ÖNCE HAKKA SONRA HALKA KARŞI MESULİYETLERİMİZ
“Mes’ul olduğun şeyle meşgul ol!”
Hz. Ömer radıyallahu anh
İnsan özellikle mü’min kıymetli bir varlıktır. Şu kısa ömürle ebedî cennet kazanılacaktır. Bu kısa ömür ebed hükmündedir. Çünkü ebedî kılınan cennet bu kısa ömürle kazanılmaktadır.
Bütün hayatımızdaki meşguliyetimiz, mesuliyetimizle ilgili olmalıdır. Mesuliyetimiz /sorumluluğumuz önce Hakla sonra halk ile ilgilidir.
Dinin dört umde hadîs-i şerifinden biri olan şu hadiste Rasûlullah Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: مِنْ حُسْنِ إِسْلَامِ الْمَرْءِ تَرْكُهُ مَا لَا يَعْنِيهِ “Kişinin, kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi (mâlâyânîyi) terk etmesi güzel Müslüman oluşundandır.”
(Tirmizî, Zühd, 11; İbn Mâce, Fiten, 12.)
Kişinin kendisini ilgilendirmeyenle meşgul olması, kendisini ilgilendirenle meşgul olmasına engel olur.
Müslümana gereken, sâlih amel işlemek yani imana uygun amel etmektir.
Mesuliyetimizin başında, bizi var eden Allah’a kulluk etmek, var olmamıza sebep olan anne-babamıza iyilik etmektir.
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَاناًۜ
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti.”
(İsra sûresi 17/23.)
Allah’a kulluğun başında, kalbin kulluğu; kelime-i tevhidi tasdik etmek, Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, inâbe/Allah’a kalp ile yönelmek, tevekkül, sebeplere değil Allah’a güvenmek, havf ve reca, Allah’ın azabından korkmak, rahmetini ummaktır.
Dilin kulluğu, dille işlenen günahların terk edilmesi ve işlenmesi sevap olanların yapılmasıdır.
Dilin amellerinden bazıları şunlardır:
Kelime-i şehâdeti söylemek, Allah yoluna davet etmek, zikir; tesbîh, tahmîd, tekbîr, duâ, tehlîl ve istiğfarda bulunmak.
Bedenin kulluğu; yasaklanan günahların terk edilmesi ve emredilen sâlih amellerin yapılmasıdır.
Emredilen Bedenin Amellerinden Bazıları Şunlardır:
Namaz, Zekât, Oruç, Hac, Kâbe’yi tavaf, Kur’ân ahkâmını uygulamak, Allah yolunda savaş vs.
Varlık sebebimiz olan baba hakkında Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
رِضَى الرَّبِّ فِي رِضَى الْوَالِدِ , وَسَخَطُ الرَّبِّ فِي سَخَطِ الْوَالِدِ. ))
“Allah’ın rızası, anne-babanın rızasında; Allah’ın gazabı, anne-babanın gazabındadır.”
(Tirmizî, Birr, 3.)
Anne-babanın rızasını kazanmak, saygılı olmakla, zarar vermekten sakınmakla, dünya ve âhiret faydalı olmaya gayret etmekle mümkündür.
Allah’ın rızasını kazanmak, her şeyi kazanmak; rızasını
kaybetmek her şeyi kaybetmek demektir.
Mesuliyetlerimle meşgul olabilmem için bana önce niyeti hâlis, ilmi sahîh, kalbi sâlim, ahlakı fâdıl, ameli sâlih, yolu müstakîm olan “ben” lazımdır. Dışarıdaki ben değil, içerideki gerçek ben, bu özelliklere sahip olan ben, benlikten geçen ben…
Yunus Emre şöyle der:
“Bir ben vardır bende, benden içeru”
Bende bu özellikler ne kadar varsa o kadar mesuliyetlerimle meşgul olabilirim ve o kadar başarılı olabilirim.
Niçin önce Allah Teâlâ’ya karşı mesuliyetimle ilgili meşgul olmam gerekir?
Beni yarattı, hidayeti nasip etti, kulluk programı Kur’ân-ı Kerîm’i ve bu programı nasıl uygulayabileceğimi gösteren peygamber gönderdi, hayırlı olan özellik ve güzelliklere muvaffak kıldı, kendimi mutlak örnek olan Hz. Peygamber (s.a.s.) ve vârisleriyle kıyas edince noksanlarımı bana gösterdi. Ayrıca her an sayılamayacak kadar nimetleriyle beni yaşatmakta.
Elbette bu zahir/açık ve batın/gizli nimetleri ihsan eden Allah’a, kadr u kıymet bilme adına kulluk etmemiz, mes’ul olduğumuz işlerle meşgul olmamız gerekmektedir.
