ÖRNEKLER VE ÖRNEKLERDEN İSTİFADE
a) Örneklik ve önemi
1. İlimde örneklik
2. Terbiyede örneklik
3. Meslekte örneklik
4. İdare ve yönetimde örneklik
b) Örnekler
1. Mutlak örnekler
2. Mukayyed örnekler
a. Çok yönlü örnekler
b. Birkaç sahada örnekler
c) Örneklerden istifade etmek
1. Örneklerin ilminden ve tecrübesinden istifade ederek
2. Örnekleri izleyerek
3. Örnekleri örnek alarak
4. Örneklerin nasihatlerine, tavsiyelerine ve öğütlerine kulak vererek
a) Örneklik ve önemi
İnsanı en iyi bilen, en merhametli ve en faydalı olan; insanı yaratan ve insan için içinde bulunduğumuz evreni yaratıp hizmet ettiren; kâinatın yaratıcısı ve yöneticisi olan Allah Teâlâ, insan için en büyük lütuf, lazım ve faydalı olan Kur'ân-ı Kerîm’in fihristesi Fâtiha sûresinde, günde kırk defa namazda “Bizi sırât-ı mustakîm (üzer)e hidâyet(de devam ve kemali nasîb) et! Kendilerine nimetler verdiğin kimselerin (peygamberlerin, sıddîklerin, şehidlerin ve sâlihlerin) yolunda (devam ve kemâli nasîb et), gazaba uğramış (özellikle Yahudiler) ve sapıklar (özellikle Hıristiyanların yolunda) değil” diye okuyoruz.
Her gün kâinatın sahibinin huzuruna çıkıyor kırk defa hidayette devam ve kemali istiyoruz. Elbette hidayetin devam ve kemali, sırât-ı mustakîm yani itikad, ibadet, ahlak ve ahkâmda İslam üzere olmakla sağlanır.
Sırât-ı mustakîm, itikad, ibadet, ahlak ve ahkâmda eğrisi olmayan, ifratın ve tefritin olmadığı vasat/orta yol demektir.
Yolun doğrusu, doğruların yoludur.
Doğru hedefe, doğru yolla, doğru örnek olan doğru öncülerle, doğru yolcularla ve doğru prensiplerle ulaşılır.
Doğru hedef, insandan da insana hizmet için yaratılan dünya ve ebedî kılınmış olan cennetten de üstün olan Allah’tır, Allah’ın rızasıdır.
Doğru yol, sırât-ı mustakîmdir.
Doğru öncüler yani örnekler, peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlihlerdir.
Doğru prensipler, itikadda tevhîd-i ülûhiyete ve tevhîd-i rubûbiyete uygun iman anlayışı, amelde istikâmet yani ifrata ve tefrite düşmemektir.
Yolun büyüklüğü, yoldaki yolun öncüsü yani her sahada örnek kılınan kâmil/kemale ermiş, mükemmel/kemale erdirilmiş ve mükemmil/kemale erdirici olan peygamberler ve peygamberleri izledikleri müddetçe örnek olan sıddıklar, şehidler ve sâlihlerle anlaşılır ve ortaya çıkar.
Örnekleri izleyenler, iz bırakabilir ve izlenirler; örnekleri örnek alanlar, örnek olabilirler.
Örnekleri olmayan toplumlar, örnek insan yetiştiremezler, çoban değil ancak sürü yetiştirirler. Köşe taşları değil dolgu malzemesi oluştururlar.
Allah Teâlâ, Kur'ân-ı Kerîm’de Hz. Peygamber (s.a.s.)’in şahsında bizlere örnekleri örnek alma hakkında; Yusuf sûresine giriş yapmadan Hûd sûresinin sonunda şöyle emretmektedir:
“Peygamberlerin haberlerinden kalbini kendisiyle tesbit edip sebat vereceğimiz (şeylerin) her türlüsünü sana kıssa olarak anlatıyoruz.”
(Hûd sûresi, 11/120)
Demek ki insan kalbinin sebatı/oturaklaşması, itminanı, kalpteki güzelliklerin kalbe yerleşmesi için örnek insanların farklılıklarının bilinmeleri ve fark edilmeleri gerekmektedir.
