Önce Tövbe Etmek, Sonra Salih Amel İşlemek

ÖNCE TÖVBE ETMEK

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“De ki: Ey kendilerinin aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Zümer sûresi 39/53)

Kul yeter ki günahkâr olduğunu bilip idrak etsin, işlediği günahlara pişman olsun, günahlardan dönüş yapsın, Allah’ın affına ve mağfiretine yönelsin, ibadet ve itaate yönelsin.

Allah’ın, şirkin dışında -Allah (c.c.) dilerse- affetmeyeceği günah yoktur.

Bunu da şu âyetle bildirmiştir:

“Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar.”

(Nisâ 4/48, 116)

Tövbede başarı, günah ortamını ve günah ehlini terk etmek; sevap ortamını ve sevap ehlini bulmak ve beraberliğe dikkat etmek, kulun azmi ve Rahman'ın yardımıyla gerçekleşir.

SONRA RABBİMİZE YÖNELİP SALİH AMEL İŞLEMEK

Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize yönelin, O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez.”

(Zümer sûresi 39/54)

Ölmeden önce, ümitsizlik hali gelip çatmadan önce, hemen tövbe edip ibadet ve itaate yönelerek teslim olun demektir.

Ölürken değil, can boğaza dayanmış iken değil, önceden ibadet ve itaate dönün demektir.

Mümin, ölürken “şimdi günahlardan tövbe ettim” derse Allah dilerse affeder. Ama telafi imkânı bitti, itaat zamanı elden çıktı.

Akıllı mümin hemen ölmeden telafi etmeye, ibadet ve itaate yönelir. Zira mümine de isyandan tövbe ettikten sonra sâlih amele yönelmek yakışır. Zaten Allah (c.c.) isyana değil itaat edilmeye layıktır.

DAHA SONRA TAKVALI AMEL

Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Farkında olmadan, azap size ansızın gelmezden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline tâbi olun.”

(Zümer sûresi 39/55)

“İndirilenin en güzeline tabi olun”dan maksat, azimetle ve takva ile amel etmek veya Kur’ân’ın müteşabih ayetleriyle değil, muhkem âyetle amel etmektir.

Birinci tercihimiz, indirilenin en güzeline tabi olmaktan maksat, azimetle ve takva ile amel etmektir.

Tebliğ ve davet ehli veya her mümin, insanları önce tövbe etmeye, sonra ibadet ve itaat etmeye sonra da takva ile amel etmeye davet etmelidir. Çünkü mümin olmak için önce küfürden ve şirkten tövbe etmek; kâmil mümin olmak için de önce günahlardan tövbe etmek gerekir. Tövbeden sonra da imanın gereği ibadet ve itaat etmektir.