da yaşarken namazı sürekli kılamadım. Ama oruçları eksiksiz tuttuğumu ve Ramazan aylarında teraviye gittiğimi, Cuma namazlarını da kesinlikle kaçırmamaya çalıştığımı biliyorum.

Meram ortaokulunda öğretim sabah başlayıp, 15.30’da biterdi. Cuma günleri öğlen tatilinde Cuma namazlarına yetişmek için nasıl çabaladığım da hala gözlerimin önündedir.

1970’li yıllarda çok derin dini bilgimiz yoktu, ama dine hürmetimiz vardı.

Lise yıllarım hem Konya’da hem de Maltepe’de gaflet içinde geçti diyebilirim.

1977 yılında Hava Harp Okuluna girdim. Artık aklı başında bir delikanlı olarak, şuurlu bir şekilde namaza başlayışım burada gerçekleşti.

O zaman dâhil olduğum siyasi hareket “Türk-İslam ülküsü” derdi ama doğrusu İslami şuurumuz ve amelimiz yoktu. 12 Eylül darbesi öncesi meşhur vatan kurtarma kavgalarımız hepimizi sarmıştı.

1980 senesiydi, Harbiyede üçüncü senemizdi ve Komünistlerle gerginliklerimiz hat safhadaydı.

Bir gün Reis hafta sonu iznimizde, pazar günü, Sultanahmet Camisinde üniformalarımızla namaz eylemi yapacağımızı söyledi. Hava Harp Okulundaki bütün ülkücü öğrenciler ikindi namazında Sultanahmet camisinde buluştuk. Topluca namaz kıldık. Sonra dağıldık. Dağıldıktan sonra ben kendi kendime düşünmeye başladım. “Namazın eylemi mi olur?” “Eylem diye namaz kılınır mı?” Bu iş biraz garibime gitmişti. “Yahu” dedim, kendi kendime “madem namaz kıldık, devam edelim bari…”

Ve devam ettik gitti. Ondan sonra bir daha bıraktığımı hatırlamıyorum.

Ancak İslami hiçbir bilgim yoktu.

Fakat bundan sonrası çok acayip gelişti; 11 Eylül akşamı teşkilat toplantısı için otobüsle Kayseri’ye hareketim, yolda iken 12 Eylül darbesinin olması, Kayseri’de Hava Harp Okulu MHP öğrenci teşkilatından sorumlu liderimiz Erdal teğmenin evinde zorunlu 2-3 günlük ikametimiz, onunla hususi mülakatlarımız, annesinin namaz kılmam münasebetiyle bana özel şefkat göstermesi, oradan hem görev, hem ziyaret maksadıyla Tokat ve Sivas’a geçişim. Sivas’ta misafiri olduğum, devre arkadaşım Sefa’nın yobaz(!) kardeşi Safi ile tanışmam, onunla birlikte camiye gidip gelirken tartışmalarımız, bana İstanbul’dan bir ağabeyin ismini vermesi, sonra o ağabey ile buluşmamız ve en önemlisi bu ağabeyin beni mürşidim olacak zat ile tanıştırması.

Kader ağlarını örmüş ve beni “gıyabi tutuklanmaya” kadar götürmüştü adeta. Üstadımın yaptığı bir latifeydi bu. Ders almak istemediğimi söyleyince bu latifeyi yapmıştı.

Harp Okulunun son senesi çok sıkıntılı geçti. Çünkü artık içime bir ateş düşmüştü. Allah ve Resulünden başka hiçbir şey konuşmak ve dinlemek istemiyordum. Kütüphanede ne kadar dini kitap varsa hepsini okudum. Hatta Kütüphane sorumlusu Binbaşının dalga geçerek:

-“Oğlum sen niye buraya geldin? İlahiyat fakültesine gitseydin ya” dediğini hala hatırlarım.

Bilmiyordu ki, nasıl bir devrim olmuş, içimdeki bütün putlar devrilmiş, yepyeni bir ufuk açılmıştı. Kalbimdeki yeni yangını o bilemezdi.

Kavmiyetçiliği reddedince bütün ekiple ters düştük. Beni tecrit ettiler. Hiç umurumda değildi. Tek başıma da olsam dünyaya meydan okuyacak ateş yanıyordu içimde.