Cüneyd-i Bağdâdî şöyle demiştir:
“(Büyük zatların) hikâyeleri, Allah Teâlâ’nın ordularından bir ordu gibidir ki Allah o hikâyelerle dostlarının kalbine sebat verir.”
Kendisine, buna dair Kur'ân-ı Kerîm’den bir şâhid/delil var mı? denilince “Peygamberlerin haberlerinden kalbini kendisiyle tesbit edip sebat vereceğimiz (şeylerin) her türlüsünü sana kıssa olarak anlatıyoruz” (Hûd sûresi, 11/120) âyet-i kerîmesini delil olarak sunmuştur.
(Muhâsibî, Risâletü’l-Müsterşidîn, tahkik: Abdulfettah Ebû Ğudde, s. 12, Darusselam, 2000.)
İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe ise şöyle demiştir:
“Âlimlerin hikâyelerinden ve onların güzelliklerinden bahsetmek bana fıkıhla ilgili çok şeylerden daha sevimlidir. Çünkü bunlar, o zatların âdâbı ve ahlâkları ile ilgilidir.”
Bu sözünün Kur'ân-ı Kerîm’den delili de şu iki âyet-i kerîmedir:
“İşte bunlar (kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verilen peygamberler), Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. O halde sen de onların yoluna uy!”
(En’âm sûresi, 6/90)
“Andolsun ki onların (peygamberlerin) kıssalarında olgun akıl sahipleri için bir ibret vardır.”
(Yûsuf sûresi, 12/111; Muhâsibî, a.g.e., s. 12.
Tâbiînin büyüklerinden Süfyan b. Uyeyne (rh.a.) şöyle demiştir:
“Sâlihler anılınca rahmet iner.”
(İmam Hâfız İbn-i Salâh, Marifetü Envâı Ilmi’l-Hadîs, s. 209.)
a) Örneklik ve önemi
1. İlimde örneklik
Her sahada ilerlemek, o sahanın ilerde olanlarını tanımakla başlar.
İlim sahibi olmak isteyene, mutlaka ilimde temayüz etmiş örnekleri izlemek gerekir.
İlkokulda da önce öğrencinin örneği ve örnek alacağı öğretmenidir. Esasında evin ilk mektep olması gerekir ki okula yönlendirmede başarılı olabilsin.
İlimde örnek kişinin yapacağı işin başı, öğrencinin kabiliyetini ve farklılıklarını görüp ona göre yönlendirmesidir.
İlim rehberi için isabetli ve doğru olan, öğrencinin isteğine göre değil, öğrencinin kabiliyet ve seviyesine göre başlatıp takip etmesidir.
Herkesin Hakka ve halka karşı görevlerini yerine getirebilmesi için kendisine lazım olan bilgileri, o bilgi sahasındaki örneklerden alması gerekir. Çünkü ilim, imandan da amelden de önceliklidir. Zira ilim olmadan ne iman olur ne amel olur.
2. Terbiyede örneklik
Bilginin amele dönüşmesi, ancak kişinin amel edebilecek seviyeye gelmesi ile gerçekleşebilir. Bu seviye de ancak terbiye ile mümkün olur.
Terbiye sahasında örnek insanları tanımak, kişinin kendi annesini tanımasından daha önemlidir.
Terbiye örneğini tanımak, gerçek adam olmanın ilk adımını atmaktır.
Bugün en çok muhtaç olduğumuz, terbiye örnekliğidir. Şu da bir gerçektir ki herkes her terbiye örneğinden istifade edemeyebilir.
Terbiye örneklerini ancak ehli olanlar anlar. Çünkü ehil olmayan kişiler, insanın yolunu sarpa veya uçuruma uğratır.
Ehil kimse yani asrın insaf sahibi büyük âlimlerinin “Ehildir, uygundur” dediği bir zat, terbiyede istifade edilecek bir kimsedir.
Anneler ve babalar, çocuk eğitiminde eğitim alsalar ve o eğitime göre çocuklarını daha ziyade örneklikleri ile eğitseler daha verimli olurlar.
Evlerde bu terbiye eğitimi, okullardaki ve hayattaki terbiye örneklerinden istifadeyi de sağlar. Çünkü “gençler, nasihatlere kulaklarını tıkarlar; örneklere gözlerini açarlar.”
