Düzeltilmemiz Gereken Kav­ramlar

Müslümanların ahlâkî çöküntüye girdikleri son derece açıktır. Yaşamlarına bulaşan yalan, hile, ikiyüzlülük, zaaf, korku, eğik başlar, dine yamanan şeyler, günahlar, gençliğin yaşadığı dağılma ve çözül­me, insanların günahları ve inkârcılığı olağan saymaları.... Hiçbirinin İslâm’da yeri yok ama “Müslümanların” yaşadığı ortam da budur!

İSLAM VE KÜLTÜR 16.03.2021, 21:20 16.03.2021, 22:10 Ramazan Peri
Düzeltilmemiz Gereken Kav­ramlar

Bugün İslâm âlemi tarihi boyunca geçirdiği dönemlerin en kötüle­rinden birini yaşıyor. Önceki yüzyıllarda şimdi olduğu gibi problemler bütün Müslümanlara aynı anda gelmiyordu. Zaaf, sıradanlık ve yokluk İslâm ümmetinin tamamını kuşatmıyordu.

Meselâ Endülüs felâketi müslümanlann geçmiş yüzyıllarda yaşadı­ğı olaylardan biriyse, Filistin sorunu da bunlardan biridir. Müslüman- lar Endülüs’ten el etek çekerken, genç Osmanlı Devleti de İstanbul’u zorluyor ve onu İslâm dünyasına başkent yapıyordu. Ardından da or­dularıyla Viyana’ya kadar giderek Avrupa'nın içlerine giriyordu. Ama Filistin düştüğünde, müslümanlar dünyanın her yerinde pek çok olumsuzlukla karşı karşıya kaldılar. Filistin, Habeşistan, Eritre, Çad, Nijerya, Hindistan, Afganistan... Güçlerini birleştirmiş devletlerin İslâm’a ve müslümanlara komplolar kurduğu bir sırada İslâm âlemi parçalanıyor, yine parçalanıyor, tekrar parçalanıyordu.

Bu, İslâm âleminin yaşadığı, geçmişte bir benzeri olmayan kritik bir durumdur.

Bu olanlar gelişigüzel değildir. İnsan hayatmda hiçbir şey rastgele olmaz zaten. İnsanî hayatta her şey, aksamayan, yaratılmışlardan hiç­birine ayrıcalık göstermeyen İlâhî kanunlara göre olmaktadır:

“Sen İlâhî kanunlarda bir değişiklik bulamazsın. Sen İlâhî kanunlarda bir başkalaşma da bulamazsın.” (Fâtır, 43)

Allah Tealâ’nın kâinatta geçerli kanunlarından biri de, bir ulusa ve­rilen nimetleri onlar kendilerini değiştirmedikçe yani yoldan sapma­dıkça değiştirmemesidir:

“Bu, bir topluluk iyi gidişini değiştirmedikçe Allah ’ın da verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden ve Allah’ın işiten, bilen olmasından­dır ” (Enfal, 53)

Allah Tealâ’nın kâinatta geçerli kanunlarmdan bir diğeri de, salih- lerin soyundan olduğu için kimseye ayrıcalık etmiyor oluşudur:

"Rabbi İbrahim 7 birtakım emirlerle denemiş, o da onları yerine getirmişti. Allah, Seni insanlara önder kılacağım.1 demişti O So­yumdan da önderler yap, ya Rabbi!1 deyince, Allah, ‘Zalimler be­nim ahdime erişemez. ’buyurmuştu.” (Bakara, 124)

Onlara da müminlerden ve salihlerden olmaları için imkân tanır:

“Allah sizden inanıp iyi işler yapanlara vaat etti: Onlardan önceki­leri nasıl sahip ve egemen /aldıysa, onları da yeıyüzünde sahip ve egemen kılacak ve kendileri için seçip beğendiği dinlerini sağlam­laştıracak, korkularının ardından onları (tam) bir güvene erdire­cektir. Onlar hep Bana kulluk ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Ama kim(ler) bundan sonra da inkâr ederse işte onlar, yoldan çıkanlardır. ” (Nur, 55)

