02.02.2021, 19:56

Kâbe Tevhid Ruhunun Sembolü

“İnsanlar içinde Haccı duyur; gerek yaya, gerek uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler”(Hac, 27) çağrısının yapıldığı günden beri İbrahim’in milleti, Son Peygamber’in ümmeti su gibi aşk menziline akıyor. “Hacerü’l Esved’de kulluk misakını tazeleyip, “ben” olarak girilen sonsuzluk girdabında “küllî”ye ulaşılarak, “hakikat”e erişiliyor.

Dinî inanç güdülerek kutsal mekânlara gerçekleştirilen yolculuklar; en eski, en meşakkatli ve en uzun yolculuklar olarak daima tarih sayfalarında yerini almıştır. Bu yolculukların en önemlisi, İslâm dininin beşinci şartı olan “Hac”dır.

Tarihî olgusu Hz. İbrahim’e kadar uzanan bu yolculuk sayesinde dünya Müslümanları zaman ve mekân şuuruyla kendilerini yeniden keşfetme imkânı bulmaktadır. Bu yönüyle Hac; arınma ve dirilmenin miladıdır.

*

Yaşadıkları ve sevdikleri her şeyi arkalarında bırakarak yeryüzünün çekim merkezine yönelenlerin “bilgelik şuuru” ve “sabır” azığıyla varacakları nihaî hedef, arşın altında kurulmuş olan ilk ev Beyt-i Âtik’tir.

Burası Allah’ın yeryüzündeki evi Beytullah’tır.

Burası şehirlerin anası Mekke’nin kalbidir.

Burası âlemlere rahmet olarak gönderilen “Son Peygamber”in, aşkıyla yanıp tutuştuğu gurbetidir.

Burası insanlığın hidayet ve bereket sembolüdür.

Burası “ihtiyaçlılık bahçesi”nden “ihtiyaçsızlık bahçesi”ne açılan kapıdır.

Burası hem mal, hem de bedenleriyle cihad edenlerin; dağları, taşları, ovaları, vadileri, ırmakları, ummanları aşarak gelip gölgesine sığındığı Kâbe’dir.

Burada Melekler semada Beyt-i Ma’mur’u tavaf ederken, tam altında da Allah’ın halifeleri tevhid girdabında birer anafora dönüşür. Ve sırlarla donanmış yolculuk sahnesinde ibret dolu görüntüler yeniden canlanır. Bu canlandırmayı doyasıya yaşayabilmenin yolu “Kutsal Topraklar”da cereyan eden dinî, tarihî, coğrafî ve sosyal olguları iyi algılamaktan geçer.

*

Mekke; haremine sığınan her canlının emniyette olduğu, kıyamete kadar güneşi parlayacak olan kadim belde. Mescidü’l Haram’ın ortasındaki yer Kâbe ise Rahmet nehirlerinin varacağı en son nokta.

Dünya kuruldu kurulalı gözler ne saraylar, ne köşkler, ne mâbedler gördü. Fakat onca ihtişamlarına rağmen hiçbirisi Kâbe gibi gönüllerde taht kuramadı. Ve arının bal yapmak için kovanın etrafında oğul vermesi misali bu kadar insanı çevresinde toplayamadı.

Kâbe-i Muazzama; varlığımızın, aşkımızın, imanımızın, namazımızın, gece ve gündüzümüzün velhasıl ömrümüzün kıblesi. Dünyanın en büyük medeniyet merkezi.

*

Safâ’dan Merve’ye ana Hâcer gibi telaş içinde koşup, biricik İsmail’e verilen “zemzem”dem kana kana içerek Rabbe şükretmek…

Hira’daki vahyi dinleyip, kuşların yuva yaptığı Sevr Mağarası’na hicret etmek…

Arafat’ta kendimizi bulup, Meş’arü’l Haram’da aşka dalmak...

Minâ’da şuur zırhını kuşanıp İblis’i yok etmek!..

Ve seferden zaferle çıkıp yeniden aşk menzilin(d)e dönmek…

Yine, yeniden bir kez daha Kâbe’ye, onu yücelten örtüsüne yüz sürmek…

Bir daha… Bir daha… Sonsuza dek.

***

FİL VAK’ASI

Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi’nde Kâbe fotoğrafını yere sererek, görselin üzerinde Şahmeran figürü ve resmin dört köşesinde de farklı LGBTİ+ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks) bayraklarına yer verilmesi hayasızlıkta, pervasızlıkta sınır tanımayanların ne kadar azdıklarını gösteriyor. Tarihte daha önce bu türten sapkınlıklar yaşanmış, fakat Kâbe’nin Sahibi evini kullarının yardımına ihtiyaç duymadan korumuştur. Bu minvalde “Fil Vak’ası”nı bir kez daha hatırlayalım.