“Baba, fânî hayatın; terbiye ise, ebedî hayatın sebebidir.”
Hz. Ebu Bekir (r.a.)
Gökten yere inmemize sebep, babalarımızdır; ancak göğe yani cennete ebedî hayatta huzura ulaşmak, imana göre amelî hayatın gerçekleşmesi için İslâmî terbiyeden geçmekle mümkündür.
“En iyi vaaz dudaklarınızdan dökülen değil, hayatınızda görülendir.”
Oliver Goldsmith
a) Örneklik ve önemi
3. Meslekte örneklik
Çırak, usta olmadan usta olamaz.
Usta olmak isteyen her çırağa gereken; kendisinin kabiliyetlerini ve ustasını tanıması, sonra hem ustasını hem mesleğini sevmesidir.
Her meslekte acemilik vardır. Acemilik döneminde, sabreden, nefsine muhalefet eden, ödevlerini yerine getiren öğrenci, usta olur. Usta olunca hayat boyu rahat eder.
Meslekte de hayat boyu kazandığı prensiplere dikkat etmesi, mesleğin ahlakını korumaktır. Âhîlik teşkilatında kazanılan ahlaka riayet etmek gibi.
Âhîlik gereği, usta sertifikası alan usta bir işte hata yapınca ustadan değil, Âhîlik teşkilatından hesap sorulurdu. Haydi, bu teşkilat bu ustaya sertifika versin, verir mi, vermez. Ustaya verilen ehliyet belgesi, hem ehliyetine hem ahlakına dair bir belge idi.
4. İdare ve yönetimde örneklik
İdarede ve yönetimde örnek olmak isteyene gereken, örnekleri canlı olarak görüp izlemeleridir. Burada; terbiye için talim, tatbik için de terbiye gereklidir.
Talim, terbiye, tatbik.
Osmanlılarda padişah olacak kimseler için özel talim ve terbiye vardı. Amasya, şehzadeler şehri idi. Trabzon da aynı şekilde. Valilik yapmayana padişahlık kapalı idi.
İdarede ve yönetimde başarı, ancak örnekleri tanımak ve izlemek, çeşitli kademelerden geçtikten sonra gerçek idareci ve yönetici olabilir.
b) Örnekler
1. Mutlak örnekler
Mutlak örnekler, peygamberlerdir. Onlar, Allah tarafından ilim, hikmet ve edep kazandırılarak gönderilmiş; Cebrail vasıtasıyla da öğretilmiş ve eğitilmiş; açığı olmayan; soyu sopu belli, ahlakta zirve, bulunduğu asrın en ilerisinde olan kimselerdir.
Mutlak örnek olan peygamberler hakkında bilgi açısından en sağlam müracaat kaynağımız, Kur'ân-ı Kerîm ile Hadîs-i Şerîflerdir.
Peygamberlerle ilgili bilgiler hem Hz. Muhammed aleyhisselam’a hem bizlere ne kadar lazımsa o kadar verilmiştir. O’nun her hareketi, hiçbir yönü gizli kalmadan, ümmete canlı örnektir. Bütün peygamberlerin özellikleri ile donatılmış olması ve apaçık şekilde hem izlenen hem örnek alınan kimse olması bakımından Hz. Muhammed aleyhisselam biz Müslümanlar ve bütün insanlık için büyük bir nimettir.
Mutlak ve her yönde örnek olduğuna dair Allah Teâlâ’nın hükmü şu âyet-i kerîmedir:
“Andolsun ki sizin için, Allah’ı ve âhiret gününü ümit eden ve Allah’ı çokça anan kimseler için Rasûlullah’ta güzel bir örnek vardır.”
(Ahzâb sûresi 33/21)
Bu âyet-i kerîme, herkese, her konuda hem dünya hem âhirette ebedî mutluluk için sözleri, fiilleri ve tasvipleri ile Hz. Muhammed aleyhisselamın örnek alınacak olduğuna dair net bir delildir.
Kur'ân-ı Kerîm’de geçen bütün peygamberler aleyhimüsselam, bizim için örnektirler.