Fakat Kur’ân-ı Kerim’i normal bir miras gibi devralanlar; onu ken­dilerine ait ve bağlayıcılığı olan değil de babalarından ve dedelerinden kalan bir şey gibi görenler, işte kötü nesil onlardır. Yüce Allah’ın kita­bında, İsrailoğulları’ndan söz edilirken, müslümanların onların sonla­mdan ders almaları için onlara şöyle hitap edilmektedir:

“Aralarından yerlerine gelen birtakım kötüler, Kitab ’a mirasçı ol­dular. 'Biz nasıl olsa affedileceğiz. ’ diyerek Kitab’ın hükümlerini değiştirme karşılığında bu değersiz dünyanın mallarını alırlar; yi­ne ona benzer geçici bir şey kendilerine gelince onu da kabul eder­lerdi. Onlardan Allah ’a karşı ancak gerçeği söyleyeceklerine dair Kitab üzerine söz alınmamış mıydı? Kitab’da onları okumamışlar mıydı? Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için, ahiret yurdu daha hayırlıdır. ” (A’raf, 169)

Allah Tealâ’nm;

“Onların ardından, namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. İşte bunlar azgınlıklarının karşılığım göreceklerdir. ” (Mer­yem, 59) dediği kimseler de onlardır.

Bunlar hep, insanların hayatında olayları yönlendiren İlâhî kanun­lardır. Kimseye hoşgörülü davranmadığı gibi, hiçbir insanın arzusuna göre de değişmezler.

Yüce Allah, İslâm ümmetine birçok açıdan lütufta bulunmuştur. Daha önceki ümmetlerden takva sahiplerine vaat ettiği gibi onlara da göğün ve yerin bolluğunu bağışlamıştır:

“Eğer kasabaların halkı inanmış ve bize karşı gelmekten sakınmış olsalardı, onlara göğün ve yerin bolluklarım verirdik. ” (A’raf, 96)

Resüluilah’ın (s. a.) uyarıp dikkatlerini çektiği duruma düşünce de egemenlik, huzur ve güven; alçaklığa, zaaf ve yıkana, sürgüne, felâ­ketlere, ölümlere dönüştü:

“Milletlerin, o burun çanağına üşüştüğü gibi, üzerinize üşüşmesin­den korkulur ‘O gün azınlık olacağımızdan mı ya Resûlullah?1 de­diler. Buyurdu ki: Siz o gün çok olacaksınız. Ama sel(in iizerin)deki çer çöp gibi. " (Ahmed ve Ebu Davud’un rivayeti)

Değişen nedir? Ve değişme nasıl oldu?

Müslümanlarm hayatlarında tarih boyunca pek çok sapmalar oldu. İlâhî yöntemden her sapışta, sapmanın şekline ve etki derecesine, ümmetin yönetici, âlim ve halkıyla- tutumuna göre hızlı veya yavaş orta­ya çıkan sonuçları da vardı şüphesiz. Nihayet sapma son noktaya ge­lince de sonucu huzur, egemenlik ve güven yerine bugün gördüğümüz zaaf, yoksulluk ve korku olmuştur.

Samimî davetçilerden çoğu müslümanlara gelen felâketin, sağlıklı İslâmî yapıdan sapan ahlâk ve gidişatları sebebiyle olduğu kararında­dırlar. Müslümanların ahlâkî çöküntüye girdikleri son derece açıktır. Yaşamlarına bulaşan yalan, hile, ikiyüzlülük, zaaf, korku, eğik başlar, dine yamanan şeyler, günahlar, gençliğin yaşadığı dağılma ve çözül­me, insanların günahları ve inkârcılığı olağan saymaları... Evet, daha başka onlarca nitelik ve işler... Hiçbirinin İslâm’da yeri yok ama “müs­lümanların” yaşadığı ortam da budur!

Yine de ahlâkî sapma, müslümanlarm, yaşamlarındaki tek sapma da değildir; en tehlikeli olan sapma da değildir. Problem sadece ahlâk­taki sapma olsaydı -kötülüğüne rağmen- çok daha kolay olacaktı!

Problem büyüyerek “kavramlar”daki sapmaya kadar vardı... “Lâ ilâhe illallah”tan başlamak üzere İslâm’ın temel kavramları bunun içindedir.

Ahlâkı bozuk ama dinin gerçeğini tasavvuru doğru olan bir insanın ahlâkî bozukluğunu düzeltmek için çalışırsın; ama kafasındaki kav­ramları düzeltmek için çaba sarf etmezsin. Halbuki sapma, kavramla­ra kendisindeyse, önce kavramlarm sonra da ahlâkın düzeltilmesi için ne kadar yoğun bir çaba gerekir acaba?

