03.01.2024, 12:07

MAHABBETULLAHI KAZANDIRAN ŞEYLER

İslâm’ın Ruhu Olan Mahabbetullahı Kazanabilmenin Şartları

1. Kur’ân-ı Kerîm’in âyetlerini manalarını anlayarak ve âyetlerdeki Allah (c.c.)’ın muradını kavrayarak okumak.

2. Farzlardan başka nafilelerle Allah (c.c.)’a yaklaşmaya dikkat etmek.

3. Allah (c.c.)’ı lisanla, kalple, amel ve hal ile daima zikretmek. Zira seven sevdiğini daima anar.

4. Hevâ galebe edeceği zaman Allah (c.c.)’ın sevgisini kendi arzumuza tercih etmek.

5. Allah (c.c.)’ın isim ve sıfatlarının manalarını anlayarak akıl ve kalp ile müteala etmek.

6. Allah (c.c.)’ın bizim üzerimizdeki gizli ve açık nimetlerini ve iyiliğini müşahede etmek.

7. Allah (c.c.)’ın huzurunda daima inkisâr-ı kalp ile durmak.

8. İlâhî tecellinin indiği seher vakitlerinde münacatta, Kur’ân okumada ve istiğfarda bulunmak

9. Sâdıkların, muhiplerin meclisinde bulunup sözlerinden, feyizlerinden istifade etmek, maslahat olmadıkça huzurlarında konuşmamak ve halinin kemalini bunda bilmek.

10. Kalp ile Allah (c.c.) arasındaki her maniden uzak durmaktır.

( Firuzâbâdi, Besâiru zevi’t-temyîz fî Letâifi’l-Kitâbi’l-Azîz, II, 421-422, Şirketü’l-İ’lânâti’ş-Şerkıyye, 1964.)

1. Kur’ân-ı Kerîm’in âyetlerini, manalarını anlayarak ve âyetlerdeki Allah’ın (c.c.) muradını kavrayarak okumak.

Allâme Firuzabadî, mahabbetullahı kazandıran on şeyin birincisi olarak Kur’ân-ı Kerîm’in âyetlerinin manalarını anlamayı ele almıştır.

Manayı anlamaya çalışmak, aklın tefekkür kabiliyetini çalıştırarak mümkün olur. Âyetlerin manasını anlamak, kelime manası ve tefsiri ile mümkün olabilir. Bu da Kur’ân’ı Kur’ân ile, hadîs-i şerîfler ve Arabın şiiri ile anlamaya çalışmakla olur. Esas mana, Allah’ın (c.c.) muradını kavramaktır. İşte Kur’ân-ı Kerîm’i âyetlerdeki Allah’ın muradını kavrayarak okumak gerekir. İnsanı Allah’a ulaştıracak yegâne kitap, Kur’ân-ı Kerîm ve onun beyanı olan hadîs-i şerîflerdir. Çünkü çoğunlukla neyi Kur’ân’dan öğreniyoruz, nasılı Sünnet’te görüyoruz.

2. Farzlardan başka nafilelerle Allah’a (c.c.) yaklaşmaya dikkat etmek

Yegâne gaye, Allah Teâlâ’dır, Allah’ın rızasını kazanmak, Allah’a manen yaklaşmaktır. Allah’ı kazanmak her şeyi kazanmak, Allah’ı kaybetmek her şeyi kaybetmektir. Çünkü dünya ve âhiret Allah’ın elindedir.

Allah’a yaklaştıran en iyi amel, Allah’ın razı olduğu sâlih ameldir.

Sâlih amel; imana uygun, ihlaslı ameldir.

Amel; kalbin amelinde red artı kabül; bedenin amelinde terk artı fiildir. Red; küfür ve şirktir, riya, ucub, kibir, cimrilik, hased, kin, öfkedir. Kabül; Allah’ı, Hz. Peygamber’i ve Hz. Peygamber’in Allah’tan getirdiği şeylerin bütününü kabul etmektir.

Bedenin ameli; Terk artı fiildir. Terk edilmesi gerekenler; haramlar, mekruhlar ve şüpheli olan şeylerdir. Fiil, farzlar-vâcipler, sünnetler, müstehaplardır.

Fazla ücret için fazla mesai gerektiği gibi Allah’a yaklaşmak için de fazla amel olan nafileler gereklidir.