O senenin Mayıs ayında artık daha fazla dayanamayıp, manevi üstadım Nurullah efendiye teslim oldum. Nakşibendî büyüklerinin yoluna intisapla nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyeme başladım. Bir taraftan üstat Bediüzzamanın risaleyi nurlarıyla akıl ve kalbimi doyurmaya çalışıyor, bir taraftan Hasan el Benna’dan davamızı, Seyyid Kutup’tan yoldaki işaretleri öğreniyor ve devlet şuuruyla donanıyor, hocamız Necmettin Erbakan’dan İslami siyaseti ve cihadı talim ediyorduk.

Diyebilirim ki; bu aşamalarda namaz artık benim için dinimin direği ve miracım olmaya başlamıştı. Artık bırakın terk etmeyi, namazım için her şeyi feda etmeye hazırdım. Geciktirmeye bile tahammülüm kalmamıştı. Hangi şartta ve mekânda olursak olalım, Abdülkadir es Sufi’ni dediği gibi seccademizi oracığa serip kılacak vaziyete gelmiştik. Bundan sonra 18 senelik meslek hayatım boyunca elhamdülillah Rabbim bana namazımda kolaylık lütfetti, hiç kaçırmadım diybilirim. Gerekirse, bank üzerinde, gerekirse masa üzerinde, yol kenarında merdiven altında, kilitli kozmik bürolarda, otobüslerde, trenlerde, uçaklarda nerede olursa olsun hayatımın en önemli önceliği namazım oldu. Otobüsten, mesai aracından inme pahasına, bazen komutanlarımdan izin alarak, bazen gizlice dışarı çıkarak namazlarımı kıldım.

Ancak hiç unutamadığım en acı hatırayı Hacda Mekke’yi Mükerreme’de yaşadım. Medine’den Mekke’ye gelirken ihrama girdik. Son kontrol yerinde biraz fazla oyalandık. Hocamıza “Sabah namazımızı kılma durumumuzu” sordum. Müspet cevap aldım. Yol uzadı. Namaz vakti girdi, ben yine hocanın yanına gittim, yine müspet cevap aldım. Biraz daha vakit geçti son yarım saate girdik, ortalık ışımaya başlarken ben artık oturamaz oldum, yine hocaya gittim. Artık ses tonum sertleşmişti. Düşünebiliyor musunuz? Kutsal mekândasınız ve namaz kaçacak böyle bir şey olabilir mi? Son 15 dakikada artık kendimi kaybetmiştim. Ayağa kalkıp hocaya bağırmaya başladım. Ağzıma ne gelirse söylüyordum. Birileri de beni sakinleştirmeye çalışıyor, uyarıda bulunuyorlardı:

- “İhramlısın kavga olmaz” diye.

-“Namazım için ihramlı da olsam, kılıç bile çekerim” dediğimi hatırlıyorum. “Derhal arabayı durdurun” diye bağırıyordum.

Neyse, bir mescit yanında durduk. Hanım ile koşarak belki son dakikalarda namazımızı eda ettik. Ama hoca efendi koca otobüsteki bizimle gelen birkaç kişi dışında hepsinin namazını heba etti gitti, ne yazık ki.

NAMAZIN BUGÜN HAYATIMDAKİ ANLAMI

Namazın anlamı nedir? Bunu en güzel Allah ve Resulü ifade etmiştir. O sözler üzerine ilave edilecek bir noktam bile olamaz.

Ancak benim için, yani 55 senesi layıkı vechile değerlendirilemeden, şimşek hızıyla geçmiş, gaflet bataklığında çırpınan bir zavallı için namaz bir hayattır. Yani namazımın eda edilmediği an bedenim ölmüş demektir. Bunun manası şudur; akciğerlerim için nefes almak ne ise, benim için namaz odur. Hücrelerim için içtiğim su ne ise benim için namaz odur. Midem için yediğim yemek ne ise benim için namaz odur. Yüreğim için kasılıp atması ne ise benim için namaz odur, damarlarım için kan ne ise benim için namaz odur. Kalbim için muhabbet ne ise benim için namaz odur. Yani kısaca namaz benim yaşamam demektir. Namazsız hayat, memat (ölüm) demektir.