Bu meşguliyetlerimizle dünyayı değiştirmek istiyorsak önce kendi memleketimizi değiştirmemiz, kendi memleketimizden önce kendi ilimizi ve ilçemizi, kendi ilimiz ve ilçemizden önce kendi kurumumuzu, kendi kurumumuzdan önce kendi ailemizi, kendi ailemizden önce kendimizi değiştirmemiz gerekmektedir.
Kendimizi hayra doğru değiştirmemiz için niyetimizi düzeltmemiz gerekir. Çünkü Allah Teâlâ kalbe, kalpteki niyete, niyetteki ihlasa ve ihlasın oranına bakmaktadır. Öyleyse, dünya ve cennetten daha üstün olan mü’minin niyeti ancak Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Niyet ve hedef üstün olunca o hedefe ulaşmak için üstün vasıflara ve üstün gayretlere sahip olmamız gerekir.
Hz. Ali (r.a.) ne güzel demiştir:
“Eğri ok, doğru yol almaz.”
İlmin sahih olması, icmaya muvâfık Ehl-i Sünnet müctehidlerinden veya onların denetiminde kitaplarından usuliddîn ve usûl-ı fıkıh süzgecinden geçirerek ders almakladır.
Kalbin sâlim olması, batıl inançlardan, Allah Teâlâ’nın rızasına aykırı anlayışlardan, günah kirlerinden, çirkin ahlâktan; riya, ucub, kin, haset, kibir, tehevvür, öfke, cimrilik gibi manevî hastalıklardan temiz olup batıl inancın yerine Ehl-i Sünnet Akâidini yerleştirmek, günahlardan tövbe edip sâlih amel işlemeye azmetmek, ihlâs, tevazu, merhamet, mahabbetullah, cömertlik, sabır, şükür, sevgi, saygı, adalet, af, hilim, rıfk, hayâ, şecaat, güleryüzlülük, doğruluk gibi özelliklerle ve güzelliklerle donanmakla mümkün olur.
Ahlakın fâdıl olması, Kur’ân ahlâkına ve Kur’ân’ın canlısı olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’in ahlâkına sahip olmakla mümkün olur.
Amelin sâlih olması, iman esaslarına uygun olması, ihlaslı olması, sünnete uygun olmasıyladır.
Yolun müstakîm olması, imanda, ibadette, ahlakta, amelde ifratın ve tefritin olmamasıdır.
“İstikâmet, kendisiyle her şeyin kemâl bulup tamamlandığı bir derecedir. Tüm hayırların elde edilmesi ve nizamı onunla mümkün olur.”
Ebu’l-Kâsım Kuşeyrî (rh.a.)
İstikâmet, kerametten üstündür. İşte bundan dolayı Ebû Ali el-Cûzcânî şöyle demiştir:
“Keramet derdine düşme, istikâmet sahibi olmaya çalış. Çünkü nefsin seni keramet talebine zorlarken Rabbin senden istikâmet beklemektedir.”
(Kuşeyrî, II, 440-441.)
Mes’uliyetimize dâhil olan halkın içindekilerin ilki kendimizdir.
Başkasını İslam’a davet etmek için önce kendimiz iman edeceğiz, başkasını uygulamaya davet etmeden önce kendimiz iman edip amel edeceğiz.
Sadece kendimiz iman edip amel etmekle bu yarım kurtuluştur, başkasının iman edip amel ederek kurtuluşuna; tebliğimiz, halimiz, ahlakımız, eserimiz ve iyiliğimizle vesile olmaya çalışmak tam kurtuluştur.
İşte bundan dolayı Allah Teâlâ bu gerçeği şöyle haber vermiştir:
اٰمَنَ الرَّسُولُ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْهِ مِنْ رَبِّه۪ وَالْمُؤْمِنُونَۜ.
“Rasûl Rabbisinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler).”
(Bakara sûresi 2/285.)
Mes’ul olduğumuz meşguliyetin halk içinde kendimize ait olanlar:
Biz mü’minlerde İslam’ın, örnek olarak özellikle bizlerde görülmesi gerekir. İslam bizde görünürse böylece her halimiz tebliğ olur.
Ne kadar halimizde İslam görülse bile, yine de biz İslâmî ölçüyü bileceğiz ve bildireceğiz, anlayacağız anlatacağız, İslam dışı sistemlere karşı olduğumuzu da ortaya koyacağız; kalbimizle, dilimizle, gerektiği zamanda elimizle cihad edeceğiz.
Asrın insaf sahibi âlimlerin çoğunlukla tasvip ettiği İslâmî bir cemaatte bir görev almalıyız ki hem ahiret sermayesi olması açısından hem sağlam bir kale içinde olmamız açısından önemlidir.
Neden İslâmî bir cemaat içinde olmalıyız?
İslâm’a söz getirmemek için kendimizde İslam ahlakının görünmesini sağlamak için bir cemaat içinde olmalıyız.