Şu hadîs-i kudsî buna en güzel delildir:

إِنَّ اللَّه تعالى قال: مَنْ عادَى لِي وَلِيّاً ، فقدْ آذَنْتُهُ بِالحَرْبِ ، ومَا تَقَرَّبَ إِليَّ عَبْدِي بِشَيْءٍ أَحَبَّ إِلَيَّ مِمَّا افْتَرَضْتُ عَلَيْهِ ، وَمَا يَزَالُ عَبْدِي يَتَقَرَّبُ إِلَيَّ بِالنَّوَافِلِ حَتَّى أُحِبَّهُ ، فَإذَا أَحْبَبْتُهُ ، كُنْتُ سَمْعَهُ الَّذِي يَسْمَعُ بِهِ ، وَبَصَرَهُ الَّذِي يُبْصِرُ بِهِ ، ويَدَهُ الَّتي يُبْطِشُ بِهَا ، وَرِجْلَهُ الَّتي يَمْشِي بِها وإنْ سَأَلَني لَأَعْطَيْتُهُ ، وَلَئِنِ اسْتَعَاذَنِي لَأُعِيذَنَّهُ.

“Muhakkak Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir velime/dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı harp ilân ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (âdetâ) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu mutlaka korurum.”

(Buhârî, Rikâk, 38.)

Farz artı nafile olunca “nihayet ben onu severim” buyurmuştur.

Özetle gaye, kurbiyyet/manen Allah’a yaklaşmak; vazife, kulluktur.

Kulluk ise reddedilmesi ve terk edilmesi gerekenlerle birlikte yapılması gereken farzlar ve teşvik edilen nafilelerdir.

3. Allah (c.c.)’ı lisanla, kalple, amel ve hal ile daima zikretmek. Zira seven sevdiğini daima anar.

Allah’ı lisanla zikretmek; Kur’ân-ı Kerîm okumak, Allah’ın haram ve helal kıldığı şeyleri konuşmak, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde geçen virtlerle ve esma-i hüsnâsı ile Allah’ı anmaktır.

Allah’ı kalple anmak, lisanla andıklarını tefekkür etmektir.

Allah’ı amelle zikretmek; Allah ve Rasûlünün farz, vacip, sünnet kıldıklarını sırf Allah’ın rızasını kazanmak için uygulamak, yasak kıldıklarını sırf Allah ve Rasûlü yasakladığı için terk etmektir.

Allah’ı hal ile zikretmek; otururken, yatarken, yürürken, kalbinde Allah rızası ve düşüncesi bulundurarak her türlü hareketinde sevap olacak işler yaparak zikretmektir.

Allah’ı kâmil zikir ancak “lisanla, kalple, amel ve hal ile daima zikretmek” ile olur.

Allah’ı kim tanısa, sever. Zira her kim sevse, sevdiğini anar. Kim çok severse anması da çok olur.

Dil zikreder, akıl dilin zikrettiğini düşünür ve kişi her halinde kalbini sevap izleriyle nurlandırır ve böylece zikretmeye devam eder. İşte gerçek zikir budur.

اَلَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللّهَ قِيَاماً وَقُعُوداً وَعَلَى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ

“Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit ve her durumda) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler.”

(Âl-i Imrân 3/191)

4. Hevâ galebe edeceği zaman Allah (c.c.)’ın sevgisini kendi arzumuza tercih etmek

Mü’min tercih adamıdır. İnsan eşittir tercihine. Allah’ı tercih eden, elbette sevgisini de tercih eder. İslam dini, nefse muhalefet dinidir. Nefse muhalefet, sabırladır. Sabır da ancak Allah’ın yardımıyla gerçekleşir. İşte âyet:

وَاصْبِرْ وَمَا صَبْرُكَ إِلَّا بِاللّهِ

“Sabret! Senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir.”

(Nahl sûresi 16/127)

Kendime dediğim gibi başkalarına da “Kâbe’yi görür görmez Allah’tan mahabbetullah isteyin” diyorum. Allah’ın sevgisinden üstün bir şey yok. Bizi sevmesine sebep olacak razı olduğu sâlih ameller nasip ede Rabbim. Âmin.