2. Mukayyed örnekler
Mukayyed örnekler sıddıklar, şehidler ve sâlihlerdir. Bu kimseler, peygamberleri izledikleri müddetçe örnek alınırlar. Elbette bu kimselerin de en başta gelenleri Ashab-ı Kiramdır. Kur'ân-ı Kerîm hem Ashabdan hem de Ashabın dışında olan bu kimselerden bahsederken “sâbikûn” der:
“Sonra Biz, Kitab’ı kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan da nefislerine zulmeden var, orta yolu tutan var, Allah'ın izniyle sâbikûn/hayırlarda ileri geçenler var. İşte bu büyük lütuftur.”
(Fâtır sûresi 35/32)
Bu âyet-i kerîmede müminlerin “süzme kişilerden”, hayırda ileri gidenlerin ise “süzülenler içinde seçkinler”den oluştuğunu anlıyoruz. İşte bu seçkinler, Fâtiha sûresindeki “Allah’ın kendilerine nimetler verdiği kimseler”den olan peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlihlerdir.
Peygamberler mutlak örnekler, diğerleri ise mukayyed yani peygamberlere uydukları müddetçe örnek olan kimselerdir. Elbette bu örneklerin başında Peygamberimizin yetiştirdiği, övdüğü ve uymamızı istediği Ashab-ı Kiram, Ashab-ı Kiram içinde de özellikle Hulefâ-yı Râşidîn sonra da diğer örnekleri izlemek ve örnek almak gerekir.
Hulefâ-yı Râşidîn hakkında şu rivayet önemlidir:
Ebû Necih İrbâz İbni Sâriye (r.a.) şöyle dedi:
Rasûlullah (s.a.s.), bize çok tesirli bir öğüt verdi. Bu öğütten dolayı kalpler ürperdi, gözler yaşardı. Bizler:
- Ey Allah’ın Rasûlü, bu öğüt sanki ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor, bari bize bir tavsiyede bulun, dedik. Bunun üzerine:
– “Size, Allah’a takvalı olmanızı/çok saygı duymanızı, başınıza bir Habeşli köle bile emîr olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra sağ kalıp uzunca bir hayat sürenler pek çok ihtilaflar görecekler. O zaman sizin üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi Râşidîn’in sünnetine sarılmanızdır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış bid’atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü her bid’at dalâlettir, sapıklıktır” buyurdular.
(Ebû Dâvûd, Sünnet, 5; Tirmizi, İlim 16; İbni Mâce, Mukaddime, 6.)
b) Örnekler
2. Mukayyed örnekler
a. Çok yönlü örnekler
Çok yönlü örnekler her asırda azdırlar. Sahabe içinde de sahabe sonrasında da böyle azlar vardır.
Kendilerini ispat etmiş kimselere bakıp istifade etmek gerekir. Elbette çok yönlü de olsa belli yönlerde daha başarılı oldukları da bir gerçektir.
İlimde de idarecilikte de çok yönlü kimseler olmuştur.
Dört mezhep imamı ilimde çok yönlü kimselerdir. Çünkü bu dördü de dinde müctehid olup tefsir, hadis, kelam, fıkıh usulü, tefsir usulü, hadis usulü bakımından en üst seviyede idiler. İmamlara en yakın, imamların yetiştirdiği kimseler de çok yönlü sayılanlar olmuştur.
Osmanlının da son dönemlerinde bile ulema içinde çok yönlüler vardı. Mesela Ahmed Cevdet Paşa, Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen, Babanzade Ahmed Naim, Molla Sadreddin Yüksel, Mehmed Emin Er gibi ilimde cami olanlar vardı.
b. Birkaç sahada örnekler
Her asırda böyle kimseler vardır. Bunlar içerisinde birkaç yönde eser vermiş âlimler vardır. Hem âlim hem ârif insanlar ise her asırda azdırlar.
Batı dünyasında Müslüman olan ilim adamlarının birçoğu, İslam büyüklerini tetkik ettikleri zaman Müslüman olmuşlardır. Çünkü İslam’ın büyüklüğü elbette büyük insanlarda görülür. İşte bundan dolayı büyük zatları yani örnekleri tanımak bir bakıma İslam’ın üstünlüğünü ve büyüklüğünü tanımaktır.