İslâmî cemaat:
Akîdesi, Ehl-i Sünnet Akâidine uygun; ameli, İslâm Fıkhına uygun olan;
Görevi, İslâm’ın bütün toplumda uygulanması ve bütün insanlara tebliğ edilmesi;
Şurasını, İslâm dava şuuruna sahip, çevreyi ve çareyi, lehinde ve aleyhinde olanı iyi bilen ilim ve irfan sahibi İslam âlimleri ve her sahada derinlikli, seviyeli Müslüman ilim adamları oluşturan;
İnsan haklarına riayeti şiar edinen; diğer İslâmî cemaatlerle sürtüşmeyen, onlarla dirsek temasında bulunan ve üst kimlik olan icmada birleşen;
Üyeleri, en alt seviyede de olsa îtikâdî ve amelî helalleri ve haramları bilen, İslâm ahlâkı ile ahlâklanmaya dikkat eden;
Lideri, Hz. Peygamber (s.a.s.)’i, cemaati de Ashâb-ı Kirâm’ı örnek alıp izlemeye çalışan fertlerden oluşan Müslümanlar topluluğuna denir.
İmsak | 06:22 | ||
Güneş | 07:52 | ||
Öğle | 12:55 | ||
İkindi | 15:25 | ||
Akşam | 17:48 | ||
Yatsı | 19:12 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 11 | 31 |
2. Fenerbahçe | 11 | 26 |
3. Samsunspor | 12 | 25 |
4. Eyüpspor | 12 | 22 |
5. Beşiktaş | 11 | 21 |
6. Göztepe | 11 | 18 |
7. Sivasspor | 12 | 17 |
8. Başakşehir | 11 | 16 |
9. Kasımpasa | 12 | 14 |
10. Konyaspor | 12 | 14 |
11. Antalyaspor | 12 | 14 |
12. Rizespor | 11 | 13 |
13. Trabzonspor | 11 | 12 |
14. Gaziantep FK | 11 | 12 |
15. Kayserispor | 11 | 12 |
16. Bodrumspor | 12 | 11 |
17. Alanyaspor | 11 | 10 |
18. Hatayspor | 11 | 6 |
19. A.Demirspor | 11 | 2 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Kocaelispor | 12 | 25 |
2. Bandırmaspor | 12 | 24 |
3. Erzurumspor | 12 | 22 |
4. Karagümrük | 12 | 21 |
5. Igdir FK | 12 | 21 |
6. Ankaragücü | 12 | 19 |
7. Ahlatçı Çorum FK | 12 | 19 |
8. Boluspor | 12 | 18 |
9. Şanlıurfaspor | 12 | 18 |
10. Manisa FK | 12 | 17 |
11. Esenler Erokspor | 12 | 17 |
12. Ümraniye | 12 | 17 |
13. Pendikspor | 12 | 17 |
14. Keçiörengücü | 12 | 15 |
15. Gençlerbirliği | 12 | 15 |
16. İstanbulspor | 12 | 14 |
17. Amed Sportif | 12 | 14 |
18. Sakaryaspor | 12 | 13 |
19. Adanaspor | 12 | 7 |
20. Yeni Malatyaspor | 12 | -3 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Liverpool | 11 | 28 |
2. M.City | 11 | 23 |
3. Chelsea | 11 | 19 |
4. Arsenal | 11 | 19 |
5. Nottingham Forest | 11 | 19 |
6. Brighton | 11 | 19 |
7. Fulham | 11 | 18 |
8. Newcastle | 11 | 18 |
9. Aston Villa | 11 | 18 |
10. Tottenham | 11 | 16 |
11. Brentford | 11 | 16 |
12. Bournemouth | 11 | 15 |
13. M. United | 11 | 15 |
14. West Ham United | 11 | 12 |
15. Leicester City | 11 | 10 |
16. Everton | 11 | 10 |
17. Ipswich Town | 11 | 8 |
18. Crystal Palace | 11 | 7 |
19. Wolves | 11 | 6 |
20. Southampton | 11 | 4 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Barcelona | 13 | 33 |
2. Real Madrid | 12 | 27 |
3. Atletico Madrid | 13 | 26 |
4. Villarreal | 12 | 24 |
5. Osasuna | 13 | 21 |
6. Athletic Bilbao | 13 | 20 |
7. Real Betis | 13 | 20 |
8. Real Sociedad | 13 | 18 |
9. Mallorca | 13 | 18 |
10. Girona | 13 | 18 |
11. Celta Vigo | 13 | 17 |
12. Rayo Vallecano | 12 | 16 |
13. Sevilla | 13 | 15 |
14. Leganes | 13 | 14 |
15. Deportivo Alaves | 13 | 13 |
16. Las Palmas | 13 | 12 |
17. Getafe | 13 | 10 |
18. Espanyol | 12 | 10 |
19. Real Valladolid | 13 | 9 |
20. Valencia | 11 | 7 |