5. Allah (c.c.)’ı isim ve sıfatlarının manalarını kalbin anlayarak mütâlaa etmesi

Allah Teâlâ’yı Kur’ân ve sahîh hadîslerde belirtilen isimleri ve sıfatları ile tanımak mümkün olur.

Kalp, vahiy bilgisiyle tatmin olur.

Kalp, vahiy bilgisine sahip olunca mütâlaa eder, tefekkür eder, tasavvur eder.

Hadîs-i şerifte Rasûlullah Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

إن لله تسعة وتسعين اسمًا، من أحصاها دخل الجنة وفي رواية حفظها دخل الجنة، وهو وتر يحب الوتر

“Şüphesiz Allah’ın dosan dokuz ismi vardır, kim onları sayarsa cennete girer.” Diğer bir rivayette: “Kim onları ezberlerse cennete girer, O tektir, teki sever.”

(Buhârî (2677), Müslim (2736)

Bu hadîs-i şerîfin manası şöyledir: Kim Allah’ın isimlerini bilir, bu isimlerin olduğuna iman eder, isimlerin gereğiyle amel ederse cennete girer. Allah’ın isimleriyle belli olan emirlerini yerine getirmezse, nehiylerinden sakınmazsa, sadece esmâ-i hüsnayı saymakla cennete giremez.

Cennete direk girmek hesapsız veya kolay hesapla girmek, iman ve sâlih amellerle mümkün olur.

6. Allah’ın (c.c.) bizim üzerimizdeki gizli ve açık nimetlerini ve iyiliklerini müşahede etmek.

Bizim üzerimizde daimi olarak Allah’ın zâhir ve bâtın nimetleri mevcuttur. Zâhir nimetlerin en üstünü sağlık/âfiyet, bâtın nimetlerin en üstünü imandır.

Bu nimetlerin farkına varmak, elbette nimet verene sevgiyi sağlar, razı olacağı amelleri işlemeye şevkimizi artırır.

Her gün birisi bize yüz veya beş yüz lira hediye verse, vereni daima anar, teşekkür ederiz.

Allah Teâlâ, verdiği nimetleri anmanın kurtuluşla alakası hakkında şöyle buyurmuştur:

“..O halde Allah’ın nimetlerini zikredin ki kurtuluşa erebilesiniz.”

(Â’râf, 7/69)

Burada zikirden maksat, hatırlamaktır. (Vehbi, Mehmed, Hulâsatü’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ân, IV, 1664.)

Nimet, nimetin gerçek sahibi olan Allah’ı hatırlatır, sahibini gösterir ve sahibinin kıymetini düşünmeye sevk eder.

İşte bu insan, Allah’ın insanda ve insan için hazırladığı kâinattaki ve yeryüzündeki nimetleri hakkında düşünse, bu nimetleri veren Allah’a şükreder.

Kalbin şükrü inanmak, Allah’a saygılı olmak ve hükmünü kabul etmektir.

Dilin şükrü, bu nimetlerin Allah’a ait olduğunun itirafı demek olan “elhamdülillâh” demektir.

Bedenin şükrü ise ibadet ve taattir.

İnsan işte bu üçüyle dünyada ve âhirette kurtuluşa erişir.

7. Allah’ın (c.c.) huzurunda daima inkisâr-ı kalp ile durmak.

Allah’a yakınlığı elde eden, huzuru elde eder. Esas huzuru elde etmek isteyen, sâlihlerle kendisini kıyas etmelidir.

Kendisini sâlihlerle kıyas edince kendisinin layıkıyla huzurunda olamadığını ve gerekli kulluk edemediğini düşünerek kendisini kusurlu görür, nefsini de levm eder/kınar.

Bu kıyas, ümitsizliğe değil belki önce kendi nefsini kınamaya sonra da Allah’ın rahmetini umarak tövbeye sevk eder.

Günah işleyen kişi, ümitsizliğe kapılmamalı, hemen tövbeye yönelmelidir. Nice sâlih kullar öyle tövbe etmişler ki zamanla Allah’ın has kullarından olmuştur.

Sevap işleyen, Allah’ın kızdığı ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) küçük şirk saydığı riyalı amellerden son derece sakınmalıdır. Çünkü riyakâr âlimi, riyakâr mücahidi, riyakâr zengini cehenneme atmıştır.

(Müslim, İmâre, 43; İbn Mübarek, Zühd, 160.)