İslâm âleminin bugünkü gerçek durumu budur: Sapma ahlâk nokta­sını aşmış ve dinin temel ilkelerine kadar inmiştir. Bu nedenle de İslâm, Resûlullah’m (s.a.) dediği garipliği yaşamaktadır:

“İslâm garip başladı; başladığı gibi yine garip olacaktır. ” (Müslim)

Garip oldu; ama kendi insanları arasında garip! Ondan sapmış ta­vırları şöyle dursun, onu özüne muhalif anlıyorlar. Yüce Allah’ın Kita­bında ve Resülü’nün (s.a.) sünnetinde belirtilen ve müslümanlarm ilk yol gösterici âlimlerinin (Allah onlardan razı olsun) hayatlarmda en iyi şekliyle uygulanan haliyle karşılaştılar da onu mu yabancı görüyorlar!

Problemi özünden çözmeliyiz: Kavramlar yanlış kaldıkça, sadece ahlâkın düzelmesi için yapılacak çalışmalar tam bir sonuç vermeye­cektir. Ümmet de asrımızda düştüğü bataklıktan çıkamayacaktır. İlk müslüman topluluğun İslâm’ın birinci garipliğini kaldırmak için gös­terdiği çaba gibi, biz de ikinci gariplik dönemini kaldırmak için yoğun bir çaba sarf etmeliyiz.

Günümüzde İslâmî uyanıştan beklenen de bu yoğun çabadır, tik ya­pılacak şey de çalışma yönteminin düzeltilmesidir.

Bu dini anlamaya nereden başlamalı?

Allah’ın Kitabı, Resülü’nün (s.a.) sünneti ve ilk dönem müslüman- larınm (r.anhüm) örnek hayatlarından mı, yoksa Islâm ümmetine uzun yolu boyunca değişik etkenler ve ekollerle, bulanık fikirlerle olan ya­kınlığıyla kavramlarımıza giren sapık ve yabancı fikirlerden mi? Ça­lışma yöntemi düzeltildikten ve buna bağlı olarak da, sonraki müslü­manlarm hissinde, İslâm’ın temel kavramlarında oluşan sapmalar da aslına çevrildikten sonra, öncekilerden aşağı kalmayan bir görev daha düşüyor bize: Bu dinin kavramlarına göre sağlam bir eğitim, kendisiy­le sonuç umulan gerçek çalışmadır. Ne var ki sağlam bir temel olma­dıkça o da bir sonuç vermez.

Bu kitap bazı İslâmî kavramlarm düzeltilmesi için yapılan müte­vazı bir çalışmadan ibarettir. Kavramların Allah Teâlâ’nın kitabı, Resülü’nün (s.a.) ve ilk dönem müslümanların (r.anhüm) örnek ha­yatlarından kaynaklanan ilk şeklini gösterip, İslâm ümmetinin tarihi boyunca eklenen sapmaları çıkarmaktadır.

“Lâ ilâhe illallah” İslâm şartlarının birincisi ve en büyüğüdür. Müs­lümanların hayatındaki en büyük sapma da onda olmuştur. İbadet de öyle. Bu iki kavram geniş ve kapsamlı anlamıyla ümmetin yükselişin­de ve eylemlerinin büyüklüğünde gözlemleniyordu. Şimdiki dar ve cı­lız anlamıyla da müslümanların sıkıntısını çektiği yıkık hayat çıktı or­taya...

Bu kavramlar düzeltilir ve müslümanların nefislerinde gerçek ve canlı-faal durumu yerleşirse, Yaradan’ın lütfuyla, müslümanların içine düştüğü bütün saplantılar ve bunların hayatlarında bıraktığı izlerin dü­zeltilmesi için yol açılmış olacaktır.

Yaradan beni bir noktada başarılı kılarsa, lütufları için şükrediciyim O’na.

Başarı ancak O’nunladır.

Muhammed Kutııb

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 21 Kasım 2024
İmsak 06:22
Güneş 07:52
Öğle 12:55
İkindi 15:25
Akşam 17:48
Yatsı 19:12
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7
Günün Karikatürü Tümü