*

Fil Vak’ası, İslâm’dan önce cereyan eden ve Kâbe’yi yıkmak için yola çıkan bir ordunun başına gelen olağanüstü bir hadisedir. Tercih edilen görüşe göre Peygamber Efendimiz, Fil Vak’ası’nın meydana geldiği yılda doğmuştur. Bu olay peygamberlik öncesi, Peygamberler vasıtasıyla görülen tabiatüstü olaylardandır. İbn-i İshak’ın ve İbn-i Hişam’ın naklettiklerine göre Fil Vak’ası özetle şöyle cereyan etmiştir:

Habeşistan’ın Yemen’de bulunan genel valisi Ebrehe, Yemen’in San şehrinde “Kulleys” isminde bir kilise yaptırmıştı. Ebrehe’nin yaptırmış olduğu bu kilise o zamanda misli bulunmayan bir kiliseydi. Ebrehe bu kiliseyi yaptırdıktan sonra Habeşistan Kralı Necaşi’ye şu mektubu yazmıştı: “Ey kral, ben öyle bir kilise yaptırdım ki, senden önce hiçbir kral için böyle bir kilise yaptırılmamıştır. Bu kiliseyi tamamlayınca hemen Arap Hacılarını buraya çevireceğim.”

Araplar, Ebrehe’nin Necaşi’ye yazdığı bu mektubu duyunca aralarımda bu meseleyi konuşmaya başladılar. Bu sırada Fukeym b. Adiy oğullarından bir adam bu olaya kızdı. Bu kişi, Kulleys Kilisesi’ne vardı ve onun içine girerek oraya pisledi. Sonra çıkıp memleketine gitti. Durum Ebrehe’ye bildirildi. Ebrehe: “Acaba bunu kim yaptı?” dedi. Ona şöyle dediler: “Bu işi, senin Arap Hacılarını buraya çevireceğine dair sözünü duyan bir Arap yaptı”. Bunun üzerine Ebrehe hiddetlendi ve Kâbe’nin üzerine yürüyüp orayı yıkacağına dair yemin etti. Habeş asıllı olan ordusunun hazırlanmasını emretti. Sonra filiyle birlikte ordusunu Kâbe’ye doğru hareket ettirdi.

*

Ebrehe, Habeşlilerden, süvarilerin komutanı olan Esved b. Masdu’u önden gönderdi. Esved, Mekke’ye varınca Tihame’de bulunan Kureyşlilere ve diğerlerine ait hayvanları toplayıp Ebrehe’ye götürdü. Bu hayvanların içinde Abdülmuttalib’in ikiyüz devesi de vardı. Bunun üzerine Abdülmuttalib, Ebrehe ile görüşmek istedi.

Ebrehe onu görünce saygı gösterdi. Tahtından inip halının üzerine oturdu. Abdülmuttab’i de yanına oturttu. Sonra tercümanına dedi ki: “Sor bakalım ne istiyor?” Tercüman Abdülmuttalib’e sordu. Abdülmuttalib bu soruya cevaben: “Benim isteğim, kralın el koyduğu iki yüz deveyi bana vermesidir” dedi. Tercüman bunu anlatınca Ebrehe tercümana: “Ona de ki: “Sen, elime geçen ikiyüz deve hakkında benimle konuşuyor da, senin ve atalarının dininin timsali olan Kâbe’yi yıkmak isterken benimle o hususta konuşmuyorsun.”

Abdülmuttalib ona: “Ben develerin sahibiyim. Kâbe’nin de sahibi vardır. O da onu koruyacaktır” dedi. Abdülmuttalib ve beraberindekiler Ebrehe’nin yanından ayrıldı.

*

Abdülmuttalib, Kureyşlilere gidip durumu bildirdi ve onlara, ordunun saldırısından korkarak Mekke’yi terketmelerini, dağların başlarına ve vadilere çekilmelerini emretti. Sonra Kâbe’nin kapısının halkasından tutarak bir kısım Kureyşlilerle birlikte Allah’a dua etti.

Bir sabah Ebrehe, Mekke’ye girmek için hazırlandı. Filini ve ordusunu teçhiz etti. Filin ismi “Mahmud” idi. Ebrehe Kâbe’yi yıktıktan sonra Yemen’e dönmek niyetinde idi. Fil Mekke’ye doğru yöneltince çöktü. Kalkması için filin başına balta ile vurdular. Fil diretti. Sopalarla dürtüp karnını kanattılar. Yine diretti. Başını Yemen’e doğru çevirince hemen kalkıp koştu. Şam’a ve doğuya doğru çevirince de aynı şeyi yaptı. Fakat onu Mekke’ye doğru çevirdiklerinde yine çöktü.