Bize gereken, Allah Teâlâ’nın huzurunda daima inkisâr-ı kalp ile durabilmek için kendimizi sâlihlerle kıyas edip nefsimizi levm etmek/kınamak, bu durumdan kurtulabilmek için hemen tövbeye yönelmek, ibadet ve tâatimizde ihlasla ve sünnet-i seniyyeye uygun hareket etmektir.

8. İlâhî tecellinin indiği seher vakitlerinde münâcaatta, Kur’ân okumada ve istiğfarda bulunmak.

Kâmil mü’min olmak isteyen, gündüz isyandan sakınır, gece huzuruna çıkmayı isteyerek teheccüde kalkar, ilâhî tecellinin indiği seher vaktinde münacaatta bulunur, Kur’ân okur sonunda da kendi hatalarını itiraf edip af dileyerek, "Gerekli ve layıkıyla ibadet ve zikirde bulunamadım" diyerek istiğfar eder.

Her gece kalkıp ilâhî tecellilerden istifade etmek isteyen için icâbet saati vardır. Gündüzleri ise icâbet saati sadece Cuma gününde vardır.

Geceleri kalbi ve kalıbı uyanık olanlar için seher vaktinde münâcaat, Kur’ân okuma ve istiğfar birer fırsattır.

Allah Teâlâ, övdüğü cennetlik mü’minlerden bahsederken şöyle buyurur:

اَلصَّابِرِينَ وَالصَّادِقِينَ وَالْقَانِتِينَ وَالْمُنفِقِينَ وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْأَسْحَارِ.

“Sabredenler, sadık olanlar, (gündüz itaat edip gece de ) huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar, seher vakitlerinde istiğfar edenler.”

Âl-i Imrân 3/17)

وَبِالْأَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ.

“Seherlerde istiğfar (etmeye devam) ederler.”

(Zâriyât 51/18)

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), daimi istiğfar eden müminlere müjde vermiştir:

منْ لَزِم الْاِسْتِغْفَارَ، جَعَلَ اللَّهُ لَهُ مِنْ كُلِّ ضِيقٍ مَخْرجًا، وَمِنْ كُلِّ هَمٍّ فَرجًا، وَرَزَقَهُ مِنْ حيْثُ لاَ يَحْتَسِبُ.

“Kim istiğfâra yapışır (devam edip dilinden düşürmez) ise, Allah ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden kurtuluş ihsan eder ve onu ummadığı yerden rızıklandırır.”

(Ebû Dâvûd, Salât, 361; İbn Mâce, Edeb, 57)

9. Sâdıkların, muhiplerin meclisinde bulunup sözlerinden, feyizlerinden istifade etmek, maslahat olmadıkça huzurlarında konuşmamak ve halinin kemalini bunda bilmek.

İnsana, insan gibi faydalı, insan gibi insana zararlı yoktur.

Faydalı insanları özellikle sözü özüne uygun sâdıkların, mahabbetullahı ideal edinmiş muhiplerin meclislerinde bulunmayı dert edinmek gerekir.

Sözleri akıllara şifa, feyizleri ruhlara şifa olduğu tecrübe ile sabittir ki allâme Firuzâbâdi gibi zat tavsiye etmiştir.

Huzurlarında, o zatlardan “konuş” demedikçe veya maslahat olmadıkça konuşmamayı edepten bilmek, edeplilere onlardan bir nazar, yürüyerek gidilemeyecek yere uçağın çok kısa zamanda ulaştırması gibi, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sahabeye olan nazarının nice manevi makamlara ulaştırdığı gibi peygamber varisi âlim ve âriflerin de nice makamlara ulaştıran mahabbetullahı kazandırdıkları bilinmekte ve görülmektedir.

Sahabenin Hz. Peygamber’in (s.a.s.) huzurundaki edebi takındıkları gibi, asrın insaf sahibi ulemanın ehildir dediği, gece-gündüz İslâmî hizmette ve Kur’ân ve hadîs-i şerîf sohbetlerinde bulunan sâlihlerin meclislerinde bulunmak, meclis adabına riayet etmek!..

Bu konuda en güzel örnek, Sahabeden olan Ebû Mûsâ el-Eş’ar’înin (r.a.) şöyle demesidir:

“Abdullah b. Mes’ûd’un yanında bir kere oturmam, nefsime bir senelik amelden daha tesirli olurdu.”

