Şeyh Seydâ (KS) El-Cezerî’nin Mektupları

Şeyh Seydâ’nın müridlerini irşâd etme yöntemlerinden biri de mektuplaşma yöntemi olmuştur. Çok sayıda talebe ve halifesi ile mektuplaşarak iletişim kurmuş ve irşâd hizmetlerinde bulunmuştur.

TASAVVUF 20.12.2020, 22:51 14.02.2021, 23:12 Ramazan Peri
Şeyh Seydâ (KS) El-Cezerî’nin Mektupları

Şeyh Seydâ’nın müridlerini irşâd etme yöntemlerinden biri de mektuplaşma yöntemi olmuştur. Çok sayıda talebe ve halifesi ile mektuplaşarak iletişim kurmuş ve irşâd hizmetlerinde bulunmuştur. [1] Bu mektupların bir kısmı, dünyayı horlayıp âhiretteki yüksek mertebeleri teşvik edici yönde olmuştur. Bir kısmı güzel nasihatler içermiştir. Bir kısmı sorulan sorulara cevap mahiyetinde olmuştur. Ancak çoğu, Şeriat-ı Muhammediyye’nin hakikatlerini ortaya çıkarmak ve Nakşibendî Tarîkatı’nın inceliklerini ortaya çıkarmakla ilgili yazılmıştır. Şeyh Seydâ’nın mektuplarında Arap Edebiyatı’na dayalı bilmece tarzı ve muğlâk ifadeler de dikkat çekmektedir. Mektuplarında düzgün yazıya önem vermiştir. Halifesi Şeyh Muhammed Beşir’e yazmış olduğu bir mektubunda; “Mektup yazdığınız zaman, güzel bir hat ile yazın; karıştırmayın. Karışık yazı işi karıştırır. Düzgün yazı ise açıklık kazandırır.” diyerek Hz. Peygamberin şu hadisini örnek vermiştir: “Güzel hat (yazı) hakkın anlaşılmasına katkıda bulunur.”7

Bu kısımda, yazılan mektupların hepsi olmasa da ulaşabildiğimiz bazı mektuplarından bahsedeceğiz. Şeyh Seydâ’nın halifelerinden olan Şeyh Abdussamed el-Fârkınî kendisine yazılan birçok mektubu 1960 yılına kadar korumuştur. Ancak 1960 yılında Türkiye’de yapılan askerî ihtilâlden sonra basılmamış birçok kitap ve mektuba el konulmuştur. Bir müddet sonra kitaplar iade edilmiş ancak Şeyh Seydâ’nın yazmış olduğu el yazması birçok mektup iade edilmemiştir. [2-3]

İnceleyebildiğimiz mektuplar Şeyh Seydâ tarafından talebe ve halifeleri olan şu kişilere yazılmıştır:

1- Şeyh Abdüssamed el-Farkınî

2- Şeyh Muhammed Nurullah (oğlu)

3- Şeyh Muhammed Salih el-Cevâdî

4- Şeyh Hasan el-Hasenî

5- Şeyh Fahreddin el-Arnasî

6- Şeyh Muhammed Emin er

7- Molla Ramazan Butî

8- Şeyh Muhammed Beşir

9- Molla Şükrü

10- Şeyh Kutbeddîn el-Batmânî

11- Şeyh Mûsâ el-Mardînî

12- Hacı Abdullah Efendi

13- Şeyh Muhammed Emin ed-Diyârbekirî

Bu kişiler içinde Şeyh Seydâ’nın en çok mektuplaştığı kişi, halifesi Muhammed Emin Er olmuştur. Ona yazılan mektupların çoğunluğu tasavvufî içerikli olup, usûl ve esasları anlatmaktadır. En çok mektup gönderdiği talebe ve halifeleriyle, mektup sayıları şu şekildedir:

Muhammed Emin Er’e yirmi altı mektup,

Fahreddin Arnâsî on dört mektup,

Muhammed Beşir Halilî’ye on iki mektup,

Musa Mardinî’ye on mektup,

Abdussamed Farkınî’ye dokuz mektup ve

oğlu Muhammed Nurullah Seydâ’ya yedi mektup yazmıştır.

Şeyh_Seydâ_El-Cezerînin_Mektupları

Bu mektuplarda İslam dininin şerî hükümlerini, İslam ahlâkını, tasavvuf ve tarikat anlayışlarını anlatmıştır. Kimi mektuplarında da bayram tebriği, cenaze nedeniyle başsağlığı, doğan bir çocuğun hayırlı olması gibi konulardan bahsetmiştir. Ayrıca bazı mektuplarında da halife ve talebelerinin görmüş oldukları rüyaları yorumlamıştır. [4] Bu nedemle rüya tâbirinde de mâhir olduğu anlaşılmaktadır.

Halifesi Şeyh Abdüssamed’e yazmış olduğu bir mektubunda Allah’ın emir ve takdîrine karşı sabırlı olmayı bildirmiştir. Tıpkı gassal elindeki cenaze gibi teslimiyet sahibi olmayı tavsiye etmiştir. Oğlu ve halifesi Şeyh Nurullah’a yazdığı bir mektubunda da, cehaletin çok zor ve kötü bir hastalık olduğunu ve ilmin tadını ise ancak onu tadanların bileceğini ifade etmiştir. Yine aynı mektubunda vefanın öneminden ve her Müslümanın vefâ sahibi olması gerektiğinden bahsetmiştir. Ancak bu zamanda vefâ sahibi kişilerin yok denecek kadar az olduğunu belirterek bu duruma nasıl gelindiğini üzülerek sorgulamıştır. Kendi zamanındaki insanların durumunu ifade etmek için Arapça bir mısra da “çoğu körlükte, ekseriyeti net görmeyen bulanık haldedir.” demiştir. Kürtçe bir mısra da ise “Ey hoca, zamanımız insanlarının çoğu insan mı ki!” ifadeleriyle durumu anlatmaya çalışmıştır. [5] Birçok mektubunda karşılıklı dua etme talebinde bulunmuştur. Duaları hem dünya hem de ahiret için olmuştur.

Şeyh Seydâ’nın mektuplarının sonunda kendi ismini kullandığı görülmekle beraber çoğu zaman da “miskin” ifadesini kullanmaktadır. [6] Mektuplarında kendini öne çıkaran ya da öven ifadeler bulunmamaktadır. Aksine çoğu mektubunda kendini yeren ifadeler kullanmıştır. Tevâzûdan dolayı bu ifadeleri kullandığını düşünmek yerinde olacaktır.

Vatan ve memleket sevgisi ve değerini de mektuplarında anlatan Şeyh Seydâ, “Memleket memleketimizdir; vatan vatanimizdir. Hamd ve minnettarlığımız da Allah ’a dır” diye ifade etmiştir. Oğlu Şeyh Nurullah’a yazdığı mektuplarda oğlu için “ciğerpârem” ifadesini sıkça kullanmıştır. Yine oğluna yazdığı bir mektubunda tahsil ve eğitim vazifesinin çok önemli olduğunu söyleyerek çok çalışıp cehd ve gayret göstermesini istemiştir. Devamlı hareket halinde olup tembel, hevâ ve heves sahiplerine uymamalarını tavsiye etmiştir. Çünkü dünya ve ahiret kazancının bunda olduğunu bildirmiştir. [7]

Halifesi Şeyh Muhammed Emin Er’e bir mektubunda tarîkatta mürîde “el verme” uygulamasını şu şekilde anlatmıştır: “Şeyh bir kimseye el verip, ahd-u Peymân [8] almak istiyorsa, karşısına geçip, namazdaki teverrükün [9] aksine oturmasını emreder. Sonra ona kalbin yerini, sol memenin iki parmak altında olduğunu açıklar. Sonra şeyh yirmi beş kere “estağfirullah” der, mürîd de onu takip eder. Sonra şeyh Fâtiha’yı bir kere İhlâs’ı da üç kere okur ve sevabının mislini başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e ve tarikat büyüklerinden Şâh-ı Nakşibend’e bağışlar ve mürîdine gözlerini kapayıp, hayâlen kalbe bakmasını emreder. Şeyh müride yönelir ve istîdâdine göre zikir telkin eder. Mürîde teveccüh edeceği zaman kapıyı kilitler. Bu onlarca en önemli ve en büyük şartlardandır.” der. Bu tarifin özellikle Hâlidî Nakşibendî meşrebine en uygun şekil olduğunu da bildirmiştir. [10]

Nakşî Hâlidî meşrebinde önem verilen konulardan birtanesi de erkekler de başı örtmedir. Şeyh Muhammed Emin Er’in Şeyh Seydâ’ya bu konuyu bir mektubunda sorduğu ve şu cevabı aldığını belirtelim: “Başını örtmeye gelince; o, müstehab bir iştir. Bu konuda nefsinin emîrisin. Muhayyersin. Gücün ve imkânların nisbetinde ihtimâm göster. Husûsiyle Hâlidî meşrebimizde bunu ihmâl etmemeli.” [11] diye ifade etmektedir. Bu cevapla Hâlidî meşrebinde başı örtmenin önemi belirtilmiştir. Yine bu konuyla ilgili Şeyh Muhammed Emin Er, halifelik icâzetini Şeyh Seydâ’dan alacağı zaman, Şeyh Seydâ’nın cübbesini çıkarıp kendisine giydirdiğini, başına bir sarık bağlayıp başını örttüğünü ve “her zaman başınız örtülü olsun” dediğini hâtıralarında bildirmiştir. [12] Ayrıca bu meşrepte yüzü örtme geleneği de mevcuttur. Bu gelenek Şeyh Hâlid-i Cezerî ile başlamaktadır. Şeyh Hâlid-i Cezerî’nin, yüzüne bakıldığında hayrete düşürecek kadar yakışıklı olmasından dolayı şeyhi, Mevlânâ Hâlid-i Zülcenaheyn yüzünü örtmesini emreder. Bu emir üzerine, “taylasan” adı verilen bir mendil ile yüzünü tamamen kapatacak şekilde örtmüştür. Böylece bu gelenek ilk kez Şeyh Hâlid-i Cezerî ile başlamıştır. Şeyh Seydâ’nın da yüzünü bir peçe ile kapattığı ifade edilmiştir. [13] Gavs-ı Hizânî Seyyid Sıbgatullah Arvâsî taylasanla ilgili şunları söylemiştir: “İki çeşit taylasan vardır. Biri maddi bilinen taylasan, diğeri manevî taylasandır. Manevî taylasan müridin kendisinden tarikât aldığı şeyhinin suretini, kenarları sarkan bir örtü gibi başının üzerini kapladığını ve mübarek vücudunun yüzünü sardığını hayal etmesidir. Müridin mürşidini bir taylasan gibi tasavvur etmesi, maksuda ulaşma hususunda maddi taylasan örtmesinden daha faydalıdır.” İmam Suyûtî, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in farklı tarzda bir taylasan giydiğini söylemiştir. Bunu ispat etmek için de “e/- Ehâdîsü’l-hisân fî fazli’t-taylasân” adlı bir risâle kaleme almıştır. [14] Günümüzde de bu gelenek Anadolu’nun doğu ve güneydoğu bölgelerinde bazı mutasavvıflar tarafından devam ettirilmektedir. [15]

Şeyh Seydâ’nın müridlerine yazdığı mektup

Başka bir mektubunda da borçların edâsı için okunan duaların çok olduğu ancak en iyisi ve en güzelinin Hz. Peygamber (s.a.v.)’den sahih olarak rivâyet edilen şu duâ olduğunu bildirmektedir: “Allah’ım! Hüzün ve kederden, korkaklık ve cimrilikten, borçların ağır basmasından ve düşmanların üstün gelmesinden sana sığınırım.” [16] Bu duanın Allah’ın izniyle borç ödeme konusunda en süratli duâ olduğunu belirtmiştir. Bu duâyı her farz namazdan sonra ve sâir vakitlerde okumayı tavsiye etmiştir. [17]

Mektuplarındaki tavsiyelerinden biri de dünya hayatından sıyrılıp âhiret hayatına yönelmek olmuştur. Halifesi Muhammed Emin Er’e yazdığı bir mektubunda; dünyanın bitip tükenen bir yer olduğunu ve asıl hazırlığın ebedî olan âhirete yönelik olması gerektiğini belirtmiştir. Bu hazırlığın ise kâmil iman ve sağlıklı akîdeden sonra sâlih ameller ile gerçekleşeceğini bildirmiştir. [18] Şeyh Seydâ mektuplarında irşâd göreviyle beraber “emri bi’l-ma’ruf nehyi ani’l-münker” sorumluluğunu da yerine getirmiştir.

Fatih Musa ELMALI ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ 2019

---------------------------------

   [1] Seydâ el-Cezerî, Rabıtada Usul, s. 33.

   [2] Farkınî, a.g.e. ss. 130, 71, 186.

   [3] Farkınî, a.g.e. s. 131.

   [4] Farkınî, Mektubat, ss. 182, 186,

   [5] Farkınî, a.g.e. ss. 133,138, 139.

   [6] Farkınî, a.g.e. ss. 137, 139.

   [7] Farkınî, Mektubat, ss. 140, 141.

   [8] Ahd-u peymân diğer bir ifade ile el verme şeklidir.

   [9] Şafii mezhebine göre namazın son oturuşunda teverrük edilir. Teverrük ise, sol yanı üstüne oturup iki ayağını sağ tarafından çıkarmaktır. El alırken bunun aksine oturulur.

 [10] Farkınî, a.g.e. s. 151.

 [11] Farkınî,Mektubat, s. 153.

 [12] Er, Son Osmanlı Alimi, s. 115.

 [13] Tan, “Sami Efendi’den Hukukçuya Dört Öğüt”, s. 43.

 [14] Seyyid Sıbgatullah Arvâsî, Minah, çev: Siraceddin Önlüer, Semerkand Yayınları, İstanbul 2014, ss. 54, 36.

 [15] Farkınî, Mektubat, s. 7.

 [16] Buhârî, Cihâd, 74, Deavât, 35, 40; Ebû Dâvud, Vitr, 32; Tirmizî, Deavât, 70; Nesâî, İstiâze, 7,8,45.

 [17] Farkınî, Mektubat, s. 155.

 [18] Farkınî, Mektubat, s. 161, 162.

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Namaz Vakti 18 Ocak 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 19 51
2. Fenerbahçe 18 42
3. Samsunspor 18 36
4. Göztepe 18 31
5. Eyüpspor 18 30
6. Beşiktaş 18 30
7. Başakşehir 18 26
8. Gaziantep FK 18 25
9. Rizespor 18 24
10. Trabzonspor 18 22
11. Alanyaspor 18 22
12. Kasımpasa 18 21
13. Antalyaspor 18 21
14. Konyaspor 18 20
15. Sivasspor 18 20
16. Kayserispor 18 16
17. Bodrumspor 18 15
18. Hatayspor 19 10
19. A.Demirspor 18 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 19 41
2. Karagümrük 19 34
3. Bandırmaspor 19 34
4. Ankaragücü 20 30
5. Erzurumspor 19 30
6. Ahlatçı Çorum FK 19 29
7. Amed Sportif 19 29
8. Boluspor 19 28
9. İstanbulspor 19 27
10. Pendikspor 19 27
11. Keçiörengücü 19 27
12. Gençlerbirliği 19 27
13. Ümraniye 19 26
14. Manisa FK 19 26
15. Igdir FK 19 25
16. Şanlıurfaspor 20 25
17. Esenler Erokspor 19 23
18. Sakaryaspor 19 23
19. Adanaspor 19 15
20. Yeni Malatyaspor 19 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 20 47
2. Arsenal 21 43
3. Nottingham Forest 21 41
4. Newcastle 21 38
5. Chelsea 21 37
6. M.City 21 35
7. Aston Villa 21 35
8. Bournemouth 21 34
9. Brighton 21 31
10. Fulham 21 30
11. Brentford 21 28
12. M. United 21 26
13. West Ham United 21 26
14. Tottenham 21 24
15. Crystal Palace 21 24
16. Everton 20 17
17. Wolves 21 16
18. Ipswich Town 21 16
19. Leicester City 21 14
20. Southampton 21 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 19 44
2. Real Madrid 19 43
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 19 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 19 28
8. Girona 19 28
9. Rayo Vallecano 19 25
10. Real Betis 19 25
11. Osasuna 19 25
12. Celta Vigo 19 24
13. Sevilla 19 23
14. Las Palmas 19 22
15. Getafe 19 19
16. Leganes 19 19
17. Espanyol 20 19
18. Deportivo Alaves 19 17
19. Real Valladolid 20 15
20. Valencia 19 13
Günün Karikatürü Tümü