*

Ne olduysa bu olaydan sonra oldu. İşte tam bu sırada Allah onların üzerine deniz tarafından kırlangıçlar gibi kuşlar gönderdi. Her kuş, biri ağzında ikisi de ayaklarında olmak üzere nohut ve mercimek tanesi kadar üç adet taş getiriyor ve Ebrehe’nin ordusunun üstüne atıyorlardı. Bu taşlar kime isabet ederse onu helak ediyordu. Taşlar ordunun tümüne isabet etmemişti. Sağ kalanlar kaçışıyor ve geldikleri yoldan geri dönmek için o yolu arıyorlardı. Kendilerine Yemen’in yolunu göstermesi için Nüfeyl b. Habib’i soruyorlardı. Nüfeyl ise, Allah’ın onları cezalandırmasını görünce şöyle demişti: “Nereye kaçıyorsunuz Allah kovalıyor, Ebrehe mağlup olmuş duruyor.”

Azgınlıkta sınır tanımayan Ebrehe’nin ordusu yollara döküldü. Her tehlikeli yerde ve su başlarında helak oluyorlardı. Ebrehe de yaralıydı. Onu da beraberlerinde götürüyorlardı. Parmakları dökülüyor onların yerlerinden kan ve irin akıyordu. Onu San’a’ya götürdüklerinde yumurtadan çıkmış civcive dönmüştü. Sanıldığına göre Ebrehe göğsü yarılıp kalbi görülünceye kadar ölmedi.

Allâhu Teâlâ, Hz. Muhammed’i peygamber olarak gönderince Kureyşlilere olan lütuf ve nimetlerini bildirdi. Ve bu nimetlerin içinde Kureyşlileri Fil sahibi Ebrehe’ye karşı koruduğunu, Şam ve Yemen’e, kış ve yaz yaptıkları ticari seferlerini muhafaza ettiğini bildirdi. Fil Sûresi işte bu hadiseyi beyan etmektedir.

*

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

“Rabbinin fil sahiplerine ne ettiğini görmedin mi? O, bunların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? O, bunların üzerine sürülerle kuşlar gönderdi. Ki, onların üzerine pişkin tuğladan taşlar atıyorlardı. Nihayet onları, yenik ekin yaprağı gibi yapıverdi.” (Fil Sûresi, 1-5)

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 24 Kasım 2024
İmsak 06:25
Güneş 07:55
Öğle 12:56
İkindi 15:24
Akşam 17:46
Yatsı 19:11
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 12 34
2. Fenerbahçe 12 29
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 13 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 12 16
9. Rizespor 12 16
10. Gaziantep FK 12 15
11. Kasımpasa 12 14
12. Konyaspor 12 14
13. Antalyaspor 12 14
14. Trabzonspor 11 12
15. Kayserispor 12 12
16. Bodrumspor 13 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Boluspor 13 21
7. Ankaragücü 13 19
8. Ahlatçı Çorum FK 12 19
9. Keçiörengücü 13 18
10. Şanlıurfaspor 13 18
11. Ümraniye 13 18
12. Gençlerbirliği 13 18
13. Pendikspor 13 18
14. Esenler Erokspor 12 17
15. İstanbulspor 13 17
16. Manisa FK 13 17
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 13 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 12 23
3. Chelsea 12 22
4. Arsenal 12 22
5. Brighton 12 22
6. Tottenham 12 19
7. Nottingham Forest 12 19
8. Aston Villa 12 19
9. Newcastle 11 18
10. Fulham 12 18
11. Brentford 12 17
12. M. United 11 15
13. Bournemouth 12 15
14. West Ham United 11 12
15. Everton 12 11
16. Leicester City 12 10
17. Wolves 12 9
18. Crystal Palace 12 8
19. Ipswich Town 11 8
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 14 34
2. Atletico Madrid 14 29
3. Real Madrid 12 27
4. Villarreal 12 24
5. Girona 14 21
6. Mallorca 14 21
7. Osasuna 13 21
8. Athletic Bilbao 13 20
9. Real Betis 14 20
10. Real Sociedad 13 18
11. Celta Vigo 14 18
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 14 13
17. Las Palmas 14 12
18. Valencia 12 10
19. Espanyol 13 10
20. Real Valladolid 14 9
Günün Karikatürü Tümü