(Kâdî Iyâz, Tertîbü’l-Medârik, II, 51-52.)

10. Kalp ile Allah (c.c.) arasındaki her maniden uzak durmak

Allah Teâlâ’ya yakınlığa engel olanlardan uzak durmak için Allah’a manen yaklaştıranlara yaklaşmak gerekmektedir.

Allah’a yakınlığa engel olan gaflettir. Gafletin sebepleri, cehalet ve günahlardır.

Kulu Allah’a yaklaştıranlar:

Amel etmek niyetiyle sahîh ilim,

Amelin başında kalbin ameli olan imanda devam,

İmanın gereği sâlih ameller,

Sâlih amellerden olan ibadet, taat ve zikir,

Başkalarının kurtuluşuna sebep olan emr-i bilma’rûf ve nehyi ani’l-münker.

Gafletin sebebinden birisi olan cehaletten kurtulmak için muttakî âlimden sahîh ilim öğrenmek gerekir.

Gafletin sebebinden diğeri olan günahların başında kalbin günahları olan riya, ucub, kibir, kin, hased, cimrilik ve öfkeden; dil ve bedenle işlenen günahlardan kurtulmak ancak nasûh tövbe etmekle mümkün olur.

Özetle mahabbetullah, Allah’tan uzaklaştıran günahlardan uzaklaşmakla ve Allah’ın sevdiği ve razı olduğu sâlih amellerle yaklaşmakla hâsıl olur.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 18 Ekim 2024
İmsak 05:47
Güneş 07:12
Öğle 12:54
İkindi 15:55
Akşam 18:27
Yatsı 19:46
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 8 22
2. Samsunspor 8 18
3. Beşiktaş 7 17
4. Fenerbahçe 7 16
5. Başakşehir 7 14
6. Göztepe 7 12
7. Eyüpspor 8 12
8. Konyaspor 8 11
9. Bodrumspor 8 10
10. Trabzonspor 7 9
11. Alanyaspor 8 9
12. Kasımpasa 8 8
13. Sivasspor 8 8
14. Antalyaspor 8 8
15. Rizespor 8 7
16. Gaziantep FK 7 5
17. Kayserispor 7 4
18. Hatayspor 7 3
19. A.Demirspor 8 1
Takımlar O P
1. Kocaelispor 8 16
2. Karagümrük 8 15
3. Erzurumspor 8 15
4. Manisa FK 8 14
5. Ümraniye 8 14
6. İstanbulspor 8 13
7. Keçiörengücü 8 13
8. Esenler Erokspor 8 12
9. Bandırmaspor 8 12
10. Amed Sportif 8 12
11. Igdir FK 8 11
12. Gençlerbirliği 8 11
13. Ahlatçı Çorum FK 8 10
14. Ankaragücü 8 10
15. Pendikspor 8 10
16. Şanlıurfaspor 8 10
17. Boluspor 8 9
18. Sakaryaspor 8 7
19. Adanaspor 8 6
20. Yeni Malatyaspor 8 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 7 18
2. M.City 7 17
3. Arsenal 7 17
4. Chelsea 7 14
5. Aston Villa 7 14
6. Brighton 7 12
7. Newcastle 7 12
8. Fulham 7 11
9. Tottenham 7 10
10. Nottingham Forest 7 10
11. Brentford 7 10
12. West Ham United 7 8
13. Bournemouth 7 8
14. M. United 7 8
15. Leicester City 7 6
16. Everton 7 5
17. Ipswich Town 7 4
18. Crystal Palace 7 3
19. Southampton 7 1
20. Wolves 7 1
Takımlar O P
1. Barcelona 9 24
2. Real Madrid 9 21
3. Atletico Madrid 9 17
4. Villarreal 9 17
5. Osasuna 9 15
6. Athletic Bilbao 9 14
7. Mallorca 9 14
8. Rayo Vallecano 9 13
9. Celta Vigo 9 13
10. Real Betis 9 12
11. Girona 9 12
12. Sevilla 9 12
13. Deportivo Alaves 9 10
14. Espanyol 9 10
15. Real Sociedad 9 9
16. Getafe 9 8
17. Leganes 9 8
18. Valencia 9 6
19. Real Valladolid 9 5
20. Las Palmas 9 3
Günün Karikatürü Tümü