Ruhum için ise namaz bir aşktır.

O vuslattır.

Seccademin üzerinde, bana şah damarımdan daha yakın olan ile halvettir.

Hakkıyla yerine getirmeyi becerebilirsem, dünyada yükselebileceğim, daha ötesi olmayan en uç noktadır.

Zirvelerin zirvesi.

Allah resulünün ifadesiyle MİRAÇ’TIR daha ne diyeyim?

ÇILGIN PROJE

Ha! Bir de size çılgın projemden söz etmek isterim. Hani Başbakann bir çılgın projesi var ya, benim de hayalimde bir çılgın proje var.

Ezan okunduğu zaman, o beldede yaşayan tüm Müslümanların derhal işlerini, dünyalarını bırakıp, camiye, namaza koşmalarını hayal ediyorum.

Düşünebiliyor musunuz? “Haydin namaza” daveti gelir gelmez, istisnasız herkes derhal dünyalarını bırakıp, “kurtuluşa”, ahret için Allah Teâlâ’nın emrine koşacak “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk” diyecek. Dünya duracak o an. Bütün kalpler kurtuluş ümidiyle atacak, boyunlar bükülecek, sana geldim ya Rabbi diyecek.

İşte o zaman melekler de gökyüzünden bu namazlara iştirak eder.

İşte o zaman Allah Teâlâ’nın Rahmeti coşar, dünya Rahmet tecellisi ile yıkanır, tertemiz olur.

Günde beş sefer yaşanacak bu. O zaman işte ne dert kalır, ne tasa dünya cennet olur.

Hayat budur işte!

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Namaz Vakti 18 Ocak 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 19 51
2. Fenerbahçe 18 42
3. Samsunspor 18 36
4. Göztepe 18 31
5. Eyüpspor 18 30
6. Beşiktaş 18 30
7. Başakşehir 18 26
8. Gaziantep FK 18 25
9. Rizespor 18 24
10. Trabzonspor 18 22
11. Alanyaspor 18 22
12. Kasımpasa 18 21
13. Antalyaspor 18 21
14. Konyaspor 18 20
15. Sivasspor 18 20
16. Kayserispor 18 16
17. Bodrumspor 18 15
18. Hatayspor 19 10
19. A.Demirspor 18 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 19 41
2. Karagümrük 19 34
3. Bandırmaspor 19 34
4. Ankaragücü 20 30
5. Erzurumspor 19 30
6. Ahlatçı Çorum FK 19 29
7. Amed Sportif 19 29
8. Boluspor 19 28
9. İstanbulspor 19 27
10. Pendikspor 19 27
11. Keçiörengücü 19 27
12. Gençlerbirliği 19 27
13. Ümraniye 19 26
14. Manisa FK 19 26
15. Igdir FK 19 25
16. Şanlıurfaspor 20 25
17. Esenler Erokspor 19 23
18. Sakaryaspor 19 23
19. Adanaspor 19 15
20. Yeni Malatyaspor 19 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 20 47
2. Arsenal 21 43
3. Nottingham Forest 21 41
4. Newcastle 21 38
5. Chelsea 21 37
6. M.City 21 35
7. Aston Villa 21 35
8. Bournemouth 21 34
9. Brighton 21 31
10. Fulham 21 30
11. Brentford 21 28
12. M. United 21 26
13. West Ham United 21 26
14. Tottenham 21 24
15. Crystal Palace 21 24
16. Everton 20 17
17. Wolves 21 16
18. Ipswich Town 21 16
19. Leicester City 21 14
20. Southampton 21 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 19 44
2. Real Madrid 19 43
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 19 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 19 28
8. Girona 19 28
9. Rayo Vallecano 19 25
10. Real Betis 19 25
11. Osasuna 19 25
12. Celta Vigo 19 24
13. Sevilla 19 23
14. Las Palmas 19 22
15. Getafe 19 19
16. Leganes 19 19
17. Espanyol 20 19
18. Deportivo Alaves 19 17
19. Real Valladolid 20 15
20. Valencia 19 13
Günün Karikatürü Tümü