İslam büyükleri içerisinde kendilerini, eserleri, başarıları, ahlakları, yetiştirdikleri insan eserleriyle ispat etmiş bütün asırlara tesir etmiş kimseler vardır.
Fıkıhta, dört mezhep imamı özellikle Ebû Hanîfe; tefsirde, İbn-i Abbas, Mücahid, Hasen-i Basrî, Süfyan b. Uyeyne, Vâkıdî, Taberî, Zemahşerî, Râgıb el-İsfehânî, İbn-i Kesîr, Beyzâvî, Molla Fenârî, Elmalılı Hamdi Yazır gibi müfessirler; hadiste, en başta Buhârî ve Müslim, diğer sünen sahipleri; hadislere şerh yazanlardan İbn-i Hacer, Aynî, Nevevî gibi muhaddisler; akidede ve kelamda İmam Maturidî, Eş’arî, Tahâvî, Seyyid Şerif Cürcânî, Ömer Nesefî, Teftâzânî, Bakıllânî gibi kelamcılar; tasavvufta, Muhâsibî, Andülkadir Geylânî, Şah-ı Nakşibendî, İmam-ı Rabbânî, Mevlânâ, Halid-i Bağdâdî, Şeyh Seyda diye maruf Muhammed Saîd el-Cezerî, Abdülaziz Bekkine, Sami Efendi, Abdülhakim Arvâsî, İskende Paşa Cami imamı Mehmed Efendi ve İsmail Ağa cami imamı Mahmud Efendi gibi zatları bu yönleri ile tanıyıp örnek almak mümkündür.
c) Örneklerden istifade etmek
Önce tarihteki özellikle Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’i bütün yönleriyle, Sahabenin büyüklerini en bariz başarılı oldukları yönleri ile tanımak, istifade edenlerin müşahedelerini de öğrenmek, sonra Tâbiîn, Tebeuttâbiînin büyüklerini sonra zamanımıza kadar uzanan büyükleri tanımak gerekir.
Herkes kendisinin sahip olduğu kabiliyetteki zirve şahısları bilmek, kişilere daha faydalı olur. Çünkü bilgiden, ilgi; ilgiden, sevgi; sevgiden de amel doğar.
1. Örneklerin ilminden, tecrübesinden ve feyzinden istifade ederek
Gerçek manada örnek insan, hem ilim hem irfan sahibi; Hz. Peygamber (s.a.s.)’in vârisi, konuşması ilmimizi artıran, görülmesi, bize Allah’ı hatırlatan, amelî hayatı da bizi âhirete teşvik eden kimse olmasıdır.
Onların bir özelliği de iman ve İslam davasında sadık olmalarıdır. Sadık olanları ise Allah Teâlâ şöyle tarif etmiştir:
“Gerçek müminler, ancak Allah’a ve Rasûlüne iman eden ve sonra da şüpheye düşmeyen, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad eden kimselerdir. İşte onlar sadıkların ta kendileridir.”
(Hucurât sûresi 49/15.)
Bizim sadık olanlara karşı konumumuzu ise Allah Teâlâ şöyle emretmiştir:
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sâdıklarla beraber olunuz.”
(Tevbe sûresi 9/119.)
İlk akla gelen beraberlik, vücutça beraber olmaktır. Esasen beraberlik, itikaden, ahlaken ve amelen birlik olmak, yardım etmektir.
Bu âyet-i kerîmenin iniş sebebi, Ensar’a, Muhâcirlerle beraber olun emridir.
Tefsir usulünde kaide şudur: “İniş sebebinin özel oluşu mananın genel oluşuna engel değildir.”
Bu ayet-i kerîmedeki önce Allah’tan korkmayı sonra sadıklarla beraber olmayı şöyle de yorumlamak mümkündür:
Hz. Peygamber (s.a.s.), Allah’tan gerçek manada korkmayı; itaat edilip isyan edilmemesi, zikredip unutulmaması ve şükredilip nankörlük edilmemesi şeklinde tarif etmiştir.
(İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, II, 72.)
Beraber olmak ise, örnek şahsiyetten, ilim, edep ve feyiz almak suretiyle gerçekleşir.
Uzaktaki bir insan da örnek şahsiyetin suretini değil, sîretini, ahlakını, sözlerini, nasihatini zihnen hatırlayarak beraber olabilir.
Örnek insanların ilminden gerçek istifade, edebe dikkat edip bizzat dinleyerek, bulunduğu ortamlarda beraber bulunarak gerçekleşir. Buna en güzel misal şudur:
Sahabenin ileri gelenlerinden Ebû Mûsâ el-Eş’ar’î (r.a.) şöyle demiştir:
“Abdullah b. Mes’ûd’un yanında bir kere otururdum, nefsime bir senelik amelden daha tesirli olurdu.”
(Kâdî Iyâz, Tertîbü’l-Medârik, II, 51-52, er-Riyâtü’l-Mağrib, 1384.)
Sadece Ashap arasında mevcuttu denemez, en üstünü Sahabe arasında idi denir.
Diğer zamanlarda da ilminden, feyzinden ve örnekliğinden istifade edilecek insan olmuştur. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Kıyâmete kadar hakka arka çıkan tâife/gurup eksik olmayacaktır. Onlara muhalefet edenler onlara zarar veremeyecektir.”
(Buhârî, Tevhîd, 29, İ’tisâm, 10, Menâkıb, 28,Humus, 7; Müslim, Îmân, 247, İmâre, 170-177; Ebû Dâvûd, Fiten, 1, Cihâd, 4; Tirmizî, Fiten, 51; İbn Mâce, Mukaddime, 1; Dârimî, Cihâd, 38.)
Onları ortadan kaldıramayacaklar ve davalarını yok edemeyeceklerdir.
2. Örnekleri izleyerek
Bütün örneklerin de örneği olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’i izlemek, ne yapmışsa onu yapmak ve neyi terk etmişse onu terk etmektir.
Hz. Peygamber’i izlemek, namaz kıldığı gibi namaz kılmak; bize tarif ettiği gibi oruç tutmak, haccı gibi ve bize hacla ilgili tasvip ettiği gibi haccetmek, zikrettiği gibi zikretmek, okuduğu gibi Kur’ân okumaktır.
Bizler için gerçek manada örneklerden istifade, hayatta olanlardan istifade etmekle gerçekleşir. Şu muhakkaktır ki, örnekleri örnek alırken, mutlak örnek olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’i kendimize ölçü alacağız. İzlemek, adım adım takip etmek, yaptığını yapmak, nasihatlerini dinlemek, ahlakıyla ahlaklanmaktır.
3. Örnekleri örnek alarak
Örneklerden örnek almak, tercihlerini tercih etmek, karşı olduğuna karşı olmak, taraf olduğuna taraf olmak, dost olduğuna dost, düşman olduğuna da düşman olmaktır.
Sahabeden birisi Mescid-i Nebevîye aydınlatma ile ilgili bir alet getirir, Sahabe kızar, biraz sonra Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) gelir, bakar tasvip edip beğenir.
Bundan şu çıkarılmıştır: İslam’ın ve Müslümanların maslahatına olan şeyler güzeldir. Bu tasvip, binlerce şeylerle ilgili bir örnektir. İşte Hz. Peygamber böyle de örnek alınır.
Diğer bir misal, ezan okununca Peygamber Efendimiz evdeki dünya işini bırakır hemen mescide girer.
Bu uygulamadan da şu çıkarılmıştır: Dünya ile âhiret karşı karşıya gelince âhiret dünyaya tercih edilir, âhiret alınır dünya terk edilir. Dünya, âhirete vasıta ise önem verilir, engelse terk edilir.
Diğer örnekleri örnek almak ise mutlak örnek olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’e uyduğu müddetçe ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in örnekliğinde çıkan kaidelere göre hareket ettiği müddetçe örnek edinilir.
4. Örneklerin nasihatlerine, tavsiyelerine ve öğütlerine kulak vererek
İlim, tecrübe ve basîret sahibi örnek insanlar, Müslümanlar için büyük bir nimet ve önemli bir değerdir. Nimetin kadri bilinir ve değerlere değer verilince Allah da o kimselere ve o toplumlara değer verir, sevindirir ve sevdirir. Bu nimetin kadri, nasihatlerini tutmak, öğütlerine kulak vermek ve gereğiyle amel etmektir.
Örnek insanların hem halleri hem sözleri öğüttür. Halin öğüdü ise sözün öğüdünden daha tesirlidir. Sözlerinin tesiri, halleri ile sözleri birbirine zıt olmadığındandır.
“Nasihatçisi olmayan ve nasihati sevmeyen kavimde hayır yoktur.”
Hz. Ömer (r.a.)
“Nasihat dinlemeyen azar işitme isteklisidir.”
Şeyh Sadi-i Şirâzî
İmsak | 06:27 | ||
Güneş | 07:57 | ||
Öğle | 12:56 | ||
İkindi | 15:23 | ||
Akşam | 17:45 | ||
Yatsı | 19:10 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 12 | 34 |
2. Fenerbahçe | 12 | 29 |
3. Samsunspor | 13 | 26 |
4. Eyüpspor | 13 | 22 |
5. Göztepe | 12 | 21 |
6. Beşiktaş | 12 | 21 |
7. Sivasspor | 13 | 18 |
8. Başakşehir | 12 | 16 |
9. Rizespor | 12 | 16 |
10. Trabzonspor | 12 | 15 |
11. Gaziantep FK | 12 | 15 |
12. Kasımpasa | 13 | 15 |
13. Konyaspor | 13 | 15 |
14. Antalyaspor | 12 | 14 |
15. Kayserispor | 12 | 12 |
16. Alanyaspor | 12 | 11 |
17. Bodrumspor | 13 | 11 |
18. Hatayspor | 12 | 7 |
19. A.Demirspor | 12 | 2 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Kocaelispor | 13 | 26 |
2. Bandırmaspor | 13 | 25 |
3. Karagümrük | 13 | 24 |
4. Erzurumspor | 13 | 22 |
5. Igdir FK | 13 | 22 |
6. Boluspor | 13 | 21 |
7. Ahlatçı Çorum FK | 13 | 20 |
8. Ankaragücü | 13 | 19 |
9. Esenler Erokspor | 13 | 18 |
10. Keçiörengücü | 13 | 18 |
11. Şanlıurfaspor | 13 | 18 |
12. Ümraniye | 13 | 18 |
13. Gençlerbirliği | 13 | 18 |
14. Pendikspor | 13 | 18 |
15. İstanbulspor | 13 | 17 |
16. Manisa FK | 13 | 17 |
17. Amed Sportif | 13 | 15 |
18. Sakaryaspor | 13 | 14 |
19. Adanaspor | 13 | 8 |
20. Yeni Malatyaspor | 13 | -3 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Liverpool | 12 | 31 |
2. M.City | 12 | 23 |
3. Chelsea | 12 | 22 |
4. Arsenal | 12 | 22 |
5. Brighton | 12 | 22 |
6. Tottenham | 12 | 19 |
7. Nottingham Forest | 12 | 19 |
8. Aston Villa | 12 | 19 |
9. Fulham | 12 | 18 |
10. Newcastle | 12 | 18 |
11. Brentford | 12 | 17 |
12. M. United | 12 | 16 |
13. Bournemouth | 12 | 15 |
14. West Ham United | 12 | 15 |
15. Everton | 12 | 11 |
16. Leicester City | 12 | 10 |
17. Wolves | 12 | 9 |
18. Ipswich Town | 12 | 9 |
19. Crystal Palace | 12 | 8 |
20. Southampton | 12 | 4 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Barcelona | 14 | 34 |
2. Real Madrid | 13 | 30 |
3. Atletico Madrid | 14 | 29 |
4. Villarreal | 13 | 25 |
5. Athletic Bilbao | 14 | 23 |
6. Osasuna | 14 | 22 |
7. Girona | 14 | 21 |
8. Mallorca | 14 | 21 |
9. Real Betis | 14 | 20 |
10. Real Sociedad | 14 | 18 |
11. Celta Vigo | 14 | 18 |
12. Sevilla | 14 | 18 |
13. Rayo Vallecano | 13 | 16 |
14. Leganes | 14 | 14 |
15. Getafe | 14 | 13 |
16. Deportivo Alaves | 14 | 13 |
17. Las Palmas | 14 | 12 |
18. Valencia | 12 | 10 |
19. Espanyol | 13 | 10 |
20. Real Valladolid | 14 | 9 |