Doğrusu Allah’a göre ayların sayısı, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına, hesabına uygun olarak on ikidir; bunlardan dördü haram aylardır. İşte doğru hesap budur. Öyleyse siz bu aylarda kendinizi kötü duruma düşürmeyin! (Tevbe suresi, 36)
Üç aylar bize kavuştu, ama biz üç aylara tam anlamıyla kavuşabildik mi? Receb ayıyla başlayan ve Ramazan ayıyla nihayete eren, halk arasında üç aylar olarak tanınan bu mübarek (bereketli) günlere karşı vazifemizi tam anlamıyla yapmayı temenni ediyorum. Aslında Receb ve Şaban ayları Ramazan ayına bir hazırlıktır, bir ön provadır. Bayram öncesi ev temizliği gibidir. Enes b. Mâlik’ten rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah’a (s.a.v.) receb ayına receb ismi verilmesi sorulunca şöyle buyurmuştur: Çünkü onda ramazan ve şâban ayı için (hazırlık olarak) çok hayır yapılır. Yine Enes b. Mâlik’ten rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Receb ayı, Allah’ın seçtiği aylardandır. O, Allah’ın ayıdır. Allah’ın ayına ta’zim eden kişi Allah’ın emrini büyük tutmuş olur. Kendi emrine değer
vereni de Allah naîm cennetlerine koyar ve en büyük rızasını onun için zorunlu kılar. Peygamberimiz (a.s.) bu ayları nafile ve oruçla geçirirdi. Ama diğer ayların hiçbirini tamamen oruçlu geçirmezdi. İbni Abbas ve hz.Aişeden gelen rivayetlerde şöyle ifade edilir; Rasûlüllah (s.a.v.), receb ayında (üç aylar başlarken) oruç tutmaya başladığında biz, “artık orucu bırakmayacak; oruç tutmadığında da artık hiç oruc tutmayacak” derdik.”Rasûlüllah (s.a.s) bir hadis-i şerifinde; "Recep Allah`ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır" buyurmuştur. Buharinin Tecridi Sarih eserinde hz.Ayşenin şöyle bir rivayeti vardır ‘’ Peygamberin Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim’’. Ama şunuda unutmamak lazım ki Receb ve Şaban kesinlikle kıymetlerini Kur’an ayı olan Ramazana komşu olmalarından alıyorlar. Çünkü Ramazan da diğer on bir ayın nasıl geçirilmesi gerektiğinin bir eğitimidir. Tirmizinin Zekat kısmındaki bir rivayete göre Hz. Peygamber ramazan dışındaki en faziletli orucun şâbanda tutulan oruç olduğunu ifade etmiştir. İşte bütün bunlar Rabbimizin Furkan suresi 77.ayetinde buyurduğu ‘’Eğer duanız ve ibadetiniz olmasa, Rabbiniz size ne diye değer versin’’ sözüne vakıf olabilmek içindir. Çünkü dua sadece el açmak değildir, her ibadet ve her emek bir duadır. Üç aylarda ki ibadetlerde Rabbimizin bize verdiği değerin bilincine varmak için bir emektir. Enes b. Mâlik (R.A.)’den bir rivayete göre Peygamberimiz (S.A.V.) Receb ayı girdiğinde şöyle dua ederdi: “Ey Allahım! Receb ve Şaban ayını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır. Mübarek geceleri yani kandil gecelerini içlerinde barındıran üç aylar İslam aleminin yıl başıdır aslında. Mübarek geceler, dînî eserlerde geçen “el-leyâlî el-mübâreke” tabirinin tercümesi olup, kutlu geceler, dinî yönden özel önemi olan geceler demektir. Bu tabir, tekil şekliyle “leyle-i mübâreke” şeklinde Kur’an-ı Kerim’de geçer. Şunuda unutmamak lazım, üç aylar Allah’ın Kuranı kerimde belirttiği dört haram aydan üçüdür ve cahiliye devrinde bile bu ayda kılıçlar kınına sokulur, kanlı ihtiraslara sükûnet örtüsü çekilirdi. Ayrıca Şaban ayınada Receban derlerdi. Özellikle ilk on gününde putlardan yapılan ilahlara “atîre” veya “recebiyye” denilen kurbanlar takdim edilirdi. Receb ayının Arab-ı bâide (Âd ve Semûd) döneminde “hevber”, Arab-ı âribe döneminde “esam” (sağır) diye adlandırıldığı, kan dökmenin, mala ve ırza dokunmanın yasak olduğu bu ayda kavga ve silâh sesleri, imdat çağrıları duyulmadığı için bu adla anıldığı söylenir. Recep ismi Arapçada saygılı (Mürecceb saygı gösterilen) demektir. Ebû Bekr el-Belhî şöyle der: Receb ayı ziraat (ekim) ayıdır. Şâban ayı ürünü sulama ayıdır. Ramazan ayı ise ürünü toplama ayıdır. Yine Ebû Bekr el-Belhî şöyle der: Receb ayı rüzgâr gibidir. Şâban ayı bulut gibidir. Ramazan ayı yağmur gibidir. Başka bir rivayette şöyle der: Yıl bir ağaç gibidir. Receb ayı ağaçların tomurcuklanması gibidir. Şâban ayı tomurcukların açıldığı günler gibidir. Ramazan ürünü toplama günü gibidir ki, onları toplayanlar müminlerdir.” Özetle mü’min gecenin âbidi, gündüzün yiğidi olmaya talip olmalıdır. Kur’an gibi ebedi bir hazine ile muhattab olurken kılığına kıyafetine konuşmasına dikkat eder gibi ruhuna ve aklına dikkat etmelidir. Çünkü Rabbimiz ‘’Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın.” (Haşr Suresi 18. Ayet) diye bizi bir ‘’yarına’’ karşı uyarıyor. İşte üç aylar bu yarın için bir fırsattır. Selam